berzah

inançlı derken ayrım yapılmadı, aslında din e inanmayan insanın da bir tür inancı var. fakat burada konu "din" olduğu için, konu üzerine açıklama yapmak istedim. inanın yazıların hemen hemen tamamını okudum, bütün konular ve yazılanlar "saygı" içerisinde ele alınmış. şahsen, inançlı arkadaşlardan ricam şu; din hakkında yazılar yazılıyor, kesinlikle kur'an ve sünnet dışına çıkılmasın ve falanca alim, filanca veli gibi argümanlar kullanılmasın. çünkü, muhatab olunan arkadaşlar kesinkes kur'an ı ve tevatür hadisleri baz alıyorlar (doğru olan budur). inançlı kesim bu konuya daha bir önem verir ve tamamen "kur'an- sünnet" üzerinden açıklamar yaparsa, daha bir önem kazanır gibi. saygılar.

"dinde zorlama yoktur" ve "senin dinin sana benim dinim bana" .. nokta konmuş. gerçek saygı çerçevesinde tartışılırsa doğruya erişilir.

bir müslüman, ancak ALLAH emrediyor diye inanır. bu karşılıksız ve pazarlıksız imandır. her türlü vaadine boyun eğer ve rızası için yaşar.. ahret olmasaydı bile (lakin var)

merhaba, kader iki kısıma ayrılır, kader-i mutlak ve kader-i muallak.. kader-i mutlak: insan iradesi nin dışında işleyen ve ortaya çıkış anına ise "kaza" denilen kaderdir. kader-i muallak: allah ın birkaç yol tayin ederek, kaza yı insanın iradesine bırakması halidir. bu şekilde araştırılırsa daha net fikir edinilebilir. kitap tavsiye: ömer nesefi/ akaid.