meraba sana sanıırm yardımcı olabılırım ;
DELİ ZİYA-(bir müddet daha bakınır sessizce sokak lambasına-) Görüyorum. Nefes alan ve aralıksız seyreden bir çift burun deliği ve göz çukuru. Benden başka kimse görmüyor. Görmek istemiyor. Dikkatli baktıkları vakit görmelerini istediğim her bir şeyi görecekler. İsteseler bunu yapacaklar. Ama hiç kimse bu yana bakmıyor. Toprak kokusunu dilediğince ciğerlerinde hissedebilmek için yağmur bulutlarını istediğini söyledi Cemil. Gazeteci Tahsin, okuduğu gazete manşetlerinden verdi birkaç gün sonra geleceğini yağmur ve soğuk havanın. Oysa bu sokak her daim toprak kokuyor. (cebinden çıkardığı toprağı koklayıp, avucunu havaya kaldırıp avucundaki toprağı yere bırakarak-) Mis gibi toprak kokuyor... Bunun için yağmurları beklemeye gerek yok. (seyircileri işaret ederek-) Onlar zaten toprak kokuyor. Bunun için birkaç günü beklemeye gerek yok. Bu yana baksalar görecekler. İsteseler görecekler. Bir çift burun deliği ve göz çukuru bizi izliyor. Sorgusuz, sualsiz, sessiz ve amansız. Baksalar görecekler. Bunu görmek için yağmurları beklemek olmaz. İsteseler görecekler.(dizlerinin üzerine çökere ve başı hala, konuştuğu sokak lambasının dikkatindedir-) İsteseler görecekler... (kısık sesle oturduğu yerden tekrar eder-) İsteseler görecekler... Hepsi orada duruyor.(efektten şiddetli bir rüzgâr uğultusu sarmalar sokağın çıplaklığını-) Bir çift burun deliği ve göz çukuru... Bir kaç günü beklemek olmaz. (şiddetle-) Yağmurlar şimdi yağacak! (—dediği anda bir el şimşek çakar ve gök gürültüsü duyulur-) Bu yana baksalar görecekler... (birden ayaklanıp, bağırarak-) Sokak lambası tanığımdır! Hepsi orada oturuyor... (hafif hafif yağmur damlaları ıslatır sokağı-) İsteseler görecekler... Hepsi beni çağırıyor... Görecekler... (sokak lambasına bakarak ve konuşarak geri geri adım atar ve hızlıca koşarak çıkar sahneden-) (Ziyaca-) Bi Biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiip bi biiiiiiiiiiip!!! (ses ve ışık silikleşir-)
