Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

muvahhid

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    19
  • Katılım

  • Son Ziyaret

muvahhid tarafından postalanan herşey

  1. davetci olaya hizli girmissin kardes.
  2. evren cekim etkisiyle cokebilir.andrei lindenin boyle bir yazisi vardi. Stanford Üniversitesi'nde fizik profesörü olan Renata Kallosh ve Andrei Linde'nin bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise şöyledir: Evrenin akıbeti küçülmeye ve yok olmaya doğru gidiyor. Gördüğümüz ve daha uzaklardaki göremediğimiz herşey bir protondan bile küçük bir nokta şeklinde küçülecek. Sanki kara delik içindeymişsiniz gibi.... Kara enerjinin en iyi tarifinin şu açıklama olduğunu bulduk: Aşama aşama negatif hale gelen bu kara enerji, evrenin dengesinin değişmesine sebep olacak ve büzülüp çökecek... Fizikçiler kara enerjinin, negatif enerjiye dönüşeceğini ve evrenin yakın bir gelecekte büzüleceğini biliyorlar... Fakat bugün görüyoruz ki, biz bu olayın başlangıcında değiliz, ama evrenimizin hayat sirkülasyonunun ortasında olabiliriz.4 Big Crunch olarak ifade edilen bu bilimsel varsayıma, Kuran'da şöyle işaret edilmektedir: Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir vaiddir. Elbette, Biz yapıcılarız. (Enbiya Suresi, 104) Bir başka ayette ise göklerin bu durumu şöyle tarif edilmektedir: Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir. (Zümer Suresi, 67) Big Crunch teorisine göre başlangıçta olduğu gibi önce yavaşça, fakat gittikçe hız kazanarak evren çökmeye başlayacaktır. Tüm bunların devamında ise, evren sonsuz yoğunluk ve sonsuz ısıda, sonsuz küçüklükte bir nokta haline gelecektir. Tarif edilen bu bilimsel teori, Kuran ayetleri ile paralellik içindedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
  3. Peygamber şari değildir. Şârî olan yalnızca Allah'tır. Fakat unutulmaması gereken bir husus vardır ki o da peygamberin bir uyarlayıcı, bir uygulayıcı olduğu hususudur, İnsanlar Allah'ın dinini gerek teorik olarak (âyetlerin aynen elçinin ağzından çıktığı gibi) gerekse pratik olarak (yaşama geçirilmesi olarak) O'nun elçilerinden öğrenmekteyiz. Onlar güvenilir insanlardır. Onlar da yanılırlar fakat diğer insanlardan farkları - ki bu farklılık çok önemli bir farklılıktır ve elçilerin dışında hiçbir insanda bu fark bulunmamaktadır - yanılgılarının, yanlışlarının kendilerine hayatta iken ve genel olarak yanlışı yapmasını takiben düzeltilmesi farkıdır. Ki bu fark, onların Kur'an teoriğinin, pratize edilmesinde hüccet teşkil etmesinin dayanağıdır. Dindeki bir hususu Allah'ın elçisi dururken, elbette ki bir başkası açıklayacak değildir. Olsa olsa soru şeklinde sorabilir ve Allah'ın elçisinin konu ile ilgili olarak söyleyeceklerini dinlemek ve onlara uymak zorundadır. Elçiler de içinde bulundukları toplumun birer ferdidirler. Bu sebeple o toplumun bazı özelliklerini taşırlar. Şayet bu özellikler kendilerine gelen vahyin özüne aykırı ise Allah elçilerindeki bu uymazlığı giderir ve onları düzeltir. Bununla ilgili âyetlerin bulunduğunu, bir diğer tabirle ALLAH'IN ELÇİSİNİ DÜZELTTİĞİNİ biliyoruz . Hiçbir elçi taşımaktan ötürü şeref duyduğu görevini kötüye kullanmak istemez ve kullanmaz. Şayet bunun tersine hareket olursa, "O kendisinden bir söz uydurup ta sonra onu bize isnâd etse (bunu bana Allah söylüyor, vahyediyor dese) Onu (bunu yapan elçimizi) şah damarından yakalar ve sağ elini (bütün güç ve kuvvetini) ondan alırdık, içinizden kimse de onu elimizden alamazdı (kurtaramazdı)" (69/44-47) Allah'ın böyle bir halde ne yapacağını yine kendisi anlatmaktadır. Şu açıkça bilinmelidir kî peygamberin uygulamaları -yeter ki Onun uygulamaları olduğundan emîn olalım - bütün müslümanları bağlar. Örneğin namazın hemen bütün erkânı Kur'an'da bulunduğu halde rekat sayısı ile ilgili bilgilerimiz peygamberimizden gelen hem lafzî, hem amelî rivayetteki tevatürdür. Aksine de hiçbir rivayete rastlanmamıştır. Rastlansa idi bir avuç da olsa bir kısım müslüman çıkar ve o rivayete göre namaz rekatlarını belirlerdi. Böyle bir rivayete asla rastlanmamıştır. Bu sebeple namaz rekatlarının sayıları da müslümanım diyenleri bağlamaktadır. Bir hususta Allah'ın elçisinin yaptığına itibar etmeyip, hevasına (kendi anlayışına) uymanın İslamda yeri bulunmadığı bilinmelidir.
  4. Onlara göre peygamberler postacı gibidirler (hâşâ) kitabı bırakır giderler. Oysa nice peygamberler vardır ki, kendilerine kitap verilmemiş, yalnızca tebliğ ve irşad görevlerini tamamlamış, bir kitap bırakmadan ömürleri bitmiştir. Eğer peygamberlerin sünneti, söz ve fiilleri din kabul edilmeseydi kendilerine kitap verilmeyen peygamberlerin ölmesiyle dinin ortadan kalkması ve peygamberi görmeyenlerin de hiçbir şeyden sorumlu olmaması gerekirdi. Kur anda Peygambere itaatın gerekliliği ile ilgili birçok ayet bulunmasına rağmen , bize Kur’an yeter diyen bu zavallılar hangi Kur’andan bahsediyor acaba! Allah (Azze ve Celle) Kitabında “Biz her peygamberi ancak Allahın izniyle itaat edilsin diye gönderdik buyurmuştur. … Kim peygambere itaat ederse Allah (Azze ve Celle) ’a itaat etmiş olur[13], buyurmuştur, Allah (Azze ve Celle) ve Rasulü bir işe hükmetti mi mü’min erkek ve mü’min kadınların işlerinde muhayyerlikleri yoktur, kim Allah (Azze ve Celle) ’a ve peygamberine karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığa düşmüştür.[14] buyurmuştur. Her kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.[15] O nebi sizlere temiz olan şeyleri helal, pis olan şeyleri haram kılar buyurmuştur. Peygambere itaatın gerekliliği ve dolayısıyla hadis olmadan dinin anlaşılamayacağı ve yaşanamayacağı, yaşansa bile Allah’ın o dini kabul etmeyeceği ile ilgili ilâhi kelama kulak veriniz. Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.[16] WWW.tasavvufason.com
  5. Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.[16] Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber'e itaat edin ki merhamet göresiniz. [17] (Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.[18] De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.[19] Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız.[20] Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.[21] [22]Allah'a itaat edin, Resûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir. Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resûl'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?[23] Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır.[24] Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir.[25] Biz her peygamberi -Allah'ın izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmayı dileseler, Resûl de onlar için istiğfar etseydi Allah'ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı.[26] …işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.[27] (Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.[28] Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e de itaat etseydik! derler.[29] Bir de peygamberin verdiği hükme boyun eğmeyen ve hadislere hikaye diyenler için bakınız Allah (Azze ve Celle) Kur’anda ne buyuruyor. “Hayır Rabbına and olsun ki onlar aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle kabul etmedikçe iman etmiş olmazlar.”[30] Bu fırka kendi felsefelerine uymayan tefsiri de peygamber sözünü de reddeder
  6. arkadas hadisleri kabul etmiyorki.
  7. yazilarini okusaydin namazida haccida kabul etmedigini gorurdun,.
  8. haksoz kardesimiz bazi konularda cok hakli ama hadilseri reddetmesi haric.
  9. cogunu dogru bulmakla beraber bazi kisimlarina katimiyorum.resule itaat sirk degildir.
  10. ALLAH senin ne yapacagini ezelde biliyordu ama bildigi icin olmadi olacagi icin bildi. yani allah senin ne yapacagini biliyor ama bu seni zorlamiyor.
  11. allah insani imtihan ediyorki insanin diyecek birseyi kalmasin.bu kurandada gecer.peygamber gonderilirki kafirlerin diyecek birseyi olmasin.
  12. muvahhid

    KABEYE YONELMEK FARZDIR.

    144. Gerçekten yüzünün gök yüzünde aranıp durduğunu görüyoruz. Artık gönlünü ferah tut, seni hoşnut olacağın bir kıbleye yönelteceğiz. Haydi yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir! Siz de ey insanlar, nerede bulunursanız, yüzünüzü o yana doğru çeviriniz. Kendilerine kitap verilmiş olanlar da şüphesiz onun, Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu kesinlikle bilirler. Allah, onların yaptıklarından ve yapacaklarından habersiz değildir. 149. Her nereden yola çıkarsan hemen yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir. Şüphesiz bu Rabbinden gelen bir gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz de değildir. 150. Her nereden yola çıkarsan yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir ve her nerede olursanız yüzünüzü ona doğru çevirin ki insanlar için aleyhinizde bir delil olmasın. Ancak içlerinden haksızlık edenler başka. Siz de onlardan korkmayın, Benden korkun ki hem üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım hem de bu sayede doğru yola eresiniz. BAKARA KABEYE YONELMEK FARZDIR.KABE PUT DEGIL MESCIDDIR.BIRLESME YERIDIR.
  13. 125. Hani, biz Kâbeyi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahimden kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmaile şöyle emretmiştik: Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbeyi) tertemiz tutun. 126. Hani İbrahim, Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allaha ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır demişti. Allah da, İnkâr edeni bile az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu cehennem azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası! demişti. 127. Hani İbrahim, İsmail ile birlikte evin (Kâbenin) temellerini yükseltiyor, Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin diyorlardı. 128. Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.
  14. 25. İnkar edenler ile Allahın yolundan ve içinde, yerli, misafir bütün insanları eşit kıldığımız Mescid-i Haramdan alıkoyanlar (azabı hak etmişlerdir.) Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse biz ona elem dolu bir azaptan tattıracağız. 26. Hani biz İbrahime, Kâbenin yerini, Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle diye belirlemiştik. 27. İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. 28. Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allahın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde5 (onları kurban ederken) Allahın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin. 29. Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atiki (Kâbeyi) tavaf etsinler. 30. Bu böyle. Kim Allahın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında6 bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının. HAC
  15. HANIF BURAYADAMI GELDIN. KABE BIR MESCIDDIR.ORAYA YONELINIR KIMSE O TASA KULLUK ETMIYOR.VE KURAN APACIK BIR BICIMDE KABEDEN BAHSEDIYOR.SENIN O UYDURUK CEVIRILERIN HARIC. 25. İnkar edenler ile Allahın yolundan ve içinde, yerli, misafir bütün insanları eşit kıldığımız Mescid-i Haramdan alıkoyanlar (azabı hak etmişlerdir.) Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse biz ona elem dolu bir azaptan tattıracağız. 26. Hani biz İbrahime, Kâbenin yerini, Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle diye belirlemiştik. 27. İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. 28. Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allahın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde5 (onları kurban ederken) Allahın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin. 29. Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atiki (Kâbeyi) tavaf etsinler. 30. Bu böyle. Kim Allahın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında6 bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının. HAC SURESI
  16. dedi var olan hersey nasil cisim olmasin cevap nereden biliyorsun varolan herseyin cisim oldugunu
  17. bildigi gibi olamsinimi bilmedigi gibi olmasini olurmu??? allahin bilmedigi yoktur ve kisi zaten diledigini bilir.yani bu yazinin bir anlami yok.kelime salatasi. emre koc
  18. ALLAH yarattiklarindan tumuyle farklidir ve o kavranilamaz. eger yarattiklarinin cok azi tarafindan kavranilabilseydi o hic sonsuz olurmuydu? bize dusen ona ortak kosmadan ve noksan sifat isnad etmeden inanmak.
  19. ALLAHI TECSIM ETMEYIM DERKEN ALLAHIN SIFATLARINI TATIL EDENLER Allahi yarattiklarina benzetmeyeyim derken onu yoklara ve olulere bezetmek suphesizki cok yanlis bir yoldur. allah gormez duymaz bilmez demek ve allahi sifatlarindan soyutlayip onu olulere benzetmek muattila olup kufurdur. allah gorur duyar sever sevinir.bunlar kuranda bize gelmistir. ornegin allahin ofkelendigi kuranda gecer. 6. Ve Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkekleri , münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları, o kötülük girdabı başlarına dönesiceleri azaba uğratsın diye. Allah, onlara gazap etmiş, la'net etmiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Ona gidiş de ne kötüdür! fetih ama onun ofkesi farklidir.ben onun nasilini bilmiyorumki ofkesinin nasil oldugunu bileyim. mesela allahin kuranda gectigi uzere eli vardir.ama ben onun elinin nasil oldugunu bilemem.onun eli bila keyf vardir.keyfiyeti bizce mechuldur.bizim elimiz gibi degildir nasilini bilemeyiz inaniriz. 67. Onlar, Allah'ı gerektiği gibi takdir ödemediler. Oysa bütün yeryüzü kıyamet gününde O'nun tasarrufunda olacak gökler de O'nun elinde katlanmış olacaktır. O, onların ortak koştuklarından münezzeh ve çok yücedir. zumer ve tabiki allahin yukarida olmasi meselsi.sahih nasda geldigine gore allah yukarida arsa istiva etmistir.ama cisim degildir bu bizim anladigimiz gibide degildir.biz inaniriz nasilini bilmeyiz. Allah gökleri ve onlarýn aralarýnda olaný altý günde yaratan, sonra arþa istiva edendir." Secde, 4 "O, gökleri ve yeri altý günde yaratan, sonra da arþa istiva edendir." Hadid, 4 rahman arþ üzerine istiva etmiþtir... buyruðu þaný yüce Allah ýn arþýn üzerine istiva ettiðini haber verdiði Kur anýn yedi yerinde geçmektedir bu buyruklar açýktýr ve herhangi bir te vil ihtimali yoktur Allah Azze ve Celle'nin gökte olduðuna delalet eden 'Kur'an Ayetleri' "Allah semadan bütün dünya iþlerini idare eder. Sonra ameller bir günde O'na yükselir..." Secde, 5 "Göktekinin sizi yere geçirmesinden emin mi oldunuz?" Mülk, 16 " Yoksa semada olanýn üzerinize taþ yaðdýran bir rüzgar göndermesinden emin mi oldunuz?..." Mülk, 17 "Üstlerindeki Rablerinden korkarlar" Nahl, 50 Yine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurmaktadýr: "Semada bulunan Allah'ýn emini olduðum halde bana güvenmez misiniz?" (Buhari ve Müslim) bu allaha mekan isnat etmek degildir.cunku bunun keyfiyeti mechul bir sekilde oldugunu soyluyoruz. Bunların sınnakları ile dizleri arasında iki semâ arasındaki mesafe gibi uzaklık var, sonra bunların sırtlarının gerisirıde Arş var, Arş'ın da alt kısmı ile üst kısmı arasında iki sema arasındaki uzaklık kadar mesafe var. Allah, bütün bunların fevkindedir." Tirmizî, Tefsir, Hâkka, (3317); Ebû Dâvud, Sünnet 19, (4723); İbnu Mâve, Mukaddime 13, (193).
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.