Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

casalu25

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    18
  • Katılım

  • Son Ziyaret

casalu25 tarafından postalanan herşey

  1. Herşey güzelde sence bahsettiğimiz kalp, 4 odacıktan oluşan, atar ve toplar damarların mükemmel uyumuyla çalışan şey değilki makina örneğini vermişsin. Doğrusu saçma olmuş. Bu arada ( nasıl rastlantı, öyleki bahsettiğiniz akıl mantık, bilim hadi kalp te olsun hepsiyle ters düşüyor) yoksa sizden birimi sağlıyo bu mükemmelliyeti, ben yapmıyorum sizden birimi yapıyor? kim!. Vicdanınızı rahat bırakın yahu! Nedir esir almışsınız. İnkar edenlerin psikolojik sorunları olduğu ve vicdanen rahat olmadıkları araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Şunu söylemek istedim. en başta gözlem sonucu oluşan bilgiler beyinde toparlanarak başlayan süreç hipotez, teori ve gerçek olarak sırasıyla gerçekleşir. hipotezin teori olması için az da olsa kanıt gerekir. teorinin gerçek olması için büyük kabul görmesi gerekir. Evrim ise 18. yy karanlığında da teori olarak kabul edilse de hiçbir zaman gerçek olmayıp ilerleyen bilim sayesinde yapılan araştırmalar sonucu artık teori olarak bile görülmüyor. Araştırmaları incelerseniz bunu açıkça görürsünüz. Günümüzün bilimi rastlantıyı red ediyor. Rastlantı diyenlerin getirdikleri ŞEYLER zoraki oradan buradan bulupnup hiçbir dayanağı olmayan şeylerdir. Dikkatinizi şuna çekmak isterim ki günümüz ateistlerinin düşünce yapısı yalanlama üzerine kuruludur, çünkü bilim artık savunabilecekleri birşeyin kalmadığını söylüyor. Gerçekten onlara üzülüyorum ve hakkı(gerçeği) anlayın artık diyorum . Artık uyanma vakti geldi de geçiyor. İnanın bu güne kadar söylenen şeyler ceviz kabuğunu doldurmuyor. (kesinlikle küçümsemiyorum hakikat bu). Bu arada Çeçen direnişci kardeşlerede hakkı(gerçeği) bilenler olarak hep birlikte dualarımızı kavuşturalım. Zafere ulaşaçaklar inşallah.
  2. Herşey ayetlerde çok güzel açıklanmış, ayetlerden yana şüphe içinde olanlar lütfen bidaha okusunlar, anlıyamazlarsa tekrar tekrar, hala anlıyamazlarsa akılla ilgili ayetlere ve hadislere bidaha baksınlar. Eğer bildiğimiz manada aklı olan herkes iman etseydi, belli geri zekalılar hariç imansız kalmazdı. Bu da dünyayı imtahan yeri yapmaktan uzak yapardı. İşte bahsedilen aklın bizim bildiğimiz geri zekalı olmama durumu olduğu açık. Hala inkar ediyorlarsa ve iman etmeyide kendilerine çok uzak görüyorlarsa 'b' ve 'c' deki ayetleri bidaha okusunlar...
  3. Kur’an-ı Kerim’e Göre Akıl ve Duyu Organlarının Önemi a) Hiç bir şey bilmeden anne karnından çıkan insana Allah’ı hakkıyla tanıyıp şükretmesi için (düşünme ve bilgiyi yorumlama aracı) kalp ve duyu organları verilmiştir. (Bkz. 16/Nahl, 78) bb) Allah’dan ğafil olanlar, kendi iradeleriyle duyu organlarını ve kalplerini fıtratları doğrultusunda kullanmadıkları için Allah onların kulak ve kalplerini mühürlemiş ve gözlerine perde çekmiştir. (Bkz. 2/Bakara, 7; 16/Nahl, 108) c) Duyu organlarını ve düşünce sistemini gereği gibi kullanıp Allah’a teslim olamayanlar, insanlıklarını kaybederler, hayvandan daha aşağı derekeye düşerler. (Bkz. 7/A’raf, 179) d) Aklın merkezi kalp ve duyu organları, yaptıklarından (ve yapmak zorunda olup yapmadıklarından) sorumludur. (Bkz. 17/İsrâ, 36) e) Gerçek körler, kafa gözü görmeyenler değil; kalp gözlerini, basiretlerini kaybedip, tarihten ibret almayan ve geçmiştekilerin işlediği hataları tekrar edenlerdir. (Bkz. 22/Hacc, 46). LÜTFEN KUR'AN AYETLERİNİ YALANLAMAYALIM, BUNU GEREK İNANCA SAYGI GEREKSE HERKESİN HAYRI İÇİN İSTİYORUM. KABUL ETMİYOR OLABİLİRSİNİZ... Kur'an, insanları akıllarını kullanmaya dâvet ederken, direkt veya dolaylı olarak aklın hüccet/delil olduğunu ortaya koyar. Meselâ karşı taraftan aklî delil getirmesini ister: "(Ey Rasülüm!) onlara de ki, eğer doğru söylüyorsanız delilinizi getirin (ortaya koyun bakalım)." (2/Bakara, 111) Yaratıcının tek olduğunu ispatlamak için kıyasa baş vurmuştur, bu da akıl yürütmenin delil olduğunu gösterir: "Eğer gökte ve yerde Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, yer ve gök ikisi de (bunların nizamları) muhakkak fesâda uğrar, bozulup giderdi." (21/Enbiyâ, 22) Nihayet yaklaşmakta olan kıyamet günü, yer ve göklerin düzeni Onun emriyle bozulacak. O gün kainattaki her şeyin onun emri altında olduğu anlaşılacak ve iman etmeyenler tarifi imkansız bir pişmanlık içinde olacaklar. Unutmayalım ki kıyametin eşiğindeyiz. İman etmeyenlerde dünyanın sonun yakın olduğunun farkındadırlar. Kur'an, akıl üzerinde bu kadar durup aklın önemini vurgulayarak, bazı muharref veya uydurma dinlerin "iman akıldan uzaktır; iman akılla bağdaşmaz; Dine girmek ve anlamak için aklı kapıda bırakıp buraya öyle gireceksiniz; Mü'min olabilmek için aklı bir kenara bırakıp sadece kalpten yararlanmak gerekir" şeklindeki anlayışların yanlışlığını belirtiyor. Unutmayalımki akıl insanı hayvandan ayırır, ama algılamak yetmez muhakeme ve mukayese yapılmalı çokça düşünülmeli.
  4. Hadi o zaman bilimle rastlantıyla kainatın sırrı açıklansın. Asıl varsayım bilimin de inkar ettiği rastlantıdır, ortada ne kanıt var ne de doğru birşey.Bu arada ,yam yam, son yaptığın yorumda şu görülüyor ya anllatmak istediğimi pek anlamamışsın yada anlamak istememişsin. Bunun takdirini başlığı takip edenler rahatça verebilir . Artık bakıp da görmüyorsanız, duyup da anlamıyorsanız, Tarafsız ve yam yam, için elimden sanırım bişe gelmez. Ama yaratandan ümit kesilmez. Ben sadece tavsiye verebilirim taktir yaradana kalmıştır. Dediğim gibi ben burda hakkı(gerçeği) görmek isteyenler için varım, inkar etmek isteyenler için değil. Şu halde tarafsız ve yam yam ı bu başlıkta muhattap kabul etmiyorum. Şunu belirtmek isterimki onun (haşa) savunulmaya ihtiyacı yok. Eğer gerçeği(hakkı) anlamak istiyorsanız size en acizane şekilde yardım edebilirim. Bu msn adresim: [email protected] SAYGILAR...
  5. casalu25 İnkar etmeyede değil, anlamaya çalışıyoruz. Anlasaydık bütün kainatın sırrını, tabiatını herşeyini çözmüş olurduk. Bu da olmadığına göre, demekki henüz kimse anlayamamış. Kafadan uydurarak anlamak ayrı şey, gerçeği anlamak ayrı şey. Demiş Tarafsız... Benim şu an buraya yazdıklarımı okuyabilecek her insan kainatın sırrının ve herşeyin bilimsel olarak hiç bir zaman tamamen çözülemeyeceğini bilir. Ama şöyle bir şey varki, bir kısmını çözmüşüz (buna gördüğümüz şeyler, duyduğumuz sesler de dahil). Bu durumda çözdüğümüz kısımlar bize hakkı(gerçeği) anlatıyor. Tüme varım teoremini kullanarak evrenin sırrını bu şekilde herkesten çok anlayabiliriz. Eğer gerçeği görmezsek bırak evreni daha evrende zerre olmayan kendi var oluş sebebimizi anlıyamayız. Öylece yerimizde sayarız. Senin 'kafadan uydurmak' dediğin şekille bakarsak bütün evreni anlarız, ama 'gerçeği anlamak' dediğin şekilde bakarsak bir arpa boyu yol alamayız. Artık gerçek ve uydurma hangisi siz kararverin...
  6. ilk olarak, benim anlatmak istediğim şuydu, eğer doğada bulunan atomlar basitlik sıralamasına göre fazla bulunuyorsa peryodik cetvel aynı zamanda atomların en çok bulunma miktarlarının sıralaması olurdu. Ama böyle birşeyden bahsetmek mümkün değil. İkincisi, bileşiklerin doğada bulunma miktarları, tam da insana hizmet eder şekilde. Üçüncü olarak bilimsel yayınlar incelendiğinde tuzlu su va tatlı su ayrımını çok rahat görülür, bunlar kullanılabilir ve kullanılamaz su kaynakları diye geçer. Dördüncü olarak, yönteminizi nasıl buldunuz, yoksa o rastlantı eseri oluşan doğamı öğretti. Vaybe nasıl rastlantı ki o kadar evreden geçip çeşmaden akıyo. Ne güzel açıklamayı yapmışsınız. Gelelim artı eksi meselesine, bu konu dünyanın sonuna kadar açıklanamayacak bir bulgudur. Bu tip bulgular bilimin her bölümünde bolca vardır. Bunlar bilimin yeni gelişen bölümleri olmayıp tamamen bilimin üzerine kurulu olduğu noktalardır. Yani şundan herkes emin olabilir bu konularda hiç bir bilimsel araştırma yapılmaz, yapılamaz ancak bilim bunların üstüne kuruludur. Eğer bulunacak olsaydı 100 yıllar önce bulunması gerekirdi. Bnlardan biride S ve N kutupların manyetik çekim kuvvetidir. Görüldüğü üzere bilim rastlantıyı tamamen red eder.
  7. Hidrojen evrende en bol bulunan elementtir. Bunun nedeni yapısının basit olmasındandır. Yalnızca 1 elektron ve protondan oluşur. demiş, yam yam Peki neden oksijen(A.no 8, k.no ~=16) gelir peşi sıra. Halbuki dediğine göre basitlik sıralamasına göre, peryodik cetveldeki sıra aynı zaman en çok bunan elementler sıralaması olarak kabul edilmeli. Sonrada demir geliyo, sen şu işe bak o da 26. sırada. Dediğin şey çok saçma bilimle tamamen tezat. İkincisi neden h2o(içilen) tam bize yetecek kadar, hemde 5 derecede kaynadığını kabul etsek ne olur halimiz, neden CO kadar az değil. Dikkat edersen kafasına göre elektronlar sevye değiştiremez demişim, yani dışarıdan etki olmaksızın. Örneğin yıldırımda elektronlar belirli kabuk sevyelerine geçer bu sırada açığa çıkan enerji ses ve ışık olarak ortaya çıkar. Olsa bile belirli kabuk sevyelerinde bulunurlar ara formlar yoktur. Nasıl canlıların oluşumunda ara formlar yoksa. Bide proton elektronu artı eksi ilişkisinden çeker demişsin, sağol ya sen olmasan napardık. Peki şöyle soriyim artı eksiyi neden çeker? İkincisi ay dünyayı neden çeker buna da heralde kütle çekimi dersin. Bunuda şöyle soriyim kütle kütleyi neden çeker? Ayriyeten başlığın ana yazısının tam olarak anlaşılarak okunduğunu sanmıyorum. Unutulmaması gereken şey şu ben burda hakkı acizane şekilde göstermeye çalışıyorum, amacım ispatlamak veya kimseyle tartışmak değil zaten ispatı her yerdedir. Bakmak değil görmek önemli. Eğer insan oğlu 16 yaşında dünyaya bilinçli gelseydi, evrendeki her şeye bakarak şaşkınlıktan deli olurdu. Bebeklik döneminden süre gelen alışma evresinden sonra bize normal geliyor not(bilimsel kaynaklara dayanır). Ama sanırım bazıları çok alışmış. Şunu da söyliyim artık bunları kabul etmeyecek biri için benim faydam dokunmaz yanlızca onun için dua edebilirim. İNKAR ETMEYE DEĞİL ANLAMAYA ÇALIŞALIM. Sana bişe daha söylicem artını eksiyi neden çektiğini açıkla bakalım. Bakın ben tüm bunları bir tanrıya gerek duymadan açıklayabiliyorum. Siz neden "tanrı yaratmış ki böyleler" demek yerine araştırmıyorsunuz? demişsin SAYGILAR...
  8. bir iddiayla kendine güvenerek konu açmış, tamamen bilimsel demiş ve parantez içinde "içinde şüphe bulunanlar için" yazmışsın. Ama yazının içeriğinde Allah'ı anlatan hiçbir bilgi yok !!! hatta yazıyı okuyunca içimdeki sorular ve kuşkular dahada arttı. Mesela yazımla ilgili kuşkun nedir? merak ettim yaw, halbuki hiç bir kuşkuya yer vermemesi gerekir diye düşünüyodum, üstelik herşeyde onu anlattıyor, biraz anlamak iste bence (kesinlikle kabul et demiyorum)? Ama konumuz kesinlikle bu değil.
  9. Yazıyı nekadar önyargılı okuduğun açık, yada okumadığınmı desem. İnsan yönünü şaşırdımı nereye çamur atacağınıda bilmiyor. Anlamaya çalışın inkar etmeye değil.Bu herkes için en iyisi olacaktır kanaatindeyim. Bu arada 'tanrı yarattı' demedim ben, sadece alıntı bir cümlede geçiyor. Demekki biraz anlamışsın ama hala rastlantı bataklığından çıkamıyorsun. Sadece düşünmek yeterli. Malesef senin problemin onun varlığını az yada çok araman değil, aklındaki "casalu25 in önermelerinin Allah'ın varlığını kanıtlaması mümkün değil hatta hiçbir önermenin böyle bir iddiası olamaz" yanılgısıdır. Nezaman bu yargıdan kurtulursan o zaman onu en başta kendinde göreceğinden şüphen olmasın. Amacımız kimsesiyi yermek değil, sadece birilerine acizene yardımımızın dokunmasını ve birilerinin hakkı (gerçeği) anlamasını sağlamaktır. Saygılar...
  10. İnsan daha bu dünyanın sırrını çözememiş, birileri gelip ben "varoluşun sırrını çözdüm" diye ortaya fırlıyor ve bunu herkese yutturmaya çalışıyor Düzeltiyorum daha insanlar kendi var oluş sırrını bilmiyor, kalkmış evrenin nasıl oluştuğunu bize yutturuyor... Unutulmaması gereken şudur, bilimde ve felsefede çözüm her zaman size en yakından başlar. Saygılarımla...
  11. Olay sadece bakmak olsaydı dünyada inkarcı olmaz dı. Bakar körlük dediğimiz olay. Şimdi benim burda yaptığımsa bunları göstermek değil anlaşılmasını sağlamaktır. Tabi anlamak istenirse. Bunların hiç birinin rastlantı olamadığını göstererek yaradana ulaşmanı sağlamak. Ve bu olaylar arasındaki mükemmel uyumu görerek birliğe ulaşmak. Yaradanla yaratılan arasındaki farkı anlayarak ezeli ve edebi olduğunun anlaşılmasını sağlamak. Yaradanın görünmez tutulmaz olduğu ise bu dünya için geçerli olup ahirette cennette görüleceği belirtilmiştir. Belkide biz soyutuzdur neden olmasın? Belkide herşey somut ama arada bir perde var. Yazımın tam olarak anlaşıldığını sanmıyorum çünkü sorulan şeylerin hepsinin cevabı zaten yazıda mevcut. Şunu söylemek isterimki, rastlantı sapağından kurtulmak demek zaten yaratana ulaşmak demek. Gelelim yazımın bilimsel omadığı kanısına bunun nerden çıkarıldığını öğrenmek isterim. Hepsi fen ve sosyal bilimler içinde mevcuttur. Evrim teorisi, adı üstünde sadece bir teoridir, kanıtlanmadıkça gerçek olarak kabul edilemez. Evrim zaten dünya uzerinde olan birşeydir ama bu yanlızca calının kendi türü içinde gerçekleşir. Yani bir canlıdan diğeri oluşamaz ve böyle bir olayada rastlanmamıştır ara formlar bulunamamıştır. Şunuda ekliyim sorumun cevabını alamadım neden canlılar kendi içinde aynı değil.
  12. Başta neden bu başlığı açtığımı açıklamam gerekirse; İnsanoğlu var olduğundan bu yana bilimin zirvesine bugün ulaşmıştır. İnsanoğlu, biraz ilim sahibi olduğunda zaten bahane arayan inkarcılar, tamam işte benim sarılacağım şey diyerek bilime sarılmışlardır. Ama şunun farkında değillerki sarıldıkları şey dediklerinin tam tersini söylüyor. İşte başlığı açmamın sebebi. Şimdi gelelim başka bir konuya, görüyorumki bu forumdaki inkarcılar gerçekten fazla yola gelmiyecekler. Hatta yaratan bilir, mucize görseler bile. Burada bulunmamın sebebi bu yazıları okuyan ve içinde şüphe bulunanların şüphelerini gidermek içindir. Hakkı (gerçeği) savunan herkesin amacı bu olmalı, yoksa ben davetimi adeta taşalma ile ve hiçbir kanıt getiremeden yanıtlayanlarla uğraşmam. Kalpleri taş kesilmişlerle uğraşamam. Kendini taşla bir görenlerle de. Evet ne diyorduk, bilim. Şimdi basit bir giriş yapalım bir gün bitane oksijen atomu, iki tane hidrojeni görmüş ve demişki gel kardeş olalım ama, hidrojen demişki kardeş sen manyakmısın birimiz yanıcı birimizde yakıcı biz birleşirsek ne olur. Ama öyle birşey oluyorki ikisi birleşiyor ve ateşi söndürüyor, başlıca içeceğimiz oluyor. Hemde dünyada o kadar varki tam da insanların kullanacağı miktarda ne altın kadar az ne de hidrojen kadar fazla. Atomlar ki elektronlar çevresinde öyle dönerki hiç biri hiç birine çarpmaz ve hepsinin de sevyesi bellidir öyle kafasına göre sevye değiştiremezler. Çünkü proton elektronu çeker. Ne güzel hikaye gibi. Ama bidakka proton elektronu neden çeksinki, dünya ayı neden çeksinki. Şimdi bilim biziz diyoruz bilim herşeydir diyoruz peki çok basit bir eylemden bahsedecem. Fizik matemetik her neyse, her yolun bir yarısı vardır demi, peki ben bir tebeşiri tahtaya doğru fırlatırsam kağıt üzerinde her yolun yarısın alarak ilerletirsem onun hiçbir zaman tahtaya ulaşmadığını görürüm. Bilimin arkasına sığınanlar açıklayın bakalım. İşte yaratan o tebeşirin tahtaya çerpması kadar açıktır. Ha bak, suyun yüzey gerilimi kuvveti olmasa musluktan su akmaz, boğazımız dilimiz kupkuru kalır.Malzemeler öyleki atomlar bazılarında kübik bazılarında hacim merkezli bazılarında da yüzey merkezli dizilmişler. Buna göre nemi değişiyor, onun mukavemeti(dayanım gücü)elastiklik katsayısı ergime kaynama sıcaklığı. Düşünsenize suyun 5 derecede kaynadığını heralde buhar içerdik. Boğaz köprüsünü tutan çelik halatların lastik gibi kopabileceğini düşünün. Belimizdeki kemerin çelik gibi sağlam olacağını düşünün. Hem şunu aklım almıyor. Diyelimki tamamen atmasyon olan ve bilimsel olarak çoktan yalanlanmış evrim süreci sonucu oluştuk, peki niye mesela her h2o atomu aynıdır. İnsanlar, eşekler ne biliyim canlılar neden kendi içinde aynı değil. İnsan DNA’sındaki yapının çözülmesi ile elde edilen bilimsel sonuçlarla bir çok bilim adamı evreni yeniden sorguladı, Dünyanın en önemli gen uzmanı olarak tanınan eski ateist Dr. Francis Collins, “Genetik yapımızın mükemmelliği sadece Tanrının eseri olabilir” diyor. Uzaya giden astronotların aşırı radyasyona maruz kaldıkları belirlenmiştir. Dünyada ise rahatça yaşıyoruz radyasyon ve bütün değerler insanın yaşamasına uygun. Darwine göre heralde dünya oluşurken gökyüzündeki atomlar söyle bir düşünmüşler demişlerki peki bu insanları UV ışınlarından ne koruyacak en iyisi ozon tabakasını oluşturalım... Yazsam sabaha kadar durmam ama anlayan için bunlar bile çok. Anlamaya çalışın inkaretmeye değil... Şundan emin olabilirsiniz mümin kimseler kafirlerden ne para ne pul ister sadece onların iyiliğini ister. Vicdanınızı hür bırakın kendinize eziyet etmeyin. Eğer hala şüpheliyseniz size sonuna kadar yardımcı olmaya çalışırım, bu da msn adresim: [email protected] 18. yüzyıl karanlığının bir yalanı olan evrim teorisi günümüzde bilim tarafından yalanlanmıştır ve boşa çıkarılmıştır. Bilimin bize anlattığı yaradanı ,inkar ederek bunların hepsine sadece basit bir rastlantı demiştir. Nekadar akla ve mantığa ve bilime uzak. SAYGILARIMLA...
  13. Yüce kitabı anlamak ve meal yani varılan sonuca varmak için belli ilim sahibi olmak gerekir. Evet meal varılan sonuç demektir, tam olarak çeviri yapılmaz yapılsada saçma olacağı aşikardır. Peki varılan sonuç yani meal nasıl belirleniyor, alim yani ilim sahibi kişiler bir araya gelerek ortak görüş bildirir. Bahsettiğin konuda da ortak görüş olarak, evrenin genişletilmesinden bahsedildiği açık. Başka yorumlar da olacaktır ama biz her zaman çoğunluğun görüşünü benimsemeliyiz taki gerçekten sonuç çıkarabilecek ilme varana kadar. Tamamen bilimsel...
  14. Son olarak şunla bitirilebilir "Tedbiri al taktire karışma."
  15. Gök cisimleri düşmüştür ama bu bilimle bu kadar ilgilenen insanlar için hiçbişe demektir .Eğer çok azı düşseydi dünya üzerinde kimse kalmazdı. Laf oyunu yapmaya gerek yok. Şimdi gelelim asıl konuya sen benden Yüce Kitabın ayetlerini doğrulamamı istiyorsun, sana bunları kanıtlasam eminim ki bunları nerden bulduysan yine ordan copy paste yapıp onlarcasını soracaksın. Yani anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. (İnsanoğlu nekadarda ilmine güveniyo halbuki onlardan bazıları daha kendi varoluş sebebini bilmiyo) En başta kendi varlığını sorgulaman gerek bunu vicdanına soracaksın , rastlantı denen ******* saplantıdan kurtulman gerek, kendi varlığının nedenini anladıktan sonra evrene ,daha sonra yaradana varacaksın. Şimdi ben bu 6 sorunun cevabını yanıtlamıyacam eğer gerçekten öğrenmek istiyosan yani dediğim aşamaları kateddiysen sana Yüce Kitabın hepsini açıklarım hiç merakın olmasın. Buda msn adresim gerçekten bişeleri konuşup paylaşmak için herkese açığım yeterki önyargılı olmayın. [email protected] (az tartışmak çok düşünmek için)
  16. Hiç bir gök cismi yer yüzüne ulaşamaz bu atmosferin sürtünme sonucu oluşturduğu yakıcı etki sonucundadır. İşte bu korunmuş tavan. Mühendislik öğrencisiyim. Yanlız burası bir tartışma formu olduğuna göre tartışılarak hiçbirşeyin değişmeyeceğine inanaların en azından tartışma ortamına seyirci kalması gerekir bence. Önyargının esiri olamak gerek... Önyargının esiri olmamak gerekir...
  17. tam olarak öyle en basitinden Hiç bir gök cismi yer yüzüne ulaşamaz bu atmosferin sürrünme sonucu oluşturduğu yakıcı etki sonucundadır. Atmosferin belli bir yüksekliği var ve gerçekten {(1)Atmosfer’in Dünya’mıza en yakın katmanı Troposfer’dir. Bu tabakanın kalınlığı kutuplarda 6 km’ye kadar inmekte, ekvatorda 12 km’ye kadar çıkmaktadır. Hava olayları Troposfer’in 34 km’lik kısmında oluşur. Atmosfer’in gazlarının %75′i bu katmandadır. (2) Troposfer’in üzerinde 50 km. kadar yüksekliğe uzanan Stratosfer vardır. (3) Üçüncü olarak Ozonosfer, Ozon Tabakası olarak da anılır ve canlılar için öldürücü etki yapan mor ötesi ışınları tutar. (4) Bunun üzerinde Mezosfer vardır. (5)Mezosfer’in üstünde Termosfer, (6) Termosfer’in üzerinde yeryüzünden 500 km kadar yükseklikteki İyonosfer vardır. Bu tabaka radyo dalgalarını yansıttığı için yeryüzündeki haberleşmeyi mümkün kılmaktadır. (7) Atmosfer’in en üst katı ise Ekzosfer’dir ve 10.000 kilometreye kadar uzanır. Bu katmanda gaz oranı iyice azalmış ve iyonlara ayrılmış durumdadır."}şeklinde yedi tabakadan oluşmaktadır. Hem hergün insan kafasını kaldırıp bulutların ayın ve güneşin muhteşem gösterisini izledimi, aklına mükemmeliyetten başka hiç bişe gelmez. Şimdi bu mükemmelliyet rastlantıdır diyenler zaten vicdanlarıyla büyük çelişki içinde olup, her gün başka bir kanıt arama peşine düşselerde ellerinde insanın aciz ilminden başka hiç bişe getiremezler (ki insan ,fizikten bahsedilmiş, yuvarlanan cismin daha eliptik hareketlerini günlerce incelerde gerçek sonuca yakın değer bulur yanlış anlamayın bugünki bilim, quantum fiziği denildimi akıllarda binlerce soru ve kapalı noktalar hala ortada tam anlamıyla kurallar yoktur.) ve getirilen sebepler açıklama değil sadece taşlamaya yöneliktir (açıklama da yok ). Ben derimki ,insanoğlu bir gün ölümü tadacak, o zaman biraz neden diye sormak lazım. Hoca ders anlatırken ufak bir kapalı nokta olduğunda aslan kesilen ve neden nasıl gibi sorularla hocaları sıkıştıran bilim şovalyeleri, acaba evren hakkında ne kadar neden ve nasıl diyolar. HEPSİ RASTLANTIYMIŞ SANA ŞUNU SÖYLİYİM VİCDANIN KAN AĞLIYOR... (ŞU AN LİSANS ÖĞRENCİSİYİM VE KESİNLİKLE BİLİM RASTLANTIYI RED EDİYOR)
  18. Ben formun yeni bir üyesiyim, formda kime yararım olursa bu beni mutlu eder. Tartışmaların hep edep içinde ve belli bir üslupla yapılmasından yanayım, bu da herkesin inancına saygı göstermekle olur.Formdakilere selam. cevap:LâTengeriin boşigilahe "Insanlar illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir." Bu Hadis-i şerifte geçen cihad kelimesinin manası toplu hareketten ibarettir.Savaş anında henüz başlarken eğer İslamiyeti kabul ederlerse savaşa gerek yoktur. 'Cihad' kelimesi kimse kimseyi suçsuz yerde öldürsün manasında değil, savaşları kastedmiştir. Savaşta da kimse kimseyi gelsin beni öldürsün diye beklemez herhalde. Gayet açık ki. İslamiyette şiddete yer yoktur taki biri size zulm edene kadar, buna da yine sabır gösterilmesi tavsiye edilmiştir, son çare olarak onlarla mücadele etmemiz gerekmektedir. bu arada alıntı işini yapamadım neyse öğrenecez
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.