Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

lancelot

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    4
  • Katılım

  • Son Ziyaret

lancelot - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Peki, SANA saçma sapan sitelerin uyduruk haberlerinden edineceğin "engin" bilgilerle mutlu tartışmalar diliyorum.
  2. Hiç kimsenin hiçbir kurum veya kişi hakkında aslı astarı olup olmadığı bilinmeyen bir takım haberleri, kim oldukları, neye hizmet ettikleri belli olmayan sitelerden alıp oraya buraya yapıştırarak yaygara koparıp ilgili kişi ve kurumlara karşı karalama kampanyalarının parçası olmaya hakkı yoktur. Üfürükten teyyare sitelerden aldığınız haberlerle sözde siyaset tartışmaya devam etmekte ısrarlı iseniz, bu sizin bileceğiniz iştir elbet, ama en hafifinden ciddiye alınmazsınız, bakmayın burada zaman harcayıp yanıt yazdığımıza. Bu ülkede bir kuvvet komutanı bile yolsuzlukla yargılanmış ve suçlu bulunup cezaya çarptırılabilmişken kimsenin Türkiye'yi eli kanlı bir diktanın halka kan kusturduğu bir üçüncü dünya ülkesi gibi göstermeye hakkı yoktur. kurdishinfo gibi siteler ifademle ne demek istediğimi anlayan anladı, siz anlamadıysanız çok değil, bir hafta haberlerini takip etmeniz yeterli.
  3. haberola sitesinde röportajı yapılan şahıs "Sonra yakalandım ve İzmir Şirinyer Birinci Sınıf Askeri Cezaevi’ne gönderildim." diyor. Başlığın ilk notundaki haberde ise askerin 4’üncü Kolordu Komutanlığı Disiplin Ceza ve Tutukevi'ne konduğu söyleniyor. 4. Kolordu ise Ankara'da. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz acaba? Bir de ne buraya ilk aktarılan habere ne de haberola sitesindeki röportaja ciddi hiçbir haber kanalımızda rastlayamadım. Ancak haber Fırat Haber Ajansı'nda var (http://www.firatnews.com/modules.php?name=...rticle&sid=5086). Bilmeyenler için söyleyelim, Fırat Haber Ajansı PKK'nın bir kuruluşudur. Haber ayrıca kurdishinfo gibi sitelerde de var. Bu bilgiler ışığında bu haberi hala muteber buluyor musunuz acaba?
  4. Org. Yaşar Büyükanıt’ın şahsında Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili son derece ********* bir oyun sahneye konuldu ve bitti. Maalesef, bu oyundan sonuç da alınmış gibi görünüyor. Çünkü doğru dürüst okuyup, okuduğunu anlama özürlü milletimin pek çok ferdi nezdinde artık Büyükanıt paşa “şaibeli” bir isim. Olay nasıl gelişti? Daha önce Yüzüncüyıl Üniversitesi Rektörü hakkında davaya imza atan Van Savcı’sı Şemdinli bombalaması sanıklarıyla ilgili hazırladığı iddianamede patlamalarda başta Büyükanıt paşa olmak üzere pek çok üst düzey subayın da parmağı olduğuna ilişkin suçlamalarda bulunup ilgili kişilere çete oluşturmak, bölücülük gibi pek çok suçu isnat etti. Peki bu suçlamalar neye, hangi delile dayanıyor? Sadece ve sadece işadamı olduğu söylenen ve daha önce PKK’ya bağışta bulunduğu iddiasıyla tutuklanan Mehmet Ali Altındağ isimli bir şahsın ifadelerine! Evet, yanlış okumadınız. Bunca gürültünün kopmasına, insanların zihninde bu ülkenin Kara Kuvvetleri Komutanı, geleceğin Genelkurmay Başkanı’yla ilgili bunca şüphenin oluşmasına temel sadece bir şahsın ifadeleri. Yani Taha Akyol’un ifadesiyle ortada “iddia bile yok” (http://www.milliyet.com.tr/2006/03/08/yazar/akyol.html ve ayrıca http://www.milliyet.com.tr/2006/03/08/yazar/bila.html) Tüm bu toz duman içinde Mehmet Ali Altındağ isimli şahsın bu iddialarını daha önce de seslendirdiği, o saman iddialarında Büyükanıt Paşa’nın isminin geçmediği, dönemin Diyarbakır DGM Başsavcısı Nihat Çakar’dan şikayetçi olduğu, Adalet Bakanlığı’nın olay hakkında beş soruşturma açtığı ancak müfettişlerin işlem yapmaya gerek duymadığına dair bilgiler ise yalnızca bir sütunda yer bulabildi (http://www.bugun.com.tr/bugunhaber/yazardetay.asp?id=2027). Bu temelsiz iddiaların gündeme gelmesi ve kafaların bulanmasına en fazla bölücü ve şeriatçı basın sevindi. Şimdiden artık Büyükanıt’ın şaibeli bir isim olduğu Genelkurmay Başkanlığı’na getirilmesinin doğru olmayacağı gibi safsataları sayıklamaya başlayanlar bile çıktı içlerinden (http://www.vakit.com.tr/index.php?sayfa=yazi&yazi=1062, http://www.vakit.com.tr/index.php?sayfa=yazi&yazi=1064). Hele bu aklıevvellerden birinin talebine bir bakın, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa’nın istifasını isteseymiş bir şeycik olmayacakmış (http://www.vakit.com.tr/index.php?sayfa=yazi&yazi=1078). Demek bu ülkede bu işler bu kadar kolay. Demek eline kalemle kağıt geçiren her savcının sunduğu her iddia gereği herkesin istifa ettirilmesi, terfisinin engellenmesi mümkün, adam harcamak bu kadar kolay.Ki bu adamlar yıllar yılı yargıya zerre kadar güvenmediklerini haykırıp duran adamlar! Peki Büyükanıt Paşa’yı diskalifiye ettiniz, yerine geçecek adayı ne yapacaksınız? Onun icabına bakmak için başka bir savcı mı çıkacak? Nereye kadar sürece bu oyun? Bu sürede Silahlı Kuvvetlerimizin ve ülkemizin yitirdikleri ne olacak? Bunlar zaten onların umurlarında değil. Oysa bu pervasızca yazdıkları taleplerini dayandırdıkları olay hakkında AKP Hükümetinin akıl hocalarından Fehmi Koru bile hükümetle Büyükanıt Paşa’nın karşı karşıyaymış gibi gösterilmek istendiğine dair imalarda bulunmuştu (http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2006/mart/07/fkoru.html). Büyükanıt Paşa hakkında daha önce kime ait olduğu bilinmeyen bir takım sitelerde bir takım mesnetsiz iddialarda bulunulmuş olması da kendisi nezdinde Silahlı Kuvvetlere karşı ciddi bir karalama kampanyasının başlatılmış olmasını en güçlü ihtimal kılmakta. Bana kalırsa olay yine dönüp dolaşıp bölge üzerinde bir takım gizli emelleri olan uluslar arası güçlerin bir dezenformasyon kampanyasına dayanıyor, nitekim Güler Kömürcü de Büyükanıt Paşa’nın laiklik ve Türkiye’nin ulusal bütünlüğü konusundaki bilinen hassasiyetinden hareketle benzer bir takım iddiaları dile getirmişti (http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=30900,...arih=07.03.2006). Sonuç olarak ülkemiz üzerinde tezgahlanan oyunlardan bir perde daha izlediğimiz kanaatindeyim. Burada hepimize görev düşüyor. Sabahtan beri konuyla ilgili yorum bıraktığım hiçbir haber sitesi yorumlarımı onaylamadı. Ancak mal bulmuş mağribi misali olaya saldıran Silahlı Kuvvetlerle ve laik, demokratik cumhuriyetle alıp veremediği olanlar her yazdığı yayınlanıyor. Dahası fazla film izlediğinden mi yoksa konu hakkındaki hiçbir haberi okumamışlığından kaynaklanan cahilliğinden mi bilinmez, bir kesim de “Türkiye demokratikleşiyor, bizde de karanlıkların üzerine korkmadan giden bir cesur savcı çıktı” saflığında. Türkiye’de suç işleyen hiç kimsenin yaptığının yanına kâr kalması yanlısı değiliz. Ancak bir o kadar da mesnetsiz suçlamalarla Genelkurmay Başkanlığı gibi kritik derecede öneme sahip makamların adaylarının karalanıp halk nezdinde şaibeli hale getirilmesine karşıyız. Peki bize düşen görev ne? Lütfen herkes bu konularda mümkün olduğunca bilgilensin ve özellikle en kolay iletişim olanağı sağlayan internet yoluyla kitlelerin bu konularda bilgilenmesine yardımcı olsun. Çünkü minareyi çalan kılıfını hazırlıyor, haberler istenildiği gibi süslenerek kitlelere ulaştırılıyor. Tıpkı Paşa’nın bombalama sanığı astsubay hakkında sarf etmiş olduğu “Tanırım, iyi çocuktur, ama bir suç işlemişse cezasını çeker.” sözünün iddianamesinde sadece ilk kısmına yer veren savcı ya da Paşa ile birebir ilişkisini en olduğunu açıklayamayan haberi “PKK'LI SUÇLAMASININ DAYANDIĞI BELGE SAHTEYMİŞ” başlığıyla veren gazete gibi (http://www.yenisafak.com.tr/g02.html, http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2006/mart/08/g02.html).
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.