-
AHMET NECDET SEZER
yine taşa vurdun baltayı ben onlara oy vermediğimi söylemiştim tabi tabi veto yetkisini kullanmış mı baktınız mı ?
-
AHMET NECDET SEZER
deme öyle önemli önemli gönül gözü herzaman iyi görür bi eksiği vardı işte teröristleri polis yakalıyo o affediyor bide 7 sene bi makamı işgal etti bide 7 sene bizi cumhurbaşkansız bıraktı bide....işte öyle
-
ADD BİR KADIN ..
seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm abla hem bu konu topice ters düşer ne yaparsın olumsuz bir bilgiye (!) sahip olmak olumlu olupta yanlış bilgiye sahip olmaktan her zaman iyidir..
-
ADD BİR KADIN ..
Kendileri ilgi alanımın dışındadır abla
-
AHMET NECDET SEZER
abla 180 dereceyi unutma
-
AHMET NECDET SEZER
valla ablacım o birileri beni hiç ilgilendirmiyor çünkü oy vermedim..oy verenler düşünsün.. ama cumhurbaşkanını hiç unutmayacağım!! ..
-
ADD BİR KADIN ..
ben öyle bir iddiada bulunmadım abla.. Vatan için çalışan kişiler takdiri hak eder tabiki Amerikan uşaklığını kabul eden kim varsa onun gibi olsun.. İstanbul Üniv. de yeterince tanıttı kendisini açıklamaya gerek yok..
-
AHMET NECDET SEZER
seni unutmayacağız cumhurbaşkanı seni hiç unutmayacağız cumhurbaşkanı nasıl Rahmetli Turgut Özalı unutmadıysak ama 180 derece farkla
-
ADD BİR KADIN ..
Ablacım bilirsiniz ki küfür tek millettir. Bugüne kadar bu söylemleri herkes söyledi Amerika bile ya bizdensiniz ya karşımızda demiyor mu? Kişinin Fikri neyse zikride odur..Kafasının içi farklı eylemleri ve söylemleri farklı olan bir insan ne derece topluma faydalı olur ortadadır...
-
ADD BİR KADIN ..
Hz. İsa'nın emriyle Tandoğan'da mı İstanbul'da, 1970 ve 80'li yıllarda Sevgi Birliği adlı bir grup vardı. Grupta yer alan ilginç isimler bugün dikkat çekici makamlarda. Tarihçi Murat Bardakçı bir şeyi merak ediyor: 16 Nisan 2007 09:06 Murat Bardakçı'nın makalesi Hazreti İsa'dan sonra sıra Tandoğan'da mı? İstanbul'da, 1970'li ve 80'li senelerde Sevgi Birliği isimli bir grup vardı. Grup parapsikoloji ile yani hipnotizma, manyetizma, ruh çağırma ve bedensiz varlıklarla temas etme gibisinden işlerle uğraşırdı. Başlarında Refet Kayserilioğlu adında bundan birkaç sene önce vefat eden röntgen mütehassısı bir doktor bulunuyordu. Mürid sayısı yüksekti ve müridler o yılların İstanbul'unun kalburüstü isimleriydi. Dr. Refet Kayserilioğlu "Beyti Dost" isimli bir "ruh" ile temas ettiklerini söyler, adı bir cins kebabı çağrıştıran Beyti Dost' tan medyum vasıtasıyla aldığı tebliğleri grup üyeleriyle paylaşır ve bunlarla ilgili kitaplar yayınlardı. O senelerde parapsikoloji konularına merak duyuyor fakat hiçbir gruba girmiyor, sadece bazı toplantılara dışarıdan katılıyordum. Ama açık söyleyeyim: İstanbul, o yıllarda ruhçu gruplar bakımından gayet zengindi ve sıradan manyetizmacısından Altın Şafak mensubuna, tapınakçısından Gül ve Haç Kardeşi' ne kadar ne ararsanız vardı. Refet Bey ile 1970'lerin sonunda ve 80'lerin başında, grubun Taksim'deki merkezinde iki defa röportaj yaptım. Hipnotizma işini Türkiye'de en iyi bilen birkaç kişiden biri olduğu söyleniyordu ama hakkında bir söylenti daha vardı: Hazreti İsa' nın ruhunu taşıdığını iddia ettiği, Beyti Dost' un da aslında Hazreti İsa olduğu ve talimatlarını Refet Bey vasıtasıyla yazdırdığı... SON ÜÇ PEYGAMBER Bu söylentileri Refet Bey' e açıkça sordum. "Ne reddederim, ne de kabul ederim" dedi ve şaşırtıcı bir başka söz söyledi: "Beyti Dost, son üç peygamberden birinin ruhudur". O senelerin meşhur sunucusu Cenk Koray da Sevgi Birliği grubunun üyelerindendi ve Beyti Dost'un son üç peygamberden biri olduğuna o da inanmıştı. "Ama, peygamberleri dünyadaki halleriyle düşünmemek gerekir. Ölümlerinden sonra çok daha yücelmişler ve Yüce Yönetici Varlıklar' ın arasına katılmışlardır" diyordu. Derken, ruhçu çevrelerde yeni bir söylenti çıktı. Bu defa Cenk Koray' ın da bir peygamberin, Şit Aleyhisselâm' ın reenkarnasyonu olduğu, yani peygamberin ruhunun Koray' ın bedenine girdiğine inanıldığı anlatılıyordu. Bu, her iki peygamberin haftanın birkaç günü Refet Bey' in Taksim'deki muayenehanesinde buluşup hâşâ mü'minlerini irşâd etmeleri demekti. Koca koca adamlar işte böyle "Ruh geldi, tebliğ verdi, yaratılışın sırrını anlattı" cinsinden işlerle uğraşıyor, üstelik kendilerinin kozmik görevli olduklarına inanıyorlardı. Durup dururken çeyrek asır öncesinin bu tuhaf grubunu neden yazdığımı merak etmiş olabilirsiniz, söyleyeyim: Dr. Refet Kayserilioğlu, "Sevgi Dünyası" adında aylık bir dergi çıkartırdı. Dergide Beyti Dost' un tebliğleriyle beraber diğer mâlum konularda yazılmış yazılar vardı. KİM BU YAZAR? Derginin yazarlarından birinin ismi, "Nur Serter" idi ve ruhçu Sevgi Dünyası' nda bilgelik, kehanet ve Nostradamus bahislerinde yazıları çıkıyordu. Yazar, Kemal Alemdaroğlu' nun İstanbul Üniversitesi Rektörü olduğu sırada yardımcılığında bulunan, sonra Atatürkçü Düşünce Derneği' nin başkan yardımcılığına gelen ve önceki gün Ankara'da yapılan Cumhuriyet Mitingi' nin düzenleyicilerinden olan Prof. Dr. Nur Serter ile aynı adı taşıyordu. Şimdi hiçbir yorumda bulunmadan, Sevgi Birliği isimli grubu yakından bilenlere, hattâ Prof. Dr. Nur Serter' e, müsaadeleriyle kısaca soruyorum: "Son üç peygamberden birinin", büyük bir ihtimalle de Hazreti İsa' nın ruhuyla yahut bizzat kendisiyle temas ettiklerine inananların çıkardığı Sevgi Dünyası dergisinin yazarı Nur Serter günümüz Türkiyesi'nin en sıkı Atatürkçülerinden olan Prof. Dr. Nur Serter midir, yoksa ortada sadece bir isim benzerliği mi vardır? Konuyu yakından bilenlerden, özellikle de Prof. Dr. Nur Serter' den tatmin edici bir cevap gelirse, açıklamasını burada yayınlamaya hazırım. Ama cevap alamadığım takdirde " Sükut, ıkrardan gelirmiş " diye düşünmeden edemeyeceğim. (Sabah)
-
lütfen.......
60 saniye sanki bi film adı gibi geliyo evet 60 saniye olmasın saniyelere özgürlük
-
CUMHURİYET MİTİNGİNE GELEMEYECEĞİM AMA DESTEKLİYECEĞİM. ("mitinge gelemedim ama düşünceleri paylaşıyorum, destekliyorum, Cumhuriyet'e sahip çıkıyorum)
abla bunlara dikkat edersen rejim tartışmaları falan çıktığı zaman ortaya çıkıyor ve mütedeyyin çevreyi kullanmaya çalışıyorlar tıpkı 28 şubatta olduğu gibi..
-
CUMHURİYET MİTİNGİNE GELEMEYECEĞİM AMA DESTEKLİYECEĞİM. ("mitinge gelemedim ama düşünceleri paylaşıyorum, destekliyorum, Cumhuriyet'e sahip çıkıyorum)
o gurubu ciddiye alıp takan kim?
-
CUMHURİYET MİTİNGİNE GELEMEYECEĞİM AMA DESTEKLİYECEĞİM. ("mitinge gelemedim ama düşünceleri paylaşıyorum, destekliyorum, Cumhuriyet'e sahip çıkıyorum)
Frozenin belirtmiş olduğu linkinden alıntı..(yorumsuz) Ankara'da Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya aday olmaması için darbe dahil her türlü engelin konulmasını isteyen bu grubun 14 Nisan'da gerçekleştireceği mitingden bir gün önce, bir başka grup da onların Aksine Başbakan Erdoğan'a destek için herkesi camilerde eyleme çağırıyor.. abla kendi kendi tekzibledin..senin söyleminle dini siyasete alet ettin..ama sen söyleyince bu olmuyor mu yoksa belki ben yanlış anlamışımdır!!!
-
CHP Kanaltürk ilişkisi
CHP kılıf buldu, Özkan reddediyor! CHP Kanalturk'e para verdiğini itiraf edip, 'belgesel çektirme' kılıfına sığınırken, Tuncay Özkan hâlâ "ispat etsinler, intihar ederim" diye şov yapmayı sürdürüyor.... 11 Nisan 2007 08:51 Yazı boyutunu büyütmek için Vatan gatezesi yazarı Mustafa Mutlu'ya konuşan Tuncay Özkan, "Ben veya Kanaltürk, CHP de dahil olmak üzere hiçbir kurumdan ya da kişiden bir kuruş hibe almadık. Eğer bir kişi çıkıp da âBiz reklam dışında Kanaltürkâe para verdik der ve bunu belgelerse, intihar ederim! Ben o kadar ******, namussuz, onursuz bir insan mıyım? Maliye Bakanlığı elemanları aylardır bütün hesaplarımızı didik didik ediyor: Soruyorum onlara: Bir kuruşluk vergi kaçırdığımızı mı tespit edebildiniz? Bir tane naylon fatura mı gösterebilecek durumdasınız? Kanaltürk olarak Bugün Gazetesi ve Maliye Bakanlığı hakkında ceza ve tazminat davaları açacağız. Yalan ve iftiraya başvurmak zavallılıktır. Biz bir yayın kuruluşuyuz. Siyasi partilerden sadece reklam karşılığı para alırız. Bugüne kadar DYPâden de DSPâden de MHPâden de reklam aldık ve yayınladık. CHPâyle de geçmişte reklam ilişkimiz oldu. Ama bu partiden ne haberde iddia edildiği gibi 3 milyon dolarlık hibe aldık, ne de reklam... Belgeler Maliyeânin elinde. Doğruyu açıklasınlar... Bu tür haberlerle kamuoyunun kafasını karıştırarak bizi sindirebileceklerini, susturabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar!" diye savunma yaptı. Her ne kadar bu sözlere inanan yazar Mustafa Mutlu, "Bakalım Maliye Bakanlığı yetkilileri ve haberi yayınlayan gazetenin yöneticileri bu sözlere ne yanıt verecek?" diye Özkan'a destek olsa da CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Kanaltürk'e 3 milyon dolar para aktarıldığını doğruladı. CHP parayı kanala hibe olarak değil, belgesel film için avans olarak verdiğini açıkladı. Tabi bu kadar büyük bir avans verilen belgeselin Dıscovery belgesellerinden daha iyi olması gerektiği de ortada! Haber7.com