-
nur5807 şunu başlattı The Last Mohikan
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
100.000 senelik süre denilen zaman dilimi cebrail için bir gündür diyor. Zamanın nasıl kullanıldığına işaret olarak. Yoksa Cebrail o süre içinde gidip gelmiyor. Ayetin anlatımını iyi kavramak gerekiyor. Esenlikle T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Birde şöyle düşünün, " Uygulanamadığı için uydurmak serbest oluyor" dediğiniz çıkarımın terside tehlikeli, nasılmı? Örnek verdiğim için aynı yoldan devam etmek istiyorum. Yer çekimi kanunu bilimsel olarak keşfedilemediği için o kanuna fiili olarak inanan kişinin durumu, Bilim karşısında şimdiki bizim durumumuz gibi olacaktı. Yani Bilim bu zata gülecekti cünkü bilimsel veri yoktu. Kanun evrenseldi aslında onu keşfedecek birini bekliyordu ama bilim onu binlerce sene sonra keşfetti. Bu oluşumun yokluğunu ifade etmiyor. O gerçeği siz geç keşfetmiş oluyorsunuz. Aslında bu örneklerede gerek yok. Cünkü bilimin yöntemleri metafiziği bulmaya elverişli değil. Düşünebiliyormusunuz. 1500'lü yıllarda biri çıkıp yer çekimi diye bir şey var dese bilim ona " UYDURMA" diyecekti. Aynen Galileo'ya yaptığı gibi. Oda "Dünya Dönüyor" dedikçe adamı astılar. Şimdi dünyanın döndüğünü herkes biliyor. Galileo zamanındada bu gerçek vardı ama bilim kabul etmiyordu maalesef. Bilim bulamadığı şeye Yoktur demez haklısınız ama bilimin bu tarzından dolayı varlığını ispat edemediğine varda demez, ki, o var olsabile. Bilimin işleyiş tarzından faydalanarak siz Allah vardır diyemiyorsunuz! Bilimin makalelerinde kararsız olması onun eksikliğidir. Buda doğal bir duruştur. Bilim budur. Bilime işleyişi insan kazandırır. İnsan bilime bilgiyi sundumu ki, bilim onu kabul etmesin. Aslında bilim kabul etmiyor sözü hem yanlış, hem talihsiz. insan bulamıyor demek daha gerçek, belkide daha acı. Bazı şeyler doğal anlamıyla birbirine uymaz. Bilimin tarzının metafiziği açıklayamadığı gibi. Yada örnek olarak "Hayaller teraziyle tartılmaz" Doğru mantık işlevi olmadan Allah'ın varlığını göremezsiniz. Meyve yemek için Buğday tarlasına giderseniz amacınız kör kalır. allah'ı bulmak bilimin hangi metodu ile gerçekleşecek? Önce bu soruya cevap vermek gerekecek. Esenlikle. T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Yanıldığınız nokta, bireysel anlamda her insan için bir zaman tahdidinin bulunmasını atlamanızdır. Oysa zamanın bir başlangıcı olduğunu Ateizm bile söylemektedir. Ünlü " Bingbang" teorisi zaman için bir Starttır der. Bilim insanın ne kadar zeki veya aptal olduğunun kanıtıdır. Dünya yaratılandan beridir bulunan tüm bilimsel veriler hazır olarak vardı zaten, keşfi ise hala devam etmektedir. Bilim dediğimiz şey insanın akıl edipte onu bulmasıdır, insan bulamıyorsa, varlıklar yok değildir. Oysa sonuçlarından yola çıkarak Allah'ı keşfediyor insan, ama şeklen bilimin ağır aksak gişine endekslanmiş düşünceler o kalıptan sıyrılmayı başaramıyor. İman Fizik ötesi bir durumdur. Rüya gibi, akıl gibi, düşünce gibi. Kendisi yoktur ama sonuçlarından varlığını biliriz. O denli mükemmel insan yapısı ve doğa düzeni bir yaratıcının takdirinden oluşmuştur diyerek Kuran-ı Keriminde bir çok İlmi keşifler yapılmadan 1500 yıl önce bunları anlatması keşif için yeterlidir. Ama illaki biz görünen bir keşif isteriz diyenler bu isteklerini bekleyebilirler. " BİLİM ALLAH VARDIR VEYA YOKTUR DEMEZ" söylemi aslında hatalıdır. Bilim insanın kontrolünde bir oluşumdur. " İNSAN ALLAH'I BULAMADIYSA YOKTUR; BULDUYSA VARDIR DER" şeklinde olacaktır. Bilim kendi ekseni etrafında otomatik dönen bir şey değildir. Gerçekler sadece ispatı yapılana kadar olan, ancak ispatı yapılamadığı için zoraki inanılmayandır. Bilimsel verilere benimde diyeceğim bir şey yok. Bilim illaki olması gereken bir durumdur. Ama fizik ötesi ispat için bilime güveniyorsanız İmanı oluşumu reddediyorsunuz demektir. Bilimin işleyiş tarzını fizik ötesi için nasıl uygulayacaksınız? Nasıl gözlemleyip etüt edeceksiniz? Bilimin işleyiş tarzına uymaz fizik ötesi oluşumlar. Bu yüzden Bilim yada insan zekası onu keşfedemiyor diye inanmamak ancak kendimizi kandırmak olur hemde bile bile. esenlikle T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Sayın tarafsız, Bizim zamanı bilimsel olarak algıladığımızı veya öyle kabul ediyormuş gibi davrandığımızı nereden çıkardınız.? Yazdıklarımızı bir kere daha dikkatli okumanızı öneririm. Yer çekimi ile ilgili anlattıklarımızda çok iyi anlaşılamamış demekki, Newton bu kurali keşfetmeden önce biri çıkıp yer çekimi diye bir şey var aslında siz farkında değilsiniz dese kanıtlanamadığı için bilim bunu kabul etmez. Bilimin bunu kabul etmemesi yer çekiminin olmayışının bir sonucumudur? Tüm mesele burada. Bilinmsellik bir keşiftir hemde var olanlar üzerine bir keşiftir. Allah vardır diyoruz varlığına onu görmeden inanıyoruz bu inanışa İMAN diyoruz. Hakkında bilimsel bir veri olmasada iman ediyoruz. Onun varlığını kavramak için bilimsel veriye ihtiyaç duyanlar sadece bilime tapıyordurda belki farkında değildir. Saygılarla T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
sayın Tarafsız, İman bilim ötesi bir durumdur. Bilimsellik kendi ile bile çelişen bir oluşumdur. Düşünün Newton Yer çekim kanununu bulmadan önce bilim Bu kanunu redderdi. Newton'dan önce yer çekim kanunu yokmuydu? Elbette vardı. Bilim keşfedene kadar o gerçeği inkarla vazifelidir. Bilimsel verileri insanlar Allah'ın verdiği akılla buluyor. Oysa iman keşfi yapılmış bilim ötesi bir oluşumdur. Ben bilimsel anlamda kanıtlayamasamda, sizde aynı bilimsellikle reddedemezsiniz. Fizik ötesi gerçeklerin bilimsellikle bir alakası yoktur. Hala akıl dediğimiz varlığı biz sonuçları itibarıyle tanıyoruz. Akılı bilimsel bir konumda görebiliyormuyuz. Oysa akıl bile varlığını kendisi tespit edemiyor. Bilimsellik dediğiniz şey o an bildiğinizdir. Bulunmamış ama var olan şeyler bilim onu bulamıyor diye yok değildir. Zaman insanın durumuna göredir. Bir insan öldüğü vakit zaman onun için bitmiştir, yaşayan içinse devam ediyordur ta ki, o ölene kadar. Ölüye zaman devam ediyor diye kanıtlayabilirmisiniz bu durumu. Sizde zaman konusunda sonuçtan nedene bir çıkarım sunuyorsunuz. Hangi varlık zamanın akışının tersine hareket edebiliyor? O zaman zaman sonlu bir kavramdır. Sadece ne zaman olacağını kestiremiyoruz. saygılarla T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Buradaki ifadeleri siz kendiniz ortaya koyuyorsunuz. İnanan insan için zaten bir sorun yok, ancak inanmayan kendisine duyurulmuş bir cezaya rağmen bunu reddediyorsa her şeyi göze alıyordur demektir. Eee suçta büyük cezasıda öyle. Allah'a inanmayan eğer yok diyorsa zaten cezada yoktur diye inanacaktır. Ama ben sizde bir inanç durumu görüyorum, hatta bir korku. İnsanlardan bazıları Allah'ı reddedip arkasından daha az cezaya çaprtırılmasını talep ediyorsa buda adalet değildir. Ancak, Allah Kendini inkar edene ne ceza vereceğini önceden duyuruyor işte adalet bu. Bu cezaya çarptırılmak istemeyen Allah'ın kurallarına göre yaşamak zorunda, yok ben bu kurallara uymuyorum diyorlarsa o zaman cezaya söyleyecek bir sözleri olmaması lazımdır. Allah Kitabını Hz. Muhammed(sav) Kalbine indirmiştir. Allah her şeye kadir ise ki, öyledir. Hz. Peygamber bir yanlış yapsaydı onu düzeltecek güce Allah sahiptir. Kitap Allah'ın buyruğudur, Hz. Peygamber bu buyrukları ileten bir Resuldur. Ortada peygamber efendimizin bir psikolojik durumu mevzubahis değildir. Bu kitapla kendisine emredileni anlayıp anlayamama yönündeki kararsızlığı yaşayan insanın psikolojisidir. Ben şahsen Allah'ın şiddet ayetlerinden korkupta iman eden biri değilim. Onun şevkat Ayetleri şiddet ayetlerinden çok daha etkilidir. Bazen sırf entellektüel görünüm yüzünden inkarı seçen insanlar oluyor, oysa Allah varlık noktasında insana kendini kabul ettirecek tözü vermiştir. İşte burada özgür iradesiyle insan, Allah'ı bulup bulamayavağını kanıtlamaktadır. Her şey ortada, uyarılar belli, Tercih insana ait. Şimdi insan kendi tercihini kendi yaptı diye suçu Allah'a atmamalı. Sizin inkarınızda Allah'ın bir rolü oldumu? Özgürce inkar ettiniz. Peki suçu neden Allah'ta arıyorsunuz? Saygılarla T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Sayın brianSlapper; Yaratma işini Yaradan Kuran-ı Kerim'de anlatmış, mearic suresini okuyup oradaki zamanlamayı hesaplayan birinden anlaşılamaz bir istek bu! Siz benim bildiğimden daha fazlasını bilirsiniz eminim bu konuda. Kuran-ı Kerim İllegal bir kitap değil, her yerde bulursunuz Mealini, nette bile. Evet İşkecelerden bahsediyor Kuran-ı kerim. Ama kime işkence edileceğinide söylüyor. Tüm uyarılara kulak asmadan kendini ve Peygamberlerini ve Kitaplarını inkar edenleri, Haksız yere adam öldürenleri vb durumda olanları cehennemle müjdeliyor. Allah kanunlarını koymuş, kitapta yazmış, Peygamberle uyarmış. Tüm bu uyarılara kulak asmayanlar cezadan niye gocunurlar bu anlaşılır gibi değil. Hani Allah kurallarını önceden bildirmese, hangi suça hangi cezayı vereceğini bildirmese size hak vereceğim, ama her şey ortadayken neden bu anlayamama? T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
yaratıcı zamana tabi olsaydı oda yok olurdu. Sürekli yaşam Zamanla mukayese edilirse çöker. " Zaman Yoksa yaratma gibi bir eylem olabilemez" düşüncesi tam bir insan mantığıdır. Zamana tabi olan Yaratıcı olamaz oysa zaman sadece süreli koşullar için vardır. zamanın bir başı bir sonu olduğuna göre, son tayin edilmiş olmalıdır. Tayin edilmiş son geldiğinde zamanın olup olmamasının kimse açısından önemi kalmayacaktır. Bu düzlem içinde zamanın içine bırakılmış insan bu akışın dışına çıkmadan hareket edecektir. Allah tarafından zamanın sonu " KIYAMET" olarak belirlenmiştir. Kıyamet sonrası için artık zamanın tek adı süreksizliktir. Cehennem ve Cennet için Allah'ın ifadesi olan " Orada Temelli kalacaklardır" emri zamanın akıcı bir düzlem olmaktan cıkıp kalıcı bir düzleme geçtiğini anlatır. Yukarıdaki ifadeleriniz tamamıyle İnsana endeksli olup Yaratıcının vasfı dışındadır. Saygılarla T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Sayın Tarafsız, Bizimde yazımızda Zaman İnsana bağlıdır diye bir ifade yok. zaman sadece insan içindirde demiyoruz.. Canlı cansız yaratılmış her şey içindir. Cünkü zaman başlangıçlı vr bitimli bir düzlemdir. Ama Allah için aynı şeyi söylemiyoruz. O zamanın işleyişinden münezzehtir. Benim savım bu. Saygı ile.. T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Bakın algılamadaki gerçekliğin adıdır SÜRE insanın ihtiyaç duyduğu bir kalıbın adıdır süre. Bu anlamda her nekadar Cüzi İrade sahibi olsada insan zaman mefhumunun dışına taşamamaktadır. Anlatımdaki bu süre verilemezse anlayabilme gereklerinden biri yarine gelmemiş olur. Kısacası biz hareketi bir noktadan diğer noktaya olan seyehat olarak anlıyoruz arada geçen süreyi ise zaman. Zaman asıl sebebi ile bizde hareketin oluş yönünde bir yok oluş sunuyor. Bu manada Allah zaman üstüdür deniyor. Yani " ZAMANDAN ETKİLENMİYOR" zamanın içinde yaşayıp ondan etkilenen ve yok olan insanın durumu ile, zamanı yaratıp kendisi ondan etkilenmeyen yaratıcının durumunu birbirine karıştırıyorsunuz. Allah katında mana itibarıyle zamanın oluşunun bir önemi yok, ama insan bu zaman sürekliliğinden yok oluşa tabi olmaktadır. Aradaki fark budur. Saygılarımla T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Sayın brainslapper; İddia edilen şeyler üzerine kanıt beklemek sizin kabul ediş biçiminiz, yani varlığı ancak gözle görünür şekli ile kabul etmektir bu. Göremediğim şey bence yoktur demek materyalizmin savunduğu bir düşünce olup, buda bir kabul ediliş biçimidir. ben materyalizme inanmıyorum diyerek, materyalizmi yok sayamadığım gibi, sizinde ben İmani oluşumlara inanmıyorum derken onu yok sayamazsınız. Allah'ın " Hayy" diri vasfını kanıtlamak bana düşmez, onun kanıta değil imani bir anlayışa ihtiyacı vardır. Kanıtlamak gerekseydi Allah kendini kanıtlardı zaten. allah'ın yapmak istemediğini ben yapamam. O zahiri olarak kendisini görmeden iman etmeyi buyuruyor Müminlere. Biz bu davete uyanlarız. İman gücü ile biz varlığın sonuçlarından kendisinin varlığına yine kendi tarifi ile ulaşıyoruz. Allah'a göre kendisini kabul etmeyen yine ona aittir. yani Allah'ı reddeden Allah'ın yasalarından kendini soyutlamış değildir. Reddeden reddin, kabul edende kabulün mükafatını görecektir. Tüm oluşum adına kabul ve reddetmek bir tercihtir ancak bu tercih zaten kişiyi bağlayacağından genel manada bir ayrım kabul edilemez. Bu Tevhid dinlerinin temel anlayışıdır. Gelelim sizin 3 kere sorup benimde 3 kere yanıtladığım sorunuza. Yaratılımış her şey 3 boyutlu evrende ancak zaman diliminde bir tarza sahiptir. Bu zaman bütünlüğü her ne kadar izafide olsa zihnin algılaması, insanın düşünebilmesi, karara varabilmesi bu düzlemin işleyişi ile doğru orantılıdır. Zamana göre kurgulanmamış hiç bir şey insan için anlaşılır değildir. Allah burada zaman anlayışından çok kendisinin zaman üstü olmasını anlatmaktadır. Allah katında her iş o denli çabuk ve gereğinde yapılır ki, Biz onu yaptığımızda, sizin anlayışınızla bin yılda yapılmış gibi anlayabilirsiniz. Oysa süre bilgisi verilmeseydi insanlar yapısı gereği bu anlatımı kavrayamayacaktı. Gerçekten Allah katında zaman olsaydı Allah'ın sonsuz olmasının bir anlamı kalmayacaktı. Zaman insan için var olma ve yok olma çizgisidir. Bu çıkarımla vadedilmiş bir sürenin işlediğide apaçık kendini kanıtlamaktadır. Aramızdaki görüş ayrılığı bu. Sanırım katılmasanızda ifade ettiğimi anlaşılmışınızdır. Saygılarımla. T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Sayın BrianSlaper; Buradaki ikilem, Kuran-ı kerim'de yazılı olan değil, yazılanı farklı yorumlamanızdır. "Allah Katında Zaman" kavramını destekleyen bir veri elimizde yok, anlatılan zaman ise İnsanın Dünyadaki yaratılış tarzına uyan anlatım şeklidir. Allah ifadelerinde İnsanı hedef aldığına göre zamanın muhatabıda insandır. Dikkat ederseniz Heraklietos'un " Panta rei" kavramında (Her şey Akar) Mutlak bir zamanın devinim yönünü gösterir. Bu ifade ile zaman oldusuna maruz kalan şeyler Doğar, Büyür, Gelişir ve Ölür. Allah'ın "Hayy" Diri ve sonsuz olduğunu bildiğimize göre zaman bizim kavramımızdır insana ve evrendeki düzleme aittir. " Sürekli Cehennem azabı" na atılacak insanlardan bahsedilen ayetlerde zamanın olmadığını süregenliğin bizim anladığımız türden bir geçiş olmadığını anlatmaktadır. İşte Zamana ve mekana tabi insan için zamansızlığı anlamak zordur. Cünkü Fıtratta her şey mekana ve zaman göre ayarlanmıştır. Kuran-ı Kerim'de ifade edilen ve anlatılan zaman ögeleri insanın zaman anlayışına göredir. Daha dikkatli ve anlamsal bütünlük içinde değerlendirilirse sanırım daha net anlaşılacak. Saygılarla... T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
sayın BrainSlapper; Bu ithamlar sizin Kuran ayetlerinden kendi zannınızca çıkardığınız sonuçlardır. Buradaki ifadelerdeki açıklamalar tamamı ile size ait. Bu Ayetlerden sizin anladığınızla, gerçekte anlatılmak istenilen arasındaki fark benim inanan biri,sizinde inanmayan olmanızla yön buluyor. İşte bu tercihler bir zaman dilimine bağlanarak İnsanın karşısına kendi kitabının (Suç Ceza- iyilik Mükafat) çıkarılmasını gerekli kılıyor. Zaman işliyor, herkes okuduğundan çıkardığı anlamla ve bu anlamları döktüğü fiille yargılanacaktır. zaman izafi bir varlıktır Ancak Allah bu zaman dilimine hükmeden Mutlak bir Yaratıcıdır. Muhammed ibn-i Abdullah ibn Abdülmuttalip,Seni takip eden Müslümanların her şeye, her şarta rağmen Emrolunduğu gibi kalabilmenin Her şeyi takdir eden tek İlaha tapınmanın mutluluğunu yaşarken. Her şeyi materyalist bir fikirle anlatabilmenin ütopik sihrine kapılmış olanların düştüğü dalalete bak. saygılarla... T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Sevgili Katakuta; Forumu yeterince takip ettim. Sizin zaman ve mekan anlatımlarınızın bazılarını okudum. Yazdıklarınız, bir kitabın içinde ilk okuduğunu fazla araştırmadan yorumlayan birinin tarzına dönmüş. Anlatılan ayetleri düşünmeden yapılan kritikleri okumadan aklınıza geldiği gibi yada sizin anladığınız gibi anlatmaya çalışıyorsunuz. Buna bir sözüm yok. Bu Ayetlere nasıl inanacağınıza siz karar verirsiniz ama Bize inandırma noktasındaki gergin ifadeleriniz bizi bağlamaz. İnsanlar yapıları gereği bir mekan düzleminde ve zaman bağlamında yaşarlar. Hayatları ile ilgili her şey bir zaman anlayışına bağlıdır. Kendisine anlatılan her şeyin bir zaman diliminde açıklanması önemlidir. Zaman kavramı olmayan tanımlar insanlar için zordur anlaşılamaz. Zaman ve Mekan'ın insan yaşamı için var olduğu, Allah Katında zaman olmadığı Kuran-ı Kerim içinde anlatılmıştır. Buna geçmeden önce zamanın akışının insan yaşamındaki rolünü görmek lazım. Zamanın akışı insanda ve dünyada olan tüm canlı cansız varlıklar üzerinde yıpratıcı ve öldürücü özelliği, bize her şeyin bir başlangıcı birde sonunun olacağını gösterir. Bir insan için zaman, onun doğumu ile başlar ve ölümü ile sona erer. Dünya içinde bu çıkarım geçerlidir ama aradaki süre farklılığı daha uzun olmaktadır. Eğer Allah içinde Zaman olsaydı onun doğmuş olması ve ölecek olmasıda gereklidir. Allahın ezeli sıfatı ile başlangıçsız olduğunu anlatan bir çok ayeti kuranda size gösterebilirim. Deki Allah birdi. Allah öncesiz ve sonrasızdır. O, doğurmamış ve doğrulmamıştır. Ve hiçbir şey onunla mukayese edilemez (İhlas suresi) İhlas Suresinin anlatımı zaten zaman kavramını insanlara anlatmaktadır. Aslında Zamanın algısal bir kavram olduğunu Einstein açıklayana kadar, Kuran'daki bu ayetleri nasıl yorumlayacağını bilemeyen bir çok insanın düştüğü hataya hala düşenlerin olmasıda ilginçtir. Einstein'in zamanın göreceli olduğuna dair öğretisinde "zamanın da, onu ölçtüğümüz olaylar dizisinden ayrı, bağımsız bir varlığı yoktur. Zaman bir algıdan ibaret olduğuna göre de, tümüyle algılayana bağlı, yani göreceli bir kavramdır.(Einstein Genel Görecelik kuramı) Bu anlatımın ışığında gece rüyasında küçücük bir zaman aralığında yıllara sığmayacak bir anlatımı görmek zamanın aslında ne kadar dar olduğunun kanıtıdır. Bununla ilgili Kuran-ı Kerim'de ; "Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız." (İsra Suresi, 52) Buradaki ifade zamana dayanan bir ortamdan yine zamana dayalı bir ortama geçişten bahsetmez. Şu an Yaratılış itibarıyle bir zaman dilimi içinde anlama kabiliyetine sahip insanın bu düşünce dışında olayı gördüğünde sanki bir an yaşamış olduğunu anlayacaktır. Başka bir ayette; "Dedi ki: 'Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor." Dedi ki: "Yalnızca az (zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz.'" (Müminun Suresi, 112-114) Demekki ZAMAN gerçekten göreceli bir kavramdır. Üç boyutlu evrende Başlangıcı olan varlıklar için kaçınılmaz sonu olmasından ötürü zamana tabidir. Yoksa Allah zaten öncesiz olduğundan sonrasızdırda, bu tarz Allah'ın zamandan ayrı olduğunun kanıtıdır. Bu kuramın en ilginç yanı ise bireysel zaman anlayışıdır. Bir insan için zaman, Sadece yaşadığı süre içindir. Ölünce o insan için zaman bitmiştir. Ama yaşayan için zaman devam eder, taki son yaşayan ölünceye değin. "Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik). Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık." (Kehf Suresi, 11-12) "Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: 'Ne kadar kaldınız?' Dediler ki: 'Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık.' Dediler ki: 'Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir...'" (Kehf Suresi, 19) Ayetlerden de anlaşıldığı gibi Kehf Ehli'nin uykuya yatmadan önceki zaman dilimi ile uykudan kalktıkları anki zaman dilimi birbirinden farklıdır. Burada zamanın tamamı ile izafi olduğunu anlıyoruz. Allah zaman hususunda tek takdir buyurucu olduğunu bu ayette olduğu gibi Bakara suresinin 259. Ayetinde de anlatıyor. Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: 'Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?' Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: 'Ne kadar kaldın?' O: 'Bir gün veya bir günden az kaldım' dedi. (Allah ona:) 'Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?' dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki: '(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir.' (Bakara Suresi, 259) Tüm bu anlatımlardan Mearic suresindeki zaman anlatımının insanların anlayabildiğindende daha farklı olduğunu, Allah'ın her şeye kadir olabileceğini ve onun tek Takdir edici olduğunun ifadesidir. Saygılarla T.L.M
-
İncil ve tevrat,kuranın Allahından mı
Burada cevabı Kuran vermiş zaten. "Allah Katında bir güne denk fakat, dünya zamanı ile 50.000 yıl sürer" dediğine göre, Cebrail Allah'ın belirttiği süreye göre gelmiş olacaktır. Yani o 1 gün esasına göre hareket etmiş oluyor. Aslında burada verilen zamanlama söylemleri, Zaman ve mekana tabi olan insanın konuyu daha net anlaması içindir. Oysa Allah Zaman ve Mekan dan münezzehtir. Buradaki anlatım gücün öğütlenmesi ve örneklenmesidir. Allah'ın Cebrail vasıtası ile bir günde gönderdiği mesajları, siz yapmaya çalışsaydınız 50.000 yılı aşan bir sürede tamamlardınız diyor. Bu mantık bu kadar basit aslında. Yoksa 1GÜn= 50.000 YIl diye bir denklem kurmak yanlış olacaktır. Buradaki Kinaye biraz öncede belirttiğim gibi Allah'ın gücü üzerine bir betimlemedir. Saygılarımla T.L.M