Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

greenflag

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2
  • Katılım

  • Son Ziyaret

greenflag tarafından postalanan herşey

  1. RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH IN ADI İLE….. Övgüyü, verdiği nimetlere karşılık bedel , beladan sığınma , Cennetlerine ulaşma yolu ve ihsanını artırması için sebep kılan Allah a hamd olsun. Rahmet peygamberi , imamların imamı, ümmetin kandili , keremin aslından ve kökü asaletin soyundan seçilen , köklü övgünün dikildiği yer ve verimli yüceliğin dalı olan Resulüne ; karanlıkların lambaları, ümmetlerin tutundukları, dinin açık alametleri ve üstün faziletin ağırlıkları olan ehl-i beytine, salat ü selam olsun. SELAMÜN ALEYKÜM VE RAHMET ULLAHI VE BERAKATUHU BENCE SEVGİLİ KARDEŞİM ALLAH C.C TANIMAMAK ,KURANA VE ALLAH RESULÜNÜN SÜNNETİNE TABİ OLMAMAK EN BÜYÜK CEHALLETİR İLİMSİZLİKTİR. BAK KARDEŞİM SANA AŞAGIDA KURAN DAN BAZI AYETLER ,LÜTFEN DİKKATLİ OKU, BURDA AMAÇ YARDIMCI YALNIZ ALLAH C.C. ÇÜNKÜ TARİKAT BENİ CEHENNEMİN O ATEŞİNDEN ŞEYHİM KURTARACAK VE BENİ SIRATTAN O KURTARACAK SEVGİLİ KARDEŞİM LÜTFEN BU AYETLERİ İYİ OKU ŞUNU UNUTMA " ALLAHA C.C. İTAAT ETMEYENE İTAAT YOKYUR." CİN SURESİ Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla 1- De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur'an dinledik" 2- "O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak koşmayacağız." 3- Elbette, Rabbimiz'in şanı Yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk." 4- "Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah'a karşı 'bir sürü saçma şeyler' söylemişler." 5- "Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık." 6- "Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı." 7- "Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı." 8- "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk." 9- "Oysa gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otururduk. Ama şimdi kim dinleyecek olsa, (hemen) kendisini izleyen bir şihab bulur." 10- "Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?" 11- "Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz." 12- "Biz şüphesiz, Allah'ı yeryüzünde asla aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de O’nu hiçbir şekilde aciz bırakamıyacağımızı anladık." 13- "Elbette biz, o yol gösterici (Kur'an'ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından." 14- "Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp-bulanlardır." 15- Zulmedenler ise, onlar da cehennem için odun olmuşlardır. 16- Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde 'dosdoğru bir istikamet tuttursalardı', mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik. 17- Ki, kendilerini bununla denemek için. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Allah), onu 'gittikçe şiddeti artan' bir azaba sürükler. 18- Şüphesiz mescidler, (yalnızca) Allah'a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiçbir şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin, tapmayın). 19- Şu bir gerçek ki, Allah'ın kulu (olan Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi. 20- De ki: "Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O'na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum." 21- De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim." 22- De ki: "Muhakkak beni Allah'tan (gelebilecek bir azaba karşı) hiç kimse asla kurtaramaz ve O'nun dışında asla bir sığınak da bulamam." 23- "(Benim görevim,) Yalnızca Allah'tan olanı ve O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah'a ve O'nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır." 24- Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır." 25- De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?" 26- O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) 27- Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. 28- Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve herşeyi sayı olarak da sayıp-tespit etmiştir. ARAF SURESİ 188- De ki: "Allah'ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim." YANİ BU AYETTE SÖYLENEN HZ MUHAMMET (S.A.V.) EFENDİMİZİN EFDATÜ-L KAİNAT BİLE ALLAH DİLEMDİKTEN SONRA NE ONA KİMSE ZARAR VEREBİLİR NEDE FAYDA SAĞLAYABİLİR, YANİ HİÇ BİR KUL ALLAH C.C. TAKDİR ETTİĞİ BİRŞEYİ ONDAN SAVAMAZ VELEVKİ BÜTÜN KAİNATİN İNS,CİNLER TOPLANSA BİLE, BUNA GÖRE DAHA PEK ÇOK AYET VAR VE BEN SANA KURAN DİYOM BAŞKA BİRŞEY DEMİYOM SANA SON SÖZ OLARAK BİR HADİS ; HZ MUHAMMET (S.A.V.) KIZI FATIMAYA (R.ANHA)ŞÖYLE DİYOR; EY KIZM FATMA ,EY GÖZÜM NURU KALK SALİH AMEL YAP VE SAKIN BEN MUHAMMETİN KIZIYIM DEME, ÇÜNKÜ BEN BİLE SENİ ALLAH C.C. AZABINDAN KORUYAMAM" SEVGİLİ MÜSLÜMAN KARDEŞİM TEVHİD BİLİNMEDEN TASAVVUF OLMAZ BU YÜZDEN İNŞALLAH EN KISA SÜREDE YOLUN ALLAH C.C. GÖNDERDİĞİ HAK KURAN VE ALLAH C.C. RESULÜNÜN SÜNNETİ. SABREDİP OKUDUYSANIZ HAKKINIZI HELAL EDİN ALLAH C.C. SİZİN İLE OLSUN VE DAİMA YARDIMCINIZ OLSUN ALLAH C.C. AYAKLARIMIZI SEÇMİŞ OLDUĞU VE BİZLERE MUHASSAR KILDIĞI İSLAM DİNİ ÜZERE SABİT KILSIN, NE MUTLU MUHAMMET ÜMMETİYİM DİYENE.....
  2. TARİKATLARDAKİ ŞEYHLERİNİ İLAHLAŞTIRANLARA CEVAP RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH IN ADI İLE….. Övgüyü, verdiği nimetlere karşılık bedel , beladan sığınma , Cennetlerine ulaşma yolu ve ihsanını artırması için sebep kılan Allah a hamd olsun. Rahmet peygamberi , imamların imamı, ümmetin kandili , keremin aslından ve kökü asaletin soyundan seçilen , köklü övgünün dikildiği yer ve verimli yüceliğin dalı olan Resulüne ; karanlıkların lambaları, ümmetlerin tutundukları, dinin açık alametleri ve üstün faziletin ağırlıkları olan ehl-i beytine, salat ü selam olsun. Selamünaleyküm ve rahmetullahı ve berakatuhu her şeyden önce bizi yaratan yüce rabbimize hamdü senalar olsun övmek ve övülmek yalnızca allaha mahsustur. Söz söyleyenlerin Allah ı övgüde aciz kaldığı , sayanların nimetlerini hesap edemedikleri, çabalayanların hakkını ödeyemediği, büyük gayretlerin idrak edemediği , keskin zekaların erişemediği, sıfatının sınırı, mevcut bir niteliği , sayılı bir vakti ve uzayan bir süresi olmayan Allah a hamd olsun. Mahlukatı yarattı; Rüzgarları rahmeti ile yaydı, Arzının hareketlerini kayalarla sabitledi. Dinin esası ,Allahı Bilmektir, Allahı bilmenin kemali Allahı tasdik etmektir. Allahı tasdik etmenin kemali Allahı birlemektir, Allahı birlemenin kemali Allah a ihlas ile bağlanmaktır. Allaha ihlas ile bağlanmanın kemali her sıfatın mevsufun gayrı olduğuna ve her mevsüfun sıfatın gayrı olduğuna şehadet ederek Allah için sıfatları reddetmektir. Yüce Allahı vasıflayan Allahı nitelediği şey ile ilişkilendirmiş olur; Allahı ilişkilendiren Allahı ikilemiş olur; Allah ı ikileyen cüzlere ayırmış olur, cüzlere ayıran Allah ı bilemez, Allah ı bilemeyen Allah a[ sanki belli bir yönde imiş gibi] işaret eder.; işaret eden, Allah a sınır çizmiş olur; sınır çizen,Allah ı [sayılabilen şeyler gibi] saymış olur,Nerede diyen Allah ı bir şeyin içine almış olur, neyin üzerinde diyen bir yeri Allah tan arındırmış olur. Allah bir yaratılış olmaksızın mevcuttur;bir yokluk olmaksızın mevcuttur. Allah birleşme olmaksızın her şey ile beraberdir["üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka Allah(c.c) tır." Mücadele 58/7] Ayrılık olmaksızın her şeyin gayrıdır. Faildir ancak hareketler ve alet anlamında değil. Mahlukatından görülen yokken görür.Allah tektir. alıştığı biri yoktur ki onu kaybettiğine üzülsün. Düşünüp taşındığı bir fikir ve yararlandığı bir deneyim, ihdas ettiği bir hareket ve telaşlandığı bir nefsin tereddüdü olmaksızın mahlukatı yarattı. Onları ilk defa var etti. Onları var etmeden bunu biliyordu. Sınırlarını ve sonlarını kuşatandır.Açığa çıkardıklarını ve gizlediklerini bilendir. Sonra Münezzeh olan Allah , göklerin yırtıklarını , kenarların yarıklarını ve havanın cereyanını yarattı ; onda akıntısı çarpışan , yüksekliği ve kalınlığı kat kat olan bir su akıttı ; onu şiddetle esen , sarsıcı ve parçalayıcı rüzgarın sırtında taşıdı. Ona suyu geri getirmesini emretti ve onu dizginlemeye hakim kıldı. Hava , onun altında yarıktır. Su ise onun üstünde döküktür. Sonra Münezzeh olan Allah ,esintisini kısırlaştırdığı, varlığın daim kıldığı, akıntısını şiddetli yaptığı ve menşeini uzaklaştırdığı bir rüzgar meydana getirip ona coşkun suyu dalgalandırmayı ve denizlerin dalgalarını harekete geçirmesini emretti. Onu yayığın çalkalanması gibi çalkaladı ve fezayı şiddetle sarstığı gibi sarstı. Yüksekliğini yükseltinceye kadar başını sonuna, dinginliğini harekete döndürdü. Köpüğü ile yığınlarını attı. Onu yarık olan havada , açık ve geniş gökte yükseltti. Ondan yedi gök meydana getirdi ve onların aşağılarını hareketsiz bir dalga yaptı. Üstlerini ise düşmesini engelleyen bir sütun, onu birbirine bağlayan çivi yada bağlantılar olmaksızın korunan bir tavan ve yükseltilmiş bir çatı yaptı. Daha sonra onu yıldızların süsü ile ve aydınlatıcıların ışığı ile süsledi. Dönen bir yörünge de , hareket eden bir tavanda ve hareketli bir felekte , ışığı yayan bir güneş ve nur saçan bir ay meydana getirdi. Sonra yüksek göklerin arasındakini yardı. Orasını , türlü türlü vaziyette olan Meleklerle doldurdu. Onlardan bazıları secde halinde olup rüku etmezler; Bazıları rüku halinde olup ayakta durmaz; diğer bir grup ise birbirinden ayrılmayan saflar halinde dururlar. Hepside usanmadan Allah ı tespih ederler (herhangi bir şahsı veya yaratılanı vesile etmeden ). Gözün uyuması, akılların dalgınlığı , bedenlerin yorgunluğu ve unutkanlık gafleti onlara musallat olmaz. Onlardan Allah ın vahyi için emin, resulleri için dil , yargısına ve emrine amade olanlar; kullarını koruyanlar (Tarikatlar da olanlar ise koruyanın Allah ın tayin ettiği koruyucu melekler değil de onların tarikat şeyheleri olduklarını savunurlar. Allah ıslah etsin ve bizleri bunlardan korusun Amin.) ve cennetlerinin kapılarının hizmetçisi olanlar; ayakları yeryüzünün aşağısında sabit , boyunları yüksek gökleri delip geçenler vardır. Uzuvları bölgelerden çıkanlar vardır. Omuzları arşın arşın sütunlarına denktir. Bakışları arşın aşağısına eğilmiştir. Onun altını kanatları ile kaplamışlardır. Onlarla , onların dışında kalanlar arasında izzet hicapları ve kudret örtüleri konmuştur. RABLERİ HAKKINDA TASVİR VEHMİNE KAPILMAZLAR. ONA YARATILANLARIN SIFATLARINI YAKIŞTIRMAZLAR ; ONU MEKANLARLA SINIRLAMAZLAR; ONA BENZERLE İŞARET ETMEZLER. (ONA BENZER VARLIKLARIN SIFATLARINI ALLAHA İSNAT ETMEZLER) Dipnot : Yani kardeşim Nakşibendi veya herhangi bilinen ve kendini İslam ın örtüsüne saklayan tarikatlardan uzak dur. Eyer tarikat istiyorsan Allah kitabı ve Allah resulünün (s.a.v) sünneti yeter. Ve lütfen Allah ın (c.c) isimleri ve manalarını okuyun onu iyice öğrenin ve Allah (c.c.) şu ayetini unutmayın ayetel kürsi de şöyle der “Onun izni olmadan kim şefaat edebilir” evet sevgili mümin kardeşlerim tarikatın içyüzünü iyi öğrenin çünkü ben size tassavuf tan veya sofi den bahsetmiyecem veya nereden geldiklerini , size bir kardeş tavsiyesi Allah yolu olan Kuran (Türkçe meali veya anlamını bilerek okuyabiliyorsanız Arapça sı) ve Allah resulünün sünneti yoksa vallahi helak olur gidersin. Allah hepinizden razı hakkınızı helal edin. Selamünaleyküm… Not : Bu yazı dipnot hariç Nehcül Belağa dan Hz Ali’nin (r.a. ve K.a.v) özlü ve güzel sözlerinden alınmıştır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.