ejderha

Şimdi bazınız Egeli bazınız değil, birileri çok sevmiş otu yemiş, bi diğeri 'burası ottur bunu bilmeyen ****** demiş" tamam da... Ot mot.... Çok sevdiğimde bir şiir var şimdi. Hem sevdiğim hem her gün yaşadığım. Günahı boynuma bak ne demiş ki, o canım benim.... Bedri Rahmi Eyüboğlu: "En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde ******** En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin En azından üç dil Birisi ana dilin Elin ayağın kadar senin Ana sütü gibi tatlı Ana sütü gibi bedava Nenniler, masallar, küfürler de caba Ötekiler yedi kat yabancı Her kelime arslan ağzında Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla Kök sökercesine söküp çıkartacaksın Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek Her kelime bir kat daha artacaksın En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Canımın içi demesini Canım ağzıma geldi demesini Kırmızı gülün alı var demesini Nerden ince ise ordan kopsun demesini Atın ölümü arpadan olsun demesini Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini İnsanın insanı sömürmesi Rezilliğin dik alası demesini Ne demesi be Gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksin En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Ana avrat dümdüz gideceksin En azından üç dil Çünkü sen ne tarih ne coğrafya Ne şu ne busun Oğlum Mernuş Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun." Ya ot yerken....

Teşekkürler...

>"ahem...ukala bir tavırla, kendini bilmezce gülümser.... <"

Hoşbulduk. Boşver hatırlama, burç murç... Ay ay .... Sollama kimseyi, özenme bu kadar .

woot o bir hem intelicıns hem bir flörty. Ve de F klavye kullanıyoo...

Tamam işte ben de onu diyorum. "Bayan"ın anlamı başka, "Kadın"ın anlamı başka. Cinsiyet seçimi, bu gezegene hakim olan insan türünün iki cinsinden birini sormuyor mu? Birisi "Erkek", diğeri "Kadın". Ama bu "Kadın"lar içinde bir sürü "Bayan...." bilmem ne var. Yani sen ona hitab edince "Bayan" o. "'Bayan' bilmem ne geldi dün sizi sordu" ya da ". "Bir 'Bayan' bulmuş şemsiyesini, çay ocağına bıraktı sanırım" Edilgen halde hitap olmaksızın, "Kadın" o. Ok?

Hoşbulduk. Yok yahu kin-öfke falan. Tamam insan olmanın getirdiği birşeyler var elbette. Kendime, hayata, hiç bitmeyen savaşlara... Ama ejderha'ya gelince, benim rumuzum ezelden beridir ejderha internette. (Ezel: bknz; Türkiye'de internet ) Bu fantastik hayvanın betimlemelerini, karakter olarak masallarda ve fantastik romanlarda, Doğu ve Batı kültürlerinde birbirinden çok farklı anlaşılmalarını sevdim hep. Küçükken dinozorlara da bayılırdım zaten. Yani bir çeşit mistik masal kültürlerine eklenmiş sürüngen aşkı. Bir de yakın geçmişte tesadüfen, hiç hoşlaşmadığım bir zırvalık olan astrolijinin, Çin astrolojisi adlı tarafında burcum olduğunu öğrendim. Ay ay çok fena...Zavallı hayvan... :/.

Hayır, kullanım doğru değil. Yeni doğmuş olanların -ki cinsiyetleri yoktur henüz toplum içinde, tek kelime kullanırız; bebek- konumuzla ilgisi yok. Kız-Kadın tartışmasına gelince, zaten bu "Bayan" kelimesinin yanlış-doğru, af buyurun; ***** bir şekilde her yerde gelişi güzel kullanılmasının altında yatan başka bir saçmalık. Geleneksel olarak, evlenmemiş, yani bakire olduğu kabul edilen dişi insana kız denir. Aslında gençlik sıfatını işaret ettiği doğrudur. "Genel" olarak demişsiniz, tam da benim söylemek istediğim şey. Cinsel durumu özel hayatına saklı kalmakla birlikte, üreyebilecek olgunluğa erişmiş tüm dişi insanlar "Kadın"dır. Ve bir cinisyeti tanımlayan sözcüğü ahlaki ya da geleneksel görüş ve genelleme adına düzenlemek onun kimliğine saldırıdır. Binlerce yıllık fiziksel saldırı yetmedi, bir de cinsiyetimizin adıyla oynamayın diyorum. Ayrıca, ülkemizdeki kadın çoğunluğunun tamamına yakını 12-18 yaşında evlendirilenlerdir! Evlenince kadın ama, ondan önce insan bile olmadığından, cinsiyetinin tanımı çok önemli değil gibi görünüyor sanırım. "Kadın" kaba ya da kötü bir kelime değil! Karı-Koca da öyle. Bunlar dilimizin ürettiği ve kullanmamız gereken, zenginlik katan, 'gerekli' kelimeler.

Herkese selamlar... İnsan, kadın, abla, evlat, bir tekirin sadık hizmetkarı, arkadaş, sanat tarihçisi, araştırmacı, öğretim elemanı. Sanıyorum ben bunlardan ibaretim. Bir satırcık bile değil. Ama iyi bir insan olduğuma inanıyorum. Hafif çatlak olduğumu iddia edenler olmadı değil, ama normal olduğunu iddia eden her beşerin aklından şüphe ederim inatla. Bildiğiniz insan işte... Siteye emeği geçen insanlara teşekkürler ve kolay gelsin...

Forumum kişisel ayarlar bölümünde iki cinsiyet var: "Erkek": insanın eril cinsi, o tamam da... "Bayan"? Bayan kim? Arkadaşlar, kibarlık falan filan herhalde ama yanlış... "Bayan" cinsiyet belirmek için kullanılmaz, bir hitap şeklidir. Bizim cinsiyetimiz "Kadın". Kadınım, kadınsın, kadın. Çok da güzel bir kelime; dişinin insan hali. Kadın. Korkmayalım kullanalım. Medyanın saçma sapan cahil yönelendirmelerine kurban olmayalım gözünüzü seveyim.

Arkadaşlar (özellikle takipçiler), "Sanat", başlı başına bir alandır. "Sanat Tarihi" ne Arkeoloji'nin devamıdır ne de Tarih'İn bir alt dalı. 19. yüzyılın sonunda bağımsızlığını kazanmış bir disiplindir. Tarih bilmeden hiçbir şey yapılamayacağı aşikardır ama aynı şey Felsefe için daha çok geçerliyken tüm başlıkları ve bilim dallarını onunaltında açmıyoruz. Ben, -mesleğim de bu olduğu için- "Sanat" adıyla genel bir ana Forum olmasını rica ediyorum. Onun altına "Sanat Tarihi", felsefesi,kuramı,günceli...nesini istersek açabiliriz. Daha sağlıklı bir bilgi alışverişi, tartışma ortamı yaratmak için düzenlemenin, disiplinlerin doğal konumları ve doğru bağlantıları ile oluşturulması şarttır. Günümüzde "Sanat" ile ilgili başlıklar, o kadar genişledi ve çoğaldı ki, çoğu tartışmalar genel olarak insanlara Türkiye'de öğretile gelen tablonun çok dışında. Ben bu konuda sorumluluk duyuyorum, lütfen Forum düzenlemesini 200 yıl önceki düşünüşten kurtaralım.

Selamlar arkadaşlar, Mimar Sinan ile ilgili birçok bilgi vermişsiniz ne güzel. Ben sanat tarihçisiyim ve tahmin ediyorum içinizde bu işle akademik olarak uğraşanlar çoktur. Benim Koca Sinan'la ilgili tarih ve sanat tarihi yapımı üzerine saöylemek istediğim birkaç şey var. Öncelikle Mimar Sinan ve Türkiye'deki tarihçilerin ona bakışı hakkında Uğur Tanyeli'nin (Prof. Dr., Yıldız Teknik) çalışmalarını ve yazılarını okumanızı tavsiye ederim. Evet Mimar Sinan Osmanlı döneminde yetişmiş çok büyük bir mimar, fakat hakkında yazılan çoğu (aslında neredeyse herşey) onu olduğunundan faklı -nedense- ve elimizdeki bilgilerin ve yorumlarının çok ötesinde göstermekte ve öğretmektedir. Bu nedenle Mimar Sinan'a dair ve ait olduğu söylenmiş/yazılmış birçok "şey" aslen manipulatif tarihçilik ve sanat tarihçiliği yoluyla oluşturulmuş kollektif bir Mimar Sinan kişiliğini sunar. Çünkü ülkemizde, gerçekte olanla -en azından çıkarsanabilenle- neyin Türk kültürüne "uygun" olduğu hep sansürlenmiş ve modifiye edilmiştir. (Bakınız Nasreddin Hoca olayı ve toplatılan kitap...Ya da Neyzen Tevfik'in yok sayılması.) Bunların hiçbirisi Koca Sinan'ın tarihteki yerini değiştirmez. Ama çok tehlikeli ve büyük bir problem olduğunu düşünüyorum, çünkü tarih bizim hoşumuza giden şeyler ya da olmuş olmasından mutlu olduğumuz kahramanlıklar öykülerine dayanmaz ve hiçbir kişi ya da grubu, siyasi düşünceyi mutlu etmekle yükümlü değildir. Nesnesi de insan değil kendisidir. Yanlış anlaşılmak istemem, niyetim foruma ayak basar basmaz ukalalık yapmak değil. Ama akademisyenler/araştırmacılar çok iyi bilirler neden bahsettiğimi. Söylemeden geçemedim.