Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

penelope

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    12
  • Katılım

  • Son Ziyaret

penelope tarafından postalanan herşey

  1. penelope doğum gününüz kutlu olsun!

  2. penelope

    Vazgeçtim...

    Defalarca sensizliği karaladım yüreğimin sayfalarına... Her defasında, Birbirinden vazgeçmiş kelimeler gördüm... Ve onlara küstüm... Ne kadar zaman geçerse geçsin... Ne kadar gece ve gündüz... Birbirimizden bir haber... Yitirilmişliklerimize mahkümuz... Oysa ki, Ne kadar kolaydı... Vazgeçmek... Tüm verilmiş sözlerden... Bütün geçmişimizden... İçindeki beyhude boşluklara... Ve... Bir türlü kapanamamış yaralarına inat... Etrafı birbirinden süslü, O çerçevelenmiş anılardan... Senin beni sevmeni sevmemden... Senden... Vazgeçmek ne kadar da kolaydı... Vazgeçtim... Senin en çok sevdiğin şarkıydı... Önce benim gittiğimi... Ve... Vazgeçtiğimi hiçbir zaman unutmadım... Ve... Her hatırladığımda, Biraz daha fazla acıdı sol yanım... Söküp atmıştım... Sana ait... Seninle yaşayan... Nefes alıp veren... Ve hergün, Benden gizlice ve sinsice, Yüreğimin tümünü kaplamaya çalışan o yerini... Koparmıştım... O inceden inceye ağlayan, Yağmurlu bir gecede... Elimde, Senden ve benden bir parça... Yokluğunun ilkine ve sonuna doğru sessizce yürürken... Sırıksıklam ağlayan damlaların arasında... Seni, Sensizliği, Sana ait olan her milimi, O uçurumun kenarından, Ucu bucağı yok olan... Denizlere gömmüşken... Tek bir gözyaşımı... Önce sana, Sonra bana, Yağmurlara... Benden yüreğimin yarısını alan... Ve çok uzaklara sürükleyen... O denize katarken... Vazgeçtim... Yarım bıraktığım, Ve... Sesini duyuramadığım... O cümlelerimin başındaydı... Vazgeçtim... Benim sana bir türlü söyleyemediğim o melodide saklıydı... Vazgeçtim... Benim sana elvedalarımın son sesiydi... Vazgeçtim... Birbirimizde tükenmemizin ve artık gerçekten bitmemizin, Son... Ve... En son nefesiydi... YAZAN : *PeNeLoPe*.
  3. penelope

    Biliyorum....

    Biz çoktan yanlıştık. Biliyorum, Birbirimizi aslında hiç bilmedik. Biliyorum, Sensizliğin bendeki varoluşun gibi. Biliyorum, Birbirimizden hep farklıydık. Biliyorum, Bu yüzden aslında hiç olamamalıydık biz. Biliyorum, Ben sana tutundum sen de bana belkide en zor zamanımızda. Biliyorum, Bu yüzden vazgeçmenin çekip gitmenin zor olduğunu. Biliyorum, Belki bir yalancısın sen,yalansın,olmazsın. Biliyorum, Ne kadar gidersem gideyim Hep benimle olacağını Biliyorum, Birçok sözüm vardı hepsini unuttum teker teker. Biliyorum, Biz birbirimiz için doğru değildik. Her adımınla her gölgenle ve her sende yanlıştın. Biliyorum, Keşke girmeseydin hayatıma Yokluğun devam etseydi keşke belleğimde Ama öte yandan varlığına tutundum işte ... Biliyorum, Ne gitmek istiyorum senden, Ne de kalmak sende Biliyorum, Gidersem bir yanım acıyor Kalsam diğer yarım Nasıl bir çelişkidir bu çözemiyorum... Biliyorum, Hiç olmadığımı hayatında, Yalanlarını,o alaycı tavrını,sigaranı,sürekli gel-git'lerini. Tuhafsın sen,anlayamadığımsın,göremediğimsin Biliyorum, Çok zor değil sensiz yaşamak İnan,şimdiden daha zor değil... Biliyorum, Herşeyin çoktan yokolup gittiğini, Bende nasıl bittiğini Biliyorum, Bu çaba aslında boşa Çünkü sen o tarafta, Bense burda. Aklım almıyor bir türlü varlığını ama belki de yokluğunu da... Biliyorum, Bu yanlış,bu geriye dönüş yanlış. Hataların var unutulmaz. Sözlerin var silinmez. Niye bendesin ya da belkide değilsin... Biliyorum, Bir saz sesinde,bir türküde,bir isimde ve bir bardak çayla sigarada, Hep kendini bana hatırlatacağını biliyorum. Biliyorum, Ama sen bilmiyorsun ki ben de dürüst değildim. Yalan söyledim aslında kendimi tüm yalanlardan korumak için... Biliyorum, Aslında ne ben sendeyim, Ne de sen bende Bir rüya,öylesine anlatılmış uydurma bir hikaye bu. Biliyorum, Birisinde kalmak istedim,sevilmek istedim,belkide özlemek istedim... Ama dedim ya; Biliyorum, 'O' sen değildin. Biliyorum, Her affedişimle seni Bir hata daha yaptım kendime Buna rağmen, Üzülmeyeceğimi Biliyorum. Gitmekte zor kalmakta sende Ne sensiz yapabiliyorum kahretsin, Ve kahretsin ki ne de senle... Upuzun bir yoldu yürüdüğüm, Sürekli kalkıp düştüğüm Hala yürüyorum,fütürsuzca gidiyorum Nereye ulaşacağımı bilmeden Aptalca,kahretsin ki sana sürüklenip Belkide uçuruma gidiyorum. Biliyorum, Bir tek şey istiyorum. Ya benden sonsuza kadar çek git, Git burdan... Ya da kal, Kendine rağmen, Bana rağmen, Kal. Biliyorum, Bitiyoruz. Son demler şu yaşananlar... Ben senden Sen de benden Son kez daha gidiyoruz. Biliyorum, Ağlamayacağım,akmayacak tek bir gözyaşım. Ama buna rağmen canım acıyacak Belkide sana,belkide bana... Biliyorum, Her yağan yağmurda beni hatırlayacaksın. Belkide sahte bir gülüş geçecek yüzünden Biraz üzülecek,belkide pişman olacaksın Herzamanki gibi... Ama biliyorum, Kim kimden önce giderse gitsin Sen ya da ben Ben seni ansızın hatırlamak üzere unutacağım, Sonsuza dek. Ama sen; Şu yağmurlar yağmayana, Kimseleri hiç ıslatmayana dek Beni unutamayacaksın. Ben hep sende olacağım Toprağında,pencerende Tek bir yağmur damlası, Kendini senden alana dek. Biliyorum, Ben gidiyorum. Gideceğim... Ama biliyorum ki; O yağmur hep yağacak İnadına,senin yaşamına. Denizine,odanın penceresine, Evinin sokaklarına Hep yağacak,sırılsıklam... Ben gitsem bile, Ne kadar istemesende Onlar, 'O' yağmur sende hep kalacak. Biliyorum... YAZAN : *PeNeLoPe*.
  4. penelope

    İki Yeni Şarkı...

    Merhaba Arkadaşlar... Dün Slow Turk'te Çok Güzel İki Tane Şarkı Dinledim... Sanırım, Dinlediğim İki Parçada Yeni Şarkılardı... Fakat, Maalesef... Şarkıların İsimlerini Ve Kimin Tarafından Söylenmiş Olduklarını Bilmiyorum... Bir Tanesinin Nakarat Kısmı Şöyleydi : Değerini Bilemedim... Senin Hakkını Veremedim... Yalan Aşklara Uydumda... Sözünü Dinlemedim... Oysa Benim Ne De Güzel Yarim Varmış... Deli Gönlüm Seni... Hiç Mi Anlamamış... Bunlar Bu Şarkının Aklımda Kalan Kısmı... Diğer Şarkı Da Rock-Slow Tarzda Bir Şarkı... Nakarat Kısmında... Aşk Böyle Olmaz Ki... Gibi Bir Kısım Var... İki Şarkı Da Bayan Şarkıcılar Tarafından Söyleniyor... Eğer Bu Şarkıların İsimlerini Ve Kimler Tarafından Söylendiğini Bilen Varsa... Ya Da... Elinde Bu Şarkıların Mp3'leri Olan Varsa... Lütfen Paylaşsın... Şimdiden Çok Teşekkür Ederim...
  5. penelope

    Belkide...

    Belkide hiç olmamalıydık bir an bile... Sol cepkenin altında gizlice taşımamalıydık birbirimizi... Kader dediğimiz oyun, Belkide hiç buluşturmamalıydı bizi bir yerlerde... Hiç bilmemeliydik aslında, Ne sen beni, Ne de ben seni... Aramızdaki uzaklıklarda, Seni bana getirmemeliydi... Beni de sana... Zaman baştan son sanisesini doldurmalıydı aslında bizim için... Herşey bir önceki saniseden önce yaşanmalıydı... Belkide... Yokluğunun kendisini çoktan çalmalıydım senden... Daha hiçbirşey bitmemişken, Yolun sonunda beklememişken... O son anı hiç kazımamışken birbirimizin hafızalarına... Belkide... Elveda,bir sonbaharda; Bir ağacın köhneliğinde yaşanmalıydı... Dökülen o aciz yaprakların altında... Terkedilmeye mahküm... Gitmelere boynu bükük... Bitmeye çoktan hazır... O yitirilmişliğin önünde... Daha da hüzünlü olurdu belkide... Bu kopkoyu nefretimin çok ötesinde... Belkide... Seni hiç sevmedim... Ya da belkide bunu böyle bildin... Bildiğinin ötesinde, Ne uçurumların ayağında, Neler yaşadığımı hiç bilmeden... Belkide... Hatalıydın... Yanlıştın ve suçluydun herzamanki gibi... Bir türlü görmeyi istemedin... Sendeki beni... Hani o çok sevdiğin, Sendeki o beni... Belkide... Bu öylesine bir andı... Hem senin için... Hem de benim için... Öylesine varolan, Anlamı ise sonsuz bir hiçlik olan,an... Belkide... Seni bensizliğe, Beni de sensizliğe çoktan terketmeliydim... Sana elveda bile demeden... Bir an'da... O anın o sonsuz anlamsızlığıyla... Gitmeliydim çoktan... Belkide... Her türlü sana bu denli çabuk, Gözüm kapalı yürümemeliydim... Bana doğru yürümeni ise;çoktan engellemeliydim... Sana yalan söylememeliydim... Belkide... Seni hiç özlememeliydim... İsmin bana hiçbirşey hatırlatmamalıydı... Ya da sana ait herşey... Belkide... Sensizliğin sonsuz kıyısında... O kara renklerinle karşımda yeniden duran sana bir an bile bakmamalıydım... Seni bir daha bulmamalıydım... Firar eden kalbimin peşinde... İçimde kalmamalıydın... Söküp gitmen gerekiyordu herşeyini... Ve her seni... Ben senden giderken... Sensizliğin bu kadar çok acıttığını bilmezken; Seni hiç özlememiş.... Seni asla aramamışken biryerlerde yüreğim... Belkide... Sensizliğin ne olduğunu tam olarak çözebilseydim... Sen'in kim olduğunu çözebildiğim gibi... Belkide... Yokluğun bu kadar ağrıtmazdı ruhumu... Hergün gizliden gizliye... Bir çizik atmazdı ruhuma... Herşey için çok geç olmazdı belkide... Belkide... Bu kadar çok azalmazdın bende... Bitmene rağmen kalamazdın yüreğimde... Belkide... Sensizlik;vurup gittiğim halde açık bırakmazdı o kapıyı... Belkide... Her an bir ışık yanmazdı o kapının ardına... Belkide... Her aydınlığı; Senin gelişin ve o kapıyı kapatışın sanmazdım... Belkide... YAZAN : penelope.
  6. penelope

    Bazen Özlüyorum Seni...

    Bazen özlüyorum seni Sanki hiçbirşey olmamış gibi... Giden çoktan giden, Biten çoktan biten Sanki ikimizde birbirimizi Hiçliklerimize terketmemiş gibi... Uzaklardan çalan, Ve öylece aniden Yanıbaşımda bitiveren Birkaç melodinin O birkaç kelimeye sıkıştırılmış nakaratlarında... Farketmeden gözlerimi ufukta bulduğumda... Buz gibi bir soğukta... Ve o hiç sevmediğin içini üşüten ayazlarda... Birkaç yalan sözde ve gözde... Belki de hiç istemiyorken, Senden kalan tek bir kırıntıyı bile Ve o nefretimde ve nefretimle bile; İsminin sesini kulaklarımda Tıpkı seni bildiğim gibi, Tanıdığım gibi, Apansız,zamansız ve hazin Her duyduğumda, Hiç tanımadığım yüzlerde, Ve yine hiç istemediğim halde, Öylesine ararken,senden arta kalanlarda... Bir eldeki sigarada... Belkide bazen ince belli bir bardaktaki çayda... Nasıl olurda giderim derken, Ve asıl giden ben olmuşken.... Gittiğim yerde kalan yokluğunda... Sana yağan, Yokluğunun yokluğuna yağan, Damlalarda, O inceden inceye sırılsıklam; Ve buruk Yağmurlarda, Geceleri ordan oraya giderken, Baktığım pencerelerde... Bazen senin o çok sevdiğin türkülerde Hiç sevemediğim halde, Belki biraz ışıkta,biraz da karanlıklarda... Geriye kalan hiçbirşeyin olmadığını hatırladığım zamanlarda, Bazen nedenini hiç bilemediğim gözyaşlarımın bir tanesini de, Kendimden gizli,senin için akıtırken nedense, Ve nedense,o tüm içten gülüşlerimin izlerini silerken yüzümden, Hep sebepsiz yazmak isteyip, Bir türlü sonunu getiremediğim şiirlerimde ve hikayelerimde, Sensizlik adına kendime verdiğim tüm yeminlerimde, Biraz öfke,biraz yalan,biraz siyah,biraz gurur,biraz da acı olan sensizliğimde; Her saniseyle birlikte esasında benden bir adım daha uzaklaşan, Ve yüreğimden uzaklaştıkça;biraz daha kaybolan gölgenin ardındaki, Yaşamımda, Kendimle baş başa kaldığımda, Kendime rağmen; Sensizlikle baş başa kaldığımda, Sana rağmen, Herşeye rağmen, Bazen özlüyorum seni... Özlemin sen de olanını sanki hiç yaşamamışım gibi, Özlüyorum seni. YAZAN : penelope.
  7. penelope

    Sensizlikte...

    Sensizliğimde geçen her sensiz dakikayı; Birer birer Teker teker Yüreğime kazıyorum. Gemiler geçiyor yüreğimden. Yüreğimdeki son yolcunun ardından; Birer birer Teker teker Akıyor gözyaşlarım. Sensizliğin hediyesi fırtınalar kopuyor. Savruluyorum;sürükleniyorum Bir varlıktan;bir yokluğa... Sensizliğimin... Uçurumumun... Sessiz gölgesinde yaşıyorum. Yaşlanıyorum ve ölüyorum İnceden inceye... Ne gidebiliyorum bu yangın yerinden; Ne de kalabiliyorum Bu ateşler içinde. Sen gittin... Oysa ki;ben senden önce çoktan sensizliği bende bırakmıştım... Sen yoksun... Oysa ki;ben bana beni;senden önce çoktan terketmiştim... Terkedişim yalnızlığım oldu... Yalnızlığım sensizlik... Sensizlik upuzun bir sessizlik... Sessizlik çaresizlik... Çaresizlik... Gölgeler dolaşıyor aklımda. Sinsi;ani ve kimsesiz hatıralar... Şehirler... İsimler... Sözler... Yalan sözler... Ve sen... Sen yine yoksun... Yokluğunun varlığını kendi ellerimle çizen ben... Şimdi çizdiğim bu kara kalem senin portren... Çizilmiş kırgınlıklar... Gölgesinde yaşanan ayazlar... Ve o acıtan ayazdan sonsuz kaçışlar... Acımasız terkedişler... Sensizlikten sonra her gece bir mum yaktım içimde... Gizliden gizliye... Her sabah o ışıkla uyandım sensizliğe... Belki bir gün o gemiden geri dönersin diye... Belki bir gün o kara kalem portreni; Yeniden en sevdiğim renklerine boyarsın diye... İçimdeki bu büyüyen zalim sensizliğin gölgesini; Benden alıp yerine yeniden bana ait seni koyarsın diye... Sensizliğinde bile çaresizce benimle yaşayan O kara kalem;siyah beyaz gölgenle... Belkide hiçbirzaman varolmayacak bir sensizlikte... Sensizlikte... YAZAN : penelope.
  8. penelope

    Sana Veda Etmek İstiyorum...

    Sana veda etmek istiyorum. Tüm ve o son sözünün ardında. Sana veda etmek istiyorum. Daha fazla kendime kızmak istemiyorum. Sana veda etmek istiyorum. Herkes arkamdan çığlıklarla 'Geri dön,gitme'... Diye bağırırken, Ve ben,tüm varımla yoğumla Sana doğru aptalca yürürken... Ve buna rağmen, O 'son sözünü' duymuşken, Sana veda etmek istiyorum. Bir gününü bile aslında asla haketmediğin, Günlerimi ve tüm benliğimi senden alarak. Sana veda etmek istiyorum. Arkama bir sanise bile bakmadan. Fütursuzca çekip gitmek istiyorum. Bu savaş yerinden. Sana veda etmek istiyorum. Sözlerine her inanmayı düşündüğüm, O anları tüm ruhumdan ve belleğimden Kazıyıp,söküp,fırlatmak istiyorum. Sana veda etmek istiyorum. Bana yaşattığın tüm hayal kırıklıkları için... Canının yanmasını istiyorum. Ve canının yanmasını tekrar öylesine istiyorum ki, O 'son sözün' için. Sana veda etmek istiyorum. Belleğimde seninle geçen, Her bir saniseyi,yalanlarını, O umursamaz tavrını,sigaranı,çok sevdiğin türkülerle, O saz sesinin benden sonsuza kadar çekip gitmesini isteyerek. Sana veda etmek istiyorum. Yitirilmiş kelimelerimin, Sesini bir türlü duyuramamış sözlerimin, Canını daha fazla yakmadan. Bitmiş sözlerime, Yeni birisini daha eklemeden. Upuzun süren ve yankısıyla seni ağlatabilecek, Bir sessizlikle,geçip gitmek istiyorum. O kapıdan. Sana veda etmek istiyorum. Artık kendi canımı daha fazla yakmadan, Seni beklemeden, Seni bir tek an daha düşünmeden, Sana veda etmek istiyorum. Hani o nefret ettiğin buz gibi bir soğukla, Ve canının her milimini,her sanise daha fazla acıtacak Bir ayazla... Ve o kadının o çok sevdiğim şarkılarından birinin eşliğinde... Sana veda etmek istiyorum. Bir daha asla yokluğunu hatırlamayı istemeyerek. Seni unutmak istemiyorum, Çünkü biliyorum ki; Unutmak,ansızın hatırlamaya söz vermek esasında. Bu yüzden; Sana veda etmek istiyorum. Seni yaşamımda kendi kendini öldürdüğün gibi, Bir kez daha kendi ellerimde yoketmek istiyorum. Hiç olmamışsın gibi. Sana veda etmek istiyorum. Belki bir çizik atmak ve kanatmak bu ruhumu Ama, Yinede olsun. En azından artık senin daha fazla kanatmana izin vermeyerek. Sana veda etmek istiyorum. Yaşamıma bir daha girmeyi düşünmemen için dualar ederek, Artık pişman olmanı da istemiyorum, Ve artık af dilemeni de, Hiçbirşey istemiyorum artık. Benden uzak olmanı Ama; Bu gerçeği hatırlamayı asla istememekten başka... Ve artık mutlu olmanı da istemiyorum. O son alçakça ve haksızca savurduğun sözünden sonra. Kendime hep şaşırdım, Yaptığın onca şeye rağmen Sana nasıl nefretsizim diye. Ama artık öyle değil. İnan;artık nefret duyuyorum. Hem de öylesine derinden ki... Ama bunu da istemiyorum. Sana ait olan hiçbirşeyi istemediğim gibi. Sana veda etmek istiyorum. Bende ilelebet ölmeni istiyorum. Biraz,ne kadar asla haketmesende; Yas tutup,mezarının başında Sonra aniden kalkıp, Son bir kez daha bakmadan sana, Çekip gitmek istiyorum olmayan varlığından. Sana veda etmek istiyorum. Şu zamana kadar ettiğim tüm vedalardan Daha çok acıtanıyla, Sana veda etmek istiyorum. 'Geri dön'... diye için için haykırışlarınla, Canını derinden yaktığımı görmenin huzuruyla, Tıpkı senin de o son sözünle Canımı derinden yaktığın gibi... Sana veda etmek istiyorum. Tek bir ışık huzmesine ihtiyacın olduğu Karanlıklarda. Sana veda etmek istiyorum. Bu vedanın sonsuza kadar sürmesini dileyerek, Tek bir gözyaşımı akıtmadan. Ve sana veda etmek istiyorum. Seni öylece olduğun yerde Sırılsıklam yağan, Ve ben sana veda etsemde İnadına onların sana asla etmeyeceği, 'O' yağmurda, 'O' yağmurla... Öylesine, Tek başına bırakarak. Sana veda etmek istiyorum. Sana veda. Elveda... YAZAN : penelope.
  9. 1-Aşk;insandır. 2-Aşk;inançtır. 3-Aşk;yürektir. 4-Aşk;cesarettir. 5-Aşk;kaybetmektir. 6-Aşk;kazanmaktır. 7-Aşk;acı çekmeyi bilinçli ya da bilinçsizce kabul etmektir. 8-Aşk;içtiğin suda onu içmek,yediğin yemekte onu tatmaktır. 9-Aşk;kısa süreli hafıza kaybıdır. 10-Aşk;deliliğin en mantıklı açıklamasıdır. 11-Aşk;sarhoş olmayı istemektir. 12-Aşk;kendini kendinde kaybetmek,yerine onu bulmaktır. 13-Aşk;gözlerin içinin gülmesidir. 14-Aşk;herşeyi unutmak,sürekli onu hatırlamaktır. 15-Aşk;güçtür. 16-Aşk;zor olanı seçmektir. 17-Aşk;tutkunun kalbidir. 18-Aşk;içinde depremi hissetmektir. 19-Aşk;güvendir. 20-Aşk;aslında teslim olduğunu bilmene rağmen savaşmaktır. 21-Aşk;nefretle kardeştir. 22-Aşk;ölümdür. 22-Aşk;ölümsüzlüktür. 23-Aşk;susmaktır. 24-Aşk;haykırmaktır. 25-Aşk;fedakarlıktır. 26-Aşk;sadakattir. 27-Aşk;tektir ve tek kişiliktir. 28-Aşk;sadece seni seviyorum demeyi bilmektir. 29-Aşk;özlemektir. 30-Ve aşk;günün onun gözlerini açmasıyla doğması,kapatmasıyla bitmesidir...
  10. penelope

    Sana Veda Etmek Istiyorum...

    Sana veda etmek istiyorum. Tüm ve o son sözünün ardında. Sana veda etmek istiyorum. Daha fazla kendime kızmak istemiyorum. Sana veda etmek istiyorum. Herkes arkamdan çığlıklarla 'Geri dön,gitme'... Diye bağırırken, Ve ben,tüm varımla yoğumla Sana doğru aptalca yürürken... Ve buna rağmen, O 'son sözünü' duymuşken, Sana veda etmek istiyorum. Bir gününü bile aslında asla haketmediğin, Günlerimi ve tüm benliğimi senden alarak. Sana veda etmek istiyorum. Arkama bir sanise bile bakmadan. Fütursuzca çekip gitmek istiyorum. Bu savaş yerinden. Sana veda etmek istiyorum. Sözlerine her inanmayı düşündüğüm, O anları tüm ruhumdan ve belleğimden Kazıyıp,söküp,fırlatmak istiyorum. Sana veda etmek istiyorum. Bana yaşattığın tüm hayal kırıklıkları için... Canının yanmasını istiyorum. Ve canının yanmasını tekrar öylesine istiyorum ki, O 'son sözün' için. Sana veda etmek istiyorum. Belleğimde seninle geçen, Her bir saniseyi,yalanlarını, O umursamaz tavrını,sigaranı,çok sevdiğin türkülerle, O saz sesinin benden sonsuza kadar çekip gitmesini isteyerek. Sana veda etmek istiyorum. Yitirilmiş kelimelerimin, Sesini bir türlü duyuramamış sözlerimin, Canını daha fazla yakmadan. Bitmiş sözlerime, Yeni birisini daha eklemeden. Upuzun süren ve yankısıyla seni ağlatabilecek, Bir sessizlikle,geçip gitmek istiyorum. O kapıdan. Sana veda etmek istiyorum. Artık kendi canımı daha fazla yakmadan, Seni beklemeden, Seni bir tek an daha düşünmeden, Sana veda etmek istiyorum. Hani o nefret ettiğin buz gibi bir soğukla, Ve canının her milimini,her sanise daha fazla acıtacak Bir ayazla... Ve o kadının o çok sevdiğim şarkılarından birinin eşliğinde... Sana veda etmek istiyorum. Bir daha asla yokluğunu hatırlamayı istemeyerek. Seni unutmak istemiyorum, Çünkü biliyorum ki; Unutmak,ansızın hatırlamaya söz vermek esasında. Bu yüzden; Sana veda etmek istiyorum. Seni yaşamımda kendi kendini öldürdüğün gibi, Bir kez daha kendi ellerimde yoketmek istiyorum. Hiç olmamışsın gibi. Sana veda etmek istiyorum. Belki bir çizik atmak ve kanatmak bu ruhumu Ama, Yinede olsun. En azından artık senin daha fazla kanatmana izin vermeyerek. Sana veda etmek istiyorum. Yaşamıma bir daha girmeyi düşünmemen için dualar ederek, Artık pişman olmanı da istemiyorum, Ve artık af dilemeni de, Hiçbirşey istemiyorum artık. Benden uzak olmanı Ama; Bu gerçeği hatırlamayı asla istememekten başka... Ve artık mutlu olmanı da istemiyorum. O son alçakça ve haksızca savurduğun sözünden sonra. Kendime hep şaşırdım, Yaptığın onca şeye rağmen Sana nasıl nefretsizim diye. Ama artık öyle değil. İnan;artık nefret duyuyorum. Hem de öylesine derinden ki... Ama bunu da istemiyorum. Sana ait olan hiçbirşeyi istemediğim gibi. Sana veda etmek istiyorum. Bende ilelebet ölmeni istiyorum. Biraz,ne kadar asla haketmesende; Yas tutup,mezarının başında Sonra aniden kalkıp, Son bir kez daha bakmadan sana, Çekip gitmek istiyorum olmayan varlığından. Sana veda etmek istiyorum. Şu zamana kadar ettiğim tüm vedalardan Daha çok acıtanıyla, Sana veda etmek istiyorum. 'Geri dön'... diye için için haykırışlarınla, Canını derinden yaktığımı görmenin huzuruyla, Tıpkı senin de o son sözünle Canımı derinden yaktığın gibi... Sana veda etmek istiyorum. Tek bir ışık huzmesine ihtiyacın olduğu Karanlıklarda. Sana veda etmek istiyorum. Bu vedanın sonsuza kadar sürmesini dileyerek, Tek bir gözyaşımı akıtmadan. Ve sana veda etmek istiyorum. Seni öylece olduğun yerde Sırılsıklam yağan, Ve ben sana veda etsemde İnadına onların sana asla etmeyeceği, 'O' yağmurda, 'O' yağmurla... Öylesine, Tek başına bırakarak. Sana veda etmek istiyorum. Sana veda. Elveda... 'BİRİSİNE'... itafen yazılmıştır.
  11. Siz de biliyorsunuz ki duygular evrenseldir...Ve bence bu evrenselliğin en güzel yanı bu ortaklığı paylaşmaktır...Bu yüzden ben de sizlerle;varolan bu ortaklığı bir zamanlar bir yerlerde karalamış olduğum küçük bir yazımla paylaşmak istedim.Umarım içinde ufakta olsa kendinize ait birşeyler bulursunuz ve böylece bu güzel ortaklığı paylaşmış oluruz..._YALNIZLIĞIM_ Bazı zamanlar olur ki;kafanızın içinde sanki milyonlarca birbirine girmiş ipi bir arada hissedersiniz.Hepsi hayatınızın bir parçasıdır.Her bir ip...Ya da belkide sadece siz öyle hissedersiniz.Çözmek...Birbirine dolanmış ipleri çözmek...Zordur...Zaman alır;düşünürsünüz;karalarsınız;belki ağlarsınız;belki de gülersiniz...Hepimiz hergün kafamızın içinde binlerce,belkide milyonlarca birbirine dolanmış iple uyuruz.İplerin bütünü;yani yumağın kendisi;bizim hayatımızın ta kendisidir.Her bir ipin hayatımızın bir parçası olduğu gibi...Bazen hayatta yalnız kalırsınız.Gülüşlerinizde;ağlayışlarınızda;düşüşle rinizde;sancılarınızda;kayboluşlarınızda;hataların ızda;keşke'lerinizde;belkide iyiki'lerinizde...Her insan esasında yalnızdır.Ama hepimiz umarsızca birbirimizde bu yalnızlığımızı yokederiz.Hepimiz birbirimizle;herhangi biriyle esas olan yalnızlığımızı paylaşmak isteriz;bazen paylaşırız ya da paylaştığımızı düşünürüz.Bazen de paylaşamayız.İşte bu yalnızlığın ta kendisidir.Kapımızda nöbetleri tutanın ta kendisidir;zamanı tutanın da...Kimileri onu içeri davet eder,kimileri ise onu bir şekilde def'eder...Belki bir şarkıyla,belki güzel bir filmle,belki bir kaç sigarayla,belki de bir şişe herhangi bir içkiyle...Bir şeylere döker içini...Birşeylere seslenir,birşeyleri anlatır,ya da onlarla da paylaştığını sanar hazin yalnızlığının zalim gövdesini...'Yalnızlığım,yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin'...Böyle der bir dize,böyle seslenir bir şarkı.Gerçekler acıdır,acıtır.Bu dize,bu seslenişte acıdır ve acıtır.Çünkü gerçeğin kendisinde gizli olduğu için...Yalnızlık,çözemediğimiz iplerde ve onların her bir miliminde vardır.Yalnızlık;bir gece aniden boğazınızda düğümlenen bir isyandır.Yalnızlık;o gece içinizden bir türlü atamadığınız,dindiremediğiniz bir miğde sancısıdır.Yalnızlık;gecenin karanlığında bir ışık huzmesini arayan gözlerimizdeki gözyaşıdır.Ne zaman ki bu gözyaşını akıtmayı becerebildik,o zaman biraz daha hafifler yalnızlığın hazin ama bir o kadar da zalim sancısı.Yalnızlık;aldatılmanın yüzünüzdeki ilk anda oluşturduğu belli belirsiz bir gülümseyişte saklıdır.Yalnızlık;gerçeğin soğuk ve acıtan yanıdır.Ne dokunulur bir süre,ne yitirilir,ne söküp atılır,ne de aldatılmanın,aldanmanın o belli belirsiz gülümseyişin hemen akabinindeki gözyaşlarını gecenin o koyu karanlığında saklayabilir.Yalnızlık;er ya da geç hepimizin birgün yaşayacağı gizli farkındalıktır.Yalnızlık;hepimizin birgün o ipleri çözemeden sürekli yaşayacağımız limandır.Yalnızlık;aldatılışa,kaybedilişe,kaybedil iş ise çoğu zaman acıya mahkumdur.Yalnızlık;yaşamak zorunda olduğumuzu belki bugün belki de yarın öğreneceğimiz sonsuz beraberliğimizdir... Paylaşım İçin Teşekkürler...
  12. Yaşadığım hayat belki milyonlarca şey öğretti bana 21 yılım boyunca...Ama hala yaşıyorum...Burdayım.Ve eğer hala yaşıyor olacaksam gelecekte de daha milyonlarca öğreneceğim şey var yaşamdan.Ama şimdilik şu anda şimdiye kadar neler öğrenmiş olduğumuza bir göz atalım derim ben...İşte yaşamın hayatımın bana naçizane öğrettikleri ve benim sayabileceğim kadar ki olanlar...1-Yaşam öncelikle külli ve cüzzi bir kaderim olduğunu ve bu külli kaderim için ancak Allahıma dua edip iman edip ondan medet ummam gerektiğini diğer kalan cüzzi kaderim içinse yaşamın sunduğu seçenekleri karşısında mantığımı ve duygularımı harmanlayıp bir bütün haline getirip sonuç olarak buna göre kişiliğime göre seçim yapmamı,2-Aşkın ve sevginin insanı ne yaşta olursa olsun hemencecik sarıp sarmalıyıvereceğini ve sanki sihirli bir değnekle bir peri sana dokunmuşçasına senin pembe hem de pespembe gören gözlerle bu dünyaya bakmanı sağlayabileceğini,3-Aşkın gerçekten hemen hemen tüm duygulardan güçlü ve karmaşık olduğunu insanın 'asla'larını bile yeri geldiğinde yıkabileceğini,4-Alışkanlıkların her ne olursa olsun ne kadar zor olursa olsun bir gün değişebileceğini ve değişmeyen tek şeyin gerçekten de değişim olduğunu,5-Hayatın getirileri ve götürülerinde kusursuz bir dengenin varolduğunu ve bir çarkın buna bağlı olarak döndüğünü,6-Hayatta yaşanılması muhtemel herşeyin sadece insanlar için varolduğunu,7-Ne zaman,nasıl ve niçin nerde ne olacağından asla emin olmamam gerektiğini,8-Yaşadığım olumsuz her durumda belki de hayatımın en kötü durumlarında ve dönemlerinde bile ne olursa olsun,hayattan ne kadar yara alırsam alayım,düştüğüm yerden kalkarken ne kadar canım acırsa acısın,bir şekilde kalkmam ve yola devam etmem gerektiğini,9-Yaraların,acıların,sancıların en iyi merheminin,en kuvvetli ve en etkili ilacının sadece zaman olduğunu,10-Hayatta her şeyin geçici olduğunu ve herşeyin bir anda bitip yıkılma ihtimalinin olduğunu,11-Maddi ve manevi anlamda insanın herşeyini kaybedebileceğini ve bu gibi durumlarda insanın nefes alıp vermeye devam etmesi için yalnızca kendisine tutunması gerektiğini,12-Eğer içindeki kale,içindeki kişiliğin sağlamlık kalitesi ne kadar yüksek olursa o kadar çabuk toparlanılabileceğini,asıl direnme ve her olumsuz durumun üstesinden gelebilmek adına,kişinin kendi içindeki o küçük sese ve o güce güvenmesi gerekliliğini,13-Shakespare'in bir sözünde dediği gibi 'Geçmişteki hatalardan yakınmak yeni dertler edinmektir'. sözünün doğruluğunu ve buna paralel olarak geçmişin bir sanise öncede kalan anılar topluluğu olduğunu ve o anılar ister kötü olsun isterse iyi,onlarla birşekilde yüzleşip onları hazmedip tüm muhakemesini yapıp sonra o muhakemenin sonucunda çıkardığım sonuçları hayatım boyunca hep aklımın bir köşesinde tutmayı,tüm bunları sonsuza dek bir anı olarak hatırlamayı ama yola onlarla değil onlardan aldığım derslerle devam etmeyi,14-Dünyada bende dahil olmak üzere hepimizin birgün ölebileceğini ve ünlü bir italyan atasözündeki gibi 'Tavla bittiğinde şahında matında aynı yere konacağını'... yani tüm insanların gitmek üzere olduğu bir ölümün olduğunu,15-Hayatıma öyle ya da böyle bir sebepten dolayı kabul ettiğim her insanın bana birgün bir şekilde hata yapabilme ihtimalinin sonuna kadar varolduğunu,dolayısıyla kimseye hiç umarsızca güvenmemem gerektiğini,16-Ailenin insan hayatındaki en değerli ve en özel şeylerden biri olduğu ve bu yüzden insanın aile bağlarını kolay ve çabuk yitirmemesi gerektiğini,17-Sevmeyi kucaklıyorsam acıyı da aynı oranda kucaklamam gerektiğini,18-İnsanın kendini zaman içinde çözmesi ve doğrularını,yanlışlarını,şahsına münasıriyetini zaman içinde farketmesi gerektiğini,19-Vicdan sahibi olmanın yanısıra vicdanının sesine kulak vermeyi gerçekleştirmenin hatalarımı yarı yarıya indirebilme gücüne sahip olduğunu,20-Bu yüzden de vicdanımın sesine kulak vermeyi,21-Arkadaşlığın dostluğun sevmenin ve sevilmenin çok değerli ve önemli olduğunu,22-İnsanın bir çok arkadaşının ama bir ya da iki tane dostunun olabileceğini,23-Hoşgörü ve enayilik arasındaki o ince çizgiyi farkedebilmeyi,24-Ağlamanın zayıflık göstergesi olmadığını aksine güzel bile olduğunu,25-İnsanın birçok konuştuğu kişinin arasında aynı frekansa sahip çok az kişi olabileceğini,26-İnsanın kendisini ne kadar doğru ve düzgün ifade ederse etsin karşısındakinin onu kişinin kendi ifade ettiği şekliyle değil kendi algılama şekline göre anlayabileceğini,27-Kimsenin ben de dahil olmak üzere dört dörtlük olmadığını,28-Herkesin kendi hayatında kendince birtakım hatalarının varolabileceğini,29-Konuşmadan önce iki kere düşünmem gerektiğini,30-En kötü kararın bile kararsızlıktan iyi olduğunu,31-Kişilik sahibi olmanın insana dünyada yaşayacağı çok nadir olan huzurlardan birini yaşattığını ve buna bağlı olarak insanın yanlışlarını da doğrularını da günahlarını da sevaplarını da kucaklaması gerektiğini yani kişinin önce kendisini sevmesi gerektiğini,32-Yaşamda saygının,saygı duymanın sevgi kadar önemli ve vazgeçilemez olduğunu,33-Her işte bir hayırın varolduğunu,34-Mutluluğun büyük başarılarda ya da büyük olan anlarda değil yaşamın en küçük ve en gizli anlarında saklı olduğunu,35-'Ahmak insan mutluluğu dağların zirvesinde bulur akıllı olan ise ayaklarının dibinde'...sözünün doğruluğunu,36-Şükretmenin ve sahip olduklarınla yetinmenin çok büyük ve önemli bir olgu olduğunu,37-Güzelliğin ya da çirkinliğin görenin gözünde varolduğunu,38-Güzellik ve yakışıklılık kavramlarının gerçekten esas alınmaması gerektiğini çünkü geçici olduğunu bana göre bunun şahsına münasırlıkta bir sözde bir tavırda bir düşüncede asıl bir ruhta gizli olduğunu ve baki olan güzelliğin ve yakışıklılığın bu olması gerektiğini,38-Cahilliğin gidebileceğini ama eşekliğin her dem baki kalabileceğini,39-Pratik zekanın çok önemli ve değerli olduğunu,40-Söylenilen ya da verilen sözlerin önemine ancak ve ancak davranışlarda gördüğümüz zaman inanmamız gerektiğini,41-Müziksiz ve danssız bir yaşamın varolamayacağını,42-Yaşın çoğu zaman önemli olmadığını ama çoğu zaman önemli olanın olgunluk olabileceğini,43-Güven duygusunun öncelikle zamana daha sonra da karşımdaki insana bağlı olduğunu,44-İnsan olmanın,vicdanının sesine kulak vermenin maalesef her insana has olamayacağını ve bunu gerçekleştirebilen bir insanın herşeye sahip olduğunu,bunun çok önemli bir erdem olduğunu,45-Her hatanın bir bedeli olması gerektiğini...Ve daha sayamayacağım,saymanın çok zaman alacağı ya da şu anda aklıma gelmeyen pek çok şey öğrendim.Hayata dair...Bunlar sadece yazabildiğim kadarıydı...Neyse,böyle bir başlığı bir zamanlar bir dergide okumuştum.Ordan çıktım yola ve şimdiye kadar 'yaşadığın hayat ne öğretti' diye sordum içimdeki küçük kıza...O da bunları söyledi bana...Son olarak aklıma son anda gelen birşeyi daha eklemek istiyorum müsaadenizle o da şu ki;46-Hayat bana kadınların Venüs'ten erkeklerin ise Mars'tan geldiğini öğretti. İşte bu kadar...Umarım çok samimi olarak yazmış olduğum bu yazıyı okumaktan keyif alırsınız.Paylaşım İçin Teşekkürler...
  13. penelope

    Biliyorum...

    Biz çoktan yanlıştık. Biliyorum, Birbirimizi aslında hiç bilmedik. Biliyorum, Sensizliğin bendeki varoluşun gibi. Biliyorum, Birbirimizden hep farklıydık. Biliyorum, Bu yüzden aslında hiç olamamalıydık biz. Biliyorum, Ben sana tutundum sen de bana belkide en zor zamanımızda. Biliyorum, Bu yüzden vazgeçmenin çekip gitmenin zor olduğunu. Biliyorum, Belki bir yalancısın sen,yalansın,olmazsın. Biliyorum, Ne kadar gidersem gideyim Hep benimle olacağını Biliyorum, Birçok sözüm vardı hepsini unuttum teker teker. Biliyorum, Biz birbirimiz için doğru değildik. Her adımınla her gölgenle ve her sende yanlıştın. Biliyorum, Keşke girmeseydin hayatıma Yokluğun devam etseydi keşke belleğimde Ama öte yandan varlığına tutundum işte ... Biliyorum, Ne gitmek istiyorum senden, Ne de kalmak sende Biliyorum, Gidersem bir yanım acıyor Kalsam diğer yarım Nasıl bir çelişkidir bu çözemiyorum... Biliyorum, Hiç olmadığımı hayatında, Yalanlarını,o alaycı tavrını,sigaranı,sürekli gel-git'lerini. Tuhafsın sen,anlayamadığımsın,göremediğimsin Biliyorum, Çok zor değil sensiz yaşamak İnan,şimdiden daha zor değil... Biliyorum, Herşeyin çoktan yokolup gittiğini, Bende nasıl bittiğini Biliyorum, Bu çaba aslında boşa Çünkü sen o tarafta, Bense burda. Aklım almıyor bir türlü varlığını ama belki de yokluğunu da... Biliyorum, Bu yanlış,bu geriye dönüş yanlış. Hataların var unutulmaz. Sözlerin var silinmez. Niye bendesin ya da belkide değilsin... Biliyorum, Bir saz sesinde,bir türküde,bir isimde ve bir bardak çayla sigarada, Hep kendini bana hatırlatacağını biliyorum. Biliyorum, Ama sen bilmiyorsun ki ben de dürüst değildim. Yalan söyledim aslında kendimi tüm yalanlardan korumak için... Biliyorum, Aslında ne ben sendeyim, Ne de sen bende Bir rüya,öylesine anlatılmış uydurma bir hikaye bu. Biliyorum, Birisinde kalmak istedim,sevilmek istedim,belkide özlemek istedim... Ama dedim ya; Biliyorum, 'O' sen değildin. Biliyorum, Her affedişimle seni Bir hata daha yaptım kendime Buna rağmen, Üzülmeyeceğimi Biliyorum. Gitmekte zor kalmakta sende Ne sensiz yapabiliyorum kahretsin, Ve kahretsin ki ne de senle... Upuzun bir yoldu yürüdüğüm, Sürekli kalkıp düştüğüm Hala yürüyorum,fütürsuzca gidiyorum Nereye ulaşacağımı bilmeden Aptalca,kahretsin ki sana sürüklenip Belkide uçuruma gidiyorum. Biliyorum, Bir tek şey istiyorum. Ya benden sonsuza kadar çek git, Git burdan... Ya da kal, Kendine rağmen, Bana rağmen, Kal. Biliyorum, Bitiyoruz. Son demler şu yaşananlar... Ben senden Sen de benden Son kez daha gidiyoruz. Biliyorum, Ağlamayacağım,akmayacak tek bir gözyaşım. Ama buna rağmen canım acıyacak Belkide sana,belkide bana... Biliyorum, Her yağan yağmurda beni hatırlayacaksın. Belkide sahte bir gülüş geçecek yüzünden Biraz üzülecek,belkide pişman olacaksın Herzamanki gibi... Ama biliyorum, Kim kimden önce giderse gitsin Sen ya da ben Ben seni ansızın hatırlamak üzere unutacağım, Sonsuza dek. Ama sen; Şu yağmurlar yağmayana, Kimseleri hiç ıslatmayana dek Beni unutamayacaksın. Ben hep sende olacağım Toprağında,pencerende Tek bir yağmur damlası, Kendini senden alana dek. Biliyorum, Ben gidiyorum. Gideceğim... Ama biliyorum ki; O yağmur hep yağacak İnadına,senin yaşamına. Denizine,odanın penceresine, Evinin sokaklarına Hep yağacak,sırılsıklam... Ben gitsem bile, Ne kadar istemesende Onlar, 'O' yağmur sende hep kalacak. Biliyorum... 'BİRİSİNE'... itafen yazılmıştır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.