BLOKNOT
Mazinin istikbal dersleri
10.04.2006
YAĞMUR ATSIZ
"Bazen mazinin puslu manzaralarına bakarak istikbalin neler getirebileceğini, yahut götürebileceğini kestirmek mümkindir. Bugün sizleri şöyle bir kanatlandırarak benimle beraber bundan, 24 gün eksiğiyle, tam 34 yıl öncesine, 4 Mayıs 1972 tarihine uzanmanızı arzuluyorum. Olay mahalli Ankara. İkinci Erim Hükumeti işbaşında. Hani şu sekiz sene sonra evinin önünde terörist mermileriyle kanlar içinde yere serilerek can verecek olan Nihat Erim'in ikinci kez başbakanlığını yapdığı hükumet...
O gün saat 13.30 suları yine silahlı dört kişi, Çankaya'da zamanın Jandarma Genel Kumandanı Orgeneral Kemalettin Eken'i resm” konutu önünde pusuya düşürerek hem kendisini hem de yaverini, şoförünü ve konut kapısındaki nöbetçiyi ağır yaraladı. Kemalettin Paşa, tıpkı diğerleri gibi, suikasddan kılpayıyla kurtuldu. Bir Jandarma Genel Kumandanı'nın silahlı taarruza uğraması Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa vuku bulan bir hadiseydi. Sadece Başkent Ankara değil bütün Türkiye şoka uğradı. Aynı günün akşamı devrin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay Kabine'yi Köşk'de toplantıya çağırdı.
Farklı analizler
TOPLANTI boyunca muhtelif bakanlar, Cumhurbaşkanı'nın ricası üzerine bu kanlı hadiseyi nasıl değerlendirdiklerini anlatdılar. Genel kanaat bu cür'etkarane girişimin, Güneydoğu'daki fec” yoksulluğa dikkati çekmek isteyen ve bu bölgedeki geri kalmışlığa çare bulunmasını isteyen Kürd kökenli vatandaşlar tarafından tezgahlandığı ve eğer o vilayetler kalkınıp batıdakiler seviyesine ulaşırsa mesele kalmayacağı hususunda yoğunlaşıyordu.
Son olarak söz isteyen bakan ise farklı bir görüşdeydi. Bu şahıs, İkinci Erim Kabinesi'nin en genç Bakanı ve aynı zamanda Hükumet Sözcüsü olan tanınmış gazetecilerden Ali İhsan Göğüş'dü.
Göğüs konuşdu ve o günlerin tabiriyle ezcümle şunları söyledi:
'Güneydoğu'nun geri kalmışlığı bir vakıadır ve giderilmesi elzemdir. Zaten bu durumun bilincinde olan Ankara hükumetleri uzun yıllardan bu yana Güneydoğu'ya, genel Türkiye ortalamasının çok üzerinde yatırım yapmakdadırlar. Başka bir deyişle Batı'dan alıp Doğu'ya akıtmakdadırlar. O bakımdan bugün cereyan eden hainane olayı ekonomik sebeblerle ”zah etmek doğru değildir. Zaten kendi bölgesi yoksul olduğu için hayatını ortaya koyarak ilerigelen birtakım insanları öldürmeğe teşebbüs etmek pek mantıklı bir davranış da değildir. Adam öldürerek yatırım sağlanmaz. Yatırım yapılsın diye kimse kendi canını da feda etmeyi göze almaz. Bu caniyane girişimin failleri VATAN uğruna kendi hayatlarını ortaya koymuşlardır! Ama uğruna feda-yi can eylemeye hazır oldukları vatan BU VATAN değildir! KÜRD VATANIdır!'
Cumhurbaşkanı bu görüşe ”tibar etdi.
Geri kalmışlık bahane
DİKKAT buyrulsun ki bu hadise patlak verdiği sıra henüz ortalıkda PKK'nın P'si bile yokdu ama 'Doğu Kültür Dernekleri' harıl-harıl faaliyetdeydi. Daha sonraki yıllarda PKK da ekonomik kalkınmayı zerrece iplemediğini, her türlü yatırım faaliyetlerini ve ilaveten her türlü eğitim çabalarını en kanlı biçimlerde baltalayarak göstermişdir. Şu örneği de eklemek isterim ki Bask Ülkesi (País Vasco) İspanya'nın en zengin bölgesini teşk”l ediyordu. Eğer ekonomi bir gerekçe olsaydı ETA'nın burada hiç ortaya çıkmaması gerekirdi. Ama, en geniş demokratik haklara sahib oldukları halde, bağımsızlık diye 25 yılda bölgenin canına okudular ve evvelki hafta nihayet pes etdiler."
Ben de bu yazının altına imzamı bastım.Sorun acaba geri kalmışlık,forumlarda okuduğumuz gibi bedenini ısıtma meselesi mi,yoksa niyetler art mı?
Niyetlerini artık Türklerin cogunlugu tarafından goruluyor.Bu ülkenin kurlumasında temel unsur olan Türkçülük ne zaman yara alsa Türk milleti de yara aldı.Başlayan milli uyanışın Kürrt istilasına son vermesi ve uğruna canımızı feda etmeye hazır olduğumuz vatanımızın bayındır etmesi dileğiyle.