fellini

peki iredesi gerçekten özgür olabilirmi?

teşekkür ederim.doğru olan sövalyenin seçme şansı olmayışı idi.kadın ise zaten kendini seçmiş.onu şövelyede biliyor ve zaten o anki durumu değerlendirmek arzusunda. ama nasıl karar verecek.

Yapılan bir savaşta ünlü kral Arthur maalesef esir düşer. Karşı tarafın kralı bu büyük kişiyi affedebileceğini ancak bir şartı olduğunu öne sürer. Kendisine bir soru soracaktır. Eğer Arthur bu soruya doğru cevap verebilirse yaşamı kurtulacak, aksi takdirde ölecektir. Soruya cevap verebilmesi için bir ay süresi vardır. Soru aynen şöyledir: "Kadınlar ne isterler?" Kralın fazla bir tercih şansı yoktur, ülkesine geri döner. Türlü alimlere, bilirkişilere danışır. Ama soruya tam bir doğru yanıt bulamaz. Bu sorunun cevabını sadece bir cadı bilmektedir. Artık en son gün gelmiş ve güneş batmaya başlamıştır. Süre bitmek üzeredir. Kral Arthur mecburen cadıya gider. Cadı soruya cevap verecektir ancak bir şartı vardır. Cadı cevap karşılığında Arthur'un yakın arkadaşı, en iyi ve yakışıklı şövalyesiyle birlikte olmak istemektedir. Kral Arthur yıkılır ve bunu kabul edemeyeceğini söyler. Cadının yanından ayrılır. Arthur'un Şövalyesi olanları duyar ve krala koşup hiçbir şeyin kralın hayatından daha önemli olamayacağını söyler ve cadıdan cevabı alır. "Kadınlar her zaman kendi özgür iradeleri ile karar almak isterler.Sevişirken bile" Evet kesinlikle doğru olan bu cevap sayesinde kralın hayatı kurtulur. Ancak şövalyenin hayatı sönmüştür. Cadı nın görünüşü çok çirkindir. Yemek yerken kusar, tükürür ve her türlü olumsuz davranışı gösterir. Şövalyeyle buluşma gününde bile ********* davranışlar göstermiştir. Nihayet Şövalye için en kötü an yani onunla sevişme gecesi gelir. Ancak odaya girdiğinde karşısında cadı yerine dünyanın en güzel en ateşli en seksi kadınını görür. Acayip şaşırır ve sorar: "Sen kimsin?" diye. Kadın cevap verir: "Ben o cadıyım. Ancak gündüzleri son derece çirkin ve geceleri son derece güzel olurum. Ya da gündüzleri son derece güzel ve geceleri son derece çirkin olurum. Ben olsam her durumda kendimi seçerim.Sen ise beni nasıl seçeceksin nasıl gözükeceğime karar vereceksin." Şövelye düşünür,düşünür,düşünür ve sizce nasıl karar verir.(verebilirmi..?)

doğru soru? o kim?

yaşamda bizler hangi sıfatları ve zamirleri neden karıştırıyoruz.buradan çözüme doğru yol alırsanız

bu ısrarınızı anlıyorum:ama ironi değil aslında bunlar.cevabını bulduğun zaman her olgudakı anlamlara bakışında değişecek. ne yazıkkı sıfatlarla zamirleri karıştırarak yaşadığımızı sanarak yanılıyoruz o kral gibi. Bu yazdıklarımı oku ve sonuca belki de ulaşacaksın.

evet doğru.bir övme var. ama burada ki övme dialektik bir övme.burdan yola çıkarsan sonuca ulaşırsın eminim.

ferris dikkat et mum çalan kral değil ozan:unutma ki mum bir sembol sadece

unutma ki detay da saklı herşey:

sıfat ve zamirleri nasıl nerede kullanıyoruz.Bunu biraz düşünsek

O bir Kral. Üstelik şiiri çok seviyormuş. Ve kralın bir de sarayda yanından hiç ama hiç ayırmadığı birde ozanı varmış. Ozan nedense ona haftada bir gün sadece öğle yemeklerinde hep şiir okurmuş. Bir gün ozan ona şiir okurken kral ozana kendi yazdığı birkaç dörtlük şiirini okumasını istemiş. Ozan kraldan kağıdı alıp şiire dikkatlice bakmış okumaya başladıktan sonra sözcükleri bitirince hemen kral merakla sormuş. 'Söyle bakalım ozanım yazdıklarımı nasıl buldun'..? Ozan merakla yanıtı bekleyen krala dönerek. 'Kralım yazdıklarınız o kadar güzel ki ne kadar düzeltilse azdır' Kral bu söze nedense çok ama çok kızmış ve yardımcılarını çağırarak. 'Ozana öyle bir ceza verelim ki bir daha bana böyle şeyler söylemesin' Yardımcıları cezaları sıralamış. Birisi,onun yaşamının nedeni yazmak. Ona mavi mürekkep verilmesini keselim demiş. Diğeri ise ozana verilecek en kötü cezanın ona mum istikakının kesilmesi'demiş. Kral ozana mum verilmesini yasaklamış. Ozan bu, geceleri de yazamadan durabilirmi?. Ne yapmaya başlamış. Evlerin pencere kenarlarındaki artık biten ve eriyen mumları çıplak elleri ile toplayarak kendisi onlardan yeniden mum yapmış ve yeniden yeniden yazmaya başlamış. Kral bu tabiki ozanın bu yaptığını duymuş. Kral ozana çok ama çok kızarak onu yanına getirmesini istemişler. Ozan saraya gelip kralın karşısına geçince kral ona dönerek. Bak sen benim yasaklarıma uymayarak hırsızlık yaptın,yasakladığım halde başkaları için yazdın ve 'o'nlara şiir okudun.Pencere önündeki mumları alarak yazmaya da devam ettin,sen hırsızsın. Ozan kralın bu konuşmasını dikkatle dinlemiş ve sonra korkusuzca krala dönerek demiş ki; 'Kralım ne yazık ki siz hep sıfatlarla zamirleri karıştırıyorsunuz' 'siz hep sıfatlarla zamirleri karıştırıyorsunuz kralım' demekle ozan neyi kastetmiş olabilir..?

O bir Kral. Üstelik şiiri çok seviyormuş. Ve kralın bir de sarayda yanından hiç ama hiç ayırmadığı birde ozanı varmış. Ozan nedense ona haftada bir gün sadece öğle yemeklerinde hep şiir okurmuş. Bir gün ozan ona şiir okurken kral ozana kendi yazdığı birkaç dörtlük şiirini okumasını istemiş. Ozan kraldan kağıdı alıp şiire dikkatlice bakmış okumaya başladıktan sonra sözcükleri bitirince hemen kral merakla sormuş. 'Söyle bakalım ozanım yazdıklarımı nasıl buldun'..? Ozan merakla yanıtı bekleyen krala dönerek. 'Kralım yazdıklarınız o kadar güzel ki ne kadar düzeltilse azdır' Kral bu söze nedense çok ama çok kızmış ve yardımcılarını çağırarak. 'Ozana öyle bir ceza verelim ki bir daha bana böyle şeyler söylemesin' Yardımcıları cezaları sıralamış. Birisi,onun yaşamının nedeni yazmak. Ona mavi mürekkep verilmesini keselim demiş. Diğeri ise ozana verilecek en kötü cezanın ona mum istikakının kesilmesi'demiş. Kral ozana mum verilmesini yasaklamış. Ozan bu, geceleri de yazamadan durabilirmi?. Ne yapmaya başlamış. Evlerin pencere kenarlarındaki artık biten ve eriyen mumları çıplak elleri ile toplayarak kendisi onlardan yeniden mum yapmış ve yeniden yeniden yazmaya başlamış. Kral bu tabiki ozanın bu yaptığını duymuş. Kral ozana çok ama çok kızarak onu yanına getirmesini istemişler. Ozan saraya gelip kralın karşısına geçince kral ona dönerek. Bak sen benim yasaklarıma uymayarak hırsızlık yaptın,yasakladığım halde başkaları için yazdın ve 'o'nlara şiir okudun.Pencere önündeki mumları alarak yazmaya da devam ettin,sen hırsızsın. Ozan kralın bu konuşmasını dikkatle dinlemiş ve sonra korkusuzca krala dönerek demiş ki; 'Kralım ne yazık ki siz hep sıfatlarla zamirleri karıştırıyorsunuz' 'siz hep sıfatlarla zamirleri karıştırıyorsunuz kralım' demekle ozan neyi kastetmiş olabilir..?

Yardım edeyim biraz: Neden geceleri yazıyor? ve neden sadece sıfatlarla zamirler üzerinde duruyor. Ozan kralın sistemi içinde aslında neyi arıyor?

yaklaşıyorsun. İlgeç öbekleini incele biraz.

Neden mumlar zamir.Ve neden sadece öğlenleri şiir okuyor.?

Kral şiir çok seviyormuş. Ve kralın bir de sarayda çalışan ozanı varmış. Ozan ona sadece öğle yemeklerinde hep şiir okurmuş. Bir gün ozan şiir okurken kral ozana kendi yazdığı birkaç satır şiiri okumasını istemiş. Ozan kraldan kağıdı alıp şiiri okumaya başlayıp sözcükleri bitirince kral sormuş. 'Söyle ozanım yazdıklarım nasıl' Ozan krala dönerek. 'Kralım yazdıklarınız o kadar güzel ki ne kadar düzeltilse azdır' Kral bu söze çok ama çok kızmış ve yardımcılarını çağırarak. 'Ozana öyle bir ceza verelim ki bir daha bana böyle şeyler söylemesin' Yardımcıları ozana verilecek en kötü cezanın ona mum istikakının kesilmesi'diyerek ozana mum verilmesini yasaklamışlar. Ozan bu geceleri yazamadan duramaz. Ne yapmaya başlamış. Evlerin pencerelerindeki eriyen mumları toplayarak yeniden yazmaya başlamış. Bunu duyan kral ozana çok kızarak yanına getirmesini istemişler. Ozan saraya gelip kralın karşısına geçince kral ona dönerek. Bak sen benim yasaklarıma uymayarak hırsızlık yaptın,pencere önündeki mumları alarak,sen hırsızsın. Ozan kralın bu konuşmasından sonra krala dönerek 'Kralım zaten siz hep sıfatlarla zamirleri karıştırıyorsunuz' Ozan neden krala siz zaten hep sıfatlarla zamirleri karıştırıyorsunuz demiş ?