Neye göre insanların sonsuz olduğunu söylüyorsun emre ? Kuranda geçen ''ebedi'' kavramına göremi ?
Ebed, bölünmeyen zamandır. Zaman bölünerek isimlendirilir, falan zaman, denilir ama ebed bölünmez, falan ebed denilmez. Bu anlamıyla ebed'in tesniye ve cemi' (ikil ve çoğul) yapılmaması gerekir. Çünkü kendisiyle beraber başka bir ebed düşünülmez ki ikil ve çoğulu olsun. Fakat ebedin çoğulu olarak âbad kullanılır. Vurgu için ebedu ebedin denilir. Sürekli anlamına gelir.
el-Âbide yaban sığırıdır. Evâbid vahşî hayvanlar demektir. Teeb büd de yabanîleşmek, yabancılaşmak anlamında kullanılır. " falan kimse garipleşmiş, artık tanıdık gelmiyor" demektir
Bu kullanımlar, kelimenin sonsuzluktan çok, uzun süre anlamında olduğunu gösterir.
Cuma 7 Ama onlar, ellerinin (yapıp) öne sürdüğü (işler) yüzünden ebedi ölümü temenni etmezler. Allah zâlimleri bilir.
Mümtehine 4 Kavimlerine: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz, bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda ebedi bir düşmanlık ve nefret belirmiştir, demişlerdi.
Maide 24 Dediler ki: "Ey Mûsâ, onlar orada olduğu sürece biz oraya ebediyen girmeyiz. Sen ve Rabbin, gidin, savaşın, biz burada oturuyoruz!"
Tevbe 83 Sefere çıkma konusunda onlardan bir grubun senden izin isteyecekleri bir fırsatı ALLAH sana tekrar verse, "Benimle birlikte ebediyyen harekata çıkmayacaksınız, ve benimle birlikte hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz, ilk başta oturmayı seçmiştiniz. Öyle ise, geri kalanlarla beraber oturun," de.
Tevbe 108 Böyle bir yerde ebediyyen durma. İlk günden itibaren erdemlilik üzere kurulan mescid, namaz kılman için çok daha uygundur. Orada temizlenmek isteyen insanlar vardır ve ALLAH temizlenenleri sever.
Nur 4 Evli kadınları suçladıktan sonra dört tanık getiremiyenlere seksen celde vurunuz ve onların tanıklığını ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
Yukarıdaki ayetler ebed'in, sonsuzluk değil, uzun süre anlamında olduğunu kanıtlar. Çünkü bu âyetlerde kullanılan ebed, dünyâ ile ilgilidir. Dünyâda bu işin asla olmayacağını belirtir. Dünyâ yaşamı sonsuz değildir. Hattâ Hz. İbrâhîm'in sözünde ebed, belli bir zaman ile şartlı ve sınırlıdır. "Siz Allah 'in bir olduğuna inanmadıkça dünyâda sizinle bizim aramızda düşmanlık sürecektir" denilmektedir. Bu düşmanlık, sonsuzca değil, dünyâ yaşamında ve karşı taraf inanıncaya dek sürecek olduğuna göre cümledeki ebed, sonsuzluk anlamında değildir. Diğer misâl olarak anılan diğer âyetler de ebedin sonsuzluk değil, asla, uzun süre, şu iş şöyle olduğu sürece anlamında olduğunu gösterir. Öyle ise ebed kelimesi, sonsuzca değil, uzun süre anlamına gelir.
HULÛD
Bakara 25 İnanıp yararlı işler yapanlara, altından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça: "Bu, daha önce de rızıklandığımız şeydir, (Dünyâda iken de bu rızıktan yemiştik)" derler. (Cennetteki bu rızık,) Onlara, o(dedikleri)ne benzer verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada hâliddirler (sürekli kalacaklardır).
Beyyine 6,7,8 Kitâb ehlinden ve (Allah'a) ortak koşanlardan bir kısım nankörler, sürekli olarak cehennem ateşindedirler. Onlar, halkın en şerlileridir. - İnanan ve iyi işler yapanlar da halkın en hayırlılarıdır.- Rableri katında onların mükâfatı altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları, Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Bu (mükâfat) Rabbine saygı gösterene mahsustur.
Âyetlerde geçen hâlidûn, hâlidîn hulûd kökünden ism-i faildir. Hulûd bozulmadan, olduğu gibi kalmak demektir. Araplar geç bozulan, uzun süre kalabilen şeyi hulûd ile nitelerler. sonsuzluğundan dolayı değil, fakat uzun süre kalıcı olduğundan dolayı üstüne çanağın konduğu ocak taşlarına hâlide'nin çoğulu olarak havâlid denilir. İnsan hayatta kaldıkça vücudunun, diğer kısımları gibi değişmeyen, olduğu gibi kalan kısmına (hald) denilir.
(muhalled), uzun süre kalan demektir. Uzun süre gençliğini koruyan, geç ihtiyarlayan kimseye muhalled adam denilir. Rabâiyyesi (azı dişleri) çıkıncaya dek ön dişleri sağlam kalan hayvana da dâbbe muhallede denilir.
İşte köken itibariyle uzun süre kalıcılık anlamı için konulan hulûd kelimesi, daha sonra ebedîlik anlamında da kullanılmıştır.
Cennette hulûd, eşyanın bozulmadan hali üzere kalmasıdır, '
Çevrelerinde muhalled gençler dolaşır; akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle. âyetinde vildânun muhalledûn: ebedî yaşama erdirilmiş gençler anlamı yanında; halede yani küpe takmış gençler anlamı da mümkündür. Bir şeyi ihlâd, onu sürekli kılmaktır. "Fakat o, yere ihlâdetti." âyetinde yere ihlâd, ebedi yaşayacağını sanarak yere saplanıp kalmak demektir
Bu izahtan anlaşıldığı üzere hulûd, asıl konum itibariyle uzun zaman kalıcılık anlamındadır, Nitekim bu hususu Hûd Sûresinin:
106- Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada (o bunaltıcı ateş içinde) bir soluk alıp verişleri vardır ki!..
.107- Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun. Çünkü Rabbin, istediğini yapandır.
108- Mutlu kılınanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça onlar orada sürekli kalacaklor dır. Ancak Rabbin (çıkarmayı) dilerse (o) başka. (Onları oradan, Rabbinden başka kimse çıkaramaz). Kesintisiz bir vergidir
(bu)! âyetlerinin tefsirinde ve Nebe' Sûresinin: "Cehennem de gözetleme yeridir.22- Azgınların varacağı yerdir. 23- Orada ahkab (çağlar boyu) kalacaklardır." (Nebe: 80/21-23) âyetlerinden de cehennem azabının, çok uzun sürse de geçici olduğu anlaşılır.
Ayetinde cehennemliklerin, orada çağlar boyu kalacakları ifâde edilmektedir. (Nebe' 80/23)de suçluların cenhennemde hukublarca kalacakları belirtilmektedir. Hukub veya hukb belirsiz,uzun süre anlamındadır.
Ahkâb (çağlar boyu) deyimi, ne kadar uzun zamanı ifâde etmiş olsa da yine de sınırlı, sonlu bir zamanı bildirir. Bundan cehennem azabının, bir gün sona ereceği anlaşılır.
Cennet ve cehennem ebedidir.Yani kesintisiz süreklidir.Ama asla sonsuz değildir.Ebed ve huld kelimelerine sonsuz anlamı yüklemek hatadır yanlışlır. Hatta diyebiliriz ki; insanların ilahlaşma arzularının bir diğer ifadesidir sonsuz olmak.
Kurana göre sonsuz olan sadece Allahtır.Allahın yanısıra mahlukların sonsuzluğunu iddia etmek kuranın uluhiyet anlayışına terstir
Hadid 3 O ilktir, sondur, zahirdir, batındır. O, her şeyi bilendir
Kurana göre, sonsuz olan allahtır
Gördünmü emre,sen insanların sonsuz olduğunu iddia etmekle Allaha şirk koştun.Başlangıcı olan ama sonsuz olan insan.Bu anlayış insanların bir nevi yarı tanrı olduğunu anlamına gelir