-
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
sayın unbeliver benim gayem tartışmak değil ben bu forumda tartışmayla bir yere varıldığını görmedim dolayısıyla sonunda fayda olmayan bi tartışmaya da devam etmek bence boşa zaman kaybından başka bir şey değildir.gayem doğruları paylaşmak ve bana göre yanlış gelen yerleri sormak, gerçekten yanlış ise orta yolu bulmak doğru ise doğruyada kafa tutmak aptallık olur öyle değil mi? bizim bu forumda tartışma amaçlı değil iddia ettikleri teorilerle ilgili sorduğumuz sorulara başda kendileri ikna olmuş değiller ve böyle bir şey sorduğumuzda forumu incelersen hep bi adres verirler oraya bakın derler yada bi cevab gelmez.cevab gelmeyince onların müslümanlara yönelik itham ettikleri anadan babadan görme dini inanç yani taklid etmeyle ezberci olduğumuzu ileri sürerler fakat kendileride aynı şekilde bilim kisvesi adı altında bilimden nasibini hiç almamış bir takım insanların peşine takılıp onları taklid etme vardır.ikiside mevcuttur. ama gerçek şudur ki binlece peygamberler gelmiş birbirlerini görmemiş birbirlerinden habersiz ve onların varisleri olan alimler gelmişmiştirki bunlar tahkiki iman ile irşad etmiştir.bunların doğruluğunda şüphe etmeyen insanlar dediklerine inanmışlar ve dini yaşamaya çalışmışlardır.bu iş şuna benzer peygamber bir evi gösterir ve bu evde filanca var der şimdi peygamberin doğruluğundan şüphe etmeyen o evde birisinin olduğuna inanır ve bu inancından şüphe etmez çünkü peygamberi önceden tanıdığı için birde hiç yalan söylemediğini bildiği için bu sözünede inanır bu inanç her ne kadar taklidi bir inançta olsa tahkiki inanç gibi sağlamdır çünkü içinde şüphe yoktur. ama evrim teorisi karanlık çıkmazı olan bi teoridir evrim teorisine inanan bir insan aynı zamanda şunada inanması gerekir bir çocuk annesini doğurmuştur bu olasılığın olma ihtimali yüzde kaç ise evrim teorisinin olma ihtimalide o kadardır işte iyice düşününce evrim teorisi böyle bir ihtimal oluyor ve biz soruyoruz bir çocuğun iki annesi olabilirmi?yani bir çocuk iki anneden mi doğdu? bir çocuk annesini doğurmuştur. ve bir çocuğun iki annesi olabilirmi kısmlarının, konuyla alakasını çözemedim. biraz açabilirmisin. yani bunların evrim teorisiyle alakası nedir ? ayrıca evrim teorisinin ve diğer teorilerin ispatlanabilirliğinin fazla olması hepsinin bilimsel teoriler olmasıdır. fakat yaradılış teorisi hiçbir bilimsel deneyle ispatlanamaz. doğrudan kabullenme gerektirir. ve bilimde koşulsuz kabullenme sadece bilimsel kanunlar için geçerlidir. teoriler için değil.
-
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
teşekkür ederim yağmur... öncelikle konuda bahsettiğim tek hücreli dönem, çocuğun anne karnındaki başlangıcı.(aslında pek doğruda olmamış iki hücreli dönem demem gerekirdi. sperm hücresi ve annenin yumurta hücresinin birleşimi olan zigot dönemi.) evrimcimisin sorusuna gelince.... evrim teorisi, henüz teori olarak varlığını sürdürdüğü için böyle birşeye körü körüne inanmam. tıpkı yaradılış teorisi ve bu konudaki diğer teorilere inanmadığım gibi. belki duymak istediğin bu değildir.( belkide budur tartışacak bi adam daha çıktı diye.) ama bana en yakın gelen ve ispatlanma olanağı olan evrim teorisidir...
-
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
arkadaşlar; öncelikle siteye yeni geldiğim için herkese merhaba demek istiyorum. şimdi baştaki konunun çok dağılmış olduğunu gördüm. ben tekrar konuya dönmek istiyorum. mevzu anladığım kadarıyla, canımız , ruhumuz varmıdır. canımız vücudumuzun neresindedir. 5 dakika önce herşeyi yapan bir insan öldükten beş dakika sonra neden birşey yapamaz. ölen insanın içinden bişey çıkıp gitmiştir. böyle birşeyi tabiat gerçekleştiremiyeceğine göre allaha neden inanmıyorsunuz...... gibi soru ve açıklama zincirlerinden ibaret. can ve ruh diğer bütün soyut kavramlar gibi, ölümü açıklamak için koyulmuş mistik kavramlardır. insanının canlılığını, solumasını , hareket etmesini sağlayan şey ise kesinlikle biyolojik enerjidir. yani ATP... tabiatta devamlı bir enerji dönüşümü mevcuttur. en basit anlatımıyla, insan tarafından yapılmış makineler elektrik enerjisinin veya yanma ile açığa çıkan enerjinin, kinetik enerjiye dönüşmesiyle, çalışır. biyolojik enerjide, aldığımız besinlerin çeşitli kimyasal reaksyonlarla, ATP ye dönüşmesidir. daha insanın tek hücreli devresindeyken bile hücre bölünmesi için ATP ye ihtiyacı vardır. yani vücut içindeki hücre, doku ve organ organizasyonunda , kan dolaşımı, hücreye madde alışverişi, solunum v.b. gibi hayatsal olayların başlayabilmesi için, kesinlikle bir enerji gerekir buda ATP ile olur. ve insan bu şekilde, enerji alıp vererek yaşar. ölümüne gelince. bu organizasyonun aksamasıdır.bu aksama ayağana giden damarların tıkanması veya ayağa giden sinir hücrelerinin tahribiyle olursa büyük ihtimalle ya felç olursun, ya kangren. buda ayağının işlevini yapamaz hale gelmesidir. senin bakış açınla baktığımızda,( beş dakika önce herşeyi yapan bir insan neden öldükten sonra bişey yapamaz.) heralde ayağımızın canı çıktı dememiz gerekir. tamamen ölüme gelince.... bu organizasyondaki aksaklığın, daha hayati önemi olan organ ve hücrelerde meydana gelmesi(örn: kalp, beyin.) solunumu veya dolaşımı etkileyeceği için sonuç kesin ölümdür. ve artık insanda kurdun kuşun besin ve enerji kaynağıdır. yani hala insanın enerji dönüşümü bir şekilde devam ediyordur. çıkan can veya ruh değildir. enerji tükenmesidir benim bakış açımla... ve bu durumda enerjimizde vücudumuzun herhangi bir yerinde değil, heryerindedir. sürekli sabit değil değişkendir. saygılar...........
unbeliever
Φ Yeni Üyeler
-
Katılım
-
Son Ziyaret