Ateistlerin en değer verdiği kavramların başında 'bilim ve akıl' gelir.Kendilerine bu iki kavramı ilah edinmişlerdir.Onlara göre toplumun bu iki kavramı yol göstereci edinmesi şarttır.Aksi taktirde aydınlığa varamayız.Hele de dini değerleri yol gösterici edinirsek, başımıza feci işler gelir ve sonunda hep birlikte “karanlığa” gömülürüz.
Bu söylemin sahiplerinin din konusunda bazı klasik “öcü”leri vardır. Hıristiyanlık’tan söz ettiklerinde andıkları tek şey “Ortaçağ karanlığı”dır. İslam’dan konu açıldığında ise örnekler daha günceldir. Suudi Arabistan, İran, Taliban Afganistanı gibi despot rejimler sıralanır önümüze; dine değer verenlerin başına neler geldiğini ibretle anlamamız için.
Aslında bu seçme örnekler, meselenin yalnızca bir yüzüdür. Öte yanda, modern dünyanın (bilimin, kapitalizmin veya demokrasinin) yükselişinde Hıristiyanlık’ın oynadığı önemli rol vardır. İslam dünyası da, ilk altı asrında, ilhamını dinden alan görkemli bir medeniyet kurmuştur. Ama 'inkarcılar' dinin sadece en kötü temsilcilerini görür ve gösterirler.
Fakat bunu yaparken de kritik bir noktayı göz ardı ederler: Kendi savundukları dünya görüşünün de feci, hem de çok feci temsilcileri vardır. 20. yüzyılın iki büyük felaketi olan Nazizm ve komünizm gibi...
Bu iki kanlı ideoloji de alabildiğine “akıl ve bilim” temelliydi. Naziler, milyonlarca insanı gaz odalarında topluca öldürürken gayet “bilimsel” bir iş yaptıklarını düşünüyorlardı. İnandıkları Sosyal Darwinist ırk teorisine göre, “aşağı ırkların ve bireylerin temizlenmesi”, insanlığa bir hizmetti.
20. yüzyıl boyunca yaklaşık 160 milyon insanın ölümüne neden olan komünizmin de bir diğer adı “bilimsel sosyalizm”di. “Bir kişinin ölümü trajedidir, milyonların ölümü ise istatistik” diyen Stalin, gayet “akılcı ve bilimsel” bir diktatördü.
Zaten insanlık salt 'akıl ve bilime' dayalı ideolojilerden böyle kötü sonuçlar çıkacağını gördü çok şükür.Bugün bilim değer yargıları üretmiyor.Size sadece evrenin nasıl işlediğini öğretiyor ve teknoloji kazandırıyor.Mesela bilim sayesinde tüm insanlığı yok edecek kadar güçlü bir bomba yapabilirsiniz.Ama o bombayı kullanıp kullanmamak bilimin karışmayacağı bir ahlaki konudur.
Peki akıl? Onun da size doğruyu göstereceğine dair bir garanti yoktur. Zaten o yüzden bir biriyle zıt yüzlerce akıl ürünü felsefe vardır. Dahası salt akıl yoluyla ahlak inşa etmeye kalktığınızda çok zorlanırsınız. Size, “komşun aç iken tok yatma” diyecek rasyonel bir buyruk bulamazsınız.
İşte bu yüzden bugün aklı başında pek çok insan vahyin önemini keşfediyor.Sadece akla ve bilime değil dine de ihtiyaç olduğunu söylüyorlar...