Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kod Adı Selma...

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    4
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Kod Adı Selma... tarafından postalanan herşey

  1. Gün geceye yüklüyordu yorgunluğunu.. Dudaklarımda bir türkü 'ah yalan dünya' Yürek vuruşlarıma yüklenmişti karanlıklar Sen görmüyordun.. Son kez falcılara uzattım avcumu Umutlarım sana giden yollarda bir bir kayboldu.. Üstelik acılara ülserliydim.. Vodkalı gecelere yeşil ışık yakmıştım Postaya verilmemiş şiirlerim vardı Sana yazılmış bilmiyordun.. Anıların kurşuna dizdiği ilk ben değildim Herşeyimi anlatmıştım sana İstasyonda bir tren geceyi ateşe vermişti Bir kadın ağlıyordu; hıçkırıkları sıtmalıydı Ben sana geliyordum şiirlerimle Okumuyordun.. Vefasızlığın böylesi..! ! Oysa boşunaydı uğraşım Sen artık uzak diyarlara gidipte Dönemeyişin adı olmuştun.. Sen özgür olduğunu sanıpta Sürgün yaşamamın en büyük tanığısın.. Deli duygularımla seni bekliyorum hala köşebaşlarında Yalnızlığımı bekçi düdükleri paylaşıyor.. Uykusuzmuşum..açmışım..umurumdamı.. Üstelik dudaklarımda birikip kalmış en yoksul çağrılar İçimde bütün umutlar karşıma dizilmiş ardarda Tut ki düşlerimi çalmışlar... Boynu bükük gidiyorum yağmur yağıyor bu şehre yine Yokluğun kanser yarası Seni soruyorum kükürtdioksitli geceye Ellerim ceplerimde seni düşünüyorum Yalandan da yalan gözlerini..puşt gülüşünü Yanyana nefes nefese seninleyim.. Sökemiyorum içimden kördüğümsün..canımsın sanki..! ! Tül perdelerin gerisinden bakıyorum sokağa Şimdi en uzağındayim en çılgın sevişmelerimizin Bir ben varım kırık sevgiler bulvarında Hiç uyumamış bir ben.. Çaresizliğine gömülü yokluğunu heceleyen.. Elif Eylül AYBAŞOĞLU (22.11.2006)
  2. kızın adı Eylül'dü ellerine sarılmış, yalvarır gibi gitme diyordu. Unuttun mu sözlerimizi? Hayallerimizi unuttun mu? Her şeyi olduğu gibi bırakıp nereye gidiyorsun? her şeyi yüzüstü bırakıp gidiyordun gelirim bir gün, demiştin. geldin..ama gideceğin hiç hesapta yoktu.. yalan demiştim. bu Eylül ayrılığıdır, bir daha geri dönmezsin. ayrılık olmayacak diye birbirimize söz vermiştik... isyandım oysa ben 'EŞKİYAM' diyordu birileri korkup gözlerimin ışığından ne yol kesmiştim ne de incitmiştim karıncayı sözcükleri tutuşturuyordum ha bire yakarak içimin ormanlarını.. ellerine benzeyen esmer bir hüzünle geliyor gece öylesine vurulmuşum ki sevdana göremediğim saçlarına puşt gülüşüne beni aşka kırdıran aşkına bedeller ödüyorum.. sessiz vede öfkeliyim...[ ELİF EYLÜL AYBAŞOĞLU
  3. Kod Adı Selma...

    YÜREĞİM...

    SUNU; '..Yolumu yitirmişliğin, gecelere sığınmış gözlerimin ışıkta kamaşmasından, Ve tanıyışım onu, yüzünü görmeden; sevmek, tümden teslim oluşlarımla, Allaha inancımdan Sevdim işte, her adama yakışmaz sevmek bu kadar, Sevmek yakıştı, aşk küstü bize; küstürerek bizi birbirimize, Ayrılığı bıraktı aramıza Aramızda bin yıllık yol, Bu işte bir ayrılık var usta! ' SİNAN ELDEM Aşkım...Yüreğimin Anarşisti..! ! . Koskoca bir okyanustan farksız duran gözlerin de ben, binlerce kez bulup yitirdiğimiz sevdayı arıyorken, yazık zamanlarda çalan bir türküye çaldırmışım da seni! Haberim bile yok... Gözlerini dünyanın en mavi okyanusuna liman yapmışım ben, sense yitip giden bir tren çığlığına takıp veda gülümsemeni öylece çekip gitmişsin bu memleketten.. Bu yürek ne ayrılıklar gördü desem, yalan olmaz...Sürgünlerin uzmanıyım ben.. Bilmem! farkı ne seninkinin? Hani en apansızı desem o da olmaz. Çünkü bilirim böyle olmaz ansız gidişler. O gidişlerin hep bir dönüşü, dönüşün de bir bekleyeni vardır. Oysa sen, gittin dönmüyorsun.. Dönsen de bilirsin bulamazsın beni o yıkık dökük iskelede... Emin ol ben de bulamıyorum kendimi, ardından gelen en büyük dalgaya bırakmıştım en son, hangi sahile vurdu bedenim bilmiyorum... Öfkem oldun bazen karıştın, kızgınlığa dönüştün bazen, Dağlarım oldun..Cudi'de bir şaki...En tepesine umutlar bağladığım... Ama umutlarım hep yıkıldı! Bir suç gibi kazıdım seni beynimin orta yerine, silinmedi hiç bir izin.. Benim aklımda sen Ankara'da ayak izlerin! Seni görseydim... Bırakmazdım, izin vermezdim bu ayrılığa... Yolunu keser, gitme diye kolundan tutardım... Alır atardım hücrelerime, esirim olurdun..Bilmem kaç yüzyıl sürerdi mahpusluğun... Derdim ki, gitme..sakın gitme..! ! Benden öte yol yok yarınlara... Hiç hata yapmaz sanırdım kendimi.. pişman olmaz hiç... Hep öyle dimdik duracağım sanıyordum... Ne var ki son ana kadar direnmişken yıkıldım..paramparça dağıldım.. ayaklarının dibinde... Yarım yamalak toplayıp parçalarımı gittin... Yarım yamalak diyorum çünkü gururumu bir de başeğmezliğimi unuttum buralarda bir yerlerde... Yıllar geçse vermem onları sana, sen hep öyle vicdansız eğik kal gözümde... Tek farkla yaşıyoruz aynı kaderi; Sen yaralarını gösteriyorsun kimliğini sorduklarında... Ben kimliğimi gösteriyorum acılarım sorulduğunda... Sakın acele etme kuşkuya düşmesin yüreğin acının en katlanılmazında hasretin en büyüğünde sınamadık mı sevdamızı..Eylüllü bir sabahla geleceğim sana.. Ayrılığın atlasını çizdim bir kıtadan diğerine sevgiden yollar köprüler yaptım yüreklere giden... Sevenleri birbirinden seni benden hiç..hiç...hiç.. ayırmadım.. Haymana düzlüklerinemi...Gavur dağlarına mı uğurlanır yolcular.. dağların eteğinemi yolcu yollanır? İtin uğursuzun kol gezdiği bir gecedeyim.. içimde gurbetleşen yokluğun... dönerim sol yanıma..sol yanımda sen.. başımı kaldırsam..gözlerine..gözlerine baksam..Utanırım..Bana 'bir hayat sence kaç ölüm eder' diye sormuştun ya söylüyorum işte Bu aşk değer be gözüm onlarca ölüp ölüp dirilmeye.. Şimdi sokaklardayım.. sokaklarda...içimin sokaklarına adın yürüdü Adın satırbaşlarında ayrılıkların.! Sevgili..En sevgili..! Bir gün başka bir limana demir atarsa gönlün, yitip giden bir Eylül sabahında bulacağını söyler sana yıldızlar; kaybettiğin parçalarını...Boşuna arama sevgilim.. Onlar bende yüreğim..Onlar bende..Savrulan tüm parçaların yitip gitti sandığın herşeyin bende..Sende sevgili sende bendesin... ELİF EYLÜL AYBAŞOĞLU
  4. Unutursun Fatma Kalpsiz olur bazen her insan oğlu, Küçük bir zevk için harcar maziyi. Eğer hiç bakmazsan geçmişe doğru, Unutursun Fatma,inan herşeyi. Unutursun Fatma Gözlerde birikir, damla damla yaş, Sürmeler süzülür yanaklarından, Geçmişine doğru atarsın bir taş, Unutursun Fatma, sabah olmadan. Unutursun Fatma Üzülme, ağlama, kıyamam sana Ne de olsa ömür bitecek elbet Unutmalar çok zor gelir insana Unutursun Fatma, birazcık sabret. Unutulur Herşey Ben mi? Sorma beni,unuttum işte, Ve inanırmısın ,hiç ağlamadım, Sende benim gibi sigara iç de, Unut gitsin Fatma,nedir ki aşkım. Unutursun Fatma !
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.