"ÖZET OLARAK MÜT’A NİKAHI
Bugün dindar fakat dinini yeterince bilmeyen gençlerimiz arasında meşru bir akit gibi gösterilmeye çalışılan müt’a nikahı esas itibariyle, İİSLAM ÖNCESİ Arap cemiyetinde mevcut olan zina çeşitlerinden biridir.
Hz. Peygamber (aleyhissalatuvesselam) pek çok içtimai reformlarla uyguladığı tedriç prensibi ile hareket ederek bunu birden yasaklamamıştır. Fakat, Mekke Fethi sırasında kesinlikle yasaklamış kıyamete kadar haram olduğunu belirtmiştir.
Resulullah’ın yasağını duymamış olanlar arasında bazı nadir müt’a vakıaları vardır.
Bunlar Hz. Peygamber (aleyhissalatuvesselam)’ın vefatından sonra da cereyan etmiştir.
Durumdan haberdar olan İkinci Halife Ömer, bu hususta Resulullah’ın yasağını hatırlatarak kesin yasak koymuş ve yasağı ta’mim etmiştir. İkinci Halife Ömer’in bu yasağına tek bir sahabe itiraz etmemiş, ve böylece müt’a nikahının haram olduğu hususunda selef uleması arasında icma tahakkuk etmiştir.
Şia’dan bir gurup, İkinci Halife Ömer’e muhalefet taassubunun da sevkiyle müt’ayı mubah addetmekten de öte, bir taabbüd, bir akide, uyulması gerekli bir doktrin haline sokmuş, Şiiliğin bir alemi, bir gereği haline getirmiştir.
Şia, bu meselede objektif delillere dayanmaz, hissi yorumlara, temelsiz te’villere, peşin kabullere istinat eder.
Gençlerimiz, meseleyi kaynaklara inerek değerlendirmek durumundadırlar. Dinin son derece hassas olduğu kadın-erkek münasebetlerinde umursamazlık ve laubaliliğin dünyevi ve uhrevi cezasının şiddetli olacağı akıllardan çıkartılmamalıdır.
ESSELAMU ALA MENİTTEBEAL HÜDA VELMELAMU ALA MENİTTEBEAL HEVA"