Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

electrony

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    5
  • Katılım

  • Son Ziyaret

electrony tarafından postalanan herşey

  1. Yaratılış Teorisini destekleyen arkadaşlara bir sorum olacak. Bu teoriye göre ilk insan Adem'i Tanrı yarattı. Peki anlayamadığım nokta insanoğlundan çok önce yaşayan dinazorların fosillerin günümüzde bulumasına rağmen yaratılış teorisinde gerçekleştiği iddia edilen Adem, Havva, Habil, Kabil formlarının hiç bir fosili daha bulunamamıştır. Eğer bulunduğunu öne süren varsa lütfen geçerli bir kaynak göstersin. Eğer böyle bir olay gerçekleşmemişse hala daha neyin savunmasını yapıyorlar bunu kısaca açıklasınlar.
  2. İşte bu çok komik bir iddia. Neanderthal insanlarının atalarımız değil akrabamız olduğunu yeni öğrenmene şaşırdım doğrusu. Ama bunun konumuzla ilgisi ne onu anlayamadım. Bu konudaki gerçek şu: Neanderthaller ve Sapiens ortak atadan gelir. Tıpkı şempanzeler gibi. Ama Neanderthal bize daha yakın bir ırkmış. Ve tarihin sayfalarına gömülmüş. Neanderthallerle ilgili bir belgesel yayınlanmıştı televizyonda. İzleseydiniz gayet açık anlatıyodu. Fazla zeki olmaya gerek yok anlamak için...
  3. Dinlerde öngörülen özelliklere sahip bir tanrının varlığının anlamsız ve gereksiz olduğunu kanıtlama girişiminde -özellikle- bulunmadım. Dediğim gibi, o konu dine ait bir başlık altında tartışılabilir. Ama bir adres gösterilirse, o konuda da söyliycek sözlerim var elbette. Buradaki amacım evrim sürecinin dünyada yaşanmış olabileceğini kanıtlamaktı. Bunu da büyük ölçüde başardım. Yukarıda yazdıklarımı sakin kafayla okursanız bunu siz de göreceksiniz. Böylesine bıçak sırtı bir konuda yine de belli bir seviyeyi koruduğunuz için ayrıca teşekkür ederim.
  4. Dikkat ederseniz yazımda tanrının varlığıyla ilgili bir şeyden bahsetmedim. Çünkü burası dinle ilgili değil, bilimle ilgili bir forum ve tartıştığımız şey de doğrudan veya dolaylı olarak evrimle ilgili olmalı. Evrim varsa da tanrı olabilir yada olmayabilir.
  5. Kutsal kitap denilen şeylerin pek de bilgili sayılmayacak bir takım insanlar tarafından yazıldığını anlamak için; 1- az çok mürekkep yalamış olmak 2- bu düşüncenin doğru olabileceğine ihtimal verebilecek kadar açık görüşlü olmak(haşa, imanım gidecek filan diye düşünmeden iki üç sayfa kurcalayın yeter) 3- asgari 80 IQ'da olmak gerekli ve yeterli. Bu durumda elimizde bir tek, "bilim" denilen en azından ortak bir zekayla oluşturulmuş zırvalar kalıyor. Einstein'ın dediği gibi: "Ulaştığımız bilimsel bilgiler denizdeki bir damla oranında, ama elimizdeki en değerli şey de bu" Bilim adamlarından beklenen şeyler çok komiktir genelde; - Hadi bi insan yapsınlar da göriym!, gibi Yani, neden yapsın ki adamcağız. Zaten kendisinin de bir takım rastlantılar sonucu ortaya çıkmış bi ucube olduğunu iddia ediyor. Böyle az gelişmiş bir canlının bir de kendisinin aynısını yapmasını yada her şeyi anlamasını beklemek de ne demek. Nasıl bir aklın ürünü??? Canlılığın rastlantılar sonucu ortaya çıkması ihtimalinin küçüklüğü konusuna gelince... Evet küçük olabilir. Trilyon*Trilyon'da bir olabilir yada daha küçük olabilir (bu da adnan hocacıların uydurduğu başka bir zırva ama diyelim ki öyle) Evet diyelim ki sıfıra yakın bir ihtimal var canlılığın kendi kendine ortaya çıkabilmesi için. İşte ilginç gerçek: AMA VAR. Evet sıfıra yakın ama CANLILIĞIN KENDİ KENDİNE ORTAYA ÇIKABİLMESİ İHTİMALİ VAR. Bunun ne önemi mi var?? Şöyle söyleyelim: İçinde sayısız yıldız ve gezegenin uçuştuğu bir evrendeyiz. Ve "pratikte" sonsuz sayıdaki gezegenlerden üzerinde canlılığın olduğu belki de tek gezegende yaşıyoruz. Yani bu ihtimalin gerçekleştiği gezegendeyiz. Ki, bu ihtimal iddia edildiği kadar küçük bir ihtimal de değildir. Bugünkü durağan doğa şartlarında, (canlıları dış etkilerden, güneşin zararlı ışınlarından vs koruyan, nispeten yumuşak iklim şartlarına sahip bir atmosferin varlığında), dünyanın erken dönemlerindeki o, sürekli mutasyonlara sebep olan doğa şartlarını tahayyül etmek kolay değil. Yine "pratikte" sonsuz sayıda mutasyondan bahsediyoruz. İlk ortaya çıkan organik moleküllerden bir çamur düşünün. Ve bu çamurun sürekli UV'ye maruz kaldığını. Milyonlarca yıl boyunca... Buradaki ucube oluşumunun ne boyutlara ulaşabileceğini hayal etmek bile güç. İşte ilk canlı da, sonraki sayısız ara geçiş türlerinin de burada meydana gelmiş olması çok muhtemel. Mutasyonun faydalı olmayacağı, zararlı olacağını söylüyor bazısı. Evet mutasyon zararlı da olur, ama ya o zararlı olan mutasyon geriye dönerse??? Bir ışınla yada kimyasal bir olayla? Bu yararlı olmaz mı? Demek ki mutasyon yararlı da olabiliyormuş. Basit bir şekilde kanıtlanabiliyor nitekim. Sonsuz sayıda mutasyondan bahsediyoruz. Elbette trilyonlarca hücreden bazısında faydalı, bazısında zararlı mutasyonlar olmuş. Ve sürülerce değişik canlılar türemiş. Ve bunların arasında ortama uyum sağlayabilenler seçilmiş. Sağlayamayanlar yok olmuş. Bir yığın seçilim mekanizması işlemiş ve bugünkü türlerin ataları ortaya çıkmış. Milyonlarca yılda oluyor bütün bunlar. Panik yapmayın. Canlılığın ilk ortaya çıkışı ve türlerin ortaya çıkmasıyla ilgili bilimsel tahminler bunlar. Böyle olmuş olması mümkün. Başka teoriler de var tabi. Mesela türleri uzaylıların getirdiğiyle ilgili. İlk insanları da genetik olarak uzaylıların ürettiğini filan düşünenler de var. O da olabilir. Neden olmasın. Ama bu uzaylılar da yukarıdaki gibi bir mekanizmayla ortaya çıkmış olmalı. Sonuçta mutasyon ve seçilim geçerli yine. Dünyada MU gibi medeniyetlerin yaşamış olduğuna dair iddialar var bir de. Buna göre bu MU uygarlığı dünyada atmış bin yıl boyunca hüküm sürmüş ve bugün ulaştığımız bilim ve teknolojinin çok ötesine de geçmiş. Sonra, bir felaket yada nükleer savaş sonucunda yok olmuş. Yani bildiğimiz insanlık tarihi aslında tamamen farklı olduğu için evrim tarihini de kestiremeyiz. İnsan beyninin çok fazla gelişmiş olduğunu düşünüp, bu gereksiz gelişmenin sebebini anlayamayanlar için de bir çıkış noktası olabilir bu iddia. Zira önümüzdeki dönemde teknoloji sayesinde insan beyninin sınırlarının yeniden çizilmesi bekleniyor. Herkes her şeyi öğrenebilecek vs deniyor. Bu geçmişte de denenmiş olabilir. Biraz daha geleceğe dönersek, benim bilim ve teknolojiden beklediğim çok güzel nimetler var. Bunları zincirleme gelişmeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz. -Bol enerji: Bulunacak yeni enerji kaynakları, depolama yöntemleri vs sayesinde ucuz ve bol enerji üretilmesi durumunda; bilgisayar sistemleri ve yapay zekanın da geliştirilmesiyle bedava iş gücü ve verimli tarım sayesinde herkese yetecek kadar besin üretilmesi, hizmet üretilmesi ile hiçkimsenin hiçkimseye muhtaç olmayacağı bir dünya... Böyle bir dünyada insanların daha fazla mal ve hizmete sahip olması için menfaat hesapları yapmasına gerek olmayacak. Savaşlara gerek olmayacak. İnanç sömürüsüne de gerek olmayacak. İşte o zaman herkes özgürce gerçekten inandığı gibi yaşayabilecek.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.