duygu_db

demek istediğini şimdi anladm haklısın aslında fakat şu da var ki çok fazla sınanıp en sonunda duaları boşa çıkanlarda var dini bütün fakir biri hayatının sonuna kadar cefa çeker fakat kimsenin bilmediği ahret hayatında sefa sürmesi gerekçesiyle çeker bunu ama orda sefa sürüp sürmediğini bile gözle görmeden nasıl bilebiliriz ki insan sadece öteki taraf için yaşamamalı bişeyler hisedebildiğim hayatımda da dualarımın karşılığını bulamadığım sürece sınanmamın ne anlamı var

özel insanların arasına ben dekatılmak istedm kendimi daha az yalnz daha özgür ve tırnak içinde hissetmek için belki meraba hepinize. burayı seveceğime eminim. şanslı olmalıyım tekrar merhaba...

yönetim muhteşem ödül veriyolar ödül alıyoruz hergün korna öttürüyoruz benzin 3,5 ytl mescid olmayan işyerleri kötü damgası yüyor bir süre kapattırılıyor ab ye giremiyoruz tse den İSO 9001 alıyoruz bu böyle 10001 11001 12001 buyrun size de verelim çok iyi yönetiliyoruz buyrun... kapkaççılart dizboyu buyrun... fakirlik diz boyu buyrun... hackerlar diz boyu buyrun... size de bi iso 9001 tse damgalı buyrun sizin de damganız olsun...

KALİTE YÖNETİM PRENSİPLERİ TS-EN-ISO 9001 standardı Uluslararası Standard Organizasyonu(ISO) tarafından ululararası Standard olarak yayınlanan ve halen Avrupa Topluluğu ülkeleri ile birlikte birçok ülkede Belgelendirme modeli olarak uygulanmakta olan bir uluslar arası Kalite Yönetim Standardıdır ve 8 Kalite Prensibine dayanmaktadır. *Müşteri Odaklılık: Kuruluşlar müşterilerine bağlıdırlar, bu nedenle müşterinin şimdiki ve gelecekteki ihtiyaçlarını anlamalı, müşteri şartlarını yerine getirmeli ve müşteri beklentilerini de aşmaya istekli olmalıdırlar. *Liderlik: Liderler, kuruluşun amaç ve idare birliğini sağlar. Liderler, kişilerin, kuruluşun hedeflerinin başarılmasına tam olarak katılımı olduğu iç ortamı oluşturmalı ve sürdürmelidir. *Kişilerin Katılımı:Her seviyedeki kişiler bir kuruluşun özüdür ve bunların tam katılımı yeteneklerinin kuruluşun yararına kullanılmasını sağlar. *Proses Yaklaşımı:Arzulanan sonuç, faaliyetler ve ilgili kaynaklar bir proses olarak yönetildiği zaman daha verimli olarak elde edilir. *Yönetimde Sistem Yaklaşımı: Birbirleri ile ilgili proseslerin bir sistem olarak tanımlanması, anlaşılması ve yönetilmesi, hedeflerin başarılmasında kuruluşun etkinliğine ve verimliliğine katkı yapar. *Sürekli İyileştirme: Kuruluşun toplam performansının sürekli iyileştirilmesi, kuruluşun kalıcı hedefi olmalıdır. *Karar Vermede Gerçekçi Yaklaşım: Etkin kararlar, verilerin analizine ve bilgiye dayanır. *Karşılıklı Yarara Dayalı Tedarikçi İlişkileri: Bir kuruluş ve tedarikçileri birbirlerinden bağımsızdır ve karşılıklı yarar ilişkisi, her ikisinin artı değer yaratması yeteneğini takviye eder. NEDEN TS-EN-ISO 9001 Kuruluşta kalite anlayışının gelişimini, Karın, verimliliğin ve Pazar payının artmasını, Etkin bir yönetimi, Maliyetin azalmasını, Çalışanların tatminini, Kuruluş içi iletişimde iyileşmeyi, Tüm faaliyetlerde geniş izleme ve kontrolü, İadelerin azalmasını, Müşteri şikayetinin azalması, memnuniyetin artmasını sağlayan, Ulusal ve uluslar arası düzeyde uygulanabilen bir yönetim sistemi modeli olduğu için Meclis'e ISO 9001 Kalite Belgesi Dünya parlamentoları içinde kalite belgesi alan tek parlamento... Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ISO 9001: 2000 kalite belgesi verildi. TBMM Başkanı Bülent Arınç, törende yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği sürecinde tarımdan eğitime, adaletten sağlığa kadar bir çok alanda reformları gerçekleştiren Meclis'in kendisini bu sürecin dışında tutamayacağını ifade etti. Bülent Arınç, Meclis'in en saygın ve en iyi işleyen kurum haline getirileceğini söyledi. Arınç, "Meclisimiz ne kadar güçlü olursa, demokrasimiz o kadar sağlam olur" dedi. Arınç, dünya parlamentoları içinde kalite belgesi alan tek Parlamento'nun Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu da belirtti.

pekala ben bunu kabul etmem demiyorum fakat madem bizim ne yapacağımızı bilerek yazmıyo yani daha doğrusu biz yapacağımız için o yazıyo gerçi bu bana pek anlaşılıtr gelmedi ama yani benim ne yapacağımı o kesin olarak belirlemiyosa sen şunu yap dediğinde ben ona bir newi karşı koyup yine de bunu yapıyosam ben kendimin yöneticisi kendime hükmewdensem bu allaha karşı gelmek olmuyor mu sen dedin ki "Misal sen bu mesajını buraya yazmasaydın rabbim kaderine yazmazdı sen yazacağın için rabbim yazdı. Eğer sen bu mesajı yazarken önce yazmayacağım deyip bir düşüncede bulunursan ve sonrada cvazz geçip yazarsan rabbim de kaderine önceden önce yazmayacak vaz geçecek ve yazacak olucaktı yani bizi bizden daha iyi bilen ilmi ile bunu yazıyor." yani ben o bana yaz dediği için değil de kendi istediğim için o ne derse desin bunu yazıyosam yada o benden önce değil de ben yaptıktan sonra herşeyi biliyo oluyosa bu onun aslında hiçbişey bilmedipğini yada bildikerini insanların yaptıklarına göre belirlediğini göstermemezmi bu da onun o kadar bütük bi güç olmadığını aslında onun insanlara değil de insanların ona hükmettiğini göstermezmiydi allah aşkına ya kardeşim şu yazdığın bence biraz garip kendi paradoksuınu kendin yaratmışsın allah seni affetmicek çünkü senin dediğine (ki bu benim düşüncem değilse yani yanlış anlamışsam o zaman özür dilerim)göre insan allahtan daha yüce bir varlık oluyo gibi geldi bana. bu ne garip bir düşüncedir hiç ben yapcağım için o yazdı olurmu o yazdığı için ben yaptım olmalı ki onun herkesten üstünbi yönetmew gücüne sahip olduğu belirlenebilsin söylenebilsin ayrıca kim nerden bilebilir ki bunu sen mesela bunu sadece kendi yorumunu katarak söyledin ben de sadece benim kendi yorumumu insanın kafasına geçmişi nasıl soktusya nası öğrettiyse öyle gider insanları bir arada tutan da bu zaten ermeni türk olayında ermenilerin mazlum diyipkendilerini savunduğu için bir arada kalması bizim de yapmadık diyip bir arada savunduğumuz için birlikte kalmamız sen geçmişinle ve allahınla varsın bense bazı çelişkiler olduğunu düşünmeme ramen düşüncemle bunu savunanla ve kendimi yönettiğim için varım

bu da bi düşünce tabi daha yeni rastladm bu foruma özgürlüğüm varsa bikaç şey söylemek istiyorum kimse allah yok diyemez tabiki vardır yada insan beyni öyle bi şartlandı ki insan gücü hariç ilahi bi kuvvet dışında ayakta duramayacağımız allahın varlığından daha çok beynimizin böyle şartlanmasından dolayı ortada bazen düşünüyorum bu kadar kesin konuşmak yanlş belki ama doğru da yoktan var olmak herşeyin böylece ortaya çıkması mutlak bi gücün varlığını kanıtlıyo fakat aynı zamanda şu da var bizim bir kaderimiz var bu kaderi allah yazmış ve söylenen aynı zamanda uzun bir süre içinde bi seçilmişe inen kutsal kitabımıza göre herşeyi biliyo peki o zmana bu bi oyun mu ki bizi istediği gibi yaratıp kaderimizi çizen bu büyük güç bu ulvi açıklanamaz varlık kötü yada iyi olan insanı cennet yada cehenneme göndeerebiliyor yada kendi yazdığı we mutlak yapacağımız hata için neden bizi yargılıyo hadi diyelim böyle değil we bize seçim şansı sunmuş yani insan kendi kendini yönetebilecek bi varlık konumuna gelebiliyo -iyi olanı seçecek beyni de allah vermiş o ayrı- o zaman allah nasıl bu kadar bahsettiğiniz kadar büyük bir güç haline gelebiliyo yada insan beynine öyle aşılanıyo. kötüyü öğretmek için insanlara seçenek sunması gerekir demeyin çünkü dünyayı yaratan iyiliği ve kötülüğü yaratan o neden hiç kötülüksüz bir dünya sunmamış neden kötü diye bir şeyi var etmiş ve ne kadar dua ederse etsin ne kadar yalvarırsa iyi olursa olsun herkesin bildiği hayatında sefil durumda olanlar var!