Kaldırım Serçesi

Güzellik göreceli bir kavramdır ve her anlamda bütünlük ister... Anladığım kadarı ile bir tek insanda tüm aranılan özellikler bulunamayacağı için, çok eşli ilşkilere yönelim olduğunu belirtmeye çalışmışsınız...İnsanın doğası çok renkliliğe yatkın gibi duruyor ya da bir tek insan eksik kalıyor tüm duygularımızı harekete geçirebilmek için... Heyecanı bir tek insanda sürekli diri tutabilmek hayli güç gibi...Tüm ilşkiler sürecin bir evresinde tıkanıyor ve insanlar değişikliğe ihtiyaç duyuyor. Eski heyecanın kalmadığı anlaşıldığında ise farklı kişilere yönelimler başlıyor... İki kişi arasında güçlü bir duygulanım söz konusu ise yani her anlamda doyum, neden bir başka kişiye ihtyaç duyulsun ki? Eksikliği hissedilemeyen bir şeyin yönelimi söz konusu olmaz gibi geliyor bana...Farklıb irine yönelim varsa, var olan ilşkide pürüzler var demektir...

Aslında insanlar seks ile aşkı birbirine karıştırıyorlar sanırım... ........ Düşücelerimizde aşkla seksi bağdaştırmaya alışığızdır, ama bu onların kimliğini gözler önüne sermez. Bu yalnızca bir arada bulunduklarını, birlikte var olduklarını ve çoğu zaman rastlaştıklarını kanıtlar ; ama rastlantı kimlik kanıtı değildir. İki duygu o kadar yakından birbiri içine karışmış olabilir ki, bunlar bir duygu olarak hissedilebilirler, ama bu onları tek yapmaz ya da belirli özelliklerinin kaybolmasına neden olmaz. Viski genellikle sodayla birlikte içilir, ama ikisinin karışımı ne vikyi sodayya, ne de sodayı viskye dönüştürmez. Benzer biçimde, çılgınca aşık olma durumunda , aşk ve seksi birbirine karıştırmak olasıdır. Seka bir içgüdüdür., biyoloji bir gereksinimdir, organizmanın içinden kaynaklanır, bedene bağlıdır. Açlık ve susuzluk gibi en biyik itkilerden biridir. Amacı fiziksel gerilimin yok edilmesidir. Başlangıçta bir nesnesi yoktur. Daha sonra , cinsel nesne yalnızca, gerilimi hafifleten bir çare durumuna gelir. Bu niteliklerden hiçbiri aşkta yoktur. Aşk kesinlikle biyolojik bir gereksinim değildir, çünkü onu hissetmeyen milyonlarca insan ve hiç bilinmediği bir çok yüzyıl ve kültür şekli vardır. Başlangıçta seksin bir nesnesi yoktur. Aşkınsa kesinlikle bir nesnesi vardır. Aşk, bir "ben" ve bir "sen" arasındaki çok belirli, duygusal bir ilişkidir. Seksin amacı nedir? Bunu daha önce belirttik; fizksel gerilimin yok edilmesi ve boşalma. Aşk diye adlandırdığımız arzunun amacı nedir? Ruhsal gerilimin yok edilmesi ve rahatlama. Boşalma ve rahatlama arasındaki bu zıtlıkta en tartışılmaz farklılıklardan biri yatar. Seks doyum ister, aşksa mutluluk. Seks insanlar ve hayvanlar için ortak bir doğa olayıdır. Aşk kültürel gelişmenin sonucudur ve tüm insanlarda görülmez. Seksin nesnesi doyuma ulaştıktan ve gerilim azaldıktan sonra hiçbir nedene dayanmaksızın sıkıcı hatta tiksindirici bulunabilir. Aşkınnesnesi için durum böyle değildir. Cinsel nesnenin kişiyi heyecanlandıran ya da tahrik eden bazı fiziksel özellikleri olmalıdır. Eğer bunlar yoksa kişi kayıtsız kalır. Aşkın nesnesi için durum böyle değildir. Onun çok değer verilen ruhsal bazı özelliklerinin olması gerekir; yalnızca cinsel nesne olan birinden bunlar istenmez. Seks dürtüsü şehvet peşinde dolaşır; aşksa sevinç ve mutluluk arar. Seks zaman öğesine, dürtünün gel-git ritmine baımlıdır. Orgazmdan sonra cinsel arzu hızla ya da yavaş yavaş yok olur. Aşkta bununla kıyaslanabilecek bir şey yoktur. Sekste çeşitlilik gereksinimi vardır. ama aşkta yoktur. Seks nesnesi kolayca değiştirilebilir ama aşk nesnesi değiştirilemez. Çok sayıda seks nesnesi olması mümkündür ama sevilen TEKTİR. THEODOR REİK AŞK VE ŞEHVET ÜZERİNE

" Çünkü biz primatlardanız. Primatlar, yüksek hayvan nesli. Biz onlardanız. Diyelim ki maymunlardan. Onlar da aşık oluyorlar; onların da haremleri var Bir erkeğin 4-5 eşi vardır. Biriyle meşgul olur bir süre, sonra gider öbürüyle meşgul olur. Tabiatın gereği. Tabiat öyle yapıyor. Ben insanlarda da bu primatlara özgü özelliklarin pek çoğunu görebiliyorum. Mesela kadınlar farkında olsunlar, olmasınlar- tabi ona teşhircilik demek yanlış- fakat erkeği baştan çıkarabilmek için süslenmek ihriyacındalar " Çoğul aşklar yaşıyor olabilme yeteneği; bir gönül zenginliği midir, yoksa, bu bir yanılsama da gerçek aşk iki kişilik midir?