Arkadaşlar,
Kendinizce haklı sayılabilecek, mantıklı, güzel yanıtlar yazmışsınız . Sağolun . Ama şunu anımsatayım : ben burada yalnızca aracıyım . Dolayısıyla bana yüklenmekle, mesajlarınızı doğru adrese iletmiş olmuyorsunuz Ben de şahsen böyle bir işe kalkışamazdım, ama hiç olmazsa önyargılarımı çöpe atıp, durumu anlamaya çalıştım .
Ayrıca bir takım şeyleri açığa kavuşturalım :
1) Arkadaşımın verdiği kararın, bir anlık "aklıma esti"yle uzaktan yakından ilgisi yok . Sırf biriyle yaşamını birleştirmek istemiyor diye, sizce bu kişi (birkaç örnek veriyorum yalnızca) "kazara" çocuk sahibi olanlardan ; eşini veya sevgilisini kendine bir biçimde bağlamak için çocuk sahibi olanlardan daha mı az hakediyor anneliği? Duyuru elbette ciddi bir üslup kullanmak zorunda ama şunu bilin ki, söz konusu arkadaş bu konuyu soğuk, hesapçı bir biçimde ele almıyor .
2) Duygusal yakınlık demişken : bunu, "dostluk, arkadaşlık olmayacak" anlamında algılamayın . Eğer arkadaşım, çevrenizde gördüğünüz, %'de 90'ı anlaşamayan "klasik", ama her gün birbirini inciten ; bırakın 20 yıldır evli olanları, daha henüz 2 haftalık birliktelikten sonra birbiriyle "napıyon yav" ve gibisinden laubali biçimde konuşan, karşıdakine ve kendine özen göstermeyen, "artık çantada keklik" mantığıyla hareket edip, terlik-eşofman-tv mantığına bürünen, sonra da dalga geçer gibi 40 yılda bir mum ışığında sözde "romantik" yemek falan yiyip, "ilişkimizi sınıyoruz, tazeliyoruz" diye kendini ve karşıdakini aldatan çiftlerden biri olmak istemiyorsa, sizce bunu yalnızca ve yalnızca bencillik veya marjinallik adına mı yapıyor? HAYIR! "Çocuğun iyiliği ne olacak?" diyenler : her gün kavga eden, ya da en azından birbirini umursamayan bir çiftin çocuğu mu daha mutlu olur? Yoksa kıskançlıktan, kavgadan uzak, 2 arkadaşın yetiştirdiği bir çocuk mu?
3) Başlığa "biyolojik baba" koymak, belki yanlış oldu . Bunu sperm bankası görevini üstlenip, teslim olacak birini arıyoruz diye algılamayın . Ve "böyle biri olur mu?" sorusuna yanıt : evet, olur . Kendim tanığım .
4) Kusura bakmayın ama baba yokluğu, anne-babanın ayrı evde yaşamasından çok daha zor . Travma riski, boşanmalardan sonra görülenden çok daha az, çünkü çocuk, doğuştan böyle bir yaşam biçimine koşullanmış olacak . Ayrıca aynı evin içinde yüz-göz olmuş bir çift yerine, ayrı evlerde ama istedikleri kadar görüşebilen 2 insan olacak yanında . Zaten herşey koşullanma meselesi . Eşcinsel çiftler tarafından yetiştirilip, toplumun bir kısmının iddialarının aksine, son derece olgun, bilinçli ve en önemlisi HOŞGÖRÜ(üzülerek söylüyorum ki, bizim gibi insancıl bir millette ne yazık ki hala eksik olan bir özellik) sahibi olan çocuklar var . Çünkü doğuştan öyle bir ortama koşullanıp, öyle biçimleniyorlar . Sonradan doğan değişiklikler çok daha zor .
NEYSE ARKADAŞLAR, bu konu hakkında söylenecek çok şey var . Zaten burası tartışma ve paylaşım yeri . Görüşleriniz için de teşekkürler, ancak bunları ilgili arkadaşa iletmeyeceğim . Neden derseniz, o yapacağını aklına koymuş . Bir kulağından girer, diğerinden çıkar .
Hepinize iyi geceler...