-
İslam hak din mi?
Ne biliyim, mevcut kuran, daha çok "asıl" bir Kuran vardı da, ona insanların inanmalarını sağlamak, ona karşı gelen eleştirirleri savunmak için yazılmış savunma gibi duruyor. Bu soru brain slapper ded. ............................................................................................................................................................ Konunun özü, şudur: Kuran denen kitapta sanki kurandan önce bir başka kuran daha varmış gibi bahseden bir ayet var. Ve bu ayette onun daha önceleride yazıldığını ve sonradan değiştirildiğini ispatladığı gibi; aynı zamanda onun bir Allah kelamı değil insan yazması olduğunu da gösteriyor. Yani mesele bundan ibaret. Kitap olup olmadığı konusunu çoktan geçtik Bu soru da evrenselden. FARKINDAYSANIZ SORULAR BİRBİRİN KOPYASI FARK YOK. KUR,AN denen kitapta KUR,AN dan önce bir başka KUR,AN daha varmış gibi bahseden bir ayet var diyor ama ayetin ismi yok neyse. ............................................................................................................................................................ Kuran bir kitap olduğu için, elle tutulan ve gözle görülen bir maddedir. Nasıl ki, okullarda okutulan tüm kitapları görebildiğimiz ve tutabildiğimiz gibi; kuran da onlar gibi elle tutulur ve gözle görülür bir maddedir. Kuranı sayfalara ayırırsanız, kuran olma özelliğini kaybeder. Zira parçalara ayrıldıktan sonra gördüğünüz ve tutabildiğiniz maddeler Kuran değil onun parçalarıdır. Bu yüzdende o parçalara Kuran veya Kuranlar diyemeyeceğimiz için, onlara olsa olsa Kuran parçaları diyebiliriz ama tekil bir manada Kuran diyemeyiz. Tekrar ediyorum; onlara Kuranlar diyemeyiz. Sayıları birden fazla olacağı için, Kuran da diyemeyiz. Sadece Kuran parçaları diyebiliriz. YUKARIDAKİ YAZI SAYIN EVRENSEL DEN ALINTIDIR DİKKAT EDERSENİZ LAF KALABALIĞI. ............................................................................................................................................................ OMURSUN TARAFINDAN VERİLEN CEVAP. Cevabımı biraz mizahi olarak vereceğimden dolayı şimdiden özür. KUR,AN ın elle tutulmayan gözle görülmeyen bir kitap olduğunu söyleyen mi var? KUR,AN da okullarda ki kitaplar gibi elle tutulur gözle görülür. Zaten görünmese olmaz ise neyin tartışmasını yapacağız değilmi. KUR,AN ı sayfalara ayırırsak KUR,AN olma özelliğini kaybedermiş zira parçalar KUR,AN değil onun parçaları imiş KUR,AN ı parçalara ayırıp ta ayrılan parçalara İNCİL ve yahut TEVRAT parçaları diyenmi var tabidirki KUR,AN ı parçalara ayırdığınız için KUR,AN parçalarıdır.Bu yüzden dirki o parçalara KUR,AN lar diyemeyiz ama KUR,AN dan parçalar diyebiliriz. Kim diyorki o parçalar tekil bir manada kuran dır diye? tekrar ediyorum parçalara KUR,AN diyemeyiz sayıları yani parçalar birden fazla olduğu için sadece KUR,AN parçaları diye biliriz. Sevgili arkadaşlar İnsan elle tutulan gözle görülen bir maddedir.Nasılki sokaklarda okullarda görebildiğimiz gibi İnsan da gözle görüle bilir elle tutulabilir bir madde dir. İnsanı parçalara ayırırsanız tekil bir İnsan olmaz onun parçaları olur? ne mantık ama değilmi sanki kimse bil- mez.El ayak kafa bacak göz vs ama en önemlisi de beyin değilmi şimdi bunlara İnsan diyemeyiz İnsan parçaları diyebiliriz gördüğünüz gibi ne mantık değilmi ama burada bir tuğaflık oldu şimdi ayrılan parçalardan beyini ele alalım beyin aynı zaman da akli faliyetlerimizi de yürütür İnsanı parçalara ayırdığımızda beyin madde olarak elle tutuluyor gözle görülüyor fakat aklı göremedim acaba akıl madde değilmi değilse madde olan İnsanda madde olmayan akıl nasıl olur ve yahut ayrılan İnsan parçalarından beyni ve yahut aklı çıkarsak parçalar İnsan olurmu gibi. ALLAH AKIL FİKİR VERSİN. OMURSUN. ............................................................................................................................................................ SIRADA HAKSÖZÜN SORULARI. Ben bir dinsizim ama dinsel bir soru soracağım. Bu nedenle “sen dinsizssin ,inanmadığın şey hakkıında bu sorduğun soru ile çelişiyorsun ? “ diyerek cevap vermemenizi rica ediyorum. Farzedin ki soruyu size farklı bir dini olan dindar soruyor. Ehli kitap olsun mesela; ............................................................................................................................................................ Kesinlikle yanlış.Hiç bir ateist körükörüne değil, aksine yıllarca islamı sorgulayan, kafa patlatan ve bilinçli bir şeklide bu tercihi yapan insanlardır.Size göre an cahil olarak gördüğünüz bir ateist, yine size göre en alim kabul ettiğiniz birinden, islamı çok daha iyi bilir.En kral alim geçinen bir ilahiyatcı bile, bir ateistin karşısında islami konularda tartışamaz.Zira müslümanlara pompaladıkları makyajları onlara söktüremeyeceklerini gayet iyi bilirler. Burdan öyle atıp tutması kolay.Denemek isteyen gitsin ateist forumlara bakalım becerebilecek mi? Yine ateistler,müslümanların sıkça karaladığı gibi, ahlaksız,sadist hiç bir kural tanımayan canavarlar değil. En ahlaklı geçinen bir müslümandan bile daha çok ahlaki değerleri savunan erdemli ve dürüst insanlar. Ben ateist değilim.Ama kim olursa olsun haksız yere çamur atılmasına razı olmadığım için bunları yazmak zorunda kaldım. YUKARIDAKİ YAZI SAYIN HAK SÖZ ÜN (KUR,AN DAKİ ÇELİŞKİLER TOPİĞİNDEN ALINTIDIR) DİKKATİ ÇEKMEK İSTEDİĞİM YAZISI "BEN ATEİST DEĞİLİM" KELAMI DIR. Birde bu topikteki ifadesine bakalım. Ben bir dinsizim ama dinsel bir soru soracağım. ŞİMDİ SAYIN HAK SÖZ ÜN HANGİ LAFINA İNANALIM ATEİST OLMADIĞINAMI YOKSA DİNSİZ OLDUĞUNAMI YOKSA DİNSİZ BAŞKA MANADA ATEİST BAŞKA MANADAMI KULLANILIYOR VE YAHUT CİDDİ BİR ŞEKİLDE ALDATMA VAR. İNANDIRICI OLMAK İÇİN İNSANIN EVVELA TUTARLI OLMASI LAZIM DEĞİLMİ SAYGILAR. OMURSUN. ............................................................................................................................................................ Semavi dinler olarak bilinen 3 dinde de ortak bazı noktaları belirtelim. 1- İyi olarak Tanrı ve Kötü olarak Şeytan vardır. 2- Şeytan insanların tanrıdan uzaklaşması için akla hayale gelmedik yollara başvurmaktadır. 3- Şeytanda aynı Tanrı gibi taraftarlarına vahiy indirebiliyor. Delil olarak şu ayetleee bakabilrisiniz HAKSÖZ YUKARIDAKİ SORUTU SORMUŞ VE CEVABINI TEFERRUATLI BİR ŞEKİLDE İSLAM HAK DİNMİ TOPİĞİNDE ALMIŞ AMA O TOPİKTE OMURSUNUN SON CEVABI BİLE YUKARIDAKİ SORULARI YANITLAR. ŞİMDİ OMURSUN UN CEVABI. SAMİMİYETLE CEVAP VERİYORUM BİR YERDEN KOPYALADIĞIN KURGUSU ŞEYTAN ÜZERİNE OLAN YAZILARI İNANANLARA SORU DİYE SORUYORSUNUZ BİRDE İNANANLARIN KİTABI KUR,AN DAN ALDIĞIN AYETLERİN ÜZERİNE ÇARPITMA YORUMLAR EKLEYEREK(bunu sizin yaptığınıza inanmıyorum tabi kopyalıyorsunuz) BENDE SAMİMİYETLE SİZE BİR SORU SORUYORUM ŞEYTANIN VARLIĞINA İNANIYORMUSUNUZ EĞER ŞEYTAN A İNANIP KUR,AN I ONUN VAHİY ETTİĞİNE (HAŞA) İNANIYORSANIZ KANITIN NE KUR,AN I ONUN İNDİRDİĞİNE BİRDE ŞUNU ÖĞRENMEK İSTERİM YANITINIZDA ŞEYTAN VARMI YOKMU ŞEYTANA İNANIYOR- MUSUNUZ İNANMIYORMUSUNUZ. BİRDE ŞEYTANIN TARİKAT-MEZHEP-DİN BİLE GÖNDEREBİLDİĞİNİ SÖYLÜYORSUNUZ VE İNSANLARA SANKİ HAKTAN GELDİĞİNİ VAHİY YOLU İLE İNDİREBİLMEKTEDİR DİYORSUNUZ KESİN OLARAK DELİLİNİZ NEDİR ŞEYTAN VAHİY İNDİRİRKEN YANINDA MI İDİNİZ YOKSA. ŞEYTAN İLE BU KADAR HAŞIR NEŞİR OLDUĞUNUZA GÖRE ŞEYTANIN VARLIĞINI BİZE NASIL KANITLARSINIZ AYDINLATIRSANIZ MEMNUN OLURUM. ............................................................................................................................................................ ŞİMDİ DE brain slapper ŞORMUŞ LÜTFEN BU YAZILARI OKUYAN NASIL BİRBİRİNİN TEKRARI OLDUĞUNA BAKSIN VE KANIT GÖSTERMEDEN HAYALİ ŞUÇLAMALAR YAPILMIŞ. İslam hak din mi, batıl mı? 1. İslam Allah'ın vahyettiği bir din olabilir mi? 2. İslam Allah tarafından vahyedilirken, Şeytan'da araya girmiş olamaz mı? Çünkü bu gücü var, dini inanca göre. Veya tamamen Şeytan vahyetmiş olamaz mı? (Sorudaki amaç "Şeytana inanıyoruz, Allaha inanmıyoruz" meselesi değil, haksöz yukarıda açıklamasını yaptı) 3. İslam sadece Muhammedin, Şam'a vs. ticarete giderken, oradaki yahudi/hristiyan keşişlerle pazarda muhabbet ettiği sırada öğrendiği şeyleri, bunlar allahın kelamı diye yutturmasından mı ibaret? Bana göre en mantıklısı 3. madde. Zira, ticareti bıraktığı ve Şam seferlerine son verdiği için, yani "yeni hikaye" bulamadığı için, aynı hikayeleri tekrarla babam, tekrarla yapmış. Bu konuda Evrensel tarafından açılan başka bir topic'de ne kadar tekrar olduğunu yazdım, aşağıya yeniden alıntılayayım. Benim düşüncem, asıl kaynak, Şam seyahatleri sırasında öğrenilenlerdi. yarım yamalak ve çoğu da eksik olarak öğrenilenler. Yani kaynak semitik dinler olunca elbette, bu anlattıklarım allahtan gelmedir dedi, yani kendi çapında doğru söyledi, çünkü ona da birileri ona anlatırken "bu allahın dini" dedi. YUKARIDAKİ YAZILAN SORULARA BAKARMISINIZ ŞEYTAN ARAYA GİRMİŞ OLAMAZMI ÇÜNKÜ GÜCÜ VARMIŞ DİNİ İNANCA GÖRE VE PARANTEZ AMAÇ ŞEYTANA İNANIYORUZ ALLAHA İNANMIYORUZ MESELESİ DEĞİLMİŞ HAK SÖZ CEVABINI DA ALDI DA HADİ HEPSİNİ GEÇELİM BUNLARIN KIBLESİ BELLİ DEĞİL ŞEYTAN MI VAHYETTİ ŞAM SEFERİNDE HİKAYE BULAMADIĞI İÇİNMİBİRDE ASIL İLGİNCİ ŞAM SEFERİNİ SANKİ PEYGAMBERİMİZ (A.S.V.)LE BERABER YAPMIŞ GİBİ YORUM YAPIYOR SANKİ HAZRET ORDA İMİŞ GİBİ ASLINDA OMURSUN VE MUTA A BUNLARA GEREKLİ CEVABI VERMİŞ BİRDE SANKİ CEVAP VERİLMEMİŞ GİBİ TEKRAR TEKRAR SORMALAR BİRİ BIRAKIYOR BİRİ ALIYOR ASIL HİKAYE ONLARIN Kİ KURGUSU DA FELAKET ŞEYTAN MI ŞAM SEYAHATİ Mİ KURANDAN EVVEL KURAN VARDI LAFIMI O NE ZAMAN KİM TARAFINDAN YAZILMIŞ BİR BİR LERİNİ YALANLIYORLAR FARKINDA DEĞİLLER SAYGILAR. sakal.
-
Hz. Muhammed (sav)'e Mucize Verilmiş midir ?
O, gökten ölçüye bağlı olarak su indirmiştir. Onunla ölü bir bölgeyi canlandırdık. İşte siz de böyle çıkarılırsınız. 43 Zuhruf Suresi 11 Yağmur, Allah'ın insanlara en büyük hediyelerinden biridir. Allah yukarıdaki ayette yağmurun bir matematiği olduğunu, yağmurun rastgele değil, belli ölçülere bağlı olarak yağdığını anlatmaktadır. Yeryüzümüzde su; sıvı, gaz, katı halleri arasında mükemmel bir çevrim ile halden hale girmektedir. Bu çevrim sırasında su, çok harika bir şekilde enerji dengeleyici olarak iş gördüğü gibi tüm canlıların temel ihtiyacını da karşılamaktadır. Beş yüz yıl önce yağmurla ilgilenen bir bilim adamına, "yağmurda ölçü var mı, yağmurun sayılarla ifade edilecek bir yönü var mı?" diye sorsaydınız hiçbir cevap alamazdınız. O dönemin insanları, Dünya'nın her yanında oluşan meteorolojik olaylardan haberdar olmadıkları için yeryüzüne düşen yağmur miktarı hakkında bir şey söylemeleri mümkün değildi. Oysa Kuran, 1400 yıl önceden yağmurun ölçüye bağlandığını haber vermektedir. Son yüzyılda yapılan araştırmalarla yağmurun nasıl yağdığı, Dünya'daki suyun çevrim özellikleri iyice anlaşıldı. Keşfedilen gerçeklerden biri de Dünya'ya her sene aynı miktarda suyun yağmur olarak yağdığıdır. Bu değer saniyede 1617 milyon ton arasındadır. Böylelikle Dünya'da senede 500 milyar tonun üzerinde yağmur yağmakta ve bir o kadar su da göğe doğru buharlaşmaktadır. Bu değerler her yıl sabittir. Yeryüzündeki ekolojik dengenin sağlanmasında bu değerin sabitliğinin rolü büyüktür. Günümüzden bir kaç yüzyıl önceki bir bilim adamı bile kendi yaşadığı bölgeye düşen yağmur miktarı her yıl değiştiği için, yağmurun bir ölçüye bağlı olduğunu bilemezdi. Büyük bir olasılıkla herhangi bir sayıyla yağmurun yağışı arasında hiçbir bağlantı olamayacağını söylerdi. ALINTI. Yağmur yağıyor zaten birileri farkında olmasada.
-
Teist mantığı
Yakin goğü insanlar gece yön bulabilsinler diye yıldızlarla kandil gibi süslemis ve bu gök boşlugunda kuşlar uçar kurana göre dersin. Yıldızlar için, yeryüzünden bakan insanın bakış açısından bir anlatım bu derler, mantıksız bir yön bulmazlar, kuşlarin uçtuğu gökten ise uzayın değil, yakın atmosferin kastedildigi yorumunu yapıp, yine kendilerini rahatlatırlar Yukarıdaki yazı katakuta dan alıntıdır. ............................................................................................................................................................ Ateist tefsir yapmış KUR,AN dan müslümanın bakış açısını da söylemiş kafasına göre (dersin derler) den başka laf yok. gök boşluğunda kuşlar uçarmış KUR,AN a göre ateist bunu müslümana dermiş müslüman da kuşların kuşların uçtuğu gökten ise (UZAY,IN) değil yakın atmosferin kastedildiği yorumunu yapıp yine? kendilerini rahatlatırlar. Ateistin tefsirinden yep yeni buluşlar öğreniyoruz kuşlar ın uzay da uçtuğunu ne zeka ama değilmi bir ara yakın göğede uğrarlar belki birde yakın atmosfer oda yeni buluşlardan ateist tin tefsirinde.Birde kafasına göre müslüman bulmuş (hayali) yaptığı yorumları onaylatıyor yeryüzünden bakan insanın bakış açısıymış anlatımmış. Hangi müslüman nerde söylemiş yok KUR,AN da ne yazarsa müslüman kabul eder yakın göğe insanlar yönlerini bulsunlar diye yıldızlarkoyulmuşsa birde kandil gibi süslenmişse ki öyle yeryüzünden insanın bakış açısıymış veya bakış açısından bir anlatımmış ama ateist in tefsirinde ki kişi hayali müslüman öyle dermiş rahatlamak için niye rahatlıyor onuda anlamadım ateisttin tefsirindeki müslüman kuşları UZAY dan alıp yakın atmosfere koydu yakın gökteki yıldızları da aşağıdan bakış açısıyla anlattı herşeyi birbirine karıştırdı oda merak konusu neyse bu yazılarda çok malzeme var ileride işleriz. sakal. Bu zihniyet, oyle bir zihniyettir ki, "Ay beyaz peynirden yapılmıştır" diye bir cümle söylerseniz kendisine, bu cümleden ne anlayacağına cümlenin nereden alındığına göre karar verecektir: -Eger bu cümlenin bir çocuk masalından alındığını söylerseniz, doğaldır, saçma zaten, masaldır deyip geçecek. -Eger cümlenin bir insanın iddiası olduğunu söylerseniz, bu kişinin bilgisizliginden ve anti bilimselliğinden dem vuracak. -Eger cümlenin incil'de geçtigini söylerseniz, doğaldır, zaten tahrif edilmiş kitap diyecek. -Eger cümlenin kuran'da geçtiğini söylerseniz, bu sefer "Acaba bu cümlede ne demii olabilir?", "Bu cümleyi nasıl anlamalıyım ki bilimle çelismesin" diyecek. Ona göre de yorumlar yapacak. "Efendim, burada ayın rengi ile ilgili sembolik bir anlatim yapılmakta, vs" tarzında. katakuta nın incilerinden seçmeler. ............................................................................................................................................................ Bu zihniyet dediği islam yani müslüman "Ay beyaz peynirden yapılmıştır" derse bir ateist cümlenin nereden alındığına ne anlayacağına göre karar verecektir? ne akıl değilmi ama ben karar verdim bir inanan olarak madem ay beyaz peynir trakyadaki bir peynir imalathanesinden alınmıştır diye karar vereceğim farkında iseniz kendin pişir kendin ye tefsiri bu üstelik bir ateist yazmış sanki mubarek çorba (ilkel çorba). Dikkat ederseniz çocuk masalı bir insanın iddiası incil de geçtiğine hep bir kulp buluyor ateist in hayali tefsirin deki hayali müslüman fakaaat iş kurana geldimi aaaaaa kuranda ay beyaz peynirmiş acaba nasıl ona göre yorumlar yapsak acaba diyecek görüyormusunuz ateistin tefsirindeki KATAKULLİLERİ saygılar. yanlız sakal.
-
Teist mantığı
Matematik bugün DNA'da yazılı bilgilerin oluşumunda tesadüfe yer olmadığını kanıtlamıştır. Değil milyonlarca basamaktan oluşan DNA molekülünün, DNA'yı oluşturan 200.000 genden tek bir tanesinin bile tesadüfen oluşabilme ihtimali imkansız tanımının dahi zayıf kaldığı bir durumdur. Evrimci bir biyolog olan Frank B. Salisbury bu imkansızlıkla ilgili olarak şunları söylemiştir: Orta büyüklükteki bir protein molekülü, yaklaşık 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yaklaşık 1000 nükleotid bulunacaktır. Bir DNA zincirinde dört çeşit nükleotid bulunduğu hatırlanırsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 4 üzeri 1000 farklı şekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesabıyla bulunan bu rakam ise, aklın kavrama sınırının çok ötesindedir. .......................................................................................................................................................... Sakal rumuzlu teist. yaşamın oluşumu (İLKEL ÇORBA) mecaz. Sakal. evrimci otorite, dünyaca ünlü moleküler biyolog Leslie Orgel, bu konuda biraz daha açık sözlü davranmaktadır: Son derece kompleks yapılara sahip olan enzimlerin ve nükleik asitlerin (RNA ve DNA) aynı yerde ve aynı zamanda rastlantısal olarak oluşmaları aşırı derecede ihtimal dışıdır. Ama bunların birisi olmadan diğerini elde etmek de mümkün değildir. Dolayısıyla İNSAN, YAŞAMIN KİMYASAL YOLLARLA ORTAYA ÇIKMASININ ASLA MÜMKÜN OLMADIĞI SONUCUNA VARMAK ZORUNDA KALMAKTADIR ............................................................................................................................................................ Sakal rumuzlu teist.
-
Ateizmin Beyin yikama Yöntemi
İnanan bilim adamı olmadığını ilk defa duydum çokda mennun oldum artık çarpıtma litaratürüne geçersin. Aslında yazmak gereksiz ama ben yine iki tane yazayım inançlı bilim adamı EİNSTEİN, PASTÖR.
-
KURANDA Kİ DOĞRULAR.
Katakuta bir kere biz kardeş değiliz polemik te bir sanattır yapabilene helal olsun hadi sana hayırlı işler.
-
KURANDA Kİ DOĞRULAR.
Arkadaşımız bunlara saçma diyor ama hemen arkasından şu ayetleri sıralıyor ... Her canlıyı sudan yarattık. Hala inanmayacaklar mı? 21 Enbiya Suresi 30 Allah hareket eden her canlıyı sudan yarattı. Şimdide şu ayetlere bakalım Rum 20 Sizi topraktan yaratması, O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz. Rahman 14 Allah insanı, pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattı. Bir tarafta su diğer tarafta toprak,karışınca çamur olur. başkalarının çamıurdan yaratılma inancı saçma , ama kurana gelince bilimsel Ne güzel mantık değilmi ? ............................................................................................................................................................ Evet ALLAH ne demişse doğrudur . Başka dediklerlerinizde tesadüfler ve bir sürü tanrı vardır kainatta tesadüf olmaz bir çok tanrı denilen yerde (tanrılar) anlaşmazlıklar olur mesela kim kimi yarattı senin veya benim egemenlik alanım neresi gibi.
-
Ateizmin Beyin yikama Yöntemi
Oysaki ayetin orijinal meali şu şeklidedir. Göğü elimizle yükselttik.Biz elbette geniş kudret sahibiyiz. Türkiyede ilk meal yazarı olan Elmalı Hamdi yazır,ın mealinde bu ayet böyledir.Dikkat ilk orijinal meal diyorum.Dili biraz ağır olduğu için sadeleştirenlerin meallarinde bu ayet, sakalın verdiği şekle dönüşmüştür Efendim ordaki el kelimesi mecazdır,sembolik bir anlatımdır,kudret olarak almalıyız. Mecaz dediğiniz andan itibaren,bilimden bahsedemezsiniz. Bilimde mecaza,sembole asla yer yoktur.net ifadeler vardır Bir sonraki ayet niye verilmez ? 51/48- Yeri de Biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici(yiz). Hamurun yayılarak yufka heline getirilmesi gibi, Allah eliyle dünyayı tepsi gibi yaymış, ne güzel yaymış değilmi ? Ne müthiş bilimsel ayetler değilmi ? ........................................................................................................................................................... elmalılı tefsir. ZARİYAT. 47- Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz. 48- Yeryüzünü de biz döşedik. Bakın biz onu ne güzel döşüyoruz! 49- Biz herşeyden iki çift yarattık. Umulur ki, iyice düşünürsünüz katakuta yeryüzünü yufka haline tepsi gibi olmasına nasıl karar verdin mecaz olarakmı İNFİTAR Suresinde yaptığın gibi dünyaya olmayan meteorları düşürerekmi. inananlar bilimi her zaman destekler ateistler gibi tesadüflere sarılmazlar kainatı yaratan bilimi de yaratmış tır araştıran bulur icad eder. ATEİSTLER NE VAD EDER TESADÜFTEN BAŞKA BANA ONU SÖYLE ? artık tarihe karıştığını ve eski uygarlıklarla birlikte yok olduğunu sanmak çok büyük bir yanılgı olacaktır. Çünkü günümüzde de evrimciler aynı mantığı savunmakta ve "ilk deniz" ya da "su kaosu" fikrini, "ilkel çorba" ismiyle bilim dünyasına kabul ettirmeye çalışmaktadırlar ......................................................................................................................................................... Ateistlerin mecazına dikkatinizi çekerim (İLKEL ÇORBA) burada bir katakulli yokmu.
-
Dinsiz neye inanır.
HAMAN İSMİNİN SIRRI -------------------------------------------------------------------------------- Firavun dedi ki: "Ey Haman! Benim için yüksek bir kule dik de yollara erişeyim." 40 Mümin Suresi 36 Firavun dedi ki: "Ey ileri gelenler! Ben sizin için benden başka bir tanrı tanımıyorum. Ey Haman! çamurun üzerinde bir ateş yakıp bana yüksek bir kule yap ki Musa'nın tanrısına ulaşayım. Gerçekten de ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum." 28 Kasas Suresi 38 Firavun'un tanrılık iddiasında, Hz. Musa'ya karşı çıkışında, yardımcılarından ve destekçilerinden biri olarak Haman'ın ismi, Kuran'da birkaç ayrı surede anılır. Firavun, Haman'a yüksekçe bir kule yaptırıp, Musa'nın varlığını bildirdiği Tanrı'yı insan işi yüksek bir kulenin tepesinde arama cahilliğini ve alaycılığını göstermiştir. Fransız bilim adamı Prof. Dr. Maurice Bucaille yakın zamanlarda "Musa ve Mısır" adlı bir kitap yazdı. Bu kitap Kuran'da Haman isminin kullanılışını, bu ismin kullanılışına tarihte yapılmış olan itirazları ve bulunan eski hiyeroglif yazıların çözümünün, Kuran'ın doğruluğunu onaylamasını anlatmaktadır. Haman ismi Tevrat'ta da geçer ve Kuran'ın işaret ettiği kişiden ayrı bir Pers hükümdarını belirtir. Kuran'da hata bulmaya çalışan hata avcıları Kuran'ın Tevrat'tan yanlış olarak kopyalandığını, Haman isminin kullanılış tarzının buna delil olduğunu söylediler. (Kuran'da Haman ismi 5 kez geçer.) Kuran'ı insan yazması sanan bu kişiler Kuran'ı yazdığını düşündükleri kişinin (Hz. Muhammed) yanlış bir kopyalama yaptığını ileri sürdüler. TAŞ OCAĞI ŞEFİ Bu tartışmalar Fransız Jean François Champollion tarafından çözülen Rosetta Stone adı verilen bir yüzü Yunanca, bir yüzü eski Mısır hiyeroglifi ve bir yüzü de geç dönem hiyeroglifle (Demotik tarz) yazılmış bir yazıtla başka bir boyut kazandı. Artık hiyeroglifler okunuyor ve isim listeleri çıkartılıyordu. Yine Viyana'daki Hof Müzesi'nde Haman'ın Firavun'a yakınlığı anlatılmaktadır (Bakınız Walter Wreszinski, Aegyptische Inschriften aus dem K. K. Hof Museum in Wien, 1906, J. C. Hinriesche Buchhandlung). Yeni Krallık Listeleri sözlüğünde ise "Haman" ismi aynen Kasas suresindeki gibi "Taş ocağı işçilerinin şefi" olarak kayıtlıdır. (Bakınız Herman Renke; Die Aegyptischen Personnennamen, Vierzeischnis der namen, Verlag Von J. J. Augustin in Glückstadt, Band I, 1935) Maurice Bucaille "Haman" ismini bir Fransız Mısır Bilimcisine verir ve bunun 7. yüzyıldaki bir Arap el yazmasından alıntı olduğunu söyler. (Bu ismin Kuran'da geçtiğini söylemeden, 7. yüzyıldaki Arap el yazması diyerek Mısır bilimcisinin tepkisini ölçer.) O da, 7. yüzyıldaki bir Arap el yazmasında hiyerogliflere ait bir bilginin geçirilmiş olmasının mümkün olmadığını, fakat Firavun sarayının isim listelerine bakacağını söyler, Dr. Maurice Bucaille'a ise "Dictionary of Personal Names of the New Kingdom by Ranke" adlı Mısır isimleri sözlüğünü önerir. Bucaille ise Almanca hiyeroglif transliterasyon listesinden Haman'ın, Taş Ocakları İşçilerinin Şefi olduğunu bulur. Dahası Haman ismi Viyana'daki bir anıtta da kazılıdır. Haman'ın isminin yanındaki ayıraç ise Firavun'un yanındaki önemini göstermektedir. (Mısırlılar kelimelerini çok özel bir durum olmadıkça hep bitişik yazarlardı.) Anlaşılıyor ki Kuran'a karşı yapılan her itiraz geçersiz çıkmaktadır. Hatta bu itiraz yapılan nokta araştırılınca, Kuran'ın yeni bir mucizesi daha anlaşılmaktadır. Haman isminin rastgele bir şekilde Kuran'a konması mümkün değildir. Vahiy dışı hiçbir kaynak Kuran'a bu ismi bu şekilde yerleştirmiş, her kelimeyi bu şekilde yerli yerinde, mükemmel bir tarzda kullanmış olamaz. ALINTI. ...........................................................................................................................................................
-
KURANDA Kİ DOĞRULAR.
Putperest Sümerlerin Allah'ı inkar eden ve canlıların başıboş bir evrim süreciyle oluştuğunu ifade eden yazıtları Darwinizm dininin belkemiğini oluşturan izahlardır.14 Sümer yazıtları incelendiğinde, ilk başta bir su karmaşasından söz edildiği ve bu su karmaşasının içerisinden birdenbire Lahau ve Lahamu adlı tanrıların ortaya çıktığı iddiası görülür. Bu batıl inanışa göre, ibadet edilen bu putlar ilk önce kendi kendilerini var etmişler, daha sonra da evrimleşerek diğer maddeleri ve canlıları oluşturmuşlardır. Yani canlılık cansız su kaosundan birdenbire oluşmuştur. Buradaki vurgu "madde ve evrenin ilk olarak sudan ortaya çıktığı ve canlıların cansız maddelerden oluştuğu" inancını savunan evrimci bakış açısıyla çok büyük bir uyum göstermektedir. Dolayısıyla kainatın bir evrimleşme süreciyle oluştuğuna dair batıl inanç Sümer dinlerinde de bulunmaktadır. Mısır dinler tarihi incelendiğinde de aynı batıl inanışlarla karşılaşırız. Herhangi bir bilimsel dayanağı olmayan bu saçma anlayışa göre "Yılan, kurbağa, solucan ve farelerin, su baskınlarıyla taşan Nil ırmağının çamurlarından oluştuklarına"15 inanılırdı. Yani Mısır dinlerinde de Yaratıcı inkar edilmiş, "canlıların tesadüfler sonucunda balçıklardan" oluştuğuna inanılmıştı. Bunun yanı sıra Babil ve Mısırlılara ait yaratılış hikayelerinde de "yeryüzünün ve yaşamın ortaya çıktığına inanılan ilk deniz" fikri yer almaktadır. Bu düşüncenin artık tarihe karıştığını ve eski uygarlıklarla birlikte yok olduğunu sanmak çok büyük bir yanılgı olacaktır. Çünkü günümüzde de evrimciler aynı mantığı savunmakta ve "ilk deniz" ya da "su kaosu" fikrini, "ilkel çorba" ismiyle bilim dünyasına kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. Evrim teorisinin bu iddiasına göreyse, dört milyar yıl kadar önce ilkel dünya atmosferinde canlılığın varlığı için gereken karbon ve fosfor gibi birçok cansız kimyasal madde en uygun şartlarda ve en uygun miktarlarda, tesadüfi birtakım faktörlerin etkisi ile suda biraraya gelmişler, bu arada devreye yıldırımlar, fırtınalar ve sarsıntılar girmiş, canlılığın ilk yapıtaşı olan amino asitleri oluşturmuşlardır. Bu aminositler yine aynı tesadüflerin sonucunda proteinleri, bu proteinler hücreleri oluşturur, bu tesadüfler zinciri devam eder ve sonucunda insana ulaşır… Oysa cansız maddelerin biraraya gelerek canlılığı oluşturabilecekleri iddiası, bugüne kadar hiçbir deney ya da gözlem tarafından doğrulanmamış, bilim dışı bir iddiadır. Her canlı hücre, bir başka canlı hücrenin çoğalmasıyla oluşur. Dünya üzerindeki hiçkimse, en gelişmiş laboratuvarlarda dahi, cansız maddeleri biraraya getirerek canlı bir hücre yapmayı başaramamıştır. Bu ise ilk hücrenin mutlak surette bilinçli bir biçimde yaratıldığını göstermektedir. Karmaşık ritüelleri ve putperest öğretileriyle Güney Asya'da çok geniş kitleleri etkisi altına alan Hinduizm de "tüm canlıların okyanuslardan ortaya çıktıkları" temeli üzerine kurulmuştur. Herhangi bir kişiye "Din nedir?" diye sorulacak olsa, vereceği cevap, büyük bir ihtimalle dinin insanları Allah'ın bildirdiği doğru yola, mutlak hayra götüren ilahi kanunlar olduğu olacaktır. Ancak şu an dünya üzerinde var olan dinlerin birçoğu bu tanıma uymamaktadır. Şu an yeryüzündeki çok sayıda dini başlıca iki gruba ayırabiliriz; Müslümanlık, Hıristiyanlık, Yahudilik gibi Allah'ın vahyine ve tevhid inancına dayalı ve Allah'ın elçileri vasıtasıyla insanlara bildirdiği hak dinler, öte yanda da insanlar tarafından ortaya çıkarılan ve içlerinde birçok hurafeler barındıran batıl dinler ............................................................................................................................................................ SU NASIL CANLANIYOR? ... Her canlıyı sudan yarattık. Hala inanmayacaklar mı? 21 Enbiya Suresi 30 Allah hareket eden her canlıyı sudan yarattı. 24 Nur Suresi 45 Furkan Suresi'nde insanların, Enbiya ve Nur Sureleri'nde ise tüm canlıların sudan yaratıldıkları söylenmektedir. Su, biyolojik olarak yaşayan maddenin temel unsurudur. İnsan hücrelerden oluşmuştur. Hücreleri incelediğimizde % 60 ile % 80 arasında sudan oluştuğunu görürüz. Temel maddesi su olan hücre, canlı bir maddedir. Canlılığın temeli olan su olmadan canlılık mümkün değildir. Suyu incelediğimizde suyun iki hidrojen ve bir oksijen atomundan meydana geldiğini görürüz. Kimyasal olarak her özelliği mükemmel ayarlanmış olan su, tamamen cansız olan, %99'u boşluk olan atomlardan oluşur. Nasıl oluyor da %99'u boşluk olan cansız atomlardan oluşan sudan yaratılan hayvanlar, insanlar canlanıyorlar? Bu noktayı iyice düşünen, becerinin cansız atomlarda değil, bu cansız atomları canlandıran Allah'ta olduğunu anlar. O Allah'tır. Yaratandır, kusursuzca var edendir, biçim verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nu yüceltir. O üstündür, bilgedir. 59 Haşr Suresi 24 ............................................................................................................................................................ ŞONUÇTA BİLMEK LAZIM ASLINDA BİLMEMEK SORUN DEĞİL ÖĞRENMEK LAZIM ÇARPITMA YAPMAMAK TA EN ÖNEMLİSİ.
-
Ateizmin Beyin yikama Yöntemi
3 İnsan, kemiklerini kesin olarak biraraya toplamayacağımızı mı sanıyor? 4 Evet, parmak uçlarını dahi düzenlemeye gücümüz yeter. 75 Kıyamet Suresi 3-4 ............................................................................................................................................................ Parmak ucu öyle bir kimlik kartıdır ki aynı yumurta ikizlerinde bile farklıdır. Bu kimlik kartı asla sahtekarlık kabul etmez, elimizi değdirdiğimiz birçok eşyaya sahtekârlık kabul etmeyecek şekilde imzamızı atar. Hiç kimse de bu imzamızı taklit edemez. Bu mühürümüzün ne taklidi, ne de inkârı söz konusudur. ömür boyu bu mührü hiç kaybetmeden yanımızda taşırız. üst deri yanmalarından ve yaralanmalardan yaşlanarak vücudumuzun şekil değiştirmesine kadar tüm etkenler mührümüzün orjinalliğini bozmaz. İki santimetrekarelik bir alanda milyarlarca değişik deseni, silinmez çizgiler halinde bir mühür gibi işleyen Yaratıcımız ne kadar da büyük bir kudrete sahiptir. PARMAK UCUNDAKİ DNA Bu ayetin temel işaretlerinden biri parmak uçlarımızdaki izlerin özelliği olabilir. Tahminimizce ayetin diğer bir işareti de vücudumuzun her yerinde olduğu gibi, parmak uçlarımızda da vücudumuzun tüm özelliklerinin kodlu olmasıdır. Böylece ayette, yeniden yaratılışımızda vücudumuzun tüm detaylarının yaratılacağı söylendiği gibi, vücudumuzun parmak ucu gibi önemsiz gözüken bir noktasından tüm vücudumuzun yeniden yaratılabileceğine de işaret olabilir. Parmak ucunun burada örnek verilmesinin sebebi, parmak ucunun, vücudun geri kalan birçok bölümüne göre daha basit ve değersiz kabul edilmesidir. İnsanın en basit görünen parmak ucu bile içindeki DNA'sıyla aslında öyle bir bilgi bankasıdır ki, insanın sırf bu noktası alınarak bile tüm vücudu yeniden yaratılabilir. DNA, kanaatimizce insanlık tarihinin en önemli keşiflerindendir. DNA'nın keşfiyle insan hücresini, ortası suyla dolu, etrafı zarla kaplı basit bir yapı zanneden zihniyet tamamen çöktü. Bu zihniyete göre detaylara inildikçe insanın yaratılışının basit olduğu anlaşılacaktı. Oysa hücrenin detaylı bir şekilde keşfedilmesiyle, detaylara inildikçe her şeyin nasıl kompleks bir şekilde planlandığı anlaşıldı. DNA, üç milyar kodun arka arkaya gelmesinden oluşan bir şifreyi üzerinde taşır. Saç rengimizden, serçe parmağımıza kadar her özelliğimiz işte bu DNA'da kodludur. DNA'daki bilgileri yazılı hale getirmek istesek, bir milyon sayfadan oluşan yaklaşık bin ciltlik bir ansiklopedi dizisi elde ederiz. üstelik DNA tüm bu bilgilerini 20 ile 80 dakika arasında kopyalama yeteneğine sahiptir. Tek bir DNA'mızın bin ciltlik bilgi hazinesinde, vücudumuzun bütün özellikleri yazılıdır. En basit parçalarımızdan biri gibi gözüken parmak ucumuzu ele alsak, buradaki tek hücrenin DNA'sı, tüm vücudumuzun bilgisini verecektir. Yaratıcımız için tüm bu bilgiyi ele alıp bizi yeniden yaratmak çok kolaydır. İlk yaratma nasıl kendisi için çok kolay olduysa, bu yaratış da kendisi için öyle kolay olacaktır. ALINTI. Ateistler beyin yıkıyormuş! Peki ne yapıyor bu insanlar ? İnsanları hipnotize etmek suretiyle iradelerini alıp,zorla bazı düşünceleri mi empoze ediyorlar? Yoksa insanlara sonsuz cennetler , gılmanlar huriler mi vaad ediyorlar? Kendileri gibi düşünenlere, kabile baskınları yapıp ganimet elde ecedeklerini,köle ve cariye sahibi olacaklarınımı anlatıyorlar? Bu yolda ölenlere şehitlik gibi bir makam mı biçiyorlar ? Eğer kendileri gibi inanmazlarsa öldükten sonra cayır cayır yanacaklarını mı söylüyorlar? Gerçekten merak etttim, nasıl yapıyorlar bunu ?Madem insan beynini yıkamak bu kadar kolay siz niye yapmıyorsunuz beyler, elinizi kolunuzu tutan mı var. Yoksa bazı gerçeklerin gün yüzüne çıkmasındanmı endişeleniyorsunuz? ............................................................................................................................................................ Aslında ateistler beyin yıkama değil çarpıtma yaparaktan kafa karıştırırlar bilmeyen saf temiz insanları aldatırlar. Peki diyelim ki faraza ateist lerin dedikleri doğru vad ettikleri somut bilimsel gerçek nedir yaratılış dünya hülasa kainat hakkında kocaman bir hiç teori den öteye tesadüflere sığınmaktan başka bir şey vad edemezler. O zaman İslam ne vad ediyor az bir anlatım olacak ama bütün ateislere yeter hepsi bir araya gelse bir tanesini değil yapmak düşünemezler. ........................................................................................................................................................... Ve Evren'i (Göğü) kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz. 51 Zariyat Suresi 47 İşte Kuran'ın Allah tarafından indirilip indirilmediğini anlamak isteyenler için bir test imkanı. Bir tarafta ne felsefe, ne fizikle uğraşmış çöldeki Muhammed. Diğer tarafta felsefenin, fiziğin ünlü düşünürlerinin iddiaları. İşte Aristo, işte Ptolemy, işte Giordano Bruno, işte Telesio Patrizzi, işte Galieo Galilei, işte Isaac Newton... Dünya tarihinin bu en büyük dehaları gözlemleriyle, formülsel uğraşlarıyla Evren'in sınırlı, sonlu veya sonsuz olduğunu iddia etmişler, fakat hiçbiri genişleyen dinamik Evren modelini çizememişlerdir. Ancak 20. yüzyılda Edwin Hubble'ın gelişmiş teleskobuyla gözlemleri, tüm yıldız kümelerinin hızla birbirlerinden uzaklaştığını tespit etmiş, böylece genişleyen dinamik Evren modeli doğrulanmıştır. ............................................................................................................................................................ O, gökten ölçüye bağlı olarak su indirmiştir. Onunla ölü bir bölgeyi canlandırdık. İşte siz de böyle çıkarılırsınız. 43 Zuhruf Suresi 11 Yağmur, Allah'ın insanlara en büyük hediyelerinden biridir. Allah yukarıdaki ayette yağmurun bir matematiği olduğunu, yağmurun rastgele değil, belli ölçülere bağlı olarak yağdığını anlatmaktadır. Yeryüzümüzde su; sıvı, gaz, katı halleri arasında mükemmel bir çevrim ile halden hale girmektedir. Bu çevrim sırasında su, çok harika bir şekilde enerji dengeleyici olarak iş gördüğü gibi tüm canlıların temel ihtiyacını da karşılamaktadır. Beş yüz yıl önce yağmurla ilgilenen bir bilim adamına, "yağmurda ölçü var mı, yağmurun sayılarla ifade edilecek bir yönü var mı?" diye sorsaydınız hiçbir cevap alamazdınız. O dönemin insanları, Dünya'nın her yanında oluşan meteorolojik olaylardan haberdar olmadıkları için yeryüzüne düşen yağmur miktarı hakkında bir şey söylemeleri mümkün değildi. Oysa Kuran, 1400 yıl önceden yağmurun ölçüye bağlandığını haber vermektedir. Son yüzyılda yapılan araştırmalarla yağmurun nasıl yağdığı, Dünya'daki suyun çevrim özellikleri iyice anlaşıldı. Keşfedilen gerçeklerden biri de Dünya'ya her sene aynı miktarda suyun yağmur olarak yağdığıdır. Bu değer saniyede 1617 milyon ton arasındadır. Böylelikle Dünya'da senede 500 milyar tonun üzerinde yağmur yağmakta ve bir o kadar su da göğe doğru buharlaşmaktadır. Bu değerler her yıl sabittir. Yeryüzündeki ekolojik dengenin sağlanmasında bu değerin sabitliğinin rolü büyüktür. Günümüzden bir kaç yüzyıl önceki bir bilim adamı bile kendi yaşadığı bölgeye düşen yağmur miktarı her yıl değiştiği için, yağmurun bir ölçüye bağlı olduğunu bilemezdi. Büyük bir olasılıkla herhangi bir sayıyla yağmurun yağışı arasında hiçbir bağlantı olamayacağını söylerdi. ............................................................................................................................................................ İslam Müslümanlar HAKKA doğruya çağırıyor peki ateist ler nereye çağırıyor?????????????
-
Dinsiz neye inanır.
Gök kelimesi arapçada bir insanın gözüyle algılayacağı kadar bir alandır. Modern bilinin tanımladığı ve milyarlarca galaksilerden oluşan evrenle hiç bir ilgisi yoktur ............................................................................................................................................................ Arapça GÖK kelimesi yoktur aslı SEMA dır. Meallerde Gök diye çevrilmiştir. ............................................................................................................................................................ Birbirleriyle uyumlu bir şekilde (tabakalar halinde) yedi göğü yaratmış olan odur. Merhametli olanın yaratmasında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevirip gezdir. Herhangi bir çarpıklık(çatlaklık) görüyor musun? 67 Mülk Suresi 3 Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun delillerinden yüz çeviriyorlar. 21 Enbiya Suresi 32 Allah, şu gördüğünüz gökleri direksiz yükseltendir… 13 Rad Suresi 2 ............................................................................................................................................................ Yıldızlarda, dünyaya düşecek küçük birer meteor olarak ifade edilir kuranda. İnfitar 2 Yıldızlar döküldüğü zaman, ............................................................................................................................................................ İNFİTAR-1-2-3-4-5. GÖKYÜZÜ parçalanıp yarıldığında, ve yıldızlar dağılıp savrulduğunda, denizler kabarıp taştığında,ve kabirler alt-üst olduğunda,her insan, [sonunda,] ilerisi için ne hazırladığını ve [bu dünyada] ne bıraktığını anlayacaktır. kÜÇÜK METEOR LAR NEREDE ÇARPITMAMI YOKSA BİLMEMEMİ. Hıııım çok ilginç! Demekki kuran düşünmemizi istiyor.Gerçekten öylemi acaba ? Müddesir 16- Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi. 17- Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım. 18- Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti. 19- Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. 20- Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti. 21- Sonra baktı. 22- Sonra kaşını çattı, surat astı. 23- Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı. 24- "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir." 25- "Bu, sadece bir insan sözüdür." 26- Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım. 27- Bilir misin sen, nedir o sekar? 28- Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. 29- Durmadan derileri kavurur. Düşünüp sorgulayan birine, kahrolsun diye beddualar eden ve üstelik cehennemde derisini kavurmakla tehdit eden bir tanrı nasıl düşünün diyor bende merak ettim. ............................................................................................................................................................ Bu düşünen acaba neyi düşünüyor neyi sorguluyor kendi düzenlerinde diri diri toprağa gömdükleri kız çocuk larının yasaklandığı korkusunumu yoksa taptıkları putlara tapamayacakları korkusunmu yoksa insanlığa verdikleri veya verecekleri muhteşem bir gelecek varda onun yıkılacağı korkusunumu düşünüyor birde ALAK Suresinin kendilerine sorduklarınımı düşünüyor. ALAK SURESİ. 1 - Yaratan Rabbinin adiyla oku! 2 - O, insani bir alekadan (embriyodan) yaratti. 3 - Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. 4 - O Rab ki kalemle yazmayi ögretti. 5 - Insana bilmedigi seyleri ögretti. 6 - Hayir! Dogrusu (kâfir) insan azginlik eder. 7 - Kendisinin muhtaç olmadigini zannettigi için. 8 - Muhakkak ki dönüs mutlaka Rabbinedir. 9 - 10 - Namaz kildigi zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü? 11 - Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) dogru yolda olur, 12 - Veya kötülüklerden sakinmayi emrederse? 13 - Gördün mü, ya bu (adam, hakki) yalanlar, yüzçevirirse, 14 - O adam, Allah'in kendini gördügünü hiç bilmiyor mu? 15 - 16 - Hayir, hayir! Eger o, bu davranisindan vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalanci perçeminden tutup cehenneme sürükleriz. 17 - O zaman o taraftarlarini yardima çagirsin. 18 - Biz de Zebanileri çagiracagiz. 19 - Sakin, sakin! Ona boyun egme; secde et ve yaklas ............................................................................................................................................................ Bu düşünen vede sorgulayan adam insanlığın yararına ne düşünüyor acaba kocaman bir hiç kendi putperest dininin yıkılacağı korkusundan başka.
-
siyonizm ve israilin yaptıkları.
Siyonist israilin yaptıkları çoluk çocuk kadın ihtiyar hiç ayırım yapmadan insanları katlediyor sebep arzı mevud arzı mevud ne içinde Türkiyemizin de bulunduğu nil den fırat a vad edilmiş topraklar yandaşları kim kimler başta evanjelik hırıstıyan ( yahudi den fazla yahudi ) iktidarı tahakkümü altında olan Amerika ve yan- daşları. A.B.D. nin büyük ortadoğu politikaları malum pek ala baş düşman şeçtiği hedef kitle kim amacına ulaşmak için her türlü saldiriyi yaptığı insanlar ve devletler? ortadoğu ve orta doğuda ki halklarla din birliği bağiyla bağlı MÜSLÜMAN lar. Türkiyede vatanımız da bunların mücadelesi nasıl oluyor hiç yorum yapmıyacağım sağduyu sahibi insanların idrakine havale ediyorum teşekkür ederim.
sakal
Φ Üyeler
-
Katılım
-
Son Ziyaret