sardunyam tarafından postalanan herşey
-
SEN BU FORUMUN......
tutmadı, çok sinirlendim bugün uykum kaçtı, burda sakinlemeye çalışıyorum. galiba senin uykun geldi.
-
Benim İçin Ne Yapardın?
haçan geçen hafta hergün mıhlama yapıp yedim, birdaha yaptığımda sanada verebilirim
-
SEN BU FORUMUN......
sedoşsuz kalan benim sen taurussuz kalmışsın işte ben sedoşumu çok özledim, sende muhabbeti sevilenlerindensin
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
sensin o güzel dost çok teşekkür ederim, sen gerçekten özlediklerimdensin tartışmaya, atışmaya, ara sıra kızdırmaya devam... jön sanada çok teşekkür ediyorum, sizleri tanımak gerçekten güzel
-
SEN BU FORUMUN......
he ya ama az maaş veriyor bu forum, başka forumdan daha iyi bir teklif var orayamı gitsem acaba? sende bu forumun bu akşam taurussus kalanısın
-
SEN BU FORUMUN......
se bu forumun bir kaybolup bir gelenisin
-
DANIŞTAY'DA "TÜRBAN" DEHŞETİ... (Danıştay İkinci Dairesi üyelerini 'TÜRBANLI ÖĞRETMENE müdürlük yolunu kapatan karar yüzünden hedef aldığını' söyle..)
Türbandan ya da türbanlıdan çekmiyor bu millet, türbanlının ardından siyaset yapandan, inancı suistimal ederek sözde "özgürlük" peşinde olanlardan çekiyor. İnancını bu gibilerin tekeline bırakanlar ise bu oyunun içinde piyon vazifesi görüyorlar. Kuranda sadece üç yerde geçen ve bir tavsiyeden ibaret olan başörtüsünü dinin olmazsa olmazı sananlar ise ülke rejimini yıkma sevdasında olanların ekmeğine yağ sürüyorlar. Günde beş vakit namaz kılan ve akşamda zina yapan bir insan "Allah bilincini" ne kadar ve nasıl kavramıştır sorusunu soruyorum ya da "Allah" diyerek insanları altadanlar asıl aldananın kendileri olduğunu bilseler bunu bu kadar rahat yapabilirler miydi? Başını örtmek ya da açmakta özgür olmalı herkes. Ama bunu yapmak için, bu ülkede önce dinin birilerinin tekelinde olmadığını anlamak ve anlatmak gerekiyor. Başörtmek ya da örtmemek bir tercih meselesidir, tıpkı ister kot pantolon, isterse kumaş pantolon giyme özgürlüğüne sahip olanlar gibi. Ve en önemlisi İslam'ın doğru öğretilmesi gerekiyor. Bilgisizlik her zaman bela getiriyor. Saygılar
-
Sorgulamalar
Niçin yaşıyorum, niçin arzuluyorum, ve niçin çalışıyorum ? Yaşantımda, kaçınılmaz olan ölümümle yok olmayacak bir anlam var mıdır? Bilimlerden bir grubu bu soruyu önemsemiyordu ama kendisine bundan bağımsız sorulmuş sorulara açık ve kesin cevaplar veriyordu. Bu bilimlerin en zirvesinde de matematik yer alıyordu. Bilimlerin diğer bir grubu ise bu soruyu kabulleniyor ama cevaplayamıyordu. Bunlar teorik bilimlerdi ve en zirvesinde de metafizik vardı. Şunu anlamıştım ki, ben kendime bu soruyu açık ve net olarak sormadığım ve bu soru da içimde kendiliğinden cevap bulmadığı sürece, bilimin bana sunduğu cevapların göstermelik modelleriyle yetinmiş olacaktım. "Her şey gelişiyor, farklılaşıyor, karmaşıklaşıyor ve mükemmelliğe doğru ilerliyor. Bu gelişimin bağlı olduğu bazı yasalar var ve sende bu bütünün bir parçasısın. Mümkün olduğu ölçüde bütünü tanıyarak gelişim yasasını öğrendiğin zaman bu bütünün içindeki yerini ve kendini tanıyacaksın" İnsan yaşamın sorularını çözmeye çalışan bilimlere, yani fizyoloji, psikoloji, biyoloji ve sosyolojiye başvurduğunda, sağlıksız düşüncelerin şaşırtıcı yoksulluğuyla, büyük bir kapalılıkla ve baştan sona haksız soruları çözmek haddini bilmezliğiyle yüz yüze geliyordu. Bu bilimler, yaşamın sorusunu düpedüz bilmezden geliyorlar ve "Sen nesin ve niçin yaşıyorsun sorularına bizim cevabımız yoktur. Biz bununla ilgilenmeyiz. Fakat ışığı, kimyasal bileşimlerin yasalarını, cisimlerin ve biçimlerin kanunlarını, sayılarla kütleler arasındaki ilişkileri ve insan zekasının kanunlarını bilmek istiyorsan, bütün bunlara açık ve net cevaplarımız vardır" diyorlardı. "Bizim yalnızca çok küçük bir zaman diliminde, çok küçük bir parçasını bildiğimiz o bütünün ve insanlığın varlığının anlamı nedir?" Deneysel bilimlerin, içinde nasıl gerçek ve yarı gerçek bilimler varsa, kendi alanlarının dışındaki soruları cevaplandırmaya çalışan bir çok yaygın bilim vardı; Bu alanın yarı bilimleri, yani hukuk ve sosyoloji, insanın sorularını kendi yöntemleriyle cevapladıklarında, kendilerini sanki bütün insanlığın sorusunu cevaplamış gibi kabul ediyorlardı. Kendine "nasıl yaşamalıyım?" sorusunu samimiyetle soran insan, deneysel bilimlerin bu soruya verdiği "sonsuz evrendeki zaman ve birleşme imkanları bakımından sonsuz parçacıkları araştır; sonra kendi hayatını anlayacaksın?" şeklindeki cevapla nasıl tatmin olmuyorsa, aynı insan şu cevapla da yetinmeyecektir: "Başlangıcını ve sonunu hiç bilmediğimiz ve belki de en küçük parçacığını bile tanıyamadığımız insanlığa ait bütün yaşam anlayışlarını araştır, işte o zaman kendi yaşamının anlamını kavrayacaksın!" Filazof isterse fikirleri, zekayı, iradeyi ve hayatın niteliğini kasdetsin, bunun hep bir tek şey olduğunu bilir ana onun niçin var olduğunu bilmez; eğer gerçek bir filazofsa bunu cevaplandırmaya da kalkışmaz... Akıl yoluyla elde edilen bilgi, yaşamın anlamını vermiyor ve yaşamı dışlıyordu. Milyarlarca insanın yaşamına, bütün insanlığın yaşamına verilen anlam ise değersiz, yavan ve sözde bilgilere dayanmaktaydı. İnsanlığın büyük bir bölümü ise, bu anlamı akla dayandırılmamış bilgide görmektedirler. Bu akla dayandırılmamış bilgi ise inançtır; Biliyordum ki akla dayalı bilgi yolunu izlediğimde yaşamı inkardan başka bir şey bulamayacaktım... Tolstoy'un İtiraflarım adlı kitabından alıntıdır... Yaşamına ortadoks bir hristiyan olarak başlayan, sonrasında ateistliğin evrelerinden ve sorgularından geçen bu ünlü düşünür, nihayetinde bütün dinleri araştırmış ve sonuç olarak insanlığın kendisine sorduğu en önemli sorunun cevabını yani "yaşam nedir"in cevabını en net biçimde inançta bulmuş. Yani akla dayandırılan bilimlerin reddettiği sorunun cevabı insan aklına dayalı olmayan bir bilgide bulunuyor; yani, İnançta... İnanç insan hayatının anlamını ve insanın mutluluğunun kaynağını gösteriyor. İnançsız bir insan için yaşam gibi ölümde anlamsız ve huzursuz edici. Oysa inanan için ölüm var oluş sebebine kavuşmaktır. Saygılar
-
einstein sorusu insanların sadece %1 i çözebiliyomuş
ay gloria hani bir laf varya "dumura uğradım" ben aynen öyle oldum, birde san ki 2x2=4 'ü anlatır gibi anlatmış, zaten biz biliyorduk, ama sen zahmet etmişsin diye bilmezden geldiydik şaka şaka gerçekten tebrikler, ama ben seni ilk gördüğüm yerde bunun açıklamasını daha detaylı isterim ona göre, bidanecik gloria
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
rica ederim arkadaşlar, gönül isterki gerçeklerini verelim ama sanal ortamda ancak resimle oluyor ne yapalım. Sizleri seviyorum,
-
Benim İçin Ne Yapardın?
sörf yaparken arkadan yaklaşan köpekbalığı na tekme atabillerdim
-
SEN BU FORUMUN......
ssen de öylesin ve iyiki varsın dediklerimdensin
-
SEN BU FORUMUN......
anam nolmuş bunlara Osmanlıca ya dönmüşler sizi gidi, fikr-i hoppalalar sizi
-
Benim İçin Ne Yapardın?
komikler sizi bende jöne halkadaki kız gibi saçlarımı yüzüme döküp böööö yapayım bari jön galiba telefonun çalıyooooo
-
Üstündekinin ihtiyacı...
seninde maraş dondurması yemeye ihtiyacın var galiba;
-
Türk Telekomda Dinleme Şüphesi
Türk Telekom’da çalışan ve bazı kişilerin telefon kayıtlarını isteyen 9 İngiliz’in, istihbarat birimince sorgulandığı iddiası Ankara’ya bomba gibi düştü. Ayrıca Ankara bu kişilerin, istihbarat birimlerince sorgulandığı iddiası ile çalkalanıyor Ulaştırma Bakanlığı “Hassas birimlerde yabancı personel istemem” uyarısı yapmıştı. Ermeni destekçilerinin elinde özelleŞtİrme kapsamında yüzde 55’lik bölümü Ermeni destekçisi Hariri ailesine ait Oger Telekom şirketine satılan Türk Telekom’da geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız bir operasyon gerçekleştirildiği iddia edildi. Ankara’yı sarsan duyumlara göre, şirkette çalışan 9 İngiliz danışman, istihbarat birimlerince sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı. Sınırdışı edilmeleri bekleniyor DuyulmamasIna özen gösterilen dinleme operasyonunda, tele kulakçıların faturalama birimlerine giderek, Türkiye’de bazı kişilerin yaptıkları görüşmelerin kayıtlarını, numaralarını, gelen aramaların listesini istediği ileri sürüldü. Türk istihbaratçıları tarafından faaliyetleri tek tek belgelenen bu kişilerden derhal Türkiye’yi terk etmeleri de istenmiş. Ancak şahısların halen Türkiye’de olduğu bildiriliyor... TELEKOM’da dinleme ŞÜPHESİ Ankara, Türk Telekom’da çalışan ve bazı kişilerin telefon kayıtlarını isteyen 9 İngiliz’in, istihbarat birimlerince sorgulandığı iddiası ile çalkalanıyor Geçtiğimiz yıl özelleştirilen ve İngilizlerin ağırlıkta olduğu bir yönetimin atandığı Türk Telekom’da iddialara göre son bir kaç gündür ilginç olaylar yaşanıyor. Türk Telekom’da çalışan 9 İngiliz danışmanın, ilgili istihbarat birimlerince geçen hafta sorgulandıktan sonra serbest bırakıldığı belirtildi. İlgili istihbarat birimlerinin sorgulama nedeninin, 8 kişinin faturalama birimlerine giderek, Türkiye’de bazı kişilerin yaptıkları görüşmelerin kayıtlarını, numaralarını, gelen aramalarının listesini istemesi olarak gösteriliyor. Sorgulamada bu kişilere yaptıkları faaliyetlerin tek tek anlatıldığı ve Türkiye’yi terk etmelerinin istendiği vurgulanıyor. Terk etmemeleri durumunda ise Türkiye ve İngiltere ilişkilerinin zarar göreceği dile getiriliyor. Bu faaliyetin telefon dinleme faaliyetinin başlangıcı olduğuna dikkat çekilirken, sorgulanan İngilizler’in Türkiye’yi terk etmemekte ısrar ettikleri ve halen ülkemizde bulundukları ifade edildi. Yabancı personel İddilara göre 8 kişinin dışında bir İngiliz de sorgulandı. Bu kişinin de, Telekom bünyesinde oluşturulacak güvenlik biriminin başına MI6’dan bir kadını getirmeye çalışması üzerine gözaltına alındığı kaydedildi. Sorgulamada, İngiliz istihbaratına adına çalışan bu kişinin kesinlikle Türkiye’ye getirilmemesinin istendiği belirtildi. Sorgulanan kişiye de Türkiye’yi terk etmesi söylendi. Ancak bu İngilizin de Türkiye’yi terk etmemekte ısrar ettiği gelen bilgiler arasında. Telekom’da İngiliz istihbaratının ağırlığının arttığı da kurumla ilgili iddialar arısında. Buna göre Telekom’un hassas bölgelerinde çalışan Türk personelinin işlerinden uzaklaştırıldıkları, yerlerine İngiliz personel ve yöneticilerin getirildiği belirtiliyor. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı da, yabancı personel çalıştırılmaması yönünde Telekom Genel Müdürü’ne mektup yazdığını açıklamıştı. İşte OGER hakkındaki iddilar Türk Telekom’un yüzde 55 hissesi blok satış yöntemiyle 6.55 milyar dolarla Oger Telecom verilmişti. Saudi Oger adlı bir Arap şirketinin arkasında İngiliz Gizli servisi MI-6’nın olduğu savunul-muştu. Şirketin kurucusu Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri’nin, Ortadoğu’da İngilizlere en yakın isimlerden biri olduğu ve şirketin mali kaynağını Araplar sağladığı ifade edilirken,teknik elemanlar, danışmanlar ve üst düzey yöneticilerin büyük çoğunluğunun İngiliz olduğu iddia edilmişti. Lübnan asıllı Suudi sermayeli şirketin İsrail’le de bağlantıları olduğu belirtiliyor. İddialara göre şirket İsrail’in Lübnan Hizbullah’ı dinlemesine yardımcı oluyor Kyn:Yeniçağ
-
Kaç kişiyiz biz!
Yok henüz cd'sini almadım, kendisi ne tür söylüyor... dinlemiyorum ama serde Kasımpaşalılık yoksa da İstanbul'luluk var ondan olsa gerek... Bu böyle biline
-
en korkunç filim hangisi?
Diğerleri, halka en çok gerildiğim filmlerdi. Halkada enteresan bir şey olmuştu, filmi izleyenlerin telefonunun çaldığı anda benim telefonumda çalmıştı, resmen zıplamıştım
-
sizi hangi filmler ağlattı?(anket)
Babam ve oğlumu üç defa izledim ve her defasında ağladım, yeşil yolda da ağlamıştım, bilenler bilir ben çabuk ağlarım
-
en iyi üç film?
Hayalet, Yeşil Yol, Dünyalar Savaşı bunlar yabancı Babam ve Oğlum, Eşkıya, Al Yazmalım Selvi Boylum bunlarda yerli... Aslında üçten fazladır sevdiğim filmler ama üç dediler üç yazdık
-
EN İYİ FİLM MÜZİKLERİ...........
Demi More ve Patrick Shuvaze'ın oynadıkları Ghost filminin müziği benim favorim
-
En iyi aktör ve aktristler
ya bir değil bir kaç tane var. Tom Hanks, Robert de Niro, Nick Nolte, Jon Travolta, Tom Cruıse, Ayhan Işık Nicole Kidman, Jodie Foster, Angelina Jolie, Türkan Şoray, Fatma Girik, Charlize Theron benimkiler yerli yabancı karışık oldu, idare ediverin garii...
-
NASIL ÖLMEK İSTERSİNİZ...?
nasıl ölmek istediğimi bilemiycem ama nasıl ölmek istemediğimi biliyorum, yanarak ALLAH korusun
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
kankisiyle atışmalarını
-
Üstündekinin ihtiyacı...
dinlenmeye