AÇA tarafından postalanan herşey
-
bizim şarkılarımız
Antepli Şahin Ben Antepliyim, Şahin’im ağam. Mavzer omuzuma yük. Ben yumruklarımla dövüşeceğim. Yumruklarım memleket kadar büyük. Hey, hey! Yine de hey hey! Kaytan bıyıklarım, delişmen çağım Düşman kurşunlarına inat köprü başında Memleket türküleri çağıracağım. Bu dağlarda biz yaşarız, Bu dağlar bizim dağımız. Namusumuz temiz, bayrağımız hür Analarımız, karımız, kızımız, kısrağımız Burda erkekçe döğüşür. Bir bayrak dalgalanır Antep kalesi üstünde Alı kanımdaki al, akı alnımdaki ak Bayraklar içinde en güzel bayrak Düşüncem senden yanadır Hep senden yanadır çektiğim kahır Bu senın ülkende, senin gölgende Düşmesin kara kalpaklar, Kirlenmesin duvaklar Korkum yok ölümden kâfirden yana Alacaksa alsın beni şafaklar. Hey, hey! Yine de ey hey! Al bayraklar altında kara bir kartal gibi Yaşamak ne güzel şey. Bir sır var bu mavzerde, attığım gitmez boşa Çıkmış bir eski savaştan Türk’ün bir karış toprak parçası için Destanlar yazacağız yeni baştan. Yıktım toprağın üstüne bir sarı kurşunla birini Çıktı karşıma biri, Çıktıkça çektim tetiği bismillâhlarla beraber Vurdum alnından kâfiri. Bu kaçıncı kurşundur, bu kaçıncı bismillâh Bu kaçıncı ölüdür? Bir türkü söylenir siperlerde her sabah Vurun Antepliler namus günüdür! Ben Antepliyim, Şahin’im ağam Mavzer omuzuma yük Ben yumruklarımla dövüşeceğim Yumruklarım memleket kadar büyük Alperen
-
bizim şarkılarımız
Cengiz Han Aydınlık bir sabah gök müjde verdi Cengiz Han Bozkırda bildiğiniz bir can yeşerdi Cengiz Han Büyüdü, erişti yüce dağlara Onan nehrinin kutlu suyuyla Kükredi, çağladı altın çağlara Ceng, ceng, Cengiz Han Han oldun, şan oldun Efsane bir kahraman Sen sen Cengiz Han Asya’ya sığmayan İnsanlıktan usanmayan Korkuya gülerdin ha ha ha ha Düşmanı yenerdin ho ho ho ho Güneşten sıcak bakışınla Ve mızraktan tutardı çelik bileği Cengiz Han Şahin olup uçardı sanki yüreği Cengiz Han Soyundan aldığın asil kanıyla Obalar büyüdü müthiş hakkıyla Tarihe yazıldı altın sayfayla Ceng, ceng, Cengiz Han Yad oldun, şad oldun Rahat uyu kahramanım Sen sen Cengiz Han Gece gündüz at koşturan Zalimlerden korkmayan Korkuya gülerdin ha ha ha ha Düşmanı yenerdin ho ho ho ho Güneşten sıcak bakışınla Alperen
-
bizim şarkılarımız
Miting Meydanında Miting meydanında bir ihtiyar adam Hüzünlüydü ama, ağlamıyordu. Ve bir ihtiyar miting meydanında Gözleri acıdan dehşetle yanmakta Kaç zamandır dokunamamıştı saçlarına Kaç zamandır görmemişti yüzünü Buluştular, Rüzgarın savrulduğu bir meydanda Siren sesleri arasında Yiğidim yerde yatıyordu upuzun İhtiyar ayakta duruyordu dimdik Ama ikisi de ölmüştü Miting meydanında bir ihtiyar adam Hüzünlüydü ama, ağlamıyordu. Alperen
-
bizim şarkılarımız
Azat Meydanları Tanklar ile yürüdüler Karanfiller arasından Çiçek gibi gençleri Kopardılar analardan Şafak vakti yürüdüler Azat meydanlarına Güneş doğmadı daha Azat meydanlarına Sen bu ağacın son yaprağısın Sen bir basamaksın ve haykırışsın Dumanlı bir vakit kınalı ellerin ağıtısın Bir tekbir duydum son nefesimde Hazar dalgalandı, gök parçalandı Ve toprak sarsıldı yer yer Öz oğlumu vurdunuz diye Dökülürken üstüme Annemin gözyaşları Gece karanlığını Ateş böceği sardı Elde çiçek tozları Kalbime sıcak bakın Toplanın etrafına Şehit olmuş canların Şafak vakti yürüdüler Azat meydanlarına Güneş doğmadı daha Azat meydanlarına Anne sevinin, sevinin artık Eve dönemedik diye üzülme Ağıtlar yakıp ta sürme yüzüne Sevinin, biz meydanlarda ölsek de Siz sanmayın, şehit kanı kalır yerlerde Bir önder çıkacaktır elbet Bizleri bekliyor simdi Hilal’in gösterdiği şehirde Ben huzur bulacağım Ve karanfiller yetişecek üzerimizde Gözlerimi açmayın Yaklaşırken ölüme Yer ayırın topraktan Açan karanfillere Alperen
-
bizim şarkılarımız
Anka Kuşu Avcı topla tuzağını Anka kuşu avlanamaz Dünyalar kan kırmızısı gözlerime bakılmaz Kararlı adımların ıslak ayak seslerin Yağmurları içtiler yırtık ayak izlerin Gözlerim düşünürken gökyüzünü mavisini Kurşunlar küstürüyor kuşların sevgisini Kararlı adımların ıslak ayak seslerin Yağmurları içtiler yırtık ayak izlerin Alperen
-
bizim şarkılarımız
Tamam Tamam, ben anlamam aşktan meşkten Tamam, çıkmışım aşk denilen köşkten Tamam kalmışım bir başıma Doymadım şu genç yaşıma Düşmüşüm bir kavganın ortasına Tamam, sen seversin hem çok seversin Tamam, benim için vefasız dersin Tamam, oysa sevmek feda etmektir Bazen çok sevip de gitmektir Yetinmektir düşle bir gülüşle Tamam Bilirim, yüreğim adam olmaz bilirim Bilirim hem severim yoluna ölürüm Olmuşum düş gezgini bir düş avcısı Bendeki doğacak güzel günlerin sancısı Yolumdan döndüremezler beni Giden gitsin, aramam gideni Seversen böyle hesapsız sev beni Tut elimi, ver elini, sevmişim bir kez seni Tamam Ben aşktan anlamam haa Oysa bir bıçak değmiş gibi bölünmüş düşlerim Gayri iflah olmayız Sen bir yerde ben bir dar da Eski bir vatan kadar uzağız işte Destanlar kadar yakın Uzat ellerini cano yarama dokun Belki böyle sevmemeli bir insan sevmemeli bu zaman da böyle ölümüne erkekçesine bir kartal olmamalı ömrün doruklarında Böyle kanadı kırık zemheride çırılçıplak Gel de bu vahşi yanını Bu en asil yanını Kolaysa bırak cano Kolaysa bırak Ahmet Şafak
-
bizim şarkılarımız
Döneriz Elbet Yardan uzak, candan uzak Senden uzak olmuşuz Bağcu saymışlar da bizi gülden uzak kalmuşuz Kalır mıyız gayri yolda Çiçeğimiz artık dalda Açar olmuş ey sevdanın Şerre yasak olmuşuz Dağları aşarız elbet Sel olur taşarız elbet Hangi güç tutacak bizi Gün gelir döneriz elbet Ah anam ak ellerinden öperiz elbet Güller bizlere biz güllere Hasret kalsak ne olur Vatan deyip derdimize Bin dert katsak ne olur Tanır mıyız gayri engel Ödemişiz bunca bedel Neler bitti bu da biter Kara sevda olmuşuz Ahmet Şafak
-
bizim şarkılarımız
Aşk Militanı Aşk yağıyor İstanbul'a Hasret beni kavuruyor Ben hala aşk militanı Karakol beni arıyor Aşk yağıyor İstanbul'a.... Aşk yağıyor İstanbul'a Hasretimi vuruyorum Martılar çığlık atıyor Aşk için kuduruyorum Aşk yağıyor İstanbul'a.... Karakol beni arıyor Aşk için kuduruyorum Aşk yağıyor İstanbul'a.... Aşk yağıyor İstanbul'a Kar yağarken gençliğime Sırtımda pusu izleri Düşümde yarin gözleri Aşk yağıyor İstanbul'a... Ahmet Şafak
-
bizim şarkılarımız
Her Gece Doğmaz şu güneş doğmaz, Doğup ta sabah olmaz Bende ki bu feryadı kimseler duymaz Her gece artık yeter Her gece dünden beter Her gece seni düşünmek Her gece hasretin tüter Gece çökünce gece, Gece olur işkence Gözlerimde gözlerin, Yüreğimde kelepçe Mustafa Yıldızdoğan
-
bizim şarkılarımız
Satan Satana Günaydın Türkiye, Günaydın Millet, Bu gaflet delalet hatta hıyanet Yutan yutana yutan yutana, Yutan yutana yutan yutana Bu rüzgarlar sahte baslar rotasız, Bu rüzgarlar sahte baslar rotasız Bana ne diyerek dertsiz tasasız yatan yatana yatan yatana, yatan yatana yatan yatana Kanadı kırılmış kartal yatıyor, Kanadı kırılmış kartal yatıyor Baykuşlar ortada nara atıyor Yazık vatana yazık Vatana, Bağır tellal bağır her şey bedava, Bağır tellal bağır her şey bedava, Hürriyet Bedava, Vatan bedava Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana Belki de hayır, burda belkilerin yeri yok Kesin ama kes kesin bunlar aklına sok Çözülemeyen onca sorun dert çok Çok kork bizden çözümlere karnımız tok Siyaseti kendine kabul edeceğine Millet gaf yapıp uyutan milleti Hiç kimse görmedi bu sekil ihaneti Peşkeş çekip Memleketi !! Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana, Satan Satana. Mustafa Yıldızdoğan
-
bizim şarkılarımız
Adımız Mehmet Şemdinli dağlarında güneş Çocuk kadar cılız ve benim kadar yorgun Yaz günlerimin yaramaz çocuğu Bu sana verdiğim son selam Karları koynunda eritip Baharlarda Fırat’ı emziren süt anam Alnımdaki soğuk teri silemeden Neden son yolculuğumu çaresiz seyredişin Harran ovasının susuzluğuyla çatlayan dudaklarım Diz kapağımda parlayan kurşun Şimdi hücre tavanından daha yakın gökyüzü Elimde tuttuğum yaram olmasa Hilallere yıldız toplardım geceler boyu Dokuz ışıklı al kanatlı sancağım Hilal’li yıldızlar yar olsun sana Adımız Mehmet, yaşımız yirmi Hür dolaş göklerde, düşünme beni Bendeki bu taze kan volkanlar gibi Güneş bile solduramaz rengini Ah kır çiçekleri Nerde annemin ağzındaki gülsuyu kokan dualar Çocukluğumu hatırladım yirmi yıl sonra Arkadaşlarımla kartopu oynadığım okul bahçesine sor Kardan adam yapamıyorum belki Kanıma beyaz kardan ay yıldızlar işledim anne Güneş bile utancından yüzünü çevirdi Alperen
-
bizim şarkılarımız
Üniversite Kahvesi Beni doğuran annem Bilemedim senden önce öleceğimi Omuzlar üstünde yürürken Hatırlatmak istemezdim sana doğum sancılarını Neden anlatmadın bana Yarasaların gece kan emdiklerini Neden söylemedin sanki Akreplerin zehirli kurşunu var diye Haber ver arkadaşlarıma Pusu kurdular yine üniversite kahvesine Anne; gururlan artık Bugün Cuma, Fatih Sultan Mehmet Han’la aynı saftayım Tuna’ya özendim, Sakarya gibi kalktım ayağa da Parmaklarımla yırttım kan damarlarımı Bayrağımın rengi solmasın diye Kız kardeşimin başörtüsünü ört, okuluna gitsin Dışarısı zemheri, saçlarına soğuk değmesin Seccadeni ört tabutuma da omuzlarımız üşümesin Alperen
-
bizim şarkılarımız
Bayramın Olsun Elini öpecek anam olmadı Gözümde akacak yaşım kalmadı Bayramı bayrama kattım olmadı Anasız bayramlar sizlerin olsun Koşturdum ardından yetişemedim Küçüktüm salına anam erişemedim Bir daha seninle görüşemedim Ana bayramınız mübarek olsun Teneşir duşunu erken alacağım Kabrinin yanına bende yatacağım Geldiğimde her gün anam bayram yapacağım Elini öpüşüm bayramın olsun Kabrinin üstünde cennet bahçesi Üçler, Mevlana’lar hakkın nefesi Ziyaret edenler fatiha sesi Anama gönderin bayramı olsun Alperen
-
bizim şarkılarımız
Şeyh Şamil Şamil; Kafkas dağının hürriyet güneşidir Şamil’i bilmeyen atasını ne bilir Şair diyor ki; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak; eğer uğrunda ölen varsa vatandır Ben de diyorum ki; Kur, Aras coştukça, Tuna, Volga taştıkça Benim şarkılarım okunacak, türkülerim söylenecek Hazar çalkalandıkça Benim ay yıldızlı bayrağım dalgalanacak Sormayın kimlerdenem, haralıyam a dostlar Gönülden fırtınalı, boralıyam a dostlar Gızıl bir kurşun aldım, yaralıyam a dostlar Ağlama ey gözleri bulutlu yar Ben bilerem senin elinde de kanlı bir libasın var Bu şarkılar, türküler Türk’ü söyler türküler Yaşar kalpte ülküler Bu ses; arslan sesidir Bu ses; demir perdeyi damla damla eriten Katerina, Petro’yu deli eden bir sestir Bu ses; taa Kafkaslardan gelen Şeyh Şamil’in sesidir Şeyh Şamil’in sesidir Alperen
-
bizim şarkılarımız
Gidenler Dönmüyor Geri_Mustafa Yıldızdoğan Canım tutuşuyor içim yanıyor, Ayrılık ne zormuş,çekemiyorum. Hasret can ucunda,sinem kanıyor, Hayal girdabından,çıkamıyorum. Gidenler dönmüyor geri, Sevdan bir ateş çemberi, O gittiğin günden beri, Gör ne haldeyim. Geceler yalnızlık,geceler tasa, Nereye bakarsam,bürünür yasa Canıma razıyım,günah olmasa Yüreğimden seni sökemiyorum.
-
bizim şarkılarımız
Gece Yağmuru_Mustafa Yıldızdoğan Her zaman böyleyim böyledir huyum Gece yağmurunda silinir uykum Dolar da boşalmaz şu gönül kuyum Sızar anılara gece yağmuru Ruhumda bulutlar başka biçimde Bir hayal tufanı başlar içimde Ben yağmurun yağmur benim peşimde Gizli bir saklambaç gece yağmuru.
-
bizim şarkılarımız
Barışmam_Mustafa Yıldızdoğan Küstürdü yar beni kırdı kalbimi Düğün olsa bayram olsa barışmam Bilemedi kıymetimi kadrimi Ağlasa sararsa solsa barışmam Vuslat diyarından etmişim firar Ben bu ayrılıktan görsem de zarar Gönlüm umuyor ya kararım karar Özür dilemeye gelse barışmam Feymani'm kar yağdı boran üstüne Bina yapılır mı viran üstüne Yemin etmedim ya Kur’an üstüne Gayrı bundan sonra ölse barışmam.
-
bizim şarkılarımız
Yalnızım_Mustafa Yıldızdoğan Ne karşımda duran olur Ne peşimde yoran olur Ne halimi soran olur Kapım hasret vurulmaya Yalnızım yapayalnız. Gönül artık son gişede Ne Fatma’da ne Ayşe’de Unutuldum bir köşede Sorulmaya sorulmaya Yalnızım yapayalnız.
-
bizim şarkılarımız
O Garibim_Mustafa Yıldızdoğan İrkilme beni görünce Yar ben yine o garibim Araya hasretlik düştü Sor ben yine o garibim Sen çiğnedin ben yükseldim Yer diye gökleri deldim Kurtar,öldür diye geldim Vur ben yine o garibim Hayati'yem etme çalım Ölürsem sana vebalim Düşman mıyız be hey zalim Gör ben yine o garibim.
-
bizim şarkılarımız
Saçların_Mustafa Yıldızdoğan Söküp atılmıyor bende mi kusur? Doğarken kök salmış öze saçların. Bir kara sevda ki ya büyü ya sır, Sığmıyor kaleme,söze saçların. Örgüde bir başka,düzde bir başka, Gizlendiği zaman nazda bir başka Omuzda bir başka yüzde bir başka Kirpik olmuş inmiş,göze saçların İpekten sırmadan, tel tel yaratmış Telini bir ömre bedel yaratmış Sanki Vasfi için özel yaratmış Dört mevsim bir başka taze saçların.
-
bizim şarkılarımız
Yandı Yürekler Yandı_Mustafa Yıldızdoğan Kurtlar puslu havada, Toplandı Ankara’da Giden heybetli Çınar Milyonlarsa arkada Vatan millet aşkına Geçen çileli ömür Yatak yorganda değil Çınar ayakta ölür Neyler Kerkük'te Türkmen Türkistan neyler onsuz Sabır ver yüce Mevlam Kaldık başsız ve kolsuz Yandı yürekler yandı Yağan kar ile sönmez Milyonlar bir ağızdan Diyor Başbuğlar ölmez.
-
bizim şarkılarımız
Mektup_Mustafa Yıldızdoğan Ya işte böyle gözüm, bakıyorum da şunlara , şaşıyorum. Canım sıkılıyor, Allah canımı alsın. Zengin babaları sayesinde, lüks arabalarla, gündelik sevgili değiştiren, aşkı ve sevdayı iki öpücük zannedenlere kızıyorum. Kızdığım gibi de acıyorum. Bana ne diyemiyorum işte. Takıyorum kafama. Bölüyorum uykularımı. Çünkü bu gençlik bizim bizim.. Anlat anlat diyorsun ya ikide bir, yaralı yüreğimle yaralamak istemezdim seni. Ama sevda ne demek, ama gönül ne demek, vefa ne demek ve ben seni nasıl sevmişim vay vay ki vay. Ben , insanların toprakla haşır neşir olduğu, çocuklarına helal lokma için terlerini toprağa akıtan,eli nasırlı mı nasırlı, yüzü güneş yanığı, gönlü ezelden yanık, güneşin toprakla öpüştüğü, buram buram dert, buram buram hasret, buram buram sevda kokan, hürriyet sevdalısı milyonlarca gençten biriyim. Anam, abdestsiz göğsünü vermemiş bana,ola ki Allah'a ola ki Vatana, ve ola ki sevdiklerine ihanet eder diye. Anamın ak ve helal sütünden midir nedir? Vefasızlığın v' si yoktur kitabımızda. Hele güzelim sevdiğini yarı yolda bırakmak nankörlüğün ve namertliğin en adisi budur işte. Gönül dersen gönül, yürek dersen yürek, aşk dersen aşk, bırak duygularımı yüreğimde. Yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah. 18'inde deli taylara benzer kızlarımız, geçit vermez yüce dağ gibi heybetli, şahin bakışlarında mertlik ama yufkadır yürekleri. Onlar ki sevdiklerine toprak kadar vefalı onlar ki sevdiklerine gün gibi, güneş gibi sadık, kardelen çiçekleri kadar sabırlı, ki onlarda iffet, ki onlarda edep. Onlar sevdiler mi başka severler güzelim. 21.asırda ne Karacaoğlan' ı ne Köroğlu' nu ne de Ferhat'ı aratır yiğitlerimiz. Gönül, bu ya hep ulaşılmaz, erişilmez dallara bağlanır. Çile ise çile dert ise dert, pes etmek mi asla. Ve yiğitliğin kitabı yazılmaz gülüm. Yiğitlik yürekte gönülde gizlidir. Yiğitlik sadece bilekte değil. Bizi biz eden bizi farklı kılan bu düşüncemiz bu gönlümüz. Çünkü biz sevdiğimizi iki öpücük niyetine değil, Allah'ın bir emanet kuşu bilip,bir ömür boyu aynı yastıkta bir ömür sürmek için severiz. Ben sevdiğime gel dediğim vakit dağları yırtıp gelen, git dediğim vakit kaşlarını çatmadan, arkasına bakmadan gidendir. Zannetme ki korkudan, edepten, gönülden, sevgiden. İşte güzelim, diyorum ya iki de bir, gönül dersem gönül, yürek dersem yürek, aşk dersem aşk, bırak duygularımı yüreğimde, yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni vah vah.
-
bizim şarkılarımız
Türkiyem_Mustafa Yıldızdoğan Baş koymuşum Türkiyemin yoluna Düzlüğüne yokuşuna ölürüm Asırlardır kır atımı suladım Irmağının akışına ölürüm Sevdalıyım yangın yeri bu sinem Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem Pınarlardan su doldurur Eminem Mavi boncuk takışına ölürüm Düğünüm, derneğim, halayım, barım, Toprağım, ekmeğim, namusum, arım Kilimlerde çizgi çizgi efkarım, Heybelerin nakışına ölürüm.
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
iyi yüreğini
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
evet hala ısrarla yooooo