Budala
(bir veda yerine kaim)
Dün gece
O’ndan bir yanıt gelmeyince
Dönüp, O’na yazdıklarıma baktım
Zavallı maymun suratlı ucubeler
Ucuca eklediğim
Harfler heceler tümceler
Çıkıp oturdum bir dağın üstüne
Parkam, not defterim, cigaram
Sırtım yollara dönük, yüzüm dağlara
Ve son günümü sürerek namluya
Bir kez daha O’nun resmine baktım
Dünya bakışlıydı, dünya gülüşlü
Ellerindeki patiska nakış beklemekte
Ve güneş kadar büyük ayakları
Heraklitos’la dalga geçmekte
Ve gölgesini valizine koymuş
Bir park duvarının üstüne öylece oturmuş
Beyaz atlısını beklemekte
Dün gece
Hak verdim Ahmet Haşim’in
“Güzel, yalanın çocuğudur,” demesine
Ve hak verdim Cesare Pavese’in
“Şiir, bir budalanın denize bakıp,
‘tıpkı yağ gibi’ demesiyle başlar”
Benzetmesine
Ve yine dün gece
Son rakımı son içime dökerek
Haddimi bilerek
Uzaklarda
Dağ gibi durdum
(Şubat 2001)
Nurol Banabak