Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

packs

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    21
  • Katılım

  • Son Ziyaret

packs tarafından postalanan herşey

  1. packs doğum gününüz kutlu olsun!

  2. Dinde saçmalık yoktur!Senin saçmalık dediğin,çelişkili gördüğün kısımlar kendi kafana göre yapmış olduğun yorumlar sonucunda oluşmuştur.Dinde temel referans Kuran'dır.Kur'an'ın ortaya koyduğu bir hüküm yalnız lafızdan yola çıkılarak anlaşılamaz. Ona mana ve maksadı da eklemek şarttır. Maksadı öğrenmek için ise: a) O konudaki tüm ayetleri iç ve dış bağlamlarından koparmadan tümevarım yöntemiyle okumaya tâbi tutmak; Ahlakı Kur'an olan Hz. Peygamber'in o Kur'anî hükmü hayata nasıl tatbik ettiğini bilmek; c) O hükmün tatbik edildiği nüzul ortamını şarttır.. Olaylara bu perspektiften bakıldığında herhangi bir çelişki,saçmalık görülmeyecektir. Hakikaten dinsizliği benimsemiş kişinin dine dönemeyeceğini iddia etmişsin.Bu iddianı çürütmek için çok uzaklara gitmene gerek yok.Etrafında bol miktarda vardır emin ol.Mesela benim de çok sevdiğim rahmetli Cem Karaca.Ömrünü dinsizliğe adamış bir şahsiyetken,müslüman olarak öldü.Daha nice örnek var,yeter ki tarafsız bak.
  3. Evet zaten müslümanlarda 'aç komşumu doyurayım yoksa gelir benim malımı çalar' diye düşünüyorlar.Olayları çok yönlü düşünecem diye bu kadar uçmaya gerek yok.
  4. Evet,konu insani davranışlarla alakalı.Din de insan davranışlarını düzenleyen kurallar bütünüdür.Dolayısıyla konunun dinle çok alakası var. Allah korkumuz olmasa anne-babamızı sokağa atmayacağız.Anne-babaya bakmak insanın boynun borcudur,inançlı olması da gerekmez.Ama müslüman,anne-babasına karşı herkeste fazla hürmet etmeli,inancı gereği onlara 'öf' bile dememelidir.Müslüman olduğu halde anne-babasına kötü davrana insanlar var tabi,yok demedik.O, onların günahıdır,bizi bağlamaz.Ama müslümanlığı,Allah'ın emirlerini ciddiye alan hakiki bir müminde bu tür davranışlar göremezsiniz. Kötü örnekler üstünden müslümanlığı karalamaya devam ediyorsunuz..Artı çocuğu 18 yaşında bırakmak,son derece yanlış bir davranış.18 yaşında bir gencin kişiliği henüz oluşmamış,hayata karşı tecrübesiz bir yaştadır.O yaşta her türlü akıntıya kapılabilecek bir insanı bırakırsanız her türlü olumsuzluğa bulaşabilir. Evet iyiki var Allah Sevgisi..
  5. Sevgili Tarafsız, ya bugünkü insan ilişkilerinden bihabersin ya da işine geldiği gibi konuşuyorsun.Olaya batı zihniyetinden bakarsak durum çok vahim.İnsanların gözünü para,mal vs. gibi dünya malı bürümüş.Daha fazla kazanacam arzusuyla ne kardeşi aklına geliyor ne de eşi,dostu.Kimisi çocuğunu henüz 18 yaşındayken gönderiyor.Belki ömür boyu haber alamıyor,üstelik bu durumdan da hiç mi hiç rahatsızlık duymuyor. Bizim topraklarda durum biraz daha içaçıcı.Hiç olmazsa bayramdan bayrama ziyaret ediyoruz birbirimizi.Ha sahabe hassasiyetine erişebilir miyiz?Şimdilik zor görünüyor ama o da olur inşallah..
  6. packs

    Hoş Bir Anı

    Hz. Muhammed'in yaşadığı yıllarda İslamiyet'in yeni yeni yayıldığı bir dönemde, bir Sahabe(ismini hatırlayamadım hakkınızı helal edin) paraya sıkışıyor.Birinden borç alması gerekmektedir.Utana sıkıla abisinin kapısına gider ve durumu anlatır.'Abi aylardır paraya ihtiyacım var, bana bir miktar borç verebilir misin?'der.Abisi de ne demek kardeşim diyerek istediği miktarda parayı kardeşine verir.Kardeşi gittikten sonra Sahabe içeri girerek hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.Eşi soruyor:'Neden ağlıyorsun?Madem ağlayacaksın vermeseydin parayı hem böyle yaparsan Allah da yaptığın iyilikten razı olmaz diyor.Sahabe ise:'Ben verdiğim paraya değil,ayladır kardeşim dardaydı da benim haberim olmadı bunun hesabını Allah'a nasıl vereceğim diye ağlıyorum'diyor. Kimilerine çok basit gelecek bu olay biliyorum.Oysa hiç de basit değil.Sahabenin o durumda göstermiş olduğu hassasiyeti gösterecek babayiğit bulmak çok zor şu zamanda.İlişkilerin çıkarcı,son derece çarpık,menfaate dayalı olduğu şu dönemlerde o duyarlılığa herzamankinden fazla ihtiyacımız var.. Selam ve dua ile..
  7. Peki o zaman.Olaya sosyolojik yönden bakalım:Mardin'de yaşayan bir köylü evinde yapmış olduğu börekleri komşularıyla paylaşıyor.Kapı kapı gezerek yaptığı börekleri komşularına ikram ediyor.Bu davranışı sergileye köylüye komşularının bakışı şu olacaktır:Ne cömert adam! Bir de Almanya'da yaşayan Hans var.Hans da kek konusunda uzman.O da paylaşmayı seviyor,yaptığı kekleri komşularıyla paylaşıyor.Bu durum karşısında komşularının tavrı:Enayiye bak! Sosyoloji bilimi bu konuda ne söyler?Hans mı enayi,yoksa mardinli köylü mü cömert?Saygıyı hakeden hangisi?
  8. Psikoloji..Kimin psikolojisi?Sosyoloji..Türk sosyo-kültürel sistemi mi,batı sosyo kültürel sistemi mi?? Bilimperestler olarak niyelendirdiğin insanlar, dine inanan insanlar gibi körü körüne tapmazlar. Sorgularlar.
  9. Değildir tabi buna itiraz eden yok.'Yapılan kötülüğe iyilikle karşılık vermek' gibi bir yargıyı bilimin hangi dalı üretir o zaman buna cevap veriniz.Artı ben bir bilimadamıyım ve bana göre adalet ve merhamet aptalca şeylerdir.Şimdi senin gibi bilimperestler benim sözümü dinleyip adalet ve merhameti terkederler ha!
  10. Sayın yarasa,insanlığın daha bilimden farklı pek çok bilgi kaynağı vardır.Örneğin ben “insanlara adaletli ve merhametli davranmak gerekir” önermesinin doğru olduğunu biliyorum. Beni buna ikna eden hiç bir fizik kanunu, kimya formülü veya biyoloji teorisi yok.Ya da 'yapılan bir kötülüğe iyilikle karşılık vermek' gibi bir erdemi bilim hiç bir zaman üretemeyecektir!Peki bu tür değer yargılarını nerden öğrendim ben?Vicdan,gelenek ve senin hiç ama hiç hazzetmediğin 'vahiy' öğretti bunları bana. Zaten 'bilim dışında insanlığın hiçbir bilgi kaynağı yoktur' safsatası sadece felsefi bir iddiadır.Bu önermeyi ne deney ne gözlemle açıklayabilirsiniz.Dolayısıyla bu önerme bilimsel değildir! Aslında dünya bunları göreli ve senin savunduğun 'kaba pozitivizmi' aşalı çok oldu.Umarım sende bu aşamaya ulaşırsın.Ama önce bir hayli ezber bozman gerekecek...
  11. packs

    Kulum ben!

    Topu ben almadım.Siz tesadüfen oluşmayan evrenin nasıl var olduğunu anlatmanız gerekirken bana soru sordunuz.***************
  12. packs

    Kulum ben!

    Evet topu bana attınız büyük bir ustalıkla.Zekanıza hayranım.Evrendeki olayların maddi bir nedeninin olması soyutla hiç ilişkisi olmaması manasına mı geliyor?Örnek:Zürafaların boyu neden uzun sorusunun cevabı:Yüksek dallara uzanmak istedi ve bu sayede zamanla boyu uzadı.Materyalist zihniyetin bu soruya vereceği cevap budur.Yani sizin bakış açınızla bu olayın nedeni zürafaların yüksek dallara uzanmak istemesidir değil mi? Peki müslüman zihin olaya nasıl yaklaşır?Evrende zürafadan başka hayvanlarında yüksek dallara uzanmak istediğini düşünür.Örneğin bir tilki de yüksek dallara uzanmak istemiştir.Ama boyu zürafa kadar uzun değildir.Yani zürafanın boyunun uzamasının sadece maddi bir yönü yoktur.Ona o boyu veren üstün bir gücün varlığı da mevcuttur.
  13. packs

    Kulum ben!

    Olayların tesadüfen gelişmemesi,bilinçli bir şekilde var edildiğini gösterir.Tüm canlı varlıklar,üstün bir güç,bilgi ve akıl sahibi bir yaratıcı tarafından var edilmiştir.Bu gerçek yalnızca bir inanç biçimi değil,akıl,mantık ve bilimin vardığı ortak bir sonuçtur! Sen evrendeki bu muhteşem düzenin tesadüf olmadığını kabul ediyorsun fakat bunun bir yaratıcı tarafından tasarlanmadığını düşünüyorsun.Bu düşünceni de bardağın kırılması gibi basit bir örnekle desteklemeye çalışıyorsun.Hiç tatmin edici değil açıkçası..
  14. packs

    Kulum ben!

    Yazılarınızda direkt olarak tesadüften bahsetmesenizde bir yaratıcının varlığına inanmıyorsunuz.Bu da evrenin tesadüfler sonucu oluştuğunu düşündüğünüzü gösteriyor.
  15. packs

    Kulum ben!

    O halde forumda yazdıklarınla çelişiyorsun..
  16. packs

    Kulum ben!

    Ben bilimi reddedelim demedim arkadaşım farkında mısın yine tartışmayı istediğin yere çekiyorsun.Ben bilimi ilah edinmeyelim diyorum senin yaptığın gibi..Neden mi? Çünkü bilimadamlarının bir takım felsefi ve ideolojik önyargıları olabilir.Bilim adamlarının bir bölümü sahip oldukları bu önyargıları ya da bağlı oldukları felsefi görüşleri,bilimsel bir görünüm altında topluma empoze ederler.Örneğin,tesadüflerin karmaşa ve düzensizlikten başka birşey oluşturmadığını gözleriyle gördükleri halde ,evrendeki ve canlılardaki tasarımın ve düzenin tesadüfen ortaya çıktığını savunurlar. Oysa aynı bilimadamı,boş bir arazide yürürken üstüste dizilmiş üç tuğla görse,bunların tesadüfen meydana gelip sonra yine tesadüfen üstüste dizildiklerine asla ihtimal vermez.Hatta böyle bir iddiada bulunan bir kimsenin aklından zoru olduğunu düşünür.Peki, sıradan olayları normal değerlendirebilen bu insanlar,nasıl olup da konu kendilerinin ve etrafındakilerinin varlığını araştırmaya gelince bu denli akıl dışı bir tutum sergileyebilmektedirler? Bu davranışın bilim adına olduğunu söylemek mümkün değildir.Çünkü bilim, ihtimalleri eşit olan bir olayda bile her iki ihtimal üzerinde düşünmeyi,her ikisinden de şüphe etmeyi gerektirir..
  17. packs

    Kulum ben!

    İlk önce kavramları tanıyalım: HAK : HER ŞART VE ZEMİNDE DOĞRULUK VE GERÇEKLİĞİNİ KAYBETMEYEN KURALAR BÜTÜNÜDÜR. DOĞRU İSE ; GERÇEKLİĞİ VE DOĞRULUĞUNU BELLİ ŞARTLARA BAĞLI OLAN KURALLAR BÜTÜNÜDÜR. MESELA 2+2 HER ZAMAN 4 EDER.YAĞMURDA DA ,ÇÖLDE DE ,10.000 SENE ÖNCE DE UZAY ÇAĞINDA DA... ; BU HAKTIR ! AMA YAĞMURLU BİR GÜNDE ŞEMSİYE İLE DIŞARI ÇIKMAK DOĞRU İKEN BİR BAHAR GÜNÜ ,NEFİS BİR HAVADA ŞEMSİYE İLE DIŞARI ÇIKMAK YANLIŞTIR !... BU İSE DOĞRUYA ÖRNEKTİR.DOĞRUNUN GERÇEKLİLİĞİNİ KORUMASI ŞARTLARA BAĞLI İKEN ,HAK'IN GERÇEKLİLİĞİ ZAMAN VE ZEMİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK HER ZAMAN İLERİ SÜRÜLEBİLİR. Bilim doğruyu söyler buna itirazım yok.Ama hakikat konusunda yetersiz kalabilir.Mesela ölüm bir hakikattir ve bilim bu konuya hiçbir zaman çare bulamayacaktır. Maddi dünyayla alakalı bir olayı metafizik bir güce havale ettiğimi söylüyorsun.Evet klasik bir İslam karşıtı taktiği! Müslümanları cahillikle,karşı tarafı anlamamakla suçlayan bu bay ve bayanların aklının dibini kazıdığınızda kendilerinin aynı hataya düştüklerini görebiliyorsunuz.Ben maddeyi açıklarken bunun tesadüfler sonucu oluşmadığını söylüyorum.Bu yaklaşımım sonucunda senin tepkin, maddi dünyayla alakalı bir olayı metafizikle,masallarla açıkladığım oluyor.Ne kadar komik değil mi? Son söz:Musluk tamiri için berbere gitme!
  18. packs

    Kulum ben!

    Sayın Brainslapper, senin ve senin gibi düşünen arkadaşların derdi hakikate uymak değil;hakikati kendine uydurmak.Bunu bazen kasıtlı bazen de kasıtsız yapıyorsunuz.Dini bir meseleyi konuşmanın bir usülü adabı vardır.İş dine gelince ilme ihtisasa hürmeti unutuyorsunuz.Siz bozulan musluğunuzu tamir için berbere gidiyormusunuz?Ne alakası var deme çok alakası var.Dini bir hüküm verecekseniz bir bilene sorunuz demek istiyorum. Uzun süredir takip ediyorum yazılanları.Gözü kapalı bir şekilde eleştiri yapılıyor.Bir kere şunu unutmayalım:Kur'an'ın ortaya koyduğu bir hüküm yalnız lafızdan yola çıkılarak anlaşılamaz. Ona mana ve maksadı da eklemek şarttır. Maksadı öğrenmek için ise: 1) O konudaki tüm ayetleri iç ve dış bağlamlarından koparmadan tümevarım yöntemiyle okumaya tâbi tutmak; 2) Ahlakı Kur'an olan Hz. Peygamber'in o Kur'anî hükmü hayata nasıl tatbik ettiğini bilmek; 3) O hükmün tatbik edildiği nüzul ortamını bilmek şarttır.Bu forumdaki tartişmaların büyük bir çoğunluğu bu kurallara dikkat edilmediğinden kaynaklanıyor...
  19. packs

    TÜRKİYE'DE X

    Bazı yerleşik/geleneksel kabullerle (bazen de ahlak ve moral değerlerle) ters düşüyorsanız; bazı darbelerin iyi, bazı darbelerin kötü olduğunu savunuyorsanız; kendinizi "ötekileştirdiğiniz" insanlara göre konumlandırıyorsanız ve bir kasta dahil ediyorsanız; sadece kendiniz gibi düşünen, kendiniz gibi algılayan, kendiniz gibi üreten insanların hukukunu gözetiyorsanız; halkı "adam edilesi ve aydınlatılası" ***** yaratıklar olarak görüyorsanız X'siniz... Farklıdırlar, çünkü seçilmişlerdir. Kendilerini, "öteki"ni aydınlatıp topluma kazandırmakla yükümlü sayarlar; bu yükümlülüklerini de genellikle toplum dışı, bilim dışı, akıl dışı kabullerle yerine getirmeye çalışırlar.Derinlemesine bakmanız gerekmez, şöyle bir bakın hemen anlarsınız; ilgileri sığ ve yüzeyseldir;"mış gibi" yapmayı severler.Okumuş gibi, izlemiş gibi, anlamış gibi, aydınmış gibi.. Ahlak ,aile ,fedakarlık...gibi kavramlar feodal zihniyetin uzantıları primitif toplumun göstergeleridir ve zihinlerden silinip atılmalıdır , hemen ! X, kesinlikle içki içmelidir ve ağzından devrimcilik , hümanizm ,insan hakları ,özgürlük ,," gibi kavramları asla düşürmemelidir.Tabii ilerleyen gerici akımlar ve yokedilmeye çalışılan devrimlere de atıfta bulunulmalı ve devrimci kin her zaman ayakta tutulmalıdır. X kişisinin yaşam nedeni karşı cinsi tavlamaktır.Bazen entel , bazen bilgiç,bazen devrimci ...oltalarından birini kuşanır ve oltaya takılacak kurbanını - çoğu zamanda kendi gibi amaçsız yaşayan karşı cinsi - beklemeye başlar.Bazen ortaya ilginç fikirlerde atarlar "kadınların ilkel toplumlarda tavşan eti yememesinden hareket ederek feminizme atıfta bile bulunabilirler yeter ki o akşam o bardan eve tek başına geri dönmesin...! X, daima kibirlidir. Bulunduğu toplumun en okuyan ,fikir üreten ,entellektüel birikimi , olaylara derinlemesine ve geniş açıdan bakanı o'dur.Hiç okumadığı solcu yazarların eserleri raflarını süsler ,kulaktan dolma bilgiler, sloganik bir kaç cümle ile sığ ve yüzeysel bilgisine bakmadan her konuda görüşler ileri sürer ve toplumu aydınlatma görevini yerine getirmiş olur .Doğru onun bildiğidir, ama o bilmek bilmiyor ve bilmediğini de bilmiyor ! X, yobaz düşmanıdır. Onun laiklik histerisi vardır.Cami ,başörtüsü..görünce kırmızı görmüş boğaya döner ve saldırıya hazır bekler. X, her zaman askere selam yollar ,polise ise söver, sayar...!Gıybet etmek , arkadan insanları çekiştirmek gibi şeylerin "günah" olması gibi yargılar kendilerinden uzaktır.Demokrasi'yi sadece kendilerine yontarlar,eylemde devrimci,söylemde demokrattırlar!
  20. " Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı ,onda birbirini tutmayan çok şeyler bulunurdu."( Nisa :82 ) Kur'an bilime kılavuzluk eden bir din kitabıdır . Yani Kur'an'ı anlamak ta bir bilim ve emek,gayret gerektirir. Kur'an'ı anlama ve anlatma ilmine tefsir ilmi denir ve bu ilmin kürsüsü ,profesörleri , usûl - metodları , detayları vardır.bu detaylardan birisi de "Müşkilü'l-Kur'an " adlı bölümdür. Okuyucunun alt yapısı yoksa ayetlerde anlayamayacağı farklı anlamları daha açık ve detaylı okuyucuya açıklayan bilim dalıdır . Okuyuculara tezatmış gibi gelen ve temelde tefsir ilminin bilinmemesinden kaynaklanan bazı meselelerin dört ana sebebi vardır : - BİLDİRİLEN MESELENİN SAFHALARININ BULUNMASI :Mesela insanın yaratılış safhaları : Toprak( Âli imran :59 ),balçık ( Hicr :26 ),nutfe ( nahl :4 )...gibi yaratılışın çeşitli safhalarından bahsedilmesi. - KONU FARKLILIĞININ BULUNMASI :Mesela " Kadınlar arasında adaleti gerçekleştiremeyeceğinizden endişe ederseniz ,bir kadınla evlenin ." ( Nisa :3 ) ayeti ile " Ne kadar isteseniz de kadınlarınız arasında adalet yapamazsınız ." ( Nisa : 129 ) arasında bir fark yoktur :birinci ayet hukuki bir meseleyi anlatırken ikinci ayet kalbte duyulan bir temayüle işaret etmektedir ve aslında her iki ayette sonuçta tek eşliliği tavsiye eder. İŞİN İKİ AYRI YÖNÜNÜN OLMASI :" Attığın zaman sen atmadın ,lakin Allah attı."( ENFAL:17) :Yani ey Muhammed kumu sen attın ama isabet ettiren Allah'tı !hedefi tam onikiden vuran ve vurdurtan ,o olayı - mucizeyi asıl sana yaptırttan ,hatırlatan Allah'tır , O'nu unutma ve O'nu an ! (detay tüm tefsirler) - KELİMENİN HAKİKİ VE MECAZİ ANLAMDA KULLANILMASI :Mesela :" Kıyamet günü insanları sarhoş görürsün, halbuki onlar sarhoş değillerdir." ( Hac :2 ): " Sarhoş " kelimesi birinci de mecazi( sarhoş gibi ;korkudan yalpalar,titrer,akıl dışı fiiller yapar...), ikincide gerçek manada ( yani onlar sarhoş değil ,ürkek ,korkak ;o nedenle öyle görünüyorlar...) kullanılmıştır! TEMELİ OLMADAN KUR'AN'A YAKLAŞMAK YA KÜFÜR YA SAPIKLIĞA GÖTÜRÜR
  21. packs

    Kulum ben!

    Ben bir kul'um,teb'a değil, herkes eşit rabbimin huzurunda.Zengin-fakir, avrupalı-asyalı ,zenci-kızılderili, şehirli-köylü,patron-işçi...Üstün olan sadece Allah'tır, kul olan vatandaşlar arasında ise üstünlük sadece takva sahibi olanlardadır, yaratılan kullar içinde insani vasıfları en iyi temsil eden, örnek şahsiyetlerdedir. Herkes tarağın dişleri gibi eşittir benim dünyamda.Bu sloganik, şekilci, ütopik bir özgürlük değildir, imanımın bir gereği, yaşam tarzımın sonucudur.Vatandaş , birey...gibi kavramlarla uyutulup, içi boş terimlerin ardından sürüklenmem ben.Sadece seçim zamanı hatırlanıp, en az 100 yıldır üzerinden siyaset yapılan, vasıta olarak kullanılıp, değer veriyor gibi gösterilip sömürülen biri olmam ben.Adına hüküm sürülüp, kendisi fakir olan, hor görülen, ezilen, sürü yeri konan, düşünme ve karar verme yeteneği kendisine layık görülmeyen, maddi manevi yetkilerini belli zümrelere kaptıranlardan asla olmam ben.Muhatabım bakan, paşa, patron,...olsa da benim gibi kul olduğunu bilirim.Kim olursa olsun Allah'ın yarattığıdır, kendisine saygı gösterir ama asla kulun kulu olmam ben.Önünde eğilmem, kıvırmam, yalakalık yapmam, korkmam....Çünkü herkes kuldur benim gözümde,biriz , aynıyız, eşitiz, hürüz, kardeşiz, emanetçiyiz...Önünde tek eğileceğim, Yaratıcıdır benim.Geri kalanlar sadece kul'dur, benim gibi.Vatandaş bırakın bakanı, cumhurbaşkanını... "vekiline " ulaşmak için araya vasıtalar koyarken, kul olan benim vasıtaya ihtiyacım ise asla yoktur! Ben kul'um ; yaratılan ve eşrefi mahlukat olanım ben.Tüm insanlar ya atam Adem'den fıtraten kardeşim ya da dinim İslam'dan dolayı din kardeşimdir benim.Aramızda üstünlük yarışı yoktur.Mal sahibi de sadece emanetçidir, sağlıklı olanda genç olanda...Hepsi aynı gemide aynı yere yolculuk ederler.Tek üstün vardır, kulların Hâlik'i, Azze ve celle; Allah!Bizde üstünlük kıstası para, güç, siyaset, torpil...değildir çünkü ben kul'um.Pragmatist, egoist, benci birey değilim ben, türlü yöntemlerle fikri, aklı, düşüncesi sömürülen vatandaş değil, her biri bir alem olan kullar içinde eşit ama her biri iyilikte yarış içinde olanlar içinde olanlardanım ben, çünkü kul'um ben, Hamdolsun ! Ben kul'um, Abdal'ım Pir Sultan gibi.Benden Veliler çıkar, Hacı Bektaş'lar gibi.Benim dünyamdan Yunus'lar çıkar, Mevlana'lar çıkar, örnek diye...Yurttaş, vatandaş, birey...sadece slogan, elma şekeri gibi...Aslında yurdumda da , dünyada da ezilen onlardır,sömürülenlerde onlar.Vergisi alınan, askere çağrılan, beş yılda bir oy kullanan, adına kanunlar çıkarılan, idamlar ,ihtilaller yapılan, cinayetler işlenen, enformasyon ile yönlendirilen, basmakalıp kavramlarla uyutulan, asla kendine verilen sözler tutulmayandır onlar.Tüm bunlarda edilgen konumda olanda onlarır...Ama tümcelerde efendi de onlardır, yönetende ...Kul'un ise Allah'ı vardır.Cumhurbaşkanın da , vekilinde üstünde.Yaratan ,rızık veren, tek Mâlik, yönetici.Sözünden asla caymaz... Seçtiğimin, patronumun, paranın, gücün... kulu olmak yerine Yaratıcıya kul olurum ben.Benim dünyamda riya, kibir, yasaktır.Sekiz yıllık zorunlu eğitim değil, beşikten mezara dek ilim söz konusudur benim dünyamda.Senede bir gün değil , her gün cennet annelerin ayakları altındadır...Benim Rabbim,Malik'im bana asla yalan söylemez,verdiği sözü bilirim ki kesin tutandır O... 3-5 anahtar sözü verip sonra aile resmi ile kazık atmaz bana, dünyaya demokrasi adı altında sömürü düzeni getirmez.Ben aldatılmam, yalanlarla kandırılmam.Ben kul'um , tabi olduğum ise vatandaşında , bireyinde, yurttaşında, yurdunda asıl sahibidir Allah'tır. Bende tabii ki yurttaşım, bireyim.Vatanım, kişiliğim, iradem var.Ama kula kulluktan kurtaracak tek çözümün adının Allah'a kulluk olduğunun da bilincindeyim. Evrenselim, eşitim, özgürüm, hürüm...Çünkü kulum ben.Allah'a kul olan kula kulluktan kurtulur.Ben de o kurtulanlardanım ,bi-iznillah, El-hamdü-l'illah.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.