Zıplanacak içerik

Siyah_Beyaz

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Siyah_Beyaz tarafından postalanan herşey

  1. . . . Gençler gençliğini yaşayacak GÜÇLÜ, EŞİT, ÖZGÜR GENÇLER • Tüm gençleri güçlendirecek, eşitlik ve insan haklarına saygı ilkeleri çerçevesinde seçeneklerini artıracağız. Gençler gençliklerini yaşayacak! • Gençlerimiz için fırsat eşitliğini destekleyecek, her türlü ayrımcılıkla mücadele edeceğiz. • Gençler üzerindeki her türlü baskıya son vereceğiz. • Askerlik süresini önce 9 aya, aşamalı olarak da 6 aya indireceğiz. Üniversite öğrencilerinin, askerlik hizmetini yaz tatillerinde ikişer veya üçer aylık dönemlere bölerek yapmalarını sağlayacağız. Böylece gençlerimizin en verimli çağlarında hayattan kopmasını engelleyeceğiz. GÖRÜLMEYEN GENÇLERİ GÖRECEĞİZ • "Görülmeyen gençleri" görecek, sadece öğrencileri değil, çalışan, işsiz, evde oturan tüm gençlerimizi göz önüne alan gençlik politikaları geliştireceğiz. • Bu amaçla, ev kızları, çalışarak okuyan gençler, engelli gençler gibi özel genç grupları için ek önlemler geliştirecek, tek bir gencimizi bile göz ardı etmeyeceğiz. • İki milyondan fazla ev kızımızın dışarıya açılması amacıyla bu kızlarımıza kadın öğretmenler yoluyla ulaşacak, telafi eğitimi ve uzaktan eğitim programlarına katılmalarını ve bir araya gelmelerini destekleyeceğiz. GENÇ TÜRKİYE POLİTİKASI • Bütünlüklü, çok boyutlu ve sektörler arası işbirliğine dayalı Genç Türkiye Politikası'nı hayata geçireceğiz. Gençlik konusunu her politika alanında gözeteceğiz. • Çerçeve Gençlik Yasası'nı oluşturulacak, Genç Türkiye Politikası'nda belirlenen hizmet ve uygulamaları yasal garanti altına alacağız. • Gençlik Eylem Planı'nı hızla hayata geçirecek, gençlik politikalarının Türkiye'nin her köşesine ulaşacağının garantisi olacağız. • Genç Türkiye Politikası'nın yürütülmesi için merkezi devlet organları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler arasında bir eşgüdüm platformu olarak çalışacak olan Gençlik Politikaları Eşgüdüm Kurumu'nu (GENÇ-KUR) kuracağız. • GENÇ-KUR bünyesinde merkezi bütçeden gelen kaynaklarla bir Gençlik Bütçesi oluşturacağız. • TBMM'de bir Gençlik İhtisas Komisyonu kurarak, gençlik haklarını savunmak için kurumsal bir odak yaratacağız • Üniversitelerde lisans ve lisans üstü programlar sunan "Gençlik Çalışmaları" bölümleri ve araştırma enstitülerinin kurulmasını teşvik edeceğiz. • Gençlik STK'larının kapasite ve olanaklarını güçlendirecek, gençlerin STK'lara katılımını teşvik edeceğiz. Gençlik STK'larının projelerini kaynak açısından destekleyeceğiz. KATILIMCI GENÇLİK • Gençler, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin güvencesi oldukları kadar bugünün ortaklarıdır. CHP iktidarında gençler karar verme süreçlerine bizzat katılacaktır. • Anayasa'nın gençlikle ilgili tek maddesi olan 58. maddesini değiştirerek, gençliğin korunması ve kollanması gereken bir grup olarak görülmesine son verecek, onları toplumsal yaşamın her alanında eşit ortaklar olarak göreceğiz. • Gençlerle yola çıkacağız. Genç kuşağın, özellikle genç kadınların, siyasete, eğitime, istihdama ve toplumun her alanına katılımını artırmak en önemli hedefimizdir. • İçinde bulunduğumuz bilgi çağında, gençlerin bilişim teknolojilerine erişimine özel önem vereceğiz. Her gence internet erişimi ve bilgisayar sağlayacağız. GENÇLER İÇİN GENİŞLETİLMİŞ OLANAKLAR • Gençlik İndirimi uygulamasıyla gençlerin toplu ulaşım olanaklarından, kültür, sanat ve spor etkinliklerinden, mağaza ve restoranlardan indirimli olarak yararlanabilmelerini sağlayacağız. • Yerel yönetimlerin de katkılarıyla, genç kadınlar başta olmak üzere tüm gençlerin sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmelerini sağlayacağız. • Kent merkezlerinde tüm gençlere açık olacak ve her kesime hizmet edecek, hoşgörülü, farklılıkları bir değer olarak gören, dünyaya açık bir gençliğin buluşacağı Gençlik Evleri'ni kuracağız. • Gençlerin üretkenliklerini geliştirmek, ilgi alanlarını çeşitlendirmek ve bağımsızlıklarını kazanmalarına katkıda bulunmak amacıyla gönüllü gençlik çalışmalarına hız vereceğiz. HAREKETLİ GENÇLİK • Gençlerin farklı kültürler, çevreler ve dünya görüşleriyle tanışmaları için Hareketli Gençlik girişimini başlatacağız. • Bu kapsamda iller ve ülkeler arası gençlik değişim programlarını yaygınlaştıracak ve her kesimden tüm gençlere ulaşmasını sağlamak için kamu desteği sunacağız. • İller arası gençlik değişim programlarında, ülkemizin farklı bölgelerinin kültür ve gelenekleri ile gençleri kaynaştırmak amacıyla gençleri, özellikle de genç kadınların, farklı illerde yaşayan gençlerle ve aileleriyle buluşturacağız. • Uluslararası gençlik değişim programları kapsamında özellikle AB ülkelerindeki lise ve üniversitelerle bağlantıları güçlendirecek, her kesimden tüm gençlerin bu programlardan yararlanmasını sağlayacağız. • Gençlerimizin yaz tatillerinde zaman ve enerjilerini faydalı bir şekilde değerlendirmeleri, kendi yetenek ve eğilimlerini keşfetmeleri amacıyla gençlik yaz okulları düzenleyeceğiz.
  2. . . . Kadınlar güçlenecek KADINLARIN ŞİDDETE UĞRAMADAN YAŞAYACAĞI BİR TÜRKİYE • Kadına yönelik şiddeti önlemek, şiddete uğrayanları korumak ve tekrar şiddete uğramayacakları bir yaşam kurmalarını sağlamak için çalışacağız. • Kadına yönelik şiddetle mücadele amaçlı hizmetler için yerel ve ulusal bütçelerden yeterli ödenek ayıracağız. • Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi bir kamu politikası olarak benimseyecek ve sosyal politikalarımızı ve devlet kurumlarını bu doğrultuda yapılandıracağız. • Ücretsiz danışmanlık, psikolojik destek ve yasal yardım veren danışma merkezleri oluşturacağız. • Her yıl en az 5 yeni kadın sığınma evi açacağız. • Sadece töre değil namus cinayetlerinin de en ağır şekilde cezalandırılması için Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yapacak, Güldünya Yasası'nı çıkaracağız. • Şiddete uğrayanlara sunulan hizmet sistemlerini yeniden düzenleyecek, bu hizmetlerde çalışanların eğitim eksiğini özel programlarla tamamlayacağız. • Eşitlik Çerçeve Kanunu'nu çıkaracağız. • Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu değil Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu kuracağız. • Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi başta olmak üzere kadın hakları alanında taraf olduğumuz tüm uluslararası sözleşmelerin, toplumsal yaşama ve hukuk sistemimize yansıtılmasını sağlayacağız. KOCANIN, BABANIN, KOMŞUNUN DEĞİL SOSYAL DEVLETİN GÜVENCESİ • Başta eğitim ve sağlık olmak üzere bütün temel hizmetlerden ve yurttaşlık haklarından eşit ve eksiksiz yararlanabildiğimiz, kadını ve erkeği eşit bir Türkiye sözü veriyoruz. • Kendi sigortası olmayan her kadına sağlık güvencesi sağlayacağız. • Aile planlaması konusunda kadınlara tam destek vereceğiz. • Hamilelikte, doğumda ve loğusalıkta kadınlara tüm sağlık hizmetlerini, beslenme ve ilaç desteğini bedelsiz sunacağız. • Kadın-erkek eşitliği için her alanda fırsat eşitliğine öncelik vereceğiz; pozitif ayrımcılık ilkesini yaşama geçireceğiz. • Kadınların çalışmasını önleyen, eve bağlayan ve sosyal güvencesi olmayan bakım anlayışına son vereceğiz. EĞİTİMDE KIZ ÇOCUKLARI VE KADINLARA TAM DESTEK • Kız çocuklarının eğitim olanaklarından tam yararlanabileceği bir eğitim sistemi oluşturacağız. Aileleri bu amaçla destekleyeceğiz. • Eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmış her kadına eğitimini tamamlaması için yaz okulları, akşam okulları, meslek kursları ve açık öğretim gibi olanaklar yaratacağız. • Kadınlara mesleki eğitimde öncelik tanıyacağız. • Üniversiteli genç kızlarımıza yurt olanağı sağlayacağız. • Burslarda, parasız yatılı okullarda kız çocuklara kota ve kontenjan artırımı uygulayacağız. • Her semtte Halk Eğitim Merkezi ya da Çok Amaçlı Toplum Merkezi kurarak, kadınların becerilerini artıracak, iş bulma imkanlarını geliştireceğiz. KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ SAĞLANANA KADAR KADIN KOTASI OLACAK • Seçim ve atamayla gelinen her görev için kadın erkek eşitliğini sağlayacak kota ve pozitif ayrımcılık uygulayacağız. • Kadınları siyasete katılmaya, aday olmaya özendireceğiz. • Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nu değiştirecek, kotayı yasalaştıracağız. • Siyasi partilerin kadın kollarını güçlendireceğiz. HER ÇOCUĞA KREŞ • Öncelikle çalışan kadınların, memur ve emekçilerin çocukları için, sosyal gelişme açısından yetersiz yerlerde, ailelerin de katılımıyla işletilen ücretsiz veya devlet katkılı çocuk yuvaları ve anaokulları açacağız Çocukların oyun hakkı olacak ÇOCUK MERKEZLERİ • Anneler ve çocuklar için gerek doğum öncesinde gerekse sonrasında mümkün olan en iyi insani şartların sağlanmasını hedefleyen Çocuk Merkezleri'ni kuracağız. • Bu merkezlerde doğum öncesi ve sonrasında temel sağlık ve bakım hizmetlerini ücretsiz olarak her vatandaşa ulaştıracağız. • Doğumda aileye katkı olarak yarım altın ve bebekler için bez ve mama yardımı sağlayacağız. • Anne adaylarına "gebelik rehberliği", "ebeveynlik rehberliği", sağlık, beslenme, annelik eğitimi ve sosyal ve kültürel gelişim için hizmetler sunacağız. • Ebeveynlik Rehberliği programlarına babaların da katılımını teşvik edeceğiz. • "Her çocuğa temel sağlık desteği" hedefimiz doğrultusunda, bu merkezlerde her çocuğun doğumda ve doğum sonrasında ücretsiz sağlık kontrolünü sağlayacağız. Böylelikle aşılama oranını %100'e ulaştıracak, beslenme ve gelişim konusundaki cinsiyet eşitsizliklerinin ve bölgesel eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasını sağlayacağız. • Çocukların sosyal, bilişsel ve duygusal gelişimi için büyük önemi olan oyuncaklar ve oyun alanları bu merkezlerin önemli bir parçası olacak. HER ÇOCUĞA ÜCRETSİZ NİTELİKLİ EĞİTİM • Erken çocukluk gelişiminin en önemli bileşeni olan okul öncesi eğitime ülke genelinde tüm çocukların ulaşımını sağlayacağız. • Okullarda katkı payı uygulamasını kaldıracağız. • Eğitim hizmetlerini nitelik ve nicelik açısından iyileştireceğiz. Okullarda oyun ve spor alanları, bahçeler, sınıflar ve kültürel etkinlik alanlarını çocukların ihtiyaçlarına göre tasarlayacak ve uygulayacağız. • Eğitim kurumlarını engelli çocuklara hizmet sunabilecek altyapısal düzenlemelere tabi tutacak, engelli çocukların eğitim kurumlarına ulaşmalarını sağlayacağız. Eğitimcilerin engelli çocuklar konusunda özel eğitim almasını sağlayacağız. • Eğitim hizmetlerinin tam gün ve ücretsiz olmasını sağlayacağız. Sadece derslikte eğitim ile değil, okul sonrası etüt saatleri, sosyal, kültürel ve fiziksel etkinliklerle okulu çocuklar için bir cazibe merkezi haline getireceğiz. • Çocuklara okulda her öğlen bir öğünün yanı sıra süt ve meyve gibi temel gıdalar sunacağız. HER ÇOCUĞA BEDAVA VE KALİTELİ SAĞLIK HİZMETİ • Anne ve çocuk sağlığında gelişme hedefimiz doğrultusunda kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanelerinin sayısını ve bu kurumlarda verilen hizmet kalitesini artıracağız. • Türkiye genelinde sadece büyük kentlerde bulunan çocuk hastanelerini her ilimizde açacağız. • Hamile, bebek ve çocuklara nitelikli sağlık hizmetini karşılıksız sunacağız. Ekonomik olarak az gelişmiş bölgelerimizde ve kırsal kesimde bebekler ve çocuklar için sunulan ücretsiz hizmeti daha nitelikli hale getireceğiz. • Anne ve bebek sağlığı ile ilgili yoğun bilgilendirme kampanyalarını hayata geçireceğiz. ÇOCUK MERKEZLİ HİZMETLER • Ailelere insanca yaşamaya yeterli gelir sağlanmasıyla çocuk işçiliğinin önüne geçeceğiz. • Çocukların fiziksel, duygusal ve düşünsel gelişimlerini tamamlayabilmeleri amacıyla fiziksel ve sosyal yatırımlar yapacağız. • Şehirlerimizi çocukların öncelik ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak düzenleyeceğiz. Çocukların hizmet aldıkları hastane, okul gibi tüm birimlerin mekânsal düzenlemesini gözden geçirecek ve iyileştireceğiz. ÇOCUKLAR İÇİN SOSYAL DEVLET • Özellikle daha az fırsata sahip çocuklarımıza odaklanacak ve çocukların ulaştıkları beslenme, sağlık ve eğitim hizmetlerini çocuk hakları çerçevesinde ele alacağız. • Çocukların hem erken yaşlarında hem de yetişkinliklerinde hayatlarını etkileyen toplumsal cinsiyet konusunda eşitsizliklere yönelik politikalar geliştireceğiz. • Beslenme, sağlık, eğitim, duygusal, bilişsel ve sosyal gelişim hedeflerini içeren "yaşamsal çocuk hizmetleri"ni her çocuk için ulaşılabilir kılacağız. • Çocuk hakları konusunda toplumda farkındalığı artıracağız. Çocuk haklarını temel alan çocuk politikasını, uluslararası sözleşmeleri de dikkate alarak, hayata geçireceğiz. • Çocuğu birey olarak görecek, bağımlılığını değil güçlenmesini amaçlayacağız. "Çocuğun yüksek çıkarı"nın tüm sosyal politika uygulamalarında öncelikli hale getireceğiz. • Çocuk politikalarının uygulanmasını mümkün kılacak "Çocuk Bütçesi"ni oluşturacak, çocuklara ilişkin uygulamalardaki gerek Türkiye genelindeki eksiklikler gerek bölgeler arası farklılıkları takip edilebilir ve gerçekçi bir yapıya kavuşturacağız.
  3. . . . Daha çok iş, daha çok sosyal güvence, daha adil paylaşım • Yaşama hakkının ayrılmaz parçası olan çalışma hakkının adil ve elverişli koşullarda, insanca yaşama olanağı sağlayacak bir ücret karşılığında gerçekleşmesini sağlayacağız. • Asgari ücreti, çalışanın insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmesini sağlayacak düzeyde belirleyeceğiz. • Çalışma hayatına ilişkin düzenlemeleri Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) emek ve emek haklarını koruyan sözleşmelerine ve Avrupa Birliği (AB) müktesebatına uyumlu olacak şekilde evrensel kurallar çerçevesinde yapacağız. • Dul ve yetimlerin güvencesi olan "asgari aylık" uygulamasını tekrar yürürlüğe koyacağız. HERKES İÇİN SENDİKAL HAKLAR • Hak ve çıkarlarını sendikaları aracılığıyla savunmak isteyen her yurttaşımızın bu temel hakkını karşılayacak ve güvence altına alacak yasal düzenlemeleri yapacağız. • Sendikaya üyelik hakkı, toplu sözleşme hakkı ve grev hakkını hiçbir kısıtlama ve müdahaleye fırsat vermeyecek şekilde bütün çalışanlara tanıyacağız. • İşçi, kamu çalışanı ve her kesimden çalışanların kurduğu sendikaların üst kuruluşlarda ortak örgütlenmelerini özendirecek düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. • Sendikaları, başta siyasi otorite olmak üzere, her türlü gücün karışmasına karşı koruyacağız. • Sendikalı işçi, kamu görevlisi, işyeri sendika temsilcisi ve sendika yöneticilerinin çalışma hakkı ve çalışma koşullarını mutlak güvence altına alacağız. • Sendikaların yönetim ve işleyişine üye iradesinin doğrudan ve etkin olarak yansıyacağı bir yapılanma sağlayacağız. • Noteri, işçi ve sendika arasındaki ilişkinin düzenleyicisi olmaktan çıkaracağız. İşçi sendikalarına üyeliği, işçinin özgür iradesinin yansıyacağı yöntemlere dayandıracağız. • Toplu sözleşme sürecinde % 10 işkolu barajını sendikalar için engel oluşturmaktan çıkaracak, etkin işleyen ve her türlü baskıdan uzak bir yetki sistemi kuracağız. • Grev hakkının özünü zedeleyen ve bu hakkın kullanılmasını fiilen engelleyen düzenlemeleri kaldıracağız. • Grevi sadece toplu sözleşme sürecinde uygulanabilecek bir hak olmaktan çıkaracak; genel grev, hak grevi ve dayanışma grevini yasallaştıracağız. KAMUDA TAŞERONLAŞMAYA VE GÜVENCESİZ ÇALIŞMAYA SON • Kamu hizmetlerinin tam zamanlı, iş güvenceli, kadrolu işçi ve memurlar tarafından görülmesi ilkesini benimseyeceğiz. • "Eşit değerde işe eşit temel ücret" uygulamasını hayata geçirecek, kamu çalışanları arasındaki ücret adaletsizliklerini gidereceğiz. • Kamuda taşeron işçiliği, sözleşmeli personel (4/B) ve geçici personel (4/C) gibi uygulamalara son vereceğiz. Bu personeli memur ve işçi Kadrolarına geçireceğiz • Başta sağlık hizmetleri olmak üzere, yerel yönetimlerde, KİT'lerde, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında taşeron işçiliğine son vereceğiz. Taşeron işçileri ILO normlarına göre kadrolu olarak çalıştıracağız. • Ücretli çalışanların farklı statülerde istihdamından dolayı hak ve özgürlüklerinde ayrımcılık yapılması uygulamasına son vereceğiz. • Kamudaki öğretmen açığını kapatmak için atama bekleyen öğretmenlerin atamalarını bir an önce gerçekleştireceğiz. Tüm sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçireceğiz. • Kayıt dışı istihdam sorununu, kayıt dışılığı özendiren aşırı yükleri azaltarak, kayıt içine girmeyi teşvik ederek ve denetime ağırlık vererek çözeceğiz. • Kamu personelinin seçiminde ve yükseltilmesinde etik değerlerin yüksekliği ve mesleki yetkinliği temel ölçüt alacak, dil, din, mezhep, etnik köken ve cinsiyet ayrımcılığına son vereceğiz. • Kamu personel yönetiminde aile birliği ilkesini esas alacağız. YAŞAM BOYU ÖĞRENME, VASIFLI İŞGÜCÜ • Etkili bir işgücü planlamasını uygulamaya koyacağız. • Eğitim ve işgücü politikaları arasındaki bağlantıları güçlendirecek, işgücü piyasası tarafından talep edilen niteliklere sahip insan yetiştirilmesini esas alacağız. • İşgücü donanımını artırmak amacıyla, aktif istihdam ve mesleki eğitim politikaları geliştireceğiz. • İş gücünün, üretim sürecinde eğitimine ve yeni beceriler edinmesine yönelik "yeniden beceri kazandırma" "yaşam boyu öğrenme" ve "işbaşında eğitim" gibi faaliyetlere yaygınlık ve etkinlik kazandıracağız. • İşini kaybedenlerle, genç ve kadın işsizlere yeni beceriler kazandıracak kısa süreli eğitim programları uygulayacağız. • İş-Kur ile sanayi kesimi işbirliğinde Türkiye genelinde vasıfsız işçilerin becerilerini arttırmaya dönük uzun vadeli bir eğitim programı uygulayacağız. Programı imalat sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin mevcut iç eğitim modülleri ile destekleyeceğiz. • Program kapsamında 500-750 bin işsiz yurttaşımızı kademeli olarak 9-12 aylık eğitim programlarına yerleştireceğiz. Bu yurttaşlarımıza eğitim süresince asgari ücret tutarında ödeme sağlayacağız. GÜÇLÜ EĞİTİM-İSTİHDAM BAĞLANTISI, MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNE SİGORTA • Teknik meslek liselerinde ve meslek yüksek okullarında okuyan gençleri tam zamanlı sigortalı sayacak, primlerin bu okulların bütçelerine konulan ödenek ile karşılanması yoluyla mesleki teknik eğitim özendireceğiz. • Her ilde ve ülke çapında ihtiyaç olan mesleklere yönelik düzenli analizler yaparak Türkiye'nin istihdam haritasını çıkaracak, mesleki eğitimi bu haritaya göre şekillendireceğiz. • Mesleki Eğitimde sosyal diyalogu güçlendireceğiz. Bu amaçla sosyal paydaşların eğitime ilişkin kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi için gerekli düzenlemeleri yapacağız. • Sosyal diyalogun kurulması çerçevesinde oluşturulan bölgesel düzeydeki "İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları" yanında ulusal düzeyde "İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu"; sektörel düzeyde "Sektörel İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları" ve okul düzeyinde de "Okul-Sanayi Danışma Kurulları"nı oluşturacağız. • Organize sanayi bölgelerinde yatılı mesleki eğitim birimleri oluşturacağız. Organize sanayi bölgelerini mesleki eğitim kampüsleri haline getireceğiz. • Mevcut Mesleki Eğitim Merkezleri'ni, yaşam boyu eğitim anlayışına uygun olarak, her yaştan insanımıza beceri kazandırma doğrultusunda yeniden yapılandıracağız. HERKES İÇİN DAHA İYİ ÇALIŞMA KOŞULLARI • "Temel İş Yasası"nı çıkaracak, iş yasası kapsamı dışında işçi bırakmayacağız. • İşçilerin aşırı sürelerde çalıştırılmalarına izin vermeyeceğiz. Yurttaşlarımızın yaşamaya daha çok zaman bulmasını sağlayacağız. • İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili mevzuatı, sosyal tarafların aktif katılımı ile tüm işyerlerini ve tüm çalışanları kapsayacak biçimde üzenleyeceğiz. • Tersaneler, madenler ve inşaatları ölüm tuzağı olmaktan çıkaracak, iş kazalarında ölümü kader olarak algılayan anlayışa son vereceğiz.
  4. . . . Aile Sigortası YOKSULLUKLA KURUMSAL VE ETKİN MÜCADELE • Aile Sigortası ile: - Güvencesiz yurttaş ve yoksul aile kalmayacak - Yoksulluk bitecek - Çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız, engellilerimiz korunacak ve güçlenecek - Eğitim ve sağlık hizmetlerine herkes ulaşacak - Toplumsal dayanışma ve uyum gelişecek - İstihdamda kayıt dışılık azalacak - Birey ve demokrasi güçlenecek • Öncelikli olarak bir yoksulluk envanteri hazırlayacak ve sosyal destekleri gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. • Asgari seviyenin altında geliri olan her haneye yoksulluk durumuna göre "aile sigortası" ödemesi yapacağız. Bu ödeme, ayda 600 TL'nin altında olmayacak, ailede bakılan yaşlı ve engelli sayısına bağlı olarak ayda 1.250 TL ye kadar çıkabilecek. • Yurttaşlarımızın yoksulluğunu teşhir etmeyecek, yoksulluğu siyasi istismara alet ettirmeyeceğiz. MİNNET TOPLUMUNA SON! • Yurttaşlarımıza seçme özgürlüğü sağlamak için nakit destek sunacağız. • Desteklerin sağlanmasında yaygınlaşmış olan gelişigüzel ve kayırmacı uygulamaları, yüksek ve usulsüz harcamalar dahil olmak üzere tüm yolsuzlukları önleyeceğiz. • Kurumsal karmaşayı ortadan kaldırıp kaynaklarımızı etkin, ekonomik ve verimli kullanacağız. İhtiyaç sahiplerinin başvuracağı tek adres Aile Sigortası Kurumu (AS-KUR) olacak. HİÇBİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRMEYECEK • Aile Sigortası ile çocuklarımız çalışmak zorunda kalmayacak. Tüm çocuklar sağlık ve eğitim hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanacaklar. • Aile Sigortası kapsamında her aileye, çocuk başına 45-100 TL olmak üzere, iki çocuk için sosyal destek vereceğiz. • Aile Sigortası kapsamında okula devam eden tüm çocuklarımıza her ay nakit eğitim desteği sağlayacağız. • Eğitimine devam eden çocuklara her ders yılı başında kitap ve kırtasiye desteği sunacağız. • Aile Sigortası Programı kapsamındaki çocukların eğitim harcamalarının tümünü, yurt parası dâhil, bu sigorta kolundan karşılayacağız. GÜÇLÜ KADIN, GÜÇLÜ TOPLUM • Kadının ailedeki ve toplumdaki rolünün güçlenmesi en büyük hedefimizdir. Aile Sigortası kapsamındaki destekleri doğrudan kadına verecek, her ay kadının banka hesabına yatıracağız. • Okul öncesi eğitimi teşvik edecek destekler yaparak, kadınlarımızın işgücüne katılımını artıracağız. TOPLUMUN DEZAVANTAJLI KESİMLERİ SOSYAL DEVLET ÇATISI ALTINDA... • İhtiyacı olan her aileye aylık 125-190 TL yetişkin desteği sağlayacağız. Ailenin bölünmüş olması, ailenin geçim yükünü kadının üstlenmesi durumunda desteğin tutarını arttıracağız. • Ailede bulunan yaşlıların bakımına yönelik olarak aylık 100-150 TL destek sunacağız. Aile Sigortası kapsamındaki yaşlılara özel sağlık harcamalarını da karşılayacağız. • Aile Sigortası kapsamında tüm engelli yurttaşlarımıza yetişkin desteği tutarında destek sağlayacağız. SOSYAL UYUM DESTEĞİ • Vatandaşlarımızın ekonomik ve sosyal güçlüklerini aşmalarına destek olmak amacıyla, ailelere yönelik sosyal uyum programları düzenleyeceğiz. • Bu destek kapsamında ana ve baba eğitimi, çocuk suçluluğunun azaltılması gibi konularda kurslar düzenleyecek, bu kurslara ilişkin ulaşım, gıda, çocuk bakımı gibi harcamaları karşılayacağız. DAHA İYİ SAĞLIK HİZMETLERİ • Aile Sigortası kapsamındaki tüm yurttaşlarımız genel sağlık sigortalı sayılacak ve ücret ödemeksizin diledikleri kamu ve üniversite hastanelerinde tedavi olacaklar. • Aile Sigortası kapsamındaki yurttaşlarımız, önemli bir rahatsızlıkları bulunması durumunda yetişkin yardımlarını %50 fazlasıyla alacaklar. İŞSİZLİKLE ETKİN MÜCADELE • Aile Sigortası kapsamında, tüm vatandaşlarımızın mesleki eğitim kurslarına devam etmesi ve İş-Kur'a kayıtlı olmasını teşvik edeceğiz. • Kamu garantili istihdam projelerinde Aile Sigortası uygulamasından yararlanan ailelere öncelik tanıyacağız
  5. . . . Yurttaşlık hakkının güvencesi sosyal devlet • Aile Sigortası'nı getirerek sosyal devleti güçlendirecek, yoksulluğu sona erdireceğiz. • 'Yardım yapılan muhtaç vatandaş' yerine 'hak sahibi vatandaş' anlayışına ve uygulamasına geçeceğiz. • Yoksullukla mücadele için kamu sosyal harcamalarına öncelik verecek, sosyal destekleri bir lütuf değil vatandaşlık hakkı olarak sunacağız. • Yurttaşlarımızın yoksulluğunu teşhir etmeyecek, yoksulluğu siyasi istismara alet ettirmeyeceğiz. • Tüm vatandaşlarımız doğumdan ölüme kadar Sosyal Devlet güvencesi altında olacak. • Yurttaşlık hakkı olarak gördüğümüz eğitim, sağlık ve asgari sosyal güvenlik gibi temel hizmetleri ayrımsız olarak sunacağız. • Kamu hizmetlerine erişimde bölgeler arası farklılıkları gidereceğiz. • Devlet yurttaş ilişkisinin çok yönlü olarak daha hızlı ve güvenilir olması için bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanacağız. HER ALANDA EŞİTLİK • Yurttaşlarımıza her alanda fırsat eşitliği sağlayacak ve eşit muamele edeceğiz. • Eğitimde fırsat ve olanak eşitliğini sağlayacağız, hiçbir çocuğumuzu eğitim sistemi dışında bırakmayacağız. • Gelir dağılımı adaletsizliklerini hızla giderecek, toplumun farklı katmanları arasında sosyal adaleti sağlayacağız. • Dezavantajlı kesimlere pozitif ayrımcılık uygulayacağız. • Kalkınmada bölgeler arası farkları azaltmak için bölgesel kalkınma programları uygulayacağız. TAM KAPSAMLI SOSYAL GÜVENLİK • Bütün çalışanlarımızı tüm yaşamları boyunca, işsizlik, hastalık, annelik, yaşlılık, maluliyet, ölüm, iş kazası ve meslek hastalığı, bakıma ve korunmaya muhtaçlık gibi risklere karşı koruyan Ulusal Sosyal Güvenlik Sistemi'ni güçlendireceğiz. • Tüm toplumsal paydaşların işbirliği ve uzlaşması ile yeni bir sosyal güvenlik temel yasası hazırlayacağız. • Herkese zamanında, yeterince, eşit ve yüksek kaliteli sağlık hizmeti sağlayacağız. • Yeşil Kart uygulamasını iyileştirerek sürdüreceğiz.
  6. . . . Özgür insan için... 1. Özgürlükçü Demokrasi Sürdürülebilir kalkınma için... 2. Üreten, Büyüyen, Paylaşan, Çevre Dostu Ekonomi Sosyal adaletve insancayaşam için... 3. Eşitlik ve Toplumsal Dayanışma Mutlu toplum, mutlu yurttaş için... 4. Nitelikli Kamu Hizmetleri, günışığında yönetim Çağdaşyerleşimlerve gelişmiş kenttoplumu için... 5. Kalkınan Bölgeler, Kentleşen Anadolu, Dünya Kenti İstanbul Adilve güvenli bir dünya için... 6. Barış, Demokrasive Kalkınma Temelli Dış Politika Özgür insan için, Sürdürülebilir kalkınma için, Sosyal adalet ve insanca yaşam için, Mutlutoplum, mutluyurttaş için, Çağdaş yerleşimler ve gelişmiş kent toplumu için, Adil ve güvenli bir dünya için CHP . HERKES İÇİN CHP ... Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet'in kurucu ilke ve değerlerine bağlı, çağdaş bir sosyal demokrat partidir. CHP değişimin partisidir. CHP büyük dönüşümlerin partisidir. Türkiye'nin özgürleşme ve demokratikleşme yolunda gerçekleştirdiği üç büyük dönüşümün de altında CHP 'nin imzası vardır. CHP , Cumhuriyet'i kurmuş ve egemenliği halka vermiştir. CHP , çok partili yaşama geçişi ve iktidarın demokratik yollardan el değiştirmesini sağlamıştır. CHP , sosyal demokrasi tartışmalarını Türkiye'nin gündemine taşımış ve özgürlüklerin somut destekçisi olacak bir sosyal devletin oluşması için çalışmaları başlatmıştır. Bu devrimci tarihin mirasçısı olarak CHP şimdi de Türkiye'nin dördüncü büyük dönüşümünü gerçekleştirecektir. CHP iktidarında Türkiye'de özgürlükçü demokrasi kurulacaktır. ATATÜRK DEVRİMLERİ VE ALTI OK İLKESİ Bağımsızlık tutkumuzun, Halkın iradesine, yurttaşın özgürlüğüne ve modernleşmeye dayalı çağdaş bir toplum olma iddiamızın, Cumhuriyet-Laiklik-Demokrasi ideallerini koruma ve geliştirmeye yönelik kararlılığımızın kaynaklarıdır. CHP ÖZGÜRLÜKÇÜDÜR: CHP 'nin anlayışına göre özgürlük, İnsan kişiliği ve düşüncesinin, insan yetenekleri ve yaratıcılığının gelişebilmesi için temel koşuldur. İnsanın toplumda kendini gerçekleştirebilmesinin, yurttaş haline gelebilmesinin gereğidir. CHP EŞİTLİKÇİDİR: Ülkemizde farklı sosyal katmanlar arasında sosyal adaleti sağlamak, refahın paylaşımında adaleti gözetmek, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri, bölgesel kalkınmadaki dengesizlikleri azaltmak, CHP 'nin öncelikli hedefleridir. CHP DAYANIŞMACIDIR: Sosyal demokrasinin toplum ve insan anlayışında, sorumluluk ortaktır; dayanışma bu sorumluluk anlayışının gereğidir. CHP 'nin dayanışma anlayışında, dengeli ve hakça gelir dağılımı, herkese sosyal güvenlik, tüm sahipsizleri koruma, tüm korunmaya muhtaç olanlara destek öncelikli hedeflerdir. CHP ÇOĞULCUDUR: Farklı sosyal sınıfların, inançların, kültürlerin ve etnik kimliklerin yaşadığı ülkemizde demokrasiyi derinleştirmek, iç barışın ve gelişmenin ön koşuludur. Eşitlik ve toplumsal dayanışma Türkiye, ekonomik gücüne paralel bir toplumsal ve insani gelişmişlik düzeyi sağlayamamıştır. Dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde yer aldığı vurgulanan ülkemiz, başta insani gelişme sıralaması olmak üzere, pek çok gelişmişlik değerlendirmesinde en son sıralarda yer almaktadır. Türkiye'de gelir dağılımı hızla bozulmakta, yoksulluk giderek derinleşmektedir. Yurttaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yaptığı harcamaları esas alan göreli yoksulluk oranı, olumlu küresel ekonomik gelişmelere rağmen, azalmak bir yana AKP iktidarında artış göstermiştir. 2002 yılında yüzde 14,7 olan harcama esaslı göreli yoksulluk oranı 2009'da yüzde 15,1'e çıkmıştır. Türkiye'de ailelere ulaştırılan sosyal yardımların yapılış biçimi, yurttaş onurunu zedeleyici niteliktedir. Sosyal yardımlar, ihtiyaç sahiplerinin kendine yeter hale gelmesini gözetmemektedir. Mevcut sistem, sosyal dışlanmışlıkla mücadelede ve istihdam piyasasına katılımı artırmada başarılı olamamıştır. Sosyal yardımlar çok sayıda kurum tarafından, kurala bağlanmadan ve düzensiz dağıtılmaktadır. Kurumlar arasında eşgüdüm olmadığı gibi, yardımların tek elden izlenebileceği ortak bir veri tabanı da yoktur. Kime, nasıl yardım edileceği konusunda nesnel ölçütler kullanılmamakta; yiyecek, giyecek ve kömür dağıtımı gibi birçok yardım gelişigüzel yapılmaktadır. Yardım malzemelerinin alınması ve dağıtılmasında sıklıkla gereğinden yüksek, usulsüz harcama ve yolsuzluk olaylarıyla karşılaşılmaktadır. Tüm bunların sonucu olarak, yardımı hak etmeyen aileler yardıma hak kazanabilmekte, yoksul olup ilgili sosyal yardım kurumlarına doğrudan başvurmayanlar ise yardımlara ulaşamamaktadır. Yardıma gerçekten ihtiyacı olan aileler toplumsal çevrelerinde "düşkün" ve "muhtaç" kimseler olarak görülmekte ve bu yaklaşım onları incitmektedir. CHP'nin temel önceliği, yurttaşlarımızın gelecek kaygısı duymadan, hakça, onurlu ve insanca yaşayacağı bir düzeni kurmaktır. CHP, yurttaşlarının özgürlüğünü güvence altına alan, toplumsal yaşamın her alanında eşitlik ve adaleti sağlayan, fırsat eşitliğine dayalı güçlü sosyal devleti kurmakta kararlıdır. İnsanca yaşam, her yurttaşın en temel hakkıdır. İnsanca yaşam, ancak toplumsal refahın, mutluluğun ve gelirin eşit olarak bölüşüldüğü, tüm yurttaşların eğitim ve sağlık hizmetlerinden eşit pay aldığı bir düzen içinde mümkün olabilir. Yoksulluğu ortadan kaldırmak, devletin temel görev ve sorumlulukları arasındadır. Yurttaşların maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlamak sosyal hukuk devletinin öncelikli amacı olmalıdır. Çünkü "sosyal" demek "toplumla ilgili" demektir; "halk için" demektir. Sosyal demokrat Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'de güçlü bir sosyal devlet oluşturmayı bütün hedeflerinin üstünde tutmaktadır. Sosyal devlet bütün yurttaşların bağımsız ve özgür insanlar olarak yaşamını sürdürmesini amaçlar. Sosyal devlet, halkın emeğini ve ekmeğini güvence altına alır. Sosyal devlet, yurttaşlar arasında eşitliği ve bütün toplum için adaleti sağlar. Sosyal devlet, fırsat eşitliği sağlayarak toplumsal dayanışmayı güçlendirir. Siyasal ve ekonomik bağımsızlığı korumak için gerekli olan toplumsal denge, güçlü bir sosyal devlet aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Aile Sigortası, toplumu oluşturan en küçük birlik olan aileyi korumayı amaçlar. Çünkü aileler aşsız, işsiz kalmadığında toplumun bütünü korunuyor demektir. CHP'nin büyük bir kararlılıkla yaşama geçirmek istediği Aile Sigortası programı, Türkiye'de güçlü bir sosyal devletin inşası sürecinde atılacak çok önemli bir adımdır. CHP, Aile Sigortası ile çağdaş bir sosyal güvenlik sistemi ve sosyal koruma ağı geliştirecektir. Aile Sigortası, inanç ve köken ayrımı gözetmeksizin, her yurttaşı her türlü dışlanmışlıktan kurtarmayı ve yoksulluğu ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Aile Sigortası ile yurttaşlarımız kimseye muhtaç olmadan, bağımsız, özgür ve eşit bireyler olarak yaşayacaktır. Nesnel ölçütlerle, bireyin ve ailenin onurunu güvence altına alan bir sosyal destek yaklaşımı, Aile Sigortası uygulamasının temel çıkış noktasıdır. CHP, tüm toplum kesimlerini kapsayan bir sosyal adaleti gerçekleştirmeyi temel önceliği olarak görmektedir. Bu amaçla daha az fırsata sahip olan toplumsal kesimlere yönelik özel sosyal destek programları geliştirmenin öneminin bilincindedir. CHP, bu kapsamda sosyal politikalarını özellikle kadınlara, çocuklara, gençlere, emeklilere, engellilere ve yaşlılara yönlendirmektedir. Bu grupların fırsat ve hizmetlerden eşit olarak yararlanabilmeleri için sosyal devleti tüm gücüyle seferber etmektedir. CHP, kadın-erkek eşitliğinin demokrasi ve sosyoekonomik kalkınmanın tartışmasız ön koşulu olduğuna inanmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan çağdaş bir ülke olunamayacağının bilinciyle, kadını güçlendirmeye yönelik programlara özel önem vermektedir. CHP, Aile Sigortası programını kadının güçlendirilmesi ve toplumsal yaşama tam katılımının sağlanması için temel bir basamak olarak görmektedir. Aynı şekilde, kadınların eğitim, işgücü piyasaları ve siyasete katılımına odaklanan politikaları hayata geçirmeye, kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele yürüterek Türkiye'yi bu utançtan kurtarmaya kararlıdır. CHP, toplumsal eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için çocukların yaşam haklarının, sağlıklı gelişimlerinin ve iyi beslenmelerinin garanti altına alınması gerektiğinin bilincindedir. Tüm yurttaşlara yaşamlarının başlangıç aşamasında eşit fırsatlar sunmak, çocuğun yaşam fırsatlarına ulaşmasında ailesinin sosyoekonomik konumu veya doğum yeri gibi koşulların etkisini mümkün olduğunca azaltmak, CHP'nin "daha iyi bir toplum" hedefinin olmazsa olmaz koşuludur. Çocukların fiziksel, duygusal ve düşünsel gelişimlerini tamamlayabilmeleri için yapılacak ekonomik, fiziksel ve sosyal yatırımlar yoluyla toplumsal eşitsizliklerle mücadelede önemli bir adım atılmış olacaktır. Gençlerin gençliklerini yaşamaları için toplumsal ve özel hayatta her türlü fırsat ve olanağı sağlamak, CHP'nin öncelikli hedeflerindendir. CHP, gençlerin baskılardan uzak, kişiliklerini özgürce geliştirebilecekleri, yaratıcılıklarını kullanabilecekleri her türlü ortamı hazırlamakta ve önlerine çıkan ekonomik engelleri aşabilmeleri için gençleri sosyal devletin tam koruması altına almakta kararlıdır. CHP'nin gençlik yaklaşımı, Türkiye'de yaşayan farklı konumdaki gençlerin tümünü dikkate alacak, ev kızları ve çalışarak okuyan gençler başta olmak üzere "görülmeyen gençleri" görecektir. CHP, Türkiye'nin tek bir gencinden dahi vazgeçmeyecek, tüm gençlere eğitimde, istihdamda, siyasette, kültür, sanat ve sporda, kısacası toplumsal yaşamın her alanında eşit fırsatlar sunmak için somut adımlar atacaktır. Emeklilerimiz gençliğinde çalışan, üreten, alın teri döken, bu ülkeye vergi veren, emekliliği için prim veren ve bunun karşılığını emekli olduğunda layıkıyla alması gereken yurttaşlarımızdır. CHP, akılcı, verimli ve etkin bir sosyal güvenlik sistemiyle, emeklilerimizin maddi koşullarının iyileştirilmesini ve yaşamlarını kolaylaştırıcı düzenlemelerin uygulamaya konulmasını sosyal devlet çatısı altında sağlayacaktır. Bu amaçla emeklilerin milli gelir artışından pay almasını ve intibak yasasının çıkarılmasını hızla gerçekleştirecektir. Bir ülkenin gelişmişlik ölçütlerinden biri de o ülkenin özel ihtiyaçları olan bireylerine sunduğu sosyal devlet hizmetleridir. Engellilere yönelik, eğitim ve rehabilitasyon, meslek edindirme ve istihdam, bakım ve koruma hizmetlerinin sunulması ve yaygınlaştırılması sosyal devletin temel görevlerindendir. Bu bilinçle CHP, engelli yurttaşlarımızın fırsatlarını geliştirmekte ve toplumsal yaşamın her alanına erişimini artırmakta kararlıdır. Yaşlı nüfusun hızla arttığı ülkemizde, yurttaşlarımızın yaşlılıklarında da kaliteli bir hayat sürdürebilmesi için kapsamlı ve uygulanabilir politikalar geliştirilmesi kaçınılmazdır. Yaşlılarımızın aileleri de dahil kimseye muhtaç olmadan, itibarlı, bağımsız yurttaşlar olarak kaliteli bir yaşam sürdürmelerini sağlamak, CHP'nin öncelikli hedefleri arasındadır. Sosyal devletin gereği olarak, CHP yaşlıları sahiplenen koruyucu sosyal hizmet ve sosyal desteklerin tümünü sağlayacak, toplumsal yaşamın her alanında yaşlıları dışlayıcı uygulamaların önüne geçecektir. Yoksulluğun ve eşitsizliklerin önlenmesi, toplumda önemli insani, ekonomik ve siyasal sonuçları olan bir süreçtir. Demokrasinin gelişmesi, ekonomik ve toplumsal kalkınma ancak daha fazla seçenek ve fırsat sahibi olan özgür bireyler yoluyla gerçekleştirilebilir. Aynı zamanda kalkınmanın en önemli hedefi, bireylerin özgürleşmesi ve daha fazla fırsat sahibi olmasıdır. Bireylerin özgürlüğü sadece siyasal ve sivil haklar yoluyla değil, aynı ölçüde toplumdaki sosyal ve ekonomik düzenlemeler yoluyla belirlenir. Hedefimiz toplumsal dayanışma, vatandaşlık, kardeşlik ve ulusal birlik duygularının güçlendirildiği, tüm yurttaşların eşit fırsatlara sahip olduğu, güçlü bir Türkiye'dir.
  7. Siyah_Beyaz şurada cevap verdi: Ahmet AY başlık Politika Bilimi
    İttihat ve terakkiden kalma iftira listesi; taaa o zamanlardan hazırladılar yapacakları darbeler ve hortumlama işlerine mazereti! Savcı Öz o sözü yalanlamıştır, çıkın medyada yalan, söyledin deyin bakalım savcı verir cevabınız size özellikle ve ayrıca!!! Yanıtınızdan anladığım kadarıyla müthiş bir ön sezi ile " Kuvayi Milliyecilerin" o günlerden bugünleri planladığını öne sürüyorsunuz... Ayrıca anladığım kadarıyla savcı Öz için "cemaat savcisi" denmesine oldukça çok kızmış olmalısınızki, forumdaşı ona havale edip "özellikle ve ayrıca!!!" diye üstü kapalı tehdidvari bir yaklaşım gösteriyorsunuz. Savcı öz o sözü söylemiş midir*.. Söyledikten sonra maksadını aştığını kavrayıp yalanlamış mıdır ben bilemem... Ancak Öyle kolay değildir bu işler. Yalan ve iftira hukuksal olarak suçtur. Bir avukatın kalkıp olmayan bir konuşmayı olmuş gibi dile getirmesi.. Hele üst düzey yetkilerle donatılmış gücü elinde tuttuğu varsayılan bir savcıya mesnetsiz iftira atmak Sıkar biraz.. Ama ne yazık ki, adli kolluk kuveti mekanizması söz konusu olmadığı için, gerçekte her zaman polisin bulduğu ve sunduğu deliller ve sanıklar savcının karşısına gelir ve savcı gelen doneler çerçevesinde işlem yapar. Özetle bu işler öyle üstü örtülerek yalanlandı diyerek geçiştirilemez. Yalansa iftiraysa dava eder haklıysan tutuklanır... Hem elinde bulundurduğu yetkilerle -Dediğiniz gibi "özellikle ve ayrıca!!!"- savcı öz için hiçte zor değil öyle değil mi? Bize düşen her iki tarafın da neler dediğini anlamak, kavramak, kendi öz irademiz ve sağduyumuzla karar vermektir. O nedenle yalanlanmıştır deyip işi gerçek dışımıymış gibi ifade etmek yerine.. Bırakalımda Savcı öz ile karşılıklı olarak konuşmayı yapan avukatın anlattıklarını birinci ağızdan söylenenleri okuyarak konunun detaylarını öğrenelim... Sayın "evrensel düşünce"; Eğer yanlış bilmiyorsam evrensel düşünenler bilgi birikimlerini tek bir kaynağa dayalı olarak edinmezler. Tek bir kaynakla beslenmek, spor yapmadan sadece beslenerek, hareketsiz ve uyuyarak yaşayan bir canlının yaşamını bir öbez olarak devam ettirmesine benzer... Diğer canlılar yaşamın tüm olanaklarını özgürce kullanırken, o kendi yanlız yaşamında başkalarının anlattıklarına ve düşüncelerine bağımlı, durağan ve karanlık bir evrene mahkum olur. Ne kadar kendini haklı görüp haklılığını kanıtlamak için çırpınırsa çırpınsın, ona ancak kendisi gibi bir yaşamı kabullenmiş diğerleri hak vermek isteyecektir. Güneşin parlaklığını, kuşların özgürlüğünü kavramış bir zihniyet, karanlıkta oturup bir insanın yaşamını mahvetmesini ve bununda ne kadar iyi bir şey olduğunu söyleyenlerin ifade ettiklerini kabul etmeleri asla mümkün olamaz...
  8. Siyah_Beyaz şurada cevap verdi: Ahmet AY başlık Politika Bilimi
    Üst düzeyde demogojik yaklaşımlar sergiliyorsunuz... Yaklaşımlarınız, yazılanları algılama tarzınız ve onlara verdiğiniz yanıtlar... "Evrensel" düşünen bir zihin yapısıyla tam bir çelişki içerisinde...
  9. Tunus, Mısır olayları tarihsel olarak önceki örneklerinde de yaşandığı gibi diktatörlerin kaçınılmaz ve beklenen sonunu getirme işlevini yerine getirmiştir. Ancak adı geçen ülkele halklarının istenen çağdaş yönetimlere kavuşacağı anlamına gelmiyor. Yaşananlar yine tarihsel süreçte gözlemlediğimiz yüzeysel bir geçiş aşamasıdır. Gelişmelerin söz konusu halkların bir devrim yaptığı, yapacağı gibi değerlendirilmesi "Devrim" gerçeğini hafife almak anlamına gelecektir. Devrimler köklü değişimlere neden olur. Devrimi yapan halklar belirleyicidir. Göründüğü kadarıyla geleceklerinin ne olacağını belirleyen dış faktörler var olduğu sürece ne yazık ki oralarda yaşananlar "Protest" iç çekişmelerden öteye gitmeyecek gelişmeler olarak kalacak görünüyor. Çünkü Mısırda halkın tek bir talebi var "Mübarek" gitsin. Aslında perde arkasında kendi iç faktörleri ile gelişmelerden etkilenecek olan dış etkenlerin uzlaşma zorunluluğundan halk kitlelerin ne kadar farkında? Yaşananlar üzerine olabilecek yeni gelişmeleri tam olarak kavramak için Arap-İsrail İlişkilerini göz ardı etmeden değerlendirme yapabiliyor olmamız çok önemli... Unutmayalım ki bu geçiş sürecinde, "Hüsnü Mübarekin görevinde kalmasını en çok destekleyen İsrail, Hüsnü Mübarek, Omar Süleyman, Suudi Arabistan, ABD ve CIA " arasında pazarlıklar halen daha devam ediyor... Sametin vurguladığı gibi... "Zaman insanı ne zaman, nasıl ve nereye geleceğini göstermez... Yaşatır! " Mısırda yaşananların "Büyük Ortadoğu Projesinin" önceden belirlenmiş bir adımı mı, yoksa yeni gelişmelere göre oyunu yeniden belirleyen güçlerin yeni bir adımı olup olmadığını bize zaman gösterecek... Yaşayacak ve göreceğiz. Evet. Şu an ve hele şu dakikalarda Mısırda yaşananlar inkar edilemeyecek şekilde ciddi bir halk hareketidir. Ancak, Şimdiden yaşananların bir Devrim, gelişmelerin temelden tutarlı ve örgütlü olduğundan söz etmek için daha çok erken... Eğer yaşananlar ve ortaya çıkacak olan sonuçları temelden yönetimsel değişiklikleri sağlamadığı sürece olanlar "Protest" iç çekişmelerden öteye gidemeyecek demektir. Sonuçta şu anda bu ülkelerle göbekten bağlı ilişkiler içinde olan diğer devletlerin istediği yeni adımların atılmasından öte bir sonuca ulaşamayacaktır. Meydana kutlama yapmak için gelen, beklentilerini bir adamın gidişine bağlayan kalabalıklara bakarak Ortadoğuda devrimlerin olduğunu söylemek için daha çok erken... Çünkü; Berlin duvarının yıklımasına benzerliği dışında, Bölgede yaşananlar Tarihte yaşanan hiç bir devrime benzemiyor... Ne bir Fransız devrimi, Ne Sovyet devrimi, vs, vs benzerleri... Öncesinde Devrimi tetikleyecek entellektüel birikim ve gelişmeler vardı da tüm dünya bunu es mi geçti. Oysa şu ana kadar görünen toplumsal hareketlenme taleplerden öteye gitmeyen gelişmeler gösteriyor... Devrim olabilmesi için evet halk desteğinin olması gerekiyor... Ancak Devrimlerin ana teması bu hareketi yöneten ve ideolojik önderlik yapan kişi yada grupların varlığı da gerekiyor. Onlar varda çok iyi gizlendiler biz mi göremiyoruz?
  10. Size göre başarısız olduğu nesi var? Üzerine aldığı görevi tam bir sorumluluk içinde yerine getiriyor.
  11. Fosterın bir gecelik macera için kocasını aldatırken öldüğünü öne süren Sabah yazarı Hıncal Uluç, yazısını Defnenin ölümü tipik bir Su testisi, su yolunda kırıldı olayıdır cümlesiyle noktaladı. Bu satırlar, özellikle sosyal paylaşım sitelerinde ve kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Uluça destek veren de var eleştiren de...
  12. *** Oktay Ekşi örnek olsun size... İktidar güdümlü olunca sanırım Oktay ekşi bile örnek olamıyor ATV ANA HABER'DE SKANDAL ATV Ana haber bültenin sonunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu konu edinen Bizim City karikatürü gösterilirken, büyük bir ayıba imza atıldı. Gösterilen çizgi filmde Kemal Kalıçdaroğlu dansöz kıyafetiyle tasvir edildi, Hemen ardından ise ana Muhalefet lideri hakkında 4 şıktan oluşan bir soru ekrana yansıdı. İzleyenlerin şaşkınlıkla çözmeye çalıştığı soru ve cevap şıkları alt alta şöyle sıralandı: -CHP LİDERİ AŞAĞIDAKİLERDEN HANGİSİ? a.) Dansöz b.) Ağzı Bozuk c.) Boykotçu d) Hepsi Animasyon çizgi filimde, Doğru cevap "D" şıkkı olarak işaretlenerek sona eriyor. Hemde kahkahalar eşiliğinde.... Salih Memecan imzalı söz konusu karakitatür bugün Sabah Gazetesi'nin 1. Sayfasında da yer aldı..
  13. Oktay Usta’dan ekşili köfte tarifi Hükümet, gıda kolisi dağıtıyor. Gazeteler, yemek kitabı. * Uyumlu ikili. * Tabakları çoktan vermiştik zaten. Tencereleri de. Çatal kaşığı düzmüştük. * E bi de tarif verelim bari. * Bütün halde duran HSYK’yı dilimleyin, küp küp doğrayın, kendini bırakıncaya kadar haşlayın, ince ince kıyıp, bir diş müsteşarı ilave edin. Danıştay serttir, kabuğunu sıyırın, iyice kazıyın, ortadan bölüp, püre haline gelene kadar rendeleyin. Yargıtay’ın kökleri saplıdır, ayıklayın. Başsavcı zaten komple sap, komple atın, bir baş soğan koyun onun yerine... Sayıştay’ın çekirdeklerini çıkarıp, kaşığın tersiyle, olmazsa, elinizin tersiyle, ezin. Anayasa Mahkemesi’ni yıkayın, yağlayın, daldırın parmaklarınızı, pembeleşene kadar yoğurun. Pirinci çene suyunda ıslatın. Püf noktası... Siyah taşları ayıklıyormuş ayaklarına yatıp, pirinç kılığındaki ak taşlara dokunmayın, ki, lezzeti kaçmasın... İki çorba kaşığı hamaset ekleyip, bi tutam davul tozu minare gölgesi serpin. Koyun hepsini bi kaba, ak’laşana kadar boooolca unlayın, her tarafına bulaştırın. * Avcunuzun içindedir artık. İstediğiniz kıvama gelmiştir. Ovalaya ovalaya yuvarlayın. Nihai şekli verin. * Şimdi geldik terbiyesine... * Yumurtayı kırın. Ak’ını ayırın. Ekşi’yle ak yan yana olmaz çünkü... Ak’ı bozar. Sarısına damlatın. Başlayın çırpmaya. Nerden geldiğini şaşırsın ekşi... Terbiye olana kadar çırpın. * Kısık ateşte alıştıra alıştıra pişmeye bırakılan köftenin suyundan bi kaç kaşık yedirin ki, terbiyesi kesilmesin... Tam terbiye olsun, ekşime yapmasın. Hazmı kolay olsun. * Boca ediverin artık üstüne... Cümleten afiyet olsun. * Ekşili köfte de derler buna. Siz sakın demeyin. Terbiyeli olun. Terbiyeli köfte deyin. Uslu uslu yiyin. *** Oktay Ekşi örnek olsun size...
  14. Şimdi de değerli mi oldu? Kavanoza koyup bankaya yatıralım bari, belki daha fazla değerlenir. Sevgili yılmaz; Senin böyle bir algılamayla bu tür bir cümle kurduğuna inanamıyorum doğrusu...
  15. Sifonu çekmeniz onun değersiz olduğunu değil... Şehveti tüketim sonrası sifonu çekenin onun kıymetini, değerini ve önemini kavrayamamış olduğunu gösterir...
  16. Bence orada yaşıyor olsaydın çok zengin olabilirdin aslında ... Benim anladığım kadarıyla bir yıl 37 gün... Burada olduğu gibi 12 ay olarak kabul edilirse yaklaşık 3 günde bir maaş alacaksın çünkü...
  17. Siyah_Beyaz şurada cevap verdi: S&S başlık Politika Bilimi
    Duygular, mantıklı kararlar alınmasını sağlasaydı duygu olmazlardı...
  18. Boş verin anlamanız da gerekmiyor aslında. Benim yerime düşünüp, -sonra da böyle mi düşünüyorsunuz diye- ithamlarda bulunmaksa derdiniz yazdıklarımı yok farz edin... Çünkü benim sizin düşüncelerinizi yok saymak ve kafadan yanlıştır diye bir itirazım, karşıtlıklar üzerine kurgulanmış, çatışmaya yönelik tartışmalara girmek gibi bir derdim yok... Ve bence;... İnsanların birbirini anlayabilmesi için öncelikle karşıtlık üzerine kurgulanmış bir tartışmanın hiç bir şekilde yararlı sonuçları olmayacağını anlaması gerekir.
  19. Sayın 'mavi olmayan gökyüzü'; "Güncel bir çok konuda tek cümlelik bakış açıları olayları tam olarak açıklayamıyor ne yazık ki" derken.., Size ve düşüncelerinize karşıt olduğum için böyle bir cümle kurmamıştım. Geniş perspektiften bakma önerisi de öyle... Ama anlaşılan o ki sizin algılamalarınıza sahip olmayanların öne sürdüklerini hemen elinizin tersiyle itmeyi tercih ediyorsunuz. Çok Haklısınız "İsrail ve emperyalist dostları; gözümüzün içine baka baka bize yalan söylüyorlar." Ama sadece onlar değil bu güncel olayın perde arkasındakiler ve onların dostlarıda... Sizin, benim ve diğerlerimizin insani değer algılamalarımızı kullanıyorlar. Gelişen olayları onların görmemizi istedikleri kadarını algılamamız için söyledikleri yalanları, kim bizim kabul edebileceğimiz kadar iyi söylemişse... Bizlerde bir kaç kampa bölünmüş, onun bayrağını sallıyoruz. Bu olay ve benzer olaylarda tek bir doğru ve yanlış yok... Doğrunun içindeki ders çıkarabileceğimiz yanlışları... Ve yanlışların içindeki ders çıkarabileceğimiz doğruları algılayabilmemiz için daha geniş bir perspektiften bakmanın yararlarını göz ardı edemeyiz... Bunu anlatmak istemiştim... ****** Bu arada aslında ilk iletide sormam gerekirdi... Siz, bu geminin gerçekten oraya neden gittiğini anlamış mıydınız? Aslında olayın sanıldığı ve gösterilmeye çalışılan yönlerini... Anlayamayanlar olduğu ve olabileceği... Ayrıca eleştirilebileceği gerçeğini de göz ardı edemeyiz öyle değil mi?
  20. 2002’den 2010’a Tahran-Tel Aviv Hattında Değişen Ankara Rüzgârları Erdoğan hükümeti özellikle 2007 sonrasında İran ve İsrail ile ilişkilerinde daha açık ve köşeli politikalar izlemeye başladı. - Tahran’la iktisadi ve siyasi yakınlaşma girişimleri arttı. - İsrail ile yalnızca Gazze meselesi değil; onun da dışına taşan gerginlikler yaşanmaya başlandı. İsrail ile yaşanmaya başlanan bu gerginlikler Erdoğan hükümetinin “İran ile Suriye” politikaları ile örtüşmekle birlikte, Irak (ve Kuzey Irak) politikalarıyla aynı çizgide değildi. Barzani’nin son Ankara ziyaretini de buna dahil etmek gerekir. Çünkü ABD ve İngiltere’nin Irak operasyonlarında İsrail’in de güçlü bir biçimde yer aldığı bilinen bir gerçektir. ABD ve İngiltere ile ilişkileri derinleştiren hükümetin İsrail ile çatışması, bu denkleme ters düşüyor. - Öte yandan Türkiye-Rusya ilişkileri, Atatürk dönemi sonrasında hiç bu kadar canlanmamıştı. Erdoğan hükümeti yalnızca 2009 yılında ve 2010’un ilk beş ayında Rusya ile 37 anlaşma ve protokol imzaladı. Bunların bir kısmı uygulanmaya başlandı bile. Oysa 7 Mart 2002’de Ecevit hükümeti henüz iktidarda iken MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, “Başta Rusya ve İran olmak üzere Ankara, bölge ülkeleri ve Avrasya ile ilişkilerini geliştirmek zorundadır” dediğinde, yer yerinden oynamıştı(*). Bu ifadeler, Ecevit hükümetinin sonunu adeta hazırlamıştı. AKP hükümeti içerden ve dışardan aldığı büyük destekle iktidara geldi. Rusya ve İran’la ilişkilerin geliştirilmesi düşüncesine 2002’de karşı çıkanlar, bugün Rusya ve İran’la ilişkilerin geliştirilmesine içerde destek veriyorlar. Sadece hükümet çevreleri olarak değil; hükümetin dışına taşan iç dinamikler olarak da böyle bir arka çıkma söz konusu. 2002’den bugüne ne değişti de böyle oldu? - İktidarın politikaları (ve felsefesi) mi değişti? - Ortadoğu’daki yeniden yapılanmalar ve Irak’la birlikte Ankara için yeni rüzgârlar mı esmeye başladı? - Yoksa ABD, İngiltere ve İsrail’in bölge politikalarında değişme mi oldu? Galiba en büyük değişiklik (2002’den 2010’a) Türkiye üzerindeki dış baskıların iç dinamikleri hızla değiştirmeye başlamasında oldu. Hızlı iç değişimi savunan ve uygulamaya bağlayan Erdoğan hükümeti bile bu yükü taşıyamayacak duruma geldi. 7 Mart 2002’de şiddetle eleştirilen “bazı dış açılım düşünceleri”, Erdoğan hükümetinin 2007- 2010 döneminde fiilen uygulanmaya başlandı. Rusya ve İran açılımları bunların başında geliyor. İsrail’le kriz - İran, İsrail’in bölgedeki bir numaralı düşmanı - ABD, İran üzerinde her türlü baskı ve ambargoyu uygulatma çabası içinde, Erdoğan hükümeti İran’la ilişkilerini hızla geliştiriyor ve onu 17 Mayıs 2010 mutabakatı ile rahatlatıyor. - Ve İsrail ile Gazze üzerinden krize giren Erdoğan hükümeti, Türkiye’de tekbir getirenlerin meydanları doldurduğu bir ortam yaratıyor. Şu günlerde İsrail’in, ABD ve Batı’nın yeni Ortadoğu politikalarına uymadığı, Türk kamuoyunda tartışılıyor. Acaba “Hamas odaklı olarak”, Erdoğan hükümetinin İsrail ile sürtüşmeye girmesi ABD ve AB’nin politikaları ile ne kadar örtüşüyor? Erdoğan hükümetinin derinleşmeye başlayan yeni Ortadoğu açılımı, yalnız Tel Aviv’de değil Washington, Londra ve Brüksel’de de önemli rahatsızlıklar doğurmaya başladı. “Ilımlı İslamın ılımlıdan öte bir noktaya götürülmekte oluşu kuşkusu” Batı merkezlerinde ve medyada işlenmeye başladı. Ortadoğu’daki monarşik ve antidemokratik Sünni İslam ülkelerinin yönetimleri, İsrail ile İran arasında bir denge oluşturmuşlar. Hatta İsrail’den değil, bölgede İran’ın etkisinin (nüfuzunun) artmasından, daha çok korkar hale gelmişler. Bu yönetimler, ABD ve AB’ye çok yakın. Bu yapı içinde Ankara’nın Tel Aviv ile karşı karşıya gelmesi onları da rahatsız ediyor. Türkiye’de insanlar ‘cihat’ çağrıları ve ‘tekbir’ sesleri ile sokağa dökülünce Ortadoğu’daki monarşilerin gerçek kimlikleri de halkın gözleri önüne seriliyor. İsrail ve Hamas üzerinden tetiklenen İslami iç dinamiklerin, Batı’nın bölgesel çıkarları üzerinde yaratacağı yeni sorunların tartışıldığı günleri yaşıyoruz. İktidarın kendi tabanını güçlendirme girişimleri ile bu küresel çıkarlar arasındaki çatışma giderek keskinleşiyor. İsrail meselesi ve Hamas, bunun sadece bir aracı ve buzdağının su üzerindeki minnacık bir parçası. (*) “Avrupa’nın Askerle Kavgası” kitabımın yaklaşık 100 sayfası, bu konuyu ele alır (Cumhuriyet Kitapları, 2009). Kaynak: www.ilk-kursun.com_7 Haziran 2010
  21. İsraili düşünün önerinize elbetteki katılıyorum... Benim gibi "tek cümle kurduğunuz kişilerde bunu aynen bu şekilde düşünüyorlar"... Ama bu güncel olayda olduğu gibi bir çok konuda tek cümlelik bakış açıları olayları tam olarak açıklayamıyor ne yazık ki ... Bu alıntının devamını da okumalısınız bence... Çünkü gelişmelere daha geniş perspektiften bakmakta her zaman yarar var... http://www.turkish-m...post__p__876620
  22. İlerleme konusunda size katılıyorum... Bizler üzerimize düşen doğru algılama ve yaklaşımları göstermek zorunluluğundayız... Şahsınızı kastederek ifade etmiyorum; Bu tür gelişmeleri fırsat bilerek, ortaya çıkan bu tür olumsuzlukları, geleceğe yönelik dersler çıkartmak yerine kendi haklılığımıza kanıt olarak değerlendirip, çatışmacı ve polemik çekişmelere çekmeye çalışmak kimseye bir şey kazandırmıyor... Gerçek olan şu ki, " Bu yapılan saldırı hepimize yapılmış bir saldırıdır. Atılan yumruk hepimizedir. Kırılan burun hepimizindir."

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.