emre_s

bu tamamen bir yanlış anlaşılma. o konuya girip baktım yazdığıma ve birşeyi gördüm. benim yazdığım yazıyı hayal et de yanlış anlamış. ve ona karşılık bir cevap yazmışım. aslında o cevap bu konuyu aydınlatıyo ama hakikaten çok yanlış anlaşılabilecek bi yazı yazmışım. ama şunu söyleyebilirim ki bunu kastetmemiştim

kedi gibi arkanda dolaşıyorum ha. o senin fantazin bence bu konuda sana bişey yazdığıma yazacağıma pişman oldum. zaten bundan sonrada yazmam için aklımı kaybetmem gerekiyo. sende biraz beyin jimnastiği yapsan hiç fena olmayacakNOKTA

ama kadınların yaptığı bir çok şeyide erkekler yapamaz. bunu demek istedim. yaradılış itibariyle iki cinsin de birbirine karşı üstünlükleri var. mesela hangi kadın aynı anda hem takla atıp, hem ağlayıp, hemde şarkı söyleyebilir. şarkıcı doğuş yapıyordu bir zamanlar. bunu yaparım diyen kadını bende görmek isterim gerçi bunu başka bir erkeğin de yapabileceğini sanmıyorum ama

çok güzel bir hikaye hakkaten. teşekkürler bizle paylaştığın için

balık tutman demek erkeklerin yaptığı her işi yapabilmen demek değildir bence

Bir kırlangıç, bir adama âşık oldu. Ve adamın penceresinin önüne konup ona “Ben seni çok seviyorum, lütfen pencereyi açıp beni içeri al da birlikte yaşayalım” dedi. Adam “Olmaz alamam... Sen bir kuşsun ve bir kuş bir adama âşık olamaz!” diye yanıt verdi. Kırlangıç bir süre sonra tekrar geldi ve “Lütfen pencereyi açıp beni içeri al birlikte yaşarız. Hem ben sana dost ve arkadaş olurum canın da sıkılmaz birlikte yaşar gideriz...” dedi. Adam onu yine geri çevirdi. Zaman geçti, sonbahar geldi. Kırlangıç üçüncü ve son kez pencerenin önüne konup adama tekrar şöyle dedi: “Lütfen beni içeri al... Artık soğuklar da başladı, dışarıda kalamam biliyorsun ben sıcak havalarda yaşayabilirim yalnızca... Beni içeri almazsan sıcak ülkelere gitmek zorunda kalırım. Lütfen beni içeri al da burada kalayım. Birlikte yemek yer, omzuna konar, seni neşelendirir, sana yarenlik ederim. Hem sen de benim gibi yalnızsın...” Adam, “Git derhal başımdan!.. Ben yalnız kalırım” dedi ve kuşu kovdu... Kırlangıç da bu yanıt üzerine üzüntülü bir biçimde uçtu ve uzaklara gitti. Adam kırlangıç uzaklara gittikten sonra düşünmeye başladı. “Ben ne aptal, ne kadar akılsız bir adamım, niye kırlangıçla birlikte kalmayı kabul etmedim? Ne güzel birlikte kalırdık” dedi kendi kendine ve kırlangıcı sıcak ülkelere gönderdiği için çok pişman oldu. Adam pişman olmuştu ama iş işten geçmişti. Sonunda kendi kendine “Nasıl olsa sıcaklar başlayınca kırlangıcım yine gelir. Ben de onu içeri alırım, birlikte mutlu bir yaşam süreriz” dedi. Ve penceresini sonuna dek açıp beklemeye başladı. Yazın gelmesiyle kırlangıçlar da gelmeye başladı. Ama onun kırlangıcı gelmemişti. Adam yazın sonuna dek hiç penceresini kapatmadan pencerenin başında bekledi ama boşuna... Kırlangıç yoktu. Gelen kırlangıçlara sordu ama onun kırlangıcını gören olmamıştı. Sonunda bir bilge kişiye halini danışmak ve ondan bilgi almak için gitti. Bilge kişiye olayı anlattıktan sonra bilge kişinin verdiği yanıt çok kısa olmuştu: “Kırlangıçların ömrü 6 aydır...“ anlamını yazamasamda önemini yazmak istedim

size ne diyeceğimi bilemiyorum. ama konuştukça battığınız bir gerçek. bana göre yok yazmalıymışım diyosunuz. aslında sizin yazmanız gereken '' özür diliyorum forumdaki erkek arkadaşlardan çünkü maksatımı aştım''. siz kimi tanıdınızda forumdaki erkek arkadaşlardan, bu forumda erkek yok diyecek kadar iddialı konuşuyosunuz. ben kendimi yıllardır erkek olarak tanıdım, bildim. sizin bu cümlenize göre ben yanılmışım. ben yanıldığımı sanmıyorum bence siz şu son mesajlarınızı kontrol edip özür dilemeniz gereken yer varsa lütfedip özür dilemelisiniz.

yanlış anlaşılmasın benimde tattığım falan yok öyle bi niyetimde yok zaten.

şöyle anlatmaya çalışıyım. öncelikle ilişkilerde sadakate inandığım ve buna her zaman için riayet ettiğim bir gerçek. karşımdakinden de beklediğim ve aksiyle karşılaştığım takdirde o ilişkinin dönülmez bir yola girdiğini düşündüğüm de bir gerçek. bunun dışında tam aksini açıklayan bir başka konuda bir başka yazım var. haklısnız. ancak bu yazımın 2 veya 3 yorum üzerinde bir başka arkadaşın yazısı vardı. şu an aklımda değil hangi arkadaşın yazdığı. meliskoo olabilir ama. arkadaş aldatma sebebini yazmıştı. ben sevmediğim birisini aldatırım çünkü onunla evlenmeyi falan düşünmeyeceğim için vakit kaybetmeden (yani henüz ondan ayrılmadan) yenisine bakarım demişti. bende bu yazıya karşılık birisinin sevdiği insanı da aldatabileceğini söyledim. bunu da kendimden yola çıkarak anlatmaya çalıştım. fakat konuşmamın başına ''aldatacak olsam'' gibi birşey yazmam gerekiyordu. bunu yazmadığım için ordaki söylediğim şeyi yaptığım anlaşılıyo. bu yüzden haklısnız. ama burdaki hata; konuşmamın başına aldatacak olsam gibi bişey yazmamam. yani orda anlatım bozukluğu var. düşüncelerimde herhangi bir çelişki yok. bu arada meliskoo sağol yani. zaten işim zordu. iki katı zorlaştırdın

yok ya.siz cevap verdikçe ben mutlu oluyorum. çok hoşuma gitmeye başladı bu iş. teşekkür ederim ilginize

bir kere bu bir savaş ilanıdır. ikincisi bu cümleyi yazarken ki tek hatam başına iki kelimelik bir cümleyi yazmamam. başına ''aldatacak olsam'' yazmam gerekiyodu. orada arkadaşın birisi ayrılmayı düşündüğüm birisini aldatırım çünkü nasılsa ayrılacağım için zaman kaybetmem demişti. bende ona karşılık insan ayrılmayacağını düşündüğü birini de aldatabilir tezini savunma adına böyle bir cüle yazdım. ancak eksik yazmışım. yalnız şunu söylemeliyim. müthiş takip. biraz önce siz oltayı atınca bütün yazdıklarımı kontrol edip işallah çelişkili yazılarım yoktur diye düşündüm. ve sizin bulduğunuz bu yazıyı gördüm. bu yazıyla karşıma geleceğinizi biliyodum ama bence sizde bütün yazılarınızı kontrol edin. ve çelişki varsa editleyin.çünkü savaş bayraklarını çektim

oo. burdasınız galiba. chat gibi oldu ya

öncelikle ben askerde bol bol yüzdüğün yeri merak ettim derken dalga geçmeyi veya yalan söylediğini düşünmedim. yani ıspatlar gibi resim koymuşsunda. gerçekten merak etmiştim.yanlış anlaşılma olmasın. ayrıca da askerliğin elzem olduğunu ama yapmanın zor olduğunu söyledim. o yüzden asker düşmanı gibi de görünmek istemem. ayrıca da o dediğin küçüklükten şımartılmış ve askere gelince de bu yüzden zorlanan kişilerin içine girmiyorum çünkü kimse şımartmadı beni. fakat şu da bir gerçekki askerlik türk ırkının yapısıyla tezat durumda yürüyo şu an. türk ırkının yapısında emir almak, himayeye girmek, darp aldığında başını öne eğip beklemek gibi şeyler yok. ama askerde bu işler böyle gidiyo. neyse bu konuyu açıp konuyu açan arkadaşın konusunu dağıttığım için özür dileyip bir daha da askerlikle ilgili bişey yazmıyacağıma söz veriyorum. bütün kadınlar çocuk doğurduklarında çektiği acıyı söyleyip şanssızlıklarını dile getiriyolar. kendi içinden bir parçanın hayat bulmasını izlemekten aldığı zevki söyleyen yok. demekki annelik duygusunu tartıştıkları ortamlarda atılmış yalanlar bunlar.

ben aldatılan kadınların bunu erkeklere nazaran biraz daha kolay sineye çektiğini bunun sebebinin de osmanlıda ki 1 erkek/ 4 kadın kanununda alışkanlık olarak kaldığını söyledim. hiçbir zaman erkeğin aldatmasını haklı göstermedim. eğer yaptıysamda yanında mimik falan vardır. şakayla söylemişimdir yani. böyle bişey mümkün olabilirmi. opel fabrikasında çalışan birisi nasıl mercedese biner. benim için çok önemlidir sadakat. ayrıca konuşurken tükürenlerden nefret ederim.

dünya ağır adımlarla dönüp dursada/ zaman hiçkimseyi durup beklemez insan bütün hatalarından ders alsada/ hayat yeni hata yapmadan öğrenilmez. hayat az hata yapanın hoş vakit geçirdiği zaman bolluğudur bence

üzüntü nasıl bir üzüntüdür ki insanın içine cinsel istek tohumları atar. veya adam kadından aldığı direktifle kendine cinsel anlamda nasıl çekidüzen verir. bunlar zor sorular hayal et

ben size erkek nasıl olmalıdır demedim ki. nerde burda erkek diyosunuz. burda dediğinize göre bu forumu kastediyosunuz. bu da hakarettir. siz burda kapalı konuşan veya sözüne ve hanımına sahip çıkmayan kimi gördünüz çok merak ettim.

sizden bunları duymak çok güzel. inanın bundan sebep çok mutlu oldum. bu konuda tevazu göstermeyecem. işten kalma bir alışkanlık. dikkat her sorunun çözümüdür bence. insan dediğiniz gibi bazı konularda hassas olabilir veya yaşadığı gün sağlıklı düşünmesine izin vermeyebilir. katılıyorum. ancak bazı konularda ki fikrleriniz köşeli olmalıdır. dünyanın her yerinde, hayatın her evresinde aynı kalmalıdır. burda bazı arkadaşlarda bunun olmadığını gördüm. bunun sebebi nettir. kişilik sorunudur bence bu. kişilikleri oturmamıştır bence henüz. bu da beni pek ilgilendirmiyo aslında ama okurken çok gülüyorum valla. gayet eğlenceli. aslında bakarsanız bunun bir başka açıklaması daha olabilir ki o daha da vahimdir. akıma getirmek bile istemiyorum ama o an için o konuya yazan birisine yaranma adına da yapılmış olabilir ki bunun tanımı da çok nettir. ama burda söyleyemem ama bütün bunların dışında sizinkinin sadece yaşadığınız günün etkisinde kalma olduğu aşikardı. muhtemelen hain bir erkek tavuğunuza kışşş dedi o gün

sevgili kriptex1000 öncelikle yaptığı hata önemlidir. her hata affedilemez bence. her insanın bazı değerleri vardır. ben kendimden örnek vererek çıkacam. benim için vazgeçilmez değer sadakattir. ama tek taraflı değil. sadakat görmek için sadakat etmem. saygımdan dolayı sadakat ederim. ama bunun karşılığınıda beklerim. bulamadığım takdirde bu benim olmazsa olmazım olduğu için sonradan erip rabia da olsa farketmez. bunun geri dönüşü yoktur. bunun dışında bütün hataları affederim ve eğer hala bişeyler hissedersem tabiki de birleşebilirim. yani bazı hatalar karşısındakinin değerlerine göre çok önemlidir. benim tanıdığım bir çiftin boşanma sebebini söyleyim. erkek, eşi çocuğunu dövdü diye boşandı. birbirlerini de çok seven bir çiftti kanımca. demekki o adamın da olmazsa olmazı oymuş. geleyim atasözüne. huyla anlık davranış farklı şeylerdir. eğer eşinizin huyunda yalan, dayak, horlama, konuşurken tükürme, sürekli küfretme, tembellik gibi huylar varsa bunlar istediğiniz kadar ara verin değişecek özellikler değildir. bu yüzden geri dönüş mantıksız olur. ama eşiniz(veya sevgiliniz) beyaz çorap giyiyo diye ayrılmışsanız bu huy değil davranıştır. renkli çorap giymeye başlar ve barışırsınız.

eğer erkek ayrılırsa eşi kontrölünden çıkar. kontrölünden çıkınca da başkalarıyla birlikte olabilir. fakat erkekler evlendikten itibaren eşini sahiplenir ve başka birileriyle düşünemez onu. bu yüzdende ayrılmak istemezler. çünkü evliykende her istediğini yapabiliyo nasılsa. kadınlar açısından bakmak gerekirse bence bunu kabul etmelisiniz;osmanlıdan kalma alışkanlık kadınlar eşlerinin aldatmalarına erkeklere göre biraz daha anlayışlı ve duyarsız. bu da tabiki 4 eşli dönemlerden kalma alışkanlığı türk toplumunun. osmanlı döneminde olsa bu konuşan bayan arkadaşların hepsi bi adamın 4 eşinden biriydi.

neden ayrıldığına bağlı. ayrıldıktan sonraki iki tarafın tutumuna bağlı.barışırken tarafların ne kadar özveri gösterdiğine ve neden tekrar birleşme konusunda uzlaştıklarına bağlı. eğer taraflardan biri diğerini utandıracakbişey yapmışsa ve bu yüzden ayrılık olmuşsa 2 cihan bir araya gelse o 2 kişi biraraya gelmemeli. taraflar ayrıldıktan sonra birisi neden ayrıldıklarını bile düşünmeden kendisini yeni sevgilerde bulmuşsa veya ikiside aynı yolu seçmişse bu şekilde de birleşme olmamalı. eğer taraflardan birisi bir arkadaşın dediği gibi beni senden başka anlayan ve şımartan olmadı, en azından şimdilik bulamadım, senle biz yine devam edelim bulunca ben yine kaçalım düşüncesindeyse bunlarda tekrar birleşmemeli. ama sebep sadece basit gururlar,kıskançlıklar,ufak tefek geçimsizliklerse bu insanlar ayrı kaldıkları zamanlarda birbirlerinin kıymetini anlamışlardır zaten. ve birbirlerine geri dönüşlerinde çok daha anlayışlı ve geçimli olcaklardır. fakat doğruluğuna yürekten inandığım ve defalarca kez tecrübe etmişliğim bir atasözünü paylaşmak isterim. CAN ÇIKAR, HUY ÇIKMAZ!!!

tabiki açığınızı arıyorum. nefesim ensenizde. her yazdığınız kelimeyi 3 kez okuyun bence ya şaka bi tarafa sizinle ilgisi yok ama çok sık oluyo bu. adamın birisinin bi konuya yazdığını okuyorum adam tam bi istanbul beyefendisi( o ne demekse hiç anlamam. yani beyefendinin lokali mi olurmuş. beyefendi insan nijerya'da da beyefendidir değilmi ama).adamın başka bi foruma yazdıklarını okuyorum. aaaa ne göriyim. adam marangoza sopa yaptırmış karısını dövmek için. böyle olunca da çok gülüyorum. ama dediğim gibi sizinle ilgisi yok. bence yazdıklarınız gayet doğru ve çelişkisiz.

valla henüz gitmeyenler umrumda değil. askerlik hapistende kötüdür. çünkü en azından hapishanede yan gelip yatıyosun. ama askerde o da yok. bence türkiyede askerlik 1 milyon tane er ve erbaşın 30 bin rütbeliye hizmetidir. neyse konuyu dağıtmayayım. hiç doğum yapmadığım için belki biraz kör kabadayılık olcak ama bir gün askelik yapmamak için 3 kez doğum yapardım. tamam ben biraz fazla karamsarım amasende askerliği nasıl gösteriyosun öyle taş yürekli sanki maldivlerine gidiyoz ayrıca da senin askerlik yapıp paso yüzdüğün yeri çok merak ettim

evlilikte sıradanlığı kurtarma adına bazı yenilikler organize etmek güzel şey. ama senin fikrin bana tuhaf geldi biraz. belki daha sonra bana da normal gelebilir ama şu an da pek akla uygun bulmadım açıkçası. ama bu yenilikler başlayınca sonunu da getirmek lazım. bazı çiftler tanıyorum. yenilik yapacaz diye olmadık soytarılıklar yapıp millete kendilerini güldürüyorlar. herşeyi tadında bırakmak lazım.

bütün o güzel özelliklerin hepsi bi tarafa eğer türksen erkek olmayacaksın derim. bunun için biçok sebep sayılabilir. ama en mühimi eğer türksen ve erkeksen ızdırap verici bi 15 ay geçireceksin. tahsilin yeterliyse bu 6 aya düşüyo ama o bile insanın ömründen ömür alıyo (askerlik her türk evladının yapması gereken, yaparken de yüreğinde bu gururu taşıması gereken bir süreç, hatta borçtur. lütfen yanlış anlaşılmasın. ama şu bir gerçek ki erkekler askerde ziyadesiyle ezilirler).