HATA NEREDE, VEYA KİMDE!!!
Buradan izlediğim kadarıyla avl yöntemi ile problemin çözülüyor olması geçerli cevap olarak görülmüyor.Aslında eğer problemse ve bir şekilde çözülüyorsa işlem tamamdır, amaca ulaşılmıştır ancak bu soruya takmış olan ateistlerin bekledikleri cevap problemin çözülebilir olması değil. Bir bütünün 24 parçaya bölünüp 27 parça olarak dağıtılabilmesinin matematik olarak imkansız olduğundan hareketle "HATA" sorgulaması yapıp, biz de "vay be buradaki hatayı 1400 küsür yıldır göremedik, inancımızdan vazgeçelim" mi diyecez, bilmem bunu mu beklerler.
Evet varsa eğer hata nerede veya kimlerde:
Konu, Nisa 11 ve 12. ayetlere dayanılarak 3kız,ana,baba,eşe miras paylaşımının yapılması. Aslında bazı arkadaşlar bu gibi durumlarda miras paylaşımının (payın az yada çok olduğu, paydaya denk olmadığı durumlarda) nasıl çözüldüğünü göstermişler.Fakat ateistler 27/24 eşitsizliğine takılıyorlar.
1-Eğer hata arıyorsanız hata önce matematikte!!
Mesela 1 hiçbir zaman bazı sayılara bölünemez.Ama her kes bunu böyle "KABUL EDER" Bu bir netice değil KABULLENİŞTİR.Önce buradaki hatanın düzelmesi gerek.Tabii bu hataysa nasıl düzelebileceğini matematiği "İCAD!!" edene sormak gerek:)
Matematikte olmayan sayılarla da işlem yapabilirsiniz.Mesela -1/2=-0.5 diyebilirsiniz.Şimdi bu işleme hatalı diyen var mı?Niye demiyorsunuz? Bana eksi bir tane bir "şey" gösterebilir misiniz? Matematikle ilgili buna benzer olmayan ama var kabul edilen "şey/ler!!" vardır.Şey diyorum çünkü olmayanın adı da olmaz ki. Mesela sonsuz sayısının varlığı da bir kabuldür.Çıkarın bakalım matematikten kabulleri geriye abaküs hesabı kalır:)Ancak kabuller olmazsa da matematik gelişemez.
Kısacası matematik ile realite her zaman birebir örtüşmemektedir.Dolayısı ile matematik hayatın realitesi açısından mutlak manada güvenilir değildir. Verilen örnekteki 27/24 eşitsizliği problemin çözümünü tıkaymamakta, nitekim eksiltme vaya arttırma yöntemleri ile hayatın pratiğine kendi şartları içerisinde uyarlanmaktadır.
48/81+12/81+12/81+9/81 çözümü oldukça adil bir paylaşımdır.
2-Hata, 27/24 eşitsizliğine öncelik verilmesinde:
Siz hiç şimdiye kadar gördünüz mü?Kalan bir miras matematiğe uymadı diye paylaşılamamış Mesela 1000m2 arazi 3 kişiye kalmış, onlar da "vay be 1000 3'e tam olarak bölünemiyor, kalsın!" demişler.En kötü ihtimal satarlar parasını paylaşırlar, ama bu sefer kuruşların da 3'e tam olarak bölünebileceği bir miktarı öngörürler.Hiç bir şey yapamasalar birisi 3 kuruş eksik veya fazla alır, gene yola davam!!
Burada önce görülmesi gereken paylaşmayı matematiğin YARDIMI ile İNSANLARIN yapacak olması.Yani amaç bir matematik problemindeki eşitsizlik üzerinde tıkanmak değil.Dolayısı ile mirası paylaşacak olanlar aralarındak PAYLAŞIM ORANLARINA öncelik verilir.Bu örnekte de eksiltme yöntemi ile ulaşılan sonuç mirasçıların oranları matematiğin izin verdiği!! oranda korunarak elde edilmiştir.Kısacası hata neye öncelik verileceğini doğru görmemekte.
3-Hata, bir çok "şeyin" eşit olarak bölünemeyeceğinde; para miktar açısından belki istenilen ölçülerde paylaşılabilir (bölünebilir) ama mesela bir tarla hiç bir zaman "MATEMATİKSEL BİR EŞİTLİK" olarak bölünmez.Mutlaka, matematik adına tarafların birine az yada çok (görece) hakkı geçer.Bir tarlayı diyelim sadece 2'ye "eşit" olarak bölebilecek olan var mıdır?Pratikte mümkün müdür?
4-Hata, ayetin verdiği mesajları islama göre görememek:
"Alemleri ben yarattım" "iddiasının (haşa)" sahibi verilen örnekte ateistlerin iddia ettiği gibi basit bir matematik "hatasını " nasıl yapar? Bunu iddia edenler alemlerdeki -tabiriyle- "sıfır hata" ile bu hatayı nasıl bağdaştırabilir? En bariz örnek; genişleyen evren torisi.Daha dün vakıf olduğumuz bazı yeni bilgiler bu gün dünya üzerindeki hayatımıza kadar uzanan evrenin başlangıcındaki bir kaç saniyenin bile, temel etken olduğu yönünde.Milyarlarca yıl önce yapılan bir hesapta hiç hata yok.1400 yıl öncekinde var!! Bu noktada ateistler "siz Allah'a (yaratıcıya) inandığınız için kabulünuz bu yönde" diyebililer.Ben bu noktadan mukayese yapmıyorum.Kur'an, "herşeyi yaratan olarak" Allah'a inanmayı emreder.Bu bir insan aklının iddiası olabilir mi? Düne kadar "kaos-gelişigüzel-karışık v.b." gördüğümüz evrendeki bir çok "şey" in kendine has kuralları olan son derece hassas bir düzen, denge içerisinde olduğunu yeni yeni öğreniyoruz.1400 yıl önce bu dengeyi öngörebilen insan olabilir mi?En popüler ve alim!!! olanları "madde öteden beri hep vardı" demişlerdi!!!! ve bu türden bilgisizliğe endeksli felsefe üretmişler, kitleleri de kandırmışlardı. Bunlar hayatın gerçekleri.
Bu bilgilerden hareketle miras paylaşmayı öncelikle bir "rıza gösterme" erdemi olarak değerlendiriyorum.Tabii bunlar benim kişisel düşüncelerim, yoruma açık.Ayetlere göre miras paylaşımı bir çok örnekte problemsiz halloluyor.Verilen örnekteki metematiksel eşitsizlik de benim hoşuma gidiyor.Bize insan olduğumuzu haykırıyor adeta.Bu da bir sınav, kimbilir.İnançlılar için hayatın kendisi bir sınav, biliyorsunuz ateistler.Daha baştan hayata bakışımız farklı.Farklı düşüncede olmamız da haliyle doğal.Ben bir zaman Avrupa'da görev yaptım.Orada medeni dediğimiz o insanlar arasındaki ilişkiler beni hep düşündürdü. Komşumuz olan yaşlıca bir Avrupa'lı bayanın, daha önceden yaptırdığı yaşlılık sigortası gereği sadece kendisini günde bir defa ziyarete gelen bir hemşire ile iletişimi, ilişkisi vardı.Merak ettim, bir gün, bayana hiç kimsesi olup olmadığını sordum.Beyi yıllar önce ölmüştü.Şu an hatırladığı kadarıyla kendi neslinden 93 kişinin olduğunu söyledi.Neden yalnız yaşadığını sordum.Yanında kalacak kimse olmadığını, her kesin ailesi olduğunu veya yalnız yaşadıklarını söyledi.Beş yılda bir kiralanan bir cafe/salonda buluştuklarını söyledi.Sonra her kes yoluna!Bu hanımla ilişki/iletişim kurmak için hiç kimsenin bir GEREKÇESİ, -daha doğrusu kendi adına ihtiyacı-yoktu.O zamana kadar bizdeki "komşu komşunun külüne muhtaçtır" deyişinin öneminin farkında olmadığımı anladım."Kül" bir araçtı.Amac iletişim kurmaktı.Kül, bir şekilde 3.elden temin edilebiliyorsa iletişim kurmanın anlamı da kalmıyordu! İnsanlar külsüz de bir müddet idare edebilirlerdi ama iletişimsiz hayat robot bireyler demekti.Dolayısı ile bizi biribirimize bir şekilde bir anlamda muhtaç eden "her şey" aslında bize insan olduğumuzu hatırlatıyor diye düşünüyorum.Bu bakımdan bu ayet bize "hadi bakalım 27/24 matematiğe göre bir eşitsizliktir, ama sizler insansınız, neler yaptığınızı görelim" diyor.Yineliyorum bunlar benim yorumum.Kendi açımdan aldığım ders!İsteyen istediği dersi alır, "olmaz! bu bir eşitsizliktir" de diyebilir.
Netice olarak yüzyıllardır nice allameler Kur'an da hata/lar arayıp durmuşlardır ama nafile.Herşeyden önce bu bir inanç davasıdır ve bu davadaki seçiminde kişi özgürdür.Kur'an'ı da insanlar her zaman bilgileri oranında anlayabilmişlerdir.Mesela şimdiye kadar hiç bir forumda Kur'an'ı orijinal meninden okuyup, tamamına vakıf olup yorum yapabilen bir ateist görmedim.
Ateistler boş yere matematiksel bir KABULE dayalı olarak "burada eşitsizlik, dolayısı ile hata var!" diye nefes tüketmeyin.Sizlere her zaman söyleyecek sözümüz var.Takdir Cenab-Mevla'nın.
Hata nerde veya kimde acaba???
Saygılar.