Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.005
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... tarafından postalanan herşey

  1. kim bu zati muhterem zabit... oo....şimdiye kadar biz tarihe geçmediysek...bundan sonra kimse geçemez... bak ben de burdayım... ama işte sebebim var...eskisi gibi gelemiyorum...sınavlar bi bitsin...
  2. amcamı kanserden kaybettim...Allah bütün kanserli hastalara acil şifalaar versin diyorum.... acısının nasıl olduğunu bilirim....teşekkürler şekerim.... gönlümüz..kalbimiz...dualarımız...onlarla... sağol doktorum...camdan ama o kadar candan ki... teşekkürler....
  3. ah çeker bu yürek ah canım sen bilmezsen kim bilir zor zamanlar gördüm ah canım söyleyemem dert benimdir su gibidir berraktır bu gönül kana kana iç iyi gelir kor alevler yaktı bu gönül söndürmeye kim gelir ateşini gördüm yandım yanında kor ettin yalanını bildim bak en sonunda öğrendim çok sevmeyi isterdim ah canım yol vermedin ben neyleyim tuz basmadan yarama ah canım görünmeden ben gideyim ateşini gördüm yandım yanında kor ettin yalanını bildim bak en sonunda öğrendim
  4. içim....dışım....çocukluğum...ona olan özlemimi nasıl dile getiriyim... ,,şu son dizeleri,, ne kadar da doğru..... eskiden gülünce yüzüm daha bi neşeliyydi...şimdilerde gülmelerimizde bile bişey arıyoruz.... acaba kalbim beni kandırıyor mu diye....!! eskiden daha başka severdim çiçeği...kediyi..kuşu.... şimdilerde onlara bakınca aklıma başka şeyler geliyor...-canlarına kıyanlar- eskiden daha başka sarılırdım hayata... şimdi başım baktıklarında acaba diyor....acaba buda onlardan mı.....tereddütsüz yürüyemez.. sevemez oldum safff ve duruca.... :( !ve diyorum ki....anne beni tekrar çocuk yap! -ablacım çok teşekkür ederim...işte diyorum,,,,başka ne söyleyebilirim ki... ,,,,
  5. başaramasak da bazen...doğru....sadece bir dilek...,,herkes her yangından sonra eskisi gibi kalmıyor ne yazık ki,,,... sende hep yapıp kaçıyonn...olmaz küü... insan bu kadar belli eder delü olduğunu...
  6. sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...

    BURADA EĞLENMEK YÜREK İSTER..

    tam benim kuzenime göre... göstereyim ona burayı... tam bi delüü yaa... çok ilginç...ama ben yapamazdım...da kuzenim kesin yapar..ondan herşeyi beklerim... teşekkürler doktorum... -bloglara yeni geldiğimden böyle ilk konuları yanıtlıyorum ama...kusuruma bakmayın artık-
  7. sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...

    Resme Bak Kişiliğini Gör..

    evet...doğru çıktı...resmi söylemeyim aama....iyi tespit... gerçi 3 resim gözüme çarptı...üçünü de okudum...aynı şeyler vurgulanıyor... ve de doğru... teşekkürler doktorum..
  8. sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...

    FORUM ARKADAŞLARIM..

    teşekkürler sedat abi....namı değer doktorum.... bende seni seviyorum... buralara yeni geliyorum.. . ondan yeni gördüm... bu da ilk yazım...
  9. sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...

    Allah'a inanmıyormusun?

    vav...gerçekten hoş bir yazı.... ve birşeyleri hala görmezden gelenler için yapılmış iyi bir yazı.... teşekkürler ablacım...
  10. sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...

    İki Simge

    işte ablacım...!bu o hikaye....,,, bi kitapevinde okumuştum ilk kez...o gün bugündür bunun üzerine-anlatımı ve içeriği-güzel olan bir hikaye görmedim.... çıktığımda ordan...gözümün önünde boğuşan iki köpek gördüm.. ve bir de şunu gördüm....,,, biz insanlar çok merhametliliğimizden sanırım...ikisini de çok iyi besliyoruz....
  11. sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...

    Sevgi sofrasında doymak

    ablacım... çağırıldım...bi ses işittim tam burdan...geldim... bak bloglara bakmıyordum hiç...ilk sana yazıyorum burda canımsın sen benim.... hayırlı olsun... çok güzel paylaşımlar var...şu Karşıyaka turu hele... hmm...burda benim neredeyse en sevdiğim hikaye var...yazı daha doğrusu...gidiyim bi oraya....anlarsın zaten...
  12. hepimizin kandili mübarek olsun.... çiçeklerin hepsinden aldım....bugün daha bi başka içim.... duygularım.... bi çiçekte benden gelsin hepinize...Allah'ım bu huzurdan,doğruluktan uzak etmesin bizleri... huzurlu bi günde...huzurlu bir yer....
  13. herkesin kandili mübarek olsun.... Allah'ım dualarınızı kabul etsin... Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili Hayatın gayesi, yaratılışın mânâsı silinmiş, yok olmuştu. Herşey mânâsız başıboşluk ve hüzün örtülerine bürünmüştü. Ruhlar birşey bekliyor, bir nurun zulmet perdesini yırtmasını içten içe hissediyordu. O vahşet devrinde kâinat ufkundan bir güneş doğdu. Bu güneş âhirzaman Peygamberi Hz. Muhammmed Aleyhissalâtü Vesselam idi. Tarihin seyrini, hayatın akışını değiştiren bu eşsiz olay, dünyayı yerinden sarsan değişimlerin en büyüğü idi. İşte insanlığın akıl ve kalbinde düğümlenen "Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?" sorularını, düğümlerini çözüp kâinatın Sahibini ilân ve ispat edecek bir zatın teşrifi sadece insanların ruh ve kalbinde değil, diğer varlıklarda, hattâ cansız eşyada bile yansımasını bulacaktı. Doğudan batıya bütün âlemin nurlara büründüğü, İlâhi değişimin tecelli ettiği o gece neler oldu neler? Yahudi ileri gelenleri ve âlimleri kitaplarında daha önce rastladıkları işaret ve müjdelerin açığa çıktığını gördüler. Kimsenin haberi olmadan en önce onlar bu müjdeyi verdiler. O gece Yahudi âlimleri semâya bakıp "Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur" dediler.(1) Bîr Yahudi İleri geleni Mekke'de Peygamberimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda, - "Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu mu?" diye sordu. - "Bilmiyoruz" diye cevap verdiler. Yahudi, "Vallahi sizin bu ihmalinizden iğreniyorum! "Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu ümmetin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin'in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var" dedi. Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. "Bu gece Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın bir oğlu doğdu. Adını Muhammed koydular." haberini aldılar. Ertesi gün Yahudiye vardılar: "Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda dünyaya geldiğini duydun mu?" dediler. Yahudi "Onun doğumu benim size haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır?" dedi. Onlar, "Öncedir ve ismi Ahmed'dir" dediler. Yahudi, "Beni ona götürün" dedi. Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine'nin evine gittiler, içeri girdiler. Pegamberimizi Yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada, "Ne oldu sana, yazıklar olsun" dediler. Yahudi, "Artık İsrailoğullarndan peygamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık Yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir. "Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir" dedi.(2) Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp gördükleri çok manalıydı.. Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, "Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman 'Her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım' de, sonra ona Ahmed yahut Muhammed ismini ver." Yine kendisinden çıkan bir nurun aydınlığında bütün doğuyu ve batiyi, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra'daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib'e anlatmıştı.(3) Aynı gece Hz. Âmine'nin yanında bulunan Osman ibn Âs'ın annesinin gördükleri de şöyle: "O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük." Evet bu ulvî anı dile getiren Mevlid'in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir: "Hem Muhammed gelmesi oldu yakin Çok alâmetler belürdi gelmedin" Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan'a denk gelen gece idi. Dünyayı şereflendiren iki Cihan Serverinin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar. Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki. Peygamber Efendimizin üzerine konulan çanak yarılarak ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu.(5) Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamber idi. Aynı gece Kabe'de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü. Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi. Sava'da mukaddes tanınan gölün suyunun çekilip gittiği görüldü. Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği müşahede edildi. Bütün bunlar işaret ve alamettir ki, yeni dünyaya gelen zat ateşe tapmayı, puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak Allah'ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracaktır.(6) İşte bu geceye Veladet-i Nebi gecesi diyor ve onun bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz. Bütün kâinatla bu geceyi karşılayarak onun âleme teşrifine kıyam ediyoruz. Getirdiği ebedi nura, açtığı saadet caddesine ve sünnet-i seniyyesine yeniden sımsıkı sarılmak ve Mevlid Kandilini vesile ederek ona yeniden biatimizi, bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir. Yüce Rabbim bizleri sevgili Resulünün şefaatine nail eylesin. Kaynaklar: (1)İbn-i Sa'd, Tabakat, 1:60. (2)A.g.e, 1:162-163. (3)Taberî Tarihi, 2:125; İbn-i Sa'd, Tabakat, 1:102. (4)A.g.e., 1:102. (5)İbn-i Sa'd, Tabakat, 1:102. (6)Bediüzzaman, Mektûbat,s:161,162.
  14. hoşgeldin taş duvar... yaa of o sınav heyecanını ben bilirim... şu an kafam sağlam değil...sağlam birisi sana tavsiye versin...! pek iiyi değilim de bugün... estiririm...estiririm... severim severim... kırk harami üyesi olucam...
  15. hımm..yok yok ben kendimi kötü edicek bi kırgınlık bulurum..daha doğrusu onlar beni bulur.... şincilik delülüğün tadını çıkarmak gerek...
  16. sen de benim canımsın... yaa ama o kadar da dikkat etmiştim... geçmiş olsun ablacımm yaa.... özür dilerüm... o zaman bana söylediğin o tariflerin hepsini uygulaama vakti... kıyamam ben sana... çabuk iyileşş.... hem git dinlen bakalım.....
  17. geldi canım benim ya... sağol kıss... yok yok olur mu hiç...yolcuları atmayalım kalsın onlar...sonra bu delülükleri kim izlicek...ilham alamayız... koltuklarına japonn sürelim... ömürleri uçakta geçsin...biz de delülük yapalım...acepa kaç gün dayanır kalpleri... bak kıs.... delü ettin beni...canım benim...
  18. yokk kıs..biz iki delü...yan yana geldik mi....böle komedi filmini kim kaçırır... ayy gözümün önüne getiriyorum da...ne hoşş,eğlenceli birşey olurdu yaa.... ee tabii gidene dur dememek lazım...kapıyı açık tutalım...korkudan bişiycik yapamazlar... paraşütleri ve can yeleklerini de infilak etti mi... tamamdır bu iş....
  19. o zaman sen de...hostes oluver garii garii... ee o kadar bilet...yolcu....memnun etmek gerek müşterileri... kaçmasınlar da.... bizi farklı yerlere versinler...aynı yerde birlikte görev yaparsak...müşteri kalmazz...
  20. toprağım benim... evet ablammm..doğru söylüyosun..bizim için yılmak...ne demek demi... hem bak sen varsın..kleom...bir sürü kişi daha...sadece net değil gerçekte de...ağlaamam için o kadar çok sebep varki...hiç birşey yoksa bile...Ege'm İzmir'im Deniz'im Martı'm var... sen anlarsın ne demek istediğimi... canım benim...bak kalktım...esas duruştayım şu an... canım benim...
  21. bağırma nen bana... nereye gitçem delü....işim vardı çıktım...ben yılıcak birisine benziyo muyum... çok kırılıyorum amaaa....koç burcuyum...yok canım yıkılmam... çok üzülsem de...çok kırılsam da...yağmur bulut su olarak geri dönücek o kadar çok sevgim varki.... hayata sıkı sıkı sarılma sebeplerim..meraklı kleo seni... anlatçam şimdi pekle....hem bak burdasın işte... canım benim...
  22. haykıran yok...konuşan...susan cümlelerime yer veriyorum şimdi..sonra da çekip gidicem...! insanlar kıymet bilmezlermiş derlerdi...inanırdım da...hiç dostum dediklerim üzerinde şahidi olmamıştım bu kötü deyime...ama insan yaşadığı sürece herşeyi tadarmış ya...bunun da tadına baktım sonunda....küçük ama bir o kadar da büyük bir cümleydi alındığım...ama artık cümle büyüdü...büyüdükçe değerlerimiz küçüldü...o büyüdü..biz küçüldük...o kadar küçüldük ki....,,,engel,,,koyabilicek kadar....bildiğimi bilmese bile...bilsin...! neyse yakarış değil bu...duyamıcağı için bu çığlıkları....,,,şu virgüller....sanırım artık koca bi nokta koyduk... bitirdik...bittik.....dostluğumuzu bedenimizden terk eyledik.... değerlerimizi unuttuk...yittik...belki birşey yoktu bi kötü düşünce...hani bi umut....ama bildiğimi bilene kadar....!!! neyse kafayı yorduğum konu vardı...ama artık kafa yorcak kadar değerli görmüyorum aradaki uçurumu... aa neler söylüyorum ben...neysee...içimde kalıcağına...sayfada kalsın...belki çığlıkların tınılarını işetir.... işitmesini istemesem de.... vee bir şey daha anlatıcam...o da bu yakarışın yanına hoş olmayacağı için...sonraya bıraktım...gece anlatırım....hayata bağlanmak sıkıca...onun adına sebep.... saygılar...sevgiler...kürsüMe...
  23. kankisiyle atışmalarını...sıcakkanlılığını...
  24. öle mi oldu.... ben bilmem bişiyy...
  25. tabii ki.... buyurr....bakalım ne haykırıcan.... dinlen bakalım...ohh ya ne güsel.... neyse ben de şimdi dinleniyorum... kıskanmıcam işte...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.