- 
	
 - 
	
		
		ateş
		
		Od. Ocak manasında. Işık saçan şey, ışık saçan nokta. Kızgınlık, coşkunluk, hararet, ihtiras manasında. Tüfek veya toptan atış.
 - 
	
		
		atasözü
		
		İbretamiz mazmunlu kısa kelam, ifade.
 - 
	
		
		atamak
		
		Tayin etmek: Herhangi bir vazifeye, işe koymak, muayyen iş, vazife tapşırmak.
 - 
	
		
		atak
		
		Yiğit, şecaatli, reşadetli, korkmaz, mert. Zeyrek, becerikli, dilaver. Hücum.
 - 
	
		
		ata
		
		Evladı olan kişi, dede. Bir nazariyenin, meselenin vs. banisi; rehber, yol gösteren. Himayeci, terbiye veren, yetiştirip büyüten. Yaşlı ve hürmetli kişiye hitap.
 - 
	
		
		at
		
		Koşulan ve binilen ev hayvanı. Uşakların at gibi bindikleri ağaç vs. Şahmatta file beraber figür.
 - 
	
		
		aşmak
		
		Bir şeyin üzerinden atılıp geçmek, hündür bir şeyin üstüne çıkıp öbür tarafına inmek, düşmek, hoppanmak. Geçmek, düşmek, çıkmak. Ötmek, atlamak, geçmek. Çevrilmek, yıkılmak. Temin olunmak, düzelmek, amele gelmek.
 - 
	
		
		aşk
		
		Sevgi, muhabbet, sevda, büyük istek hissi, sonsuz bağlılık. Şiddetli arzu, heves, meyil, istek.
 - 
	
		
		aşiret
		
		Bir asıldan türeyip birlikte yaşayan ve göçeri (bedevi) hayat süren aileler toplusu; kabile, oymak.
 - 
	
		
		aşina
		
		Malumatlı, vakıf, tanış, haberdar, belet. Dost, yakın yoldaş.
 - 
	
		
		aşikâr
		
		Açık, aydın, göz kabağında olan, malum. Açık, aydın, gizletmeden. Hakikat.
 - 
	
		
		aşırı
		
		İfrat, hadden artık. Bir sıra sözlerle birleştirilerek, bir şeyin öbür tayında, o yanında, o yüzünde olan manasında sıfat düzeltilir. Bazı isimlerle birleştirilerek muayyen vakitte tekrar eden, muayyen fasıla ile olan, bir gün ötüp öbür gün icra edilen manasında mürekkep sıfat, ya zarf düzeltilir.
 - 
	
		
		aşınmak
		
		Kimyevi usulle, yahut sürtülüp oyulmak neticesinde çukurlanmak, nakış açılmak. Çok sürtülmekten oyulup çukurlanmak, yahut külek vs. tesiri ile üstünden çıkıntılar vs. silinip gitmek, yok olmak.
 - 
	
		
		âşık
		
		Halk hanendesi, hem çalan hem de söz koşan el sanatkârı. Birisine muhabbet bağlamış, vurulmuş, bent olmuş adam; vurgun. Meftun, vurulmuş, alude.
 - 
	
		
		aşık
		
		Diz kapaklarından çıkan oynak sümüğü. Takalak, gargara, sap sarınan balaca tahta. Tüfeğin çakmağı ile ayağı arasındaki mesafe.
 
Buzulkuşu
				Φ Üyeler
			
		- 
				
Katılım
 - 
					
Son Ziyaret