düşünceleriniz için teşekkür ederim, farklı bakış açıları kendimi anlamama yardımcı oluyor. ben konuşmamızda pişman mısın diye sormuştum. hayır demişti, yaşadığım hiç bir şeyden pişman değilim demişti. peki dedim bende. ne diyeyim. pişmanım dese çok daha kolay olurdu, onu farkettim aslında. çünkü meseleyi bu kadar içinden çıkılmaz yapan bir şekilsel durum, fiziksel bir durum diil. anlayışta, hayat görüşünde, düşünce mekanızmasında kaosumu yaratan unsurlar.
kimseyi eleştirmemek lazım, herkes kendi doğrusunu, bildiğini yaşar. doğrularımıza ters düşen şeyleri yapmaz mıyız, hata yapmaz mıyız. tabiki yapıyoruz. ama ardından pişmanlıklar gelir. eğer hata yaptığımızı düşünmüyorsak pişmanda olmayız.
konu hoşgörü olunca, bende kendimi hoşgörülü tanımlayabilirim sanırım. türbanlısı da, ateistide, türk'ü veya kürd'ü, eğitimli yada eğitimsiz... herşeyi her türlü kategorize edebiliriz, ama ortak tek paydamız insan olmamız. ve insan hata yapar, önemli olan hatanın ardında yatan düşüncedir. ben böyle düşünüyorum.
ben kız arkadasıma şu durumu, düşüncelerimi olabildiğince samimi bir şekilde ifade etmeye çalışıcam. ve biticek sanırım herşey. ayrılsamda ayrılmasamda zarar görüyorum, işin tuhaf tarafı bi insanın en az zararlı kararı vermeye çalışması. anladım ki çözüm yok çünkü. kabullenmekte bir yara, vazgeçmekte bir yara.
benim aklıma takılan bir şey var, lütfen kimse üstüne alınmasın, dediğim gibi kimsenin kimseyi yargılama hakkı olmamalı, sadece fikir tartışması yapabiliriz. hemen hemen her genç kız gelinlik mağazalarının vitrinlerine gözlerinde ışıltı ile bakar, çok özeldir gelinlik, mümkün olan en güzel gelinliği giymek ister, çünkü o gün bir bayanın en özel günlerinden biridir, hatta en özelidir. hayal ettiği kadar kusursuz ve eşsiz olmasını ister gelinliğinin.
gelinliğin özel olduğunu hemen hemen hepimiz biliyoruz da, neden beyaz oldugunu kaçımız biliyoruz, buna göre yaşıyoruz, anlıyoruz. gelinlik neden beyaz?