Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

VedatTaylan

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2
  • Katılım

  • Son Ziyaret

VedatTaylan tarafından postalanan herşey

  1. Bana kalırsa herkesin kendisi gibi düşünmesini, giyinmesini isteyen kişiler, şu özgürlük diye seslerini yükselten, sahte özgürlükçü tarikatçılar. Özgürlük adına, özgürlükler elden alınmaya çalışılıyorsa, kusura bakmayın ama ben özgürlük adına sessiz kalamam. Bu "özgürlük" talebine hayır derim. Evet sizin dediğiniz gibi halk o kadar çok sömürüldü ki, şimdi de bunu özgürlük gibi bir kavramı kullanarak yapıyorlar. Siz de bence olaya yanlış tarafından bakıp buna aldanıyorsunuz. 100 kişiden sadece 1'i bunu siyasi emellerine alet ediyorsa, bana susmamak düşer. (Bana niye susmak düşüyor inancı için takan var diye anlamış da değilim zaten. Sorun şu, biz inancı için takan yok demiyoruz ki! Bu altı boş bir cümle bence...) Devlet olarak, vatandaşını bazı tehlikelerden koruyamayacağına inanıyorsan, belki de olması gereken serbestlikleri, yalnızca özgürlük adına tanıyamazsın. Sıkıyönetimler, aramalar, gözaltında bekletmeler, türban yasağı, okulda öğrenciye tek tip elbise, memura takım elbise kıravat, sakal yasağı vs. Benim de bütün bunlarla derdim var. Okulda tek tip elbisenin, şu anki sistemimizde güvenlik yönünden, yada ayrımcılığı engelleme yönünden vs işlevlerini yerine getirebilecek alternatifleri koymadan kıyafet serbestisi getirdiğinde başına gelecekleri tahmin bile edemezsin. Yada ben yalnızca bir kuşku nedeniyle niye bir süre gözaltına alınıp çile çekeyim. Ama sistem buna alternatif yaratamıyor/yaratmıyor. Türban serbest olsun, tamam. Peki tarikatlar türban yoluyla inanılmaz bir şekilde birey üzerinde baskı oluştururken, türbansızlar direkt hedef haline getirilmişken, şu inancı için örtünmeyen 99 kişiden kim koruyacak o bireyi? Böyle bir mekanizma oluşturulabildi mi?, böyle bir alternatif koruma programınız var mı özgürlük talep ederken? Din güçlü bir sosyal öğedir, ve bu güçten, o gücün dışında kalmak isteyeni korumanız gerekir. Ve bu dışta kalma isteği, gücü elinde tutanların "demokratik olmalarını umut etme" hayallerine bırakılacak kadar basit bir istek değildir. İşte özgürlük, sizin o 99 kişi nedeniyle, -o bireyin korunması amacıyla- 99'u yüze tamamlayan bir kişinin feda edilmesidir. Hatta daha da ötesi, özgürlük, gerektiğinde, yani o farklı yollardan korunamayacaksa, "dışta kalmak isteyen bir tek birey" için inançlı 100 kişinin, inançları gereği olan taleplerinin reddedilmesidir. Çünkü inanç, kişinin içinde kalması gereken, Allah ile olan bireysel ilişkisidir.
  2. Hala aynı yaklaşım var türbana. Türban yasağının olmaması gerektiğini savunanların iki hatalı yaklaşımı. Oyun tutmuş gözüküyor. Ülkenin muhafazakar ve müslüman kesimlerini hedef alan, onları etkilemeye yönelik "Türban Kur'an ın emridir" uydurması ile Liberal ve sol kesimi etkilemeye, onların desteklerini almaya yönelik "Türban bir özgürlük problemidir" söylemi... Evet oyun tutmuş ki her iki kesimden de bunların en az birisine sarılan bir sürü kişi seslerini yükseltiverdi. Türbanın Kur'an da emir olarak sunulduğu -şu meşhur ayet- dahil hiç bir yer yoktur! Ayette, sunulan tüm yorumlar, ister başaörtüsü desin, ister demesin başörtüsünü emretmez. Başınızı örtün ve o örtüyü yakalarınızı/göğüslerinizi/boyunlarınızı herneyse örtecek şekilde uzatın derdi, başörtüsüne vurgu yapılsaydı. Varsayılan, başın örtülü olmasıdır. İstenense ziynetlerin/ziynet yerlerinin örtülmesidir... Özgürlük ile sınırsızlık mı algılanıyor yoksa. Toplumsal yaşama zarar verecekse bir şey, engellenir. Solcular, yumuşak karınlarına yumruk yedikleri için hemen destek verme gereği hissetmişlerdir bu "özgürlük" talebine. Neyin özgürlüğü? Üzerlerindeki tarikatçı baskısını "okulda izin vermiyorlar" diyerek geçiştirebilen kız öğrencinin özgürlüğüne göz dikilmiştir, kimse farkında değil. Özgürlük talebi, tebliğcilerin tarikatlarının reklamını rahat yapabilmeleri için yükseltilmektedir. Asıl günahkar, başını kapatmayan değil, başı açık olana günahkar diyebilendir. İşte size baskı: "Kur'an emretmiş, uymazsan günahkarsın!". İslamın şartı 5'tir 6 değil... Sorun özgürlük sorunuysa, üniversiteye parası olmadığı için gidemeyenler daha çoğunlukta, onlar için daha çok yükseltin sesinizi ve önceliği ona verin. Sorun inanç sorunuysa ve başörtüsü imanınızın en önemli göstergesi ise, bunun serbest olmaması için elimden geleni yaparım, çünkü halkımın esmer/beyaz, doğulu/batılı, zengin/fakir, köylü/kentli diye ayrılmasından sonra inançlı/inançsız diye de ayrılmasına katlanamam. Üstelik kızımın yada başı açık karımın bu nedenle dışlanmasına hatta gün gelip yuhalanmasına ve daha da öte belki taşlanmasına, ve belki katledilmesine zemin hazırlayamam. Oldu olacak, müslüman olmayanlar yakalarına yıldız, kare, üçgen vs. bişeyler taksın! Bu arada şu türban meselesinin 28 Şubata bağlanması, daha önce böyle bir tartışma yoktu denmesi de çok traji-komik... Tarihini bilmeyenlere yapılmış bir ajitasyonun tuttuğunu gösterir acı bir sonuçtur bu. Sadece bu sonuç bile Türbanın siyasi yönünün önceliğini açığa vurur. Çünkü 28 Şubatın saldırdığı zihniyet bellidir. Onların istedikleri de. Türban tarikatların toplantıları aracılığı ile yayılmadıysa, onların özel kullandığı simge değilse niye hemen hemen hepsi aynı biçimde örtünüyor? Aslolan örtünme ise niye komşular toplantılara götürdükleri annemin "anadolu" örtüsünü yeterli görmüyor? Ve aynı kişiler, dinen bile reşit sayılmayan ufacık kızlarını "örtmedikleri" için ailelere/özellikle annelere "cehennemde yanacaksınız" diyor? Dini emir veya değil, özgürlük veya değil... Sorunun bugün gündeme getiriliş ve ele alınış şekli siyasi bir hedef için savaşmaktan başka bir şey değil. Ve ben dahil, bu tartışmaya, bu şekliyle katıldığımız sürece oyuna geliyoruz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.