Zıplanacak içerik

marti_name

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

marti_name tarafından postalanan herşey

  1. marti_name şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    tuz
  2. marti_name şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    3.5 yaşındaki Alperen, gözündeki kayma nedeniyle basit bir ameliyat olacaktı. Ancak anesteziden sonra Alperen’in kalbi durdu... Çocuğa anestezi sırasında yanlışlıkla ‘narkoz’ yerine ‘azot’ verildiği iddia edildi 29.09.2006 Zonguldak’ta yaşayan Müvedder ve Kemal Büber çifti, gözleri bozuk olan çocukları Alperen’i Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne götürdü. Göz doktoru Ceyda Özyurt, çocuğun gözünde kayma olduğunu ve ameliyatla düzelebileceğini söyledi. Alperen, 26 Eylül’de ameliyat odasına alındı. Ama anestezinin ardından kalbi durdu. Hemen yaşam destek ünitesine alınan çocuğun kalbi çalıştırıldı. Ancak durumu ağırlaşınca Hacettepe Üniversitesi’ne sevkedildi. Ama ambulansla Ankara’ya götürülen Alperen’in kalbi, hastaneye 10 dakika kala yine durdu ve tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. SORUŞTURMA BAŞLATILDI Alperen’e ameliyat öncesi iki anestezi teknisyeni tarafından narkoz yerine yanlışlıkla azot verildiği öne sürüldü. Sağlık Emekçileri Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Op. Dr. Özgür Nizam, “Hastaya azot ve oksijen verilmeliydi. Oysa sadece azot verilmiş” dedi. İl Sağlık Müdürlüğü olayla ilgili soruşturma açtı, Dr. Ceyda Özyurt, anestezi teknisyenleri ve ameliyat hemşirelerinin ifadeleri alındı. ‘Tek anestezi uzmanı varmış narkozu temizlikçi mi verdi?’ Oğullarını basit bir ameliyat nedeniyle kaybeden aile yıkıldı. Baba Kemal Büber, hastanenin tek anestezi uzmanı İsmet Onuk’un çelişkili ifadeler verdiğini söyledi ve “Ameliyata temizlik işçisi girdiği yönünde duyumlar aldık. Eğer bu örtbas edilmek isteniyorsa sorumluları hemen cezalandırılsın. Bizim yüreğimiz yandı başka anne babalar yanmasın” diye ağladı.
  3. marti_name şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    adam gibi digital foto makinası istiyorum yaaa !!! bi tane vardı 2 gün önce çaldılar
  4. ''Bugün çok önemli bi konugum var ama önce daha önemsiz biri gelicek Safiye Soyman'' SEDA SAYAN ''Lütfen sanatçinin motorizasyonunu bozup demorize etmeyin'' Ibrahim Tatlises ''Evet dogru cevap. Bu bir kiz kulesi''... Seray Sever ''Matrix sarki söylemiyor ki. Ama ben söyleyebiliyorum'' (galiba neo yu kastediyo) Abidin ''90 dakika boyunca terimizi islattik'' (Fenerbahçe-Besiktas maçi sonrasi) Emre Asik ''Önemli olan hata yapmak degil hatalari tekrarlamaktir çocuklar'' (izleyicilerine hayat dersi veriyor) Seren Serengil ''Çocuk çocukken çocuk iyi...'' (bisey anlamadim) Davut Güloglu ''Görünen göz kilavuz istemez'' Kibariye ''Ben bunlarin hikayelerini dinledim saskinliktan sasirdim'' Yasemin Bozkurt ''Var ya da yok dememem var ya da yok oldugu anlamina gelmez'' (muhabirin ask hayatiniz nasil sorusuna verdigi cvp) Gökhan Özen ''Benim sinirimin tepesini bozma'' Seda Üren ''Onun hayatinda insan var'' (Yilmaz erdoganla iliskisi olup olmadigini anlatiyor) Tuba Ünsal ''Bu güne kadar programa 999.996 kisi geldi. Bu hafta 100.000 'inci kisi gelecek 996.997,996.998,996.999 veee 100.000'' Beyaz ''Bütün anneler annemdir buna benim annemde dahil''... Firdevs ''Aklim var demiyorum çünkü beyin bazen çok otomatik çalisabiliyor'' Gülben Ergen
  5. Art arda 5 kez o **** müzigiyle yayinlanan Muya reklamiyla insanlarin sabri mi test edilmektedir? Mavi-Yesil kraker yiyen kadin neden yürüyen merdivenden tersine çikmaktadir? Bu ürün insani mantiksizlastirmakta midir? Yoksa gizliden "bu ürünle zayiflayamazsiniz, bari iki üç egzersizle bir iki kilo verin" mesaji mi verilmektedir? Petit Danone reklaminda ürünü yiyen çocuklar neden aradan yillar geçmesine ragmen hala sari kusaktadirlar? Ürün çocuklarda zeka geriligine mi yol acar? Bir çocuk büyürken neden digeri büyümez? Danone yemeyen çocuk büyüyemez mi? Sil-Oxi reklaminda masayi enkaza çeviren adama gelecekten Sil-Oxi getiren kadinin beyaz elbisesinin önünü neden lekelerle kaplidir? Gelecekten günümüze deterjani getiren kadin neden kendisi kullanmamaktadir? Neden gazetelerin promosyon amaçli dagittigi hediyelerin reklamlarinda "Bayinizden israrla isteyin!" yazmaktadir? Bayideki kisilik ilk isteyiste hediyeyi vermeyip kendine mi saklamaktadir? Bu uyari reklamcilarin bu olaya karsi gelistirmis oldugu bir çözüm yöntemi midir? Yapi Kredi reklaminda manav, Mehmet Aslantug'a erik koyarken niye kese kagidini tutturamamaktadir? Bu durumda o sahnenin tekrarinin çekilmesi gerekmez mi? Vakit mi dardir yoksa "amaaan bosver salla, kimse çakmaz, yayinda yer" bakis açisi mi benimsenmistir? Mehmet Aslantug manavina nasil bir güven duymaktadir ki ikram edilen (beles) eriklerden yikamadan yer? Maggi reklaminda Çinli bir çocugu evine davet etmis olan aile neden Çinlilere özgü bir yemek ikram etmektedir? Çocuk pilavi Çin'de yeterince yememis midir? Baska bir ülkeye degisik bir kültürü tanimaya gelen çocuga yemekten sonra da Çin müzigi dinletilip, kendisiyle Çin damasi da oynanmis midir? Prima çocuk bezi reklaminda "islak kakali" bebegin çikarttigi ses kimseyi rahatsiz etmemekte midir? Ayni ajans tuvalet kagida veya ped reklami yapsa nasil bir ses ve görüntü yayinlamayi düsünür? Avea reklamlarinda olimpiyat stadinin yakinindan faul atisi kullanan adamin önüne baraj kuran Fenerbahçe'li, Galatasaray'li, Besiktas'li ve Trabzonspor'lu oyuncularin gol olunca sevinmelerinin nedeni nedir? Madem gol olmasini istiyordunuz neden baraj kurdunuz ? Neden Casper reklaminda, ortalama bir bilgisayarda bulunan müzik dinleme, fotograf görüntüleme, TV izleme ve messenger gibi özellikler "MultimedyaCenter" olarak tanitilir? Cif reklamlarinda, "Tasmayan kahve" , "Kirilmayan yumurta" dedikten sonra, dis ses "Maalesef hayat bu kadar mükemmel degil" demektedir. Bu adamlar hayatin mükemmelligini bu tarz seylerle mi ölçmektedir? Yani kahveyi tasirmayan bir cezve olsa, hayat mükemmel mi olacaktir? Kirilmayan yumurta bulsak hayat tadindan yenmeyecek midir? Nedir? Biskrem reklamlarinda, neden hatun kisi her "Bi biskrem versem" dediginde istedigi her seyi yaptirabilmektedir. Bu adamlarin cebinde bir paket bisküvi alacak parasi yok mudur? Arzum Kahve Makinesi reklamlarinda geçen "Bunun farki, bunda kahveyi kendin pisiriyorsun." cümlesinin anlami nedir? Kahveyi kendimiz pisireceksek kahve makinesi almanin mantigi nedir? Neden Alpella reklaminda çocugun kulaklik boynundayken çamura atlamasi ve akabinde kulakligin yok olmasi sadece 1 ay sonra fark edilmistir? Tefal Clipso reklaminin hedef kitlesi kolsuz insanlar midir? Eger öyleyse neden daha net anlatilmamistir? Kolsuz kizi olan anneler de mi kolsuzlar için olan tencereleri kullanmalidir? Maslak'ta yapilan son derece lüks bir siteye bulunabilen en orjinal isim "Mashattan" midir? Yaraticilikta sinir bu mudur yoksa yatirimcilar Manhattan'li midir? Ford-transit reklamindaki hanimefendi neden tünelin ortasindan geçerken müsait bir yerde inebilir miyim demektedir? Tünelin en müsait yeri neresidir? Hakan Plastik ürünü olan "Silenta" borularinin yanmaz ve kirilmaz oldugu sonradan mi anlasilmistir ki bir süre sonra çekilen ikinci reklam filminde "Ha pardon bir de yanmaz ve kirilmaz." denilmektedir. "Tutmasi kolay, birakmasi zor" sloganli Pepsi reklaminda tutundugu demiri biraksa %99.9 ihtimalle ölecek olan adamin Pepsi`yi kolay tutusu bu mudur? Eger öyleyse Pepsi'nin zor tutusu nasildir? Türkün basrolde oldugu diger milletlerle soslandirilan fikralardan esinlenerek yapilan, cep telefonuyla kredi verilen reklamda; Japon arkadasimiz “Siz cep telefonuyla krediyi buldunuz, biz onu ev kredisine çevirdik.” dedikten sonra verilen hizmeti tanitirken (uygularken) niçin nüfus cüzdanini çikartir ve vatandaslik numarasini cep telefonuna girer? Madem bu Japon kardesimiz Türk vatandasidir niçin hala siz-biz yapmaktadir? Türkiye Cumhuriyeti Nüfus Cüzdani'na sahip Japon kardesimizde artik bizden biri degil midir? Üstelik vatandasin cebindeki kredi karti tartisilirken, cep telefonuyla ev kredisi vermek hangi sivri zekalinin eseridir? Ev kredisi almak bu kadar basit bir is olarak mi görülmektedir? “Hanim su telefonu ver de bir ev alalim” diyecek müsterilerin varligina inanilmakta midir? Bu kadar ciddi bir isi, vatandasa kolaylik olarak yutturmaya çalisan zihniyete yazik günah degil midir? Dardanel Ton reklaminin pack shot'inda konserve kutusu, "balik" yazisinin ortasindaki 3 harfi kapatacak sekilde ekrana gelmektedir. B ve K harflerinin arasina gelen dairesel bir obje, bilinçaltina nasil bir mesaj vermektedir? Görsel tuzaklarin en büyük reklam olduguinu bilen reklam yazari ve yönetmeni buna nasil dikkat etmezler? Gencecik dimaglar balik kisvesi altinda b.k yemeye mi yönlendirilmektedir? Bu nasil bir b.k yemektir? Ariel'in son reklaminda gizli dünyalarda ve reklamlarda oynamis bir kisi neden Mudo City'nin ürün müdürü olarak tanitilmistir? Neden reklamda Mudo City'nin gerçek ürün müdürü oynatilmamistir? Mudo City'nin gerçek ürün müdürü bu ise ne demektedir? Eger reklamda oynayan adam Mudo City'nin gerçek ürün müdürü ise neden reklamlarda ve Gizli Dünyalar'da oynamaktadir? Aldigi para yetmemekte midir? Çatlaklara karsi etkili dis macununun reklamindaki çocuk neden Ay'a daha yakindan bakmak için teleskopun odaklama dürbününü kullanmaktadir? Odaklama dürbünü o kadar yaklastirip Ay üzerindeki çatlaklari gösterdigine göre, teleskopun kendisini kullanarak Ay üzerindeki kumlari sayabilir miyiz? Boliç'in isminin 10 kez Ayraniç'in isminin ise dis sesle beraber 8 kez söylendigi Sütas reklaminda kimin reklami yapilmaktadir? Denizbank reklamlarinda anlatildigina göre, "3 tarafi denizlerle çevrili ülkede herkesi çok sevindiren bir sey olmus ve ülkenin 4 bir yanina deniz gelmis..." Eger durum böyle ise Dünyada büyük bir felaket olmus ve muhtemelen bu felaket bize komsu ülkeleri sular altinda birakmamis midir ? Bu olay herkesi neden sevindirmistir? Ülkenin 4 bir yanina deniz geldi diye elinde fanus akvaryum ile kosan çocugun amaci nedir? Eger balik denize atilacaksa o güne kadarki 3 taraf yeteli bulunamamis midir? Balik 4. taraf baligi midir? Yok hayir hikayede ülkenin dört bir yanina Denizbank'in yayilmasi anlatiliyor ise balik bir mevduat araci midir? Ayrica o balik bir Japon baligi degil midir, tatli su baligi denizde yasar mi? Digiturk reklaminda "soruuu" diyen adam (Kaya Akarsu), neden "al sana boruuu!" der gibi tavir içerisindedir? Zaman gazetesi reklaminda neden kisi sadece pazar ekini alir da gazetenin kendisini kapinin önünde birakir? Pazar eki iyidir de gazetenin kendisi kötü müdür? Burada verilmek istenen mesaj "boynuz kulagi geçer" midir? Hazirkart reklaminda motor üzerindeki kaskin durumu nedir? Her planda ayri bir sekilde duran kaski, filmin yönetmeni, montajcisi, yapimcisi, asistani, ya da ekip içerisinden herhangi birileri fark etmemis midir? Günümüzdeki filmlerde "devamlilik" önemli bir ayrinti olmaktan çikmis midir? Orangina reklaminda, ne yapacagini bile bilmeyen bir adama portakal veya Orangina kostümü giydirip onunla tilt oynamanin mantigi nedir? Adama yazik degil midir? Adam Orangina'ya benzemis olsa bile, Orangina'yla tilt oynamanin anlami nedir? Tilt oynanan ve oradan oraya yuvarlanan Orangina'dan medet umulur mu? Bu kadar eziyet edilen Orangina'yi kim, niye içmek istesin? Reklamin geri kalaniyla tiltin ne alakasi vardir? Eger amaç Orangina'yi çalkalayip portakal parçaciklarini yakalamaksa, daha ilginç ve zararsiz bir "Orangina çalkalama yöntemi" bulunamamis midir? Tilt bugünlerde gündemde midir? Neden Ipana mikro çürük reklaminda 6 ay sonra yazmaktadir, ürün çikali 6 ay olmus mudur?
  6. -- Abi burasi fenerbahçe tribünü degil herhalde!!! -- Baba , hamileyim, babasi kim bilmiyom!!! -- gel gel, su boyu geçmiyor. -- iftara yetismek için biraz gaza basayim bari... -- Tanri varsa beni çarpsin... -- patron, maasima %60 zam istiyorum -- eshedü en... -- koskoca adam oldun, insan hiç yüksekten korkar mi... -- yahu elektrik telini suna mi baglayacaktik yoksa buna mi? -- imam bey , ben ateistim ve size bir sey soracakt... -- bu silah dolu mu acaba ? -- (11 eylül 2001 de) laz pilot , pilot yardimcisina : iddiaya var misin , su iki gökdelenin ortasindan geçerim. -- hadi gel iddiaya girelim , bakalim en fazla kim suyun altinda kalacak. -- abi bakma benim böyle ciliz olduguma. su 4 kisiye girissem alayini öperim. -Bak bu salteri sakin cevirme ha.. -Ben simdi bunu dibine kadar icemezmiyim ? -Bu corbada bugün cok eksimis .. -Baba buda benim sevgilim... -Hadi vur lan vur ne var yani .. -Ulan ben bundanmi korkucam... -yüzmede yunus bile benle yarisamaz.. Doktora neyin gerek yok, beni üfürükçü Sabit Hocaya götürün. Ordular ileri Allah, allah, allah, allah,allah. Bekle Cemsit abi ben bi dalip çikacam. - Elimde bes rehine var. Taleplerim: 5 milyon, araba ve uç.... - Kocam geldi, dolaba gir. - Arbanin frenine yarin baktiririm. - Kimya ögretmeni: Bu karisim tamamen zarazsizdir. - Asansörde: Asagiya mi gidiyoruz? - Garson, birbuçuk porsiyon mantar. - Beni bu su tabacasiyla mi kortuyorsun? - Komutanim, elbombasinin pimini çekince kaç saniye bekleye... - aids de nedir, biz türküz, aidsi bile zikeriz!
  7. Kitaplarda kâsiflerin kesfettikleri kâinat kurulurken, karsi karsiya kalan kaplanlar kunduzlara kükrer; keyiflesen kalin kalçali küheylanlar kisraklara, küp karinli kadanalar katirlara kisner; köpüklü kirilgan kutuplarda kefallar köpekbaliklarina karsi kalkanlasir; kara-kuru kaplumbagalar karabataklara kostaklanir; kör kösnüler kumlarda kipirdanir; kasagisiz, kayissiz karakaçanlar karacalarla, kirlangiçlar kelaynaklarla, kazlar kerkenezlerle, kediler kitmir köpeklerle kiristirirlar; kokarcali kiraçlarda köstebekler, kelebekler, koalalar kaçisirlar; kevenli kirlarda keçiler, koyunlar, kuzular kolsuz kepenekli Keloglan'in kavalina karsi kikirdarlar; kalçalari kalinlasan, karinlari kabaran kurdeleli kizlar, kadinliga karisirlar; Kozanli Kadir kemanini, Karsli Kadri kopuzunu, Kirklarelili Kipti klarnetini, Karadenizli Kudret kemençesini, Kemahli Kamer kavalini konustururken; kutnu kumas kostümleriyle kaldirimdaki kuryeli kalabaliga karisan kiz-kurusu kivrak Kübra kadin, kaynanasi kasarlanmis kösnül Kadriye'yle koejde kol-kola kabarik kalçalarini kivirip, kimse kuskulanmadan Kernekli Kastelli'nin kuzeni Karaoglan'a karagözlerini kirpar, kiritirlar; kürdanlariyla kalem kaslarini köreltip koçeri klipleriyle kafalari karistirir, kizilca kiyametler koparirlarken, karagözleri kamastiran kumral kizlari Kamran'i Kazanova Kaan'a kakalarlar; komplimana karaktersizlerle kiristiran kafadan kontak kimi kadinlar, kabaran karinlarini kürtajla küçültüp kilibik kocalarini kandirirlar Kocamustafapasa'yla Kösemsultan'in kiymetli kerimeleri Kismet, kismetli kumbaraci Kazancioglu'yla Köprüalti'nda kivançla kumrulasirlarken; konservatuarin kafesinde karsilasan Kerim'le Keriman kardesçe kucaklassalar da, Kerim'in karisi Kumru kesinlikle kabullenmez, kiskançliktan kudurur; kaktüslü kadinlar, Kordonboyu'ndaki Konak Karate Kursu'nda kafa-kol koparircasina kapisip kendilerini kanitlarlar; kavgaci kaypak kayikçilar kaygan kulvarlarda kaykaylariyla karsilasirlarken; karsit kutuplardaki kulüpler, küme karsilasmalarinda kiyasiya kapisirlar; kozasindan kurtulan kizilipekler, kirmizi karanfillerle kenetlesir; Kizilay Kurumu'nun koordinesindeki kozalakli kermeslerde kalpaklar, kazaklar, külotlar, kanaviçeler, kukalar, kuklalar, kiviler, kuleler, krakerler, kokoreçler, kartpostallar, közde kavrulmus kabuksuz kestaneler kapisilir; kitaplar kapaklanir, kimlik kartlari kaplanirken; küresellesmede klasman kosusuna katilan Kaya kardesler, Kazasker'de Kampüsistan kurmaya kalkisirlarken; kompleksli kakavan Kerimcan'la kayinbiraderi Kayahan, kiskançlik kriziyle kahirlanip kuruntuya kapilirlar; Kavaklidere Kasabasi 'nin köy kahvesinde köylülerle karsilikli konusup, kulpu kirik kupayla kahvesini köpürteten kornaci Kömüsemmi, kendisine kulak kabartan kahveciye kizar; Kuran-i Kerim' ikem-kümlemeleriyle köylüye kiraatleyen köselesi kabartilmis kara kundurali kodos Kürsat'in konusmasini kimse kavrayamaz; Karahanli kanaatkar, kibar, kandilli kadinlarla, kakülleri kivircik kusdili! kizlar, Kaymakamligin köylerde kurdugu kurslarda kilimler, kazaklar kotarip, Kizilirmak kaynagindan kaldirdiklari kirbalarini kilitsiz kilerlere koyarak, kamisli, kendirli, kiraç kirlarda kelek kavunlar, karpuzlar kemirirler; karaciger kanserinden komalik konumundaki küçük kardesi Kalender'in kivranmalari karsisinda kalakalan koptik Korhan'in karagözlerinden kivilcimlasan korkunç kabusu karanliga karisirken; kodaman kapitalistler, komple konforlu konaklarinda kolonya kokulu kerevetlerine kurulur, keman konçertosuyla kadinlar korosunun keyifli konserlerine karsi kristal kadehlerini kaldirip, kahvelerini köpürtürler; Krallar, Kraliçeler Kulübü'nde kredi kapmak konusunda kaç kez kivirtmaya kalkisan kürkçü kallesler, kirk kat klasiklesmis, kliselesmis kahrolasi kötü kisiliklerini kaldirip köseye koymazlar; kitalari kar kaplayinca, kontratak'a kalkan kelepir kamyon kaçakçisi kotrabanlar, Kapikule Kapisi'ndan kaçirdiklari konteynerleri, Kömürhan Köprüsü'nden kaydirip Kilis'te kara kapilir, kislanin kuzuneli karakoluna kapatilirlarken; kimbilir Kozluk'taki kümeslerden kanadi kirik kaç kazla, Kahta'daki koralardan karni kabizli kaç katir kapilari kirarak kekikli kirlara kaçarlardi... Küçük körpe kizlari kaçirarak kul kilip köle kullanan kapkaççi kadin korsanlari, kentin kuytu kösesinde karsilastiklari karakol komiserini kasaturayla korkutup kaçarlarken; karacigere konan karasinekler, Kusadasi'ndan kanatlanip kalkarak Kozyatagi'na konan kugu kuslari, kafes kaçkini kinali keklikler, kumrular kivrak kosumlarla kendi kovuklarinda kabarirlar; kurt kurtlugunda kalip kizginlasarak körpe kuzulari, karni kuzucuklu koyunlari kapardi... Karli kaldirimda kosarken kundurasi kayip kapaklanan Kuris'in kafasi kanayinca, kaldirimdan kapip kaldiran Kutsi Kubibay, Kuris'i kucaklayarak karsidaki Kavacik Klinigine kavustururken; karabacakli karincalar, kanca killi kirpiler, kil kuyruklu keltos kirkayaklar karsi kiyilarin karanliginda kavislenerek kivrilan kumsalda kipir kipir kipirdarlar; korkunç kobralar, kocaman kertenkeleler kil katmanli kesekli kirlarda kivrim kivrim kivranirlardi... Kopenhag kriterlerinden kolayca kaçan, kritik konulan konusmaktan kaçinan kivirtmaci Kandirali kekeme Kerimoglu, kibirli kudretli Kuzguncuktu kiranta korkuluk Kibaroglu, kürk kaçakçiliginda kilavuz kaptan kullanan kancaburunlu Karadenizli kambur Kavrukoglu, kahkahaci Kadirgali kulagi kesik kabadayilardan kaçik Kasapoglu, koca karinli Kumkapili kaptan Kamiloglu, Kirsehirli kikirik Kabiloglu, kisla kaçkini kasketli komik Köseoglu; kukla kalpakli, kalin kasli, kulaklari küpeli, kehribar kostakli, kravati kaytanli, keplerinin kenarlari kivrimli kirk kafadar kaltaban; kurbanlik koç kesip közde kebap kizartarak, klimali, kaloriferli, kalebodurlu, kartonpiyeri!, kornesli, konforlu kiz kuleli kösklerindeki kadife kumasli, kozmetik kokan koltuklarinda konken kotarip kupa kaldirarak, kendi karmasik kompozisyonlarinda; kuramsal konjonktürde kitlesel kümeler, kültürel kanallarla klanlasip kavmiyetle kabilelesirler; kozmolojiselli, küresellesmeli, kapitülasyonla, konfederasyonlu, kamutayli, kurultayli, kapitalli, konsolideli, koyun kopyalamali kolonlamasal, kategorisel, küresel, kamusal, kurumsal, kanunsal, kalitsal, kuralsal, kutsal kavramlari kavrama konusunu kurcalarlar; kurcaladikça 'kirk küp, kirkinin da kulpu kirik küp' Karmasasiyla kavram kargasasina kapilip kafalari kördügümleserek karisir, kararsiz kalirlardi... Kepek kafali küstah keller; kadife keseli kaktüslü körler; kaftanli, kavuklu köftehorlar; kritik kosullarda keçileri kaçirmadan kirsal katmanlarda, kumsal kiyilarda, kamusal koylarda, küpestesi kopuk kotrali, kalyonlu, kayikhaneli körfezlerde köse kapmacadayken; kitap kurdu kararli kadirsinas kemaletli Kamile kadin, Kazim Karabekir Koleji'nin kampüsündeki kütüphanede kisaca kimyasal karisimlarda kivamlasan kibritin, kromun, kalsiyumun, kizamikli kadavranin, kâr- kazanç kulvarinda kalite kontrolünün; kargo, kasko, kambiyo, kart, kredi, kapasite, kaynak kullaniminin kadir kiymetini kursunkalemle kagitlara kaydederdi... Kazançlari karmasik, keten köynegi kravatli, kruvaze kiyafetleriyle keyifleri kiyak, kaprisli, kirkambar, kamuflajli kalpazan kumarbazlar, kilifli kumar kumpanyalarinda komedili kokteyller kurarak, kucagindaki konsomatrislerin kikirdamalariyla, kiyida kösede kalmis kiralik kantocu kadinlarin kivirtmalari karsisinda keyiflenip kahkahalarla kekik kokulu kadayif, karamela, kurabiye, kagithelvasi, kestanesekeri, kepçe kepçe kizartilmis kadinbudu, kadingöbegi, kaynanadili, kapuska, kokoreç, kasar, krema, kazandibi, karniyarik, küncülü künefe, kereviz, keskek, keskül, konserve, keççapli köfte, kimyonlu kisir kasiklar; kakao, kahve köpürtüp, kasa kasa konyaklar, kutu kutu kolalar, kâse kâse kaymaklar kapisirlarken; Kürecikli Kamber kalfa, körü körüne kapilandigi kurt köpekli kapida kabagüçle kölelestirilerek küçümsendiginden, kürekle kazdigi küspe kokan küflü kümesin küllügünde kanserlesen, kangrenlesen, kavruklasan kekremsi kâbusunu kamçilar; karanliga karsi korates kivilciminin küçücük katresini kandile koyamadigindan kahrolurdu... Karsiyaka'da, Karasu'da, Kanlica'da, Kesan'da, Kizilay'da kasip kavuran kasirgalardan kurtulan kader kurbanlari, kiremitli koguslarinda klasik kayitli, kaygili, kizgin, kuskulu keyfiyetleriyle kalakalir; karabasanli, kabuslu kalelerde kanli kusmuk kusad, kefensiz kabirlere kimliksiz konulurlarken; koç katimi konaklarda, kazanç kapisini kurcalayip krema kapan konuklariyla keyfe-kader kadeh kaldiran kültür katliamcisi, korkak kozmetikçi, kedi kilikli kabiliyetsiz, kapasitesiz kimi köstebek kasetçiler, kasetleriyle keriz karakterlerini karizmatiklestirmeye kalkisirlardi... Kelimeleri kirmadan, konulari kusa çevirip kivirtmadan konusmalariyla kamuoyunda kendi kisiliklerini kanitlamis, karakterli, kaprissiz, kidemli kusaktan kalender karikatüristlere, kültür kurumlarini kuvvetlendirmeyen kitlelerin karanlik kuyularda kadersiz kalip kaybolacaklarini kayitlayarak, keskin kara kalemleriyle karaladiklari karikatürlerinde kartvizitçi keratalarin kiçlarini karartip kizartirlar; kestikleri kupürleri koleksiyonlarina kor, kalici kilarlardi... Korumasiz Kemallerin, kefaletsiz Kerimanlarin keselerini, kamunun kasasini kemiren; kükürtlü küller kusarcasina kentleri kusatarak kitleleri kasip kavuran karaborsaci, kolonici, kalburüstü kesitten kartelci kodamanlar, kezzap karistirilasi konyaklarla kabalasip kizarak kazançlara kota koyunca; kaoslu kötü kosullarda kaliciliklarini kaybeden kitapçilar, kirtasiyeciler, kafeteryacilar, kantinciler, kabzimallar, kasaplar, konserveciler, kolacilar, kurabiyeciler, köfteciler, kumasçilar, konfeksiyoncular, kunduracilar, kuaförcüler, kömürcüler krizin kancasina kapilip kepenklerini kapatiyorlardi... Kredi karti kullananlarin kerizce kaziklandiklari kanitlanip, Kredi Karti Kullanmama Kampanyasi kitleleri kusattiginda, Koçbank, kimi kredi kartlarinin kapasitesini kisitlayarak, kimilerini de kapatarak kendini korumaya kalkinca; Kelkit'in Koyulhisar'daki kükürtlü kaplicasinda kalan Koray Kurtoglu, kredi kullanamadigindan korkuya kapilip kös kös kivranirken; Korkut Kiratoglu'nun kefilligiyle korkularindan kurtulup kurtaricisini kucakliyordu... Karasis Kalesi'nin kasvetli karanligini kesfeden karaborsaci karaktersiz korsan kasetçiler, kaçirdiklari Kamelyali kivrak Kevser'i kelepir karyolada kucaklayarak keyifli kepazeliklerini kamufleli kameralariyla kasetlere kaydedip, kan kusturucu kirkinci konusmalarinda kasetin kopyasiyla karayazili kontrati Kevser'in kucagina korlarken; korkunç komplo karsisinda kulaklarina karsuyu kaçan, kafasi karincalasan, karamsarliga kapilan, kirk kez kulaklarini kapatip kafasinda kabus kaynatan Kevser kadin, komplocularin kazikli kosullarini kamilen kabulleniyorken, kalp kifayetsizligiyle kapaklanip kasetçinin kucaginda kaliyordu... Konagina, kolu kanadi kirik korumasiz kadinlari kapatan, koynunda kokain koklatan komplocu köktendincilerden Kiro Karadayi'yla kayiricisi Kadim Koçakoglu, kollari kelepçelenmeden karakoldan kaçip kayiplara karisirlarken; kendilerini kare kare kameralara kayitlayan kameramanlara, "keyfimizin kahyasi misiniz?" karsi koyusuyla küfrediyorlardi... Komplocularin kasetleri kamuoyunda kötü karsilanip kinanirken; karyolalarinda keyiflesen kari koca kaset konusunda kapisinca, kizan kocanin koyuverdigi küfürlü kelimeler kanatlanip kavislenerek komsularin kulagina kaçtiginda; küfürleri kabullenemeyen kadin karakola kosup, küfürlü kelimeleri kara kalemle komiserin karbonlu kagitlarina kaydettiriyordu... Kabile kültürünün kati kurallarini koruyan kaynana, kayinbabayla kocanin kiskacinda konusamayip kivranan kadersiz, kismetsiz kimi kumalarla, karayele kapilan kararsiz, kontrolsüz, kuralsiz kalabalikta kendini kaybeden kimi kafasi karisik kisiler, karmasadan, kiskaçtan kurtulup, kendi kondusundaki kuluçkasinda karakapli kitaptan kara kehanet kuzlayan Karababa'dan keramet kapmaya kosarlarken; karine kutusunu kapan kârsinaslar, Karun'lasma kervanina katilip keyifleniyorlardi... Kalamisli Kirkor, Kayisdagli Kevork, Kuzguncuktu Kamber, Kurtköylü Kemalettin, Küçükyalili Keremullah, Karagümrüklü Kürsat, Kasimpasali koruk Kasim, Kagizmanli Kalender, Kesanli kavruk Kazim, Köycegizi! körpe Kibriye, Keçiörenli kökçe Kamile konutsuzluktan kivranir, karinlari kuruldar, kart-kurt kazinirlarken; kazikçi komprador kapitalistler, kivirtici köçek komisyoncular kontratliginda Konut Kooperatifiyle, Köy-Kent Kalkindirma Kooperatifleri kurup; kanundan, kararnameden, kamuoyundan, Keremullah'la Kitabullah'tan korkmadan kandirdiklari kit kazançli, komik konutlu, kisitli-kötü kosullu kitlelerden kopardiklari katrilyonlari, kayitdisi kazançlarina katip kasalarina koyuyorlardi... Kitleler, külüstür kondularda kuru, kisir kahvaltilari, karalahanali, karabiberli kömbeleri, közlemeleriyle kalip kirginliklarini, küskünlüklerini konusurlarken; kamu kurumlarinda koordineli kadrolasan köktendincilerin kanaliyla kamu kuruluslarini kirtiklayip kovusturma kazaninda kaynayan kartelci Kandemir'i, körolasi kongreci kalantorlar kurtariyorlar; kârli Kimpas'im, Kimsan'in, Kepez'in kapisini kilitleyip kirkbinlerce kafa, kolemekçisini kapiönüne koyuyorlardi... Kamuyu Koruma Kurulu'nun kazikçilari kayiran kahrolasi karari, Kamu Konseyi'nce de kabullenilerek kesinlik kazaninca; karara kayitsiz kalamayan karakteri kavi, karatede kara kusakli katip Kamuran, kalemini kirarak Konsey Konagi'nin koridorundan kösedeki kürsüye kayip, kitleleri koruyan kisa konusmasini kurguluyordu: -Kaytanbiyikli, karayagiz kardeslerim, koçlarim ! Kartelci, kapkaççi, kurnaz köftehorlar karsisinda kaygilanip korkarak kaskati, kupkuru kalakalmayin! Kazikçilarin kotardiklari krizlerde kerizce kaziklanmayin!Kafanizi kullanin, kucaklasip kaynasin; köpeksiz köyleri kolayca kolaçanlayip kuzu kapan kazikçi, krizci, kapçikagizli kurtlara karsi kendinizi koruyun!... Kitleler, kasvetli karda kista kazaksiz, kabansiz, keçesiz, köyneksiz, kisbetsiz, kiraç, kurak, kabristansiz, kenefsiz, künksüz, kanalizasyonsuz kubur kokan köylerinde karinca kararinca kurabildikleri küçücük kagir kulübeleriyle, ker**** konutlarinda kap- kacaksiz, karma-karisik kavsaksiz, kulvarsiz, kasarsiz, kolasiz, köftesiz, katiksiz, kalorisiz, kasnaksiz, kevgirsiz, kömürsüz, koleraya karsi korunaksiz, kitlik kiranlikla kit kanaat kerhen konaklarlarken; Kurbagalidere'nin köprülü kavsaginda kurulan Kuran Kurslarini Koruma Kurulu'nun Kongresinde Kaplanci Kadilar'in kokusmus karariyla kadinlari, kizlari Kilik Kiyafet Kanunu'na karsi kandirip kasidelerle kafalarini karistirarak kilperestlik konumunda kara kiyafetlerle kapatip, Keremullah korkusuyla kiskaçlayarak kalplerini kararttilar... Kutsal kitap Kuran-i Kerim'i kullanarak kiblegahlari kazanç kapma kulvarina kosan kepaze köktendinciler; kiyamette kaynayan katran kazanina konulma korkusuyla, körpe kizlarla kucak kucaga kalma kandirmacasiyla körükleyerek kiskirtip kudurttuklari kalpleri köreltilmis kiytinkçilar; kaba, kara, kirçilsakallilarla koalisyon kurarak katliam kampanyalariyla kümelesip, kuslukta kiyama kalkisarak, Kemalist Karafakiogullarini, Kaftanciogullarini katledip kitleleri korkutarak keyiflerini kaçirdilar... Küffarlasan kiralik, kemli-kinli, kilçik-kurtlu, kudurgan, kemik kemiren kuduz karabas köpekler; kalkan kiliç, kamçi kirbaç, kanca kargilarla Kahramanmaras'ta kiyima kalkistilar; kafa-kol kopardilar, kapilari kazmalarla kirip kurbanlik koyun gibi kalakalan korumasiz kadinlarin kaburga kemiklerini katur-kutur kirdilar, karinlarini, kasiklarini kargisladilar; kimi küçük kankalar, korkudan kakalarini külotlarina koyuverirlerken; kandaslarin, kocalarin, kirvelerin, konu-komsularin kiçlarina kimbilir kaçinci kez kaziklar kakarak; Kuyucululasip kirkbinlerce kisiyi kazdiklari kuyulara koyarak; kabilelerin kökünü kaziyip kurutmak kabilinden kundaktaki körpecik kuzucuklari da kiyim kiyim kiydilar, kitir kitir kesip kahpece, *ça, *********ça, kallesçe, kavvatça katletmekle, kimilerini de kör, kötürüm koymakla kalmadilar; Kizilbaslikla karalayarak, komünistlikle kötüleyerek; kusaktan kusaga, kademe kademe kronikleserek kozalakli, kusburnulu, kuskonmazli, kanaryali, kardelenli kentlere (Madimak'li Sivas'a) kadar kaydirdilar; Kerrar-i Kebir'le, "kan kan katliam!" korosuyla kinlerini kusarak koratesle konukevlerini de kundakladilar, kizilalevlerle kavurga kavu urcasina kadinlari kizlari, kankalari kardesleri, konuklari, körpeleri kahkahalarla katlettiler... Kitleler kan kustu, Kizilirmak karardi küstü... Katliamdan kilpayi kurtulan KALELI, kalbi kerpetenle koparilircasina kahroldu, kizdi, köpürdü; kiyimlarla Kemalizm'in kuyusunu kazarak, kapitalizmin köleliginde kainati karartan künyesi kara, keçisakalli kelpoglu kelplerin kalkistiktan karagün kiyimini kanitlariyla kitaplastirdi, konferanslardaki konusmalarinda, 'katledilenlerin kalplerde kahraman kalacaklarini' kaydederek, katliami körükleyen, katilleri koruyan kurtçu kentlilerle kanli katliamcilari kinadi: Kayalardan koptular, keklikleri kovdular. Kahrolasi kahpeler, kanatlarin kirdilar... Katliamci köpekler, katlettiler körpeler Körolasi katiller, karargahlar kurdular... ... Karadinliler kinlerini kustular Kainati kipkizil kana kestiler Kirve kardesler kanrevan kostular Karasevdalar Kafdagi'nda kalanda... Kuytu koyaklarda kartlari kardilar Kentlere, köylere kurtlari koydular Kankalari kazmalarla vurdular Karasevdalar Kafdagi'nda kalanda... Karanfil kokulu kömürgözlümü Korkusuz kalemsor keremsözlümü Katlettiler kalbi kaviözlümü Karasevdalar Kafdagi'nda kalanda... Kutsal kiliselerdeki Katedraller, Kardinaller, Katolik Kesisler, Kontlarla Kontesler de, küffarlasan kafiroglu kafirlerin korkunç kitle katliamlari karsisinda kederlendiler, kahroldular... Kargiç, kiliç, kirbaç, kiyinçtir katliamci katillerin kazanci. Keko kurban, katillerin küllisi kötü kimlikli kisiler midir? Kötü kimlikli, kinli, kasap kisilerdir kurban, kasap kisiler! Kalbi, kafasi katliamlari kabullenemeyen kültürlü kisiler kükrediler: -Kalkin kizil kalpakli kizanlarim! Kökensel kimlik kiskirticiyla kulisçilige kayip klikleserek karsit kamplasmalara kapilmayalim! Kendi kendimizle kavgaya kalkisip kapisarak kirk kat kirilip koparak küçülüp kenarda kösede, kuytu kiyilarda kadersiz, korunaksiz kalmayalim; komünikasyon kurarak kalben kucaklasip Kuvayi-millici kimliklerimizle kavilleselim, kahramanca katilalim kurtulus kervanina! Kampinglerde kamplar kuralim, kafalarimizin kösesinde kördügümleserek kalan kötü kaderlerimizin kara kepazeligini, korkularimizin kefaretini kaziyalim, kelepçeleyip küreklerle küldür küldür küreleyerek kaydiralim kayaliklardan kuytu koyaklarin karanliklarina!.. Kuzeydeki Kolordu Komutani Korgeneral Kemal'in kumandasinda Kastamonu'dan Kirklareli'ne, Karabük'ten Kayseri'ye, Kirikhan'dan Kütahya'ya, Karamürsel'den Kars'a kadar katar katar kosturan kara kuvvetleri konvoyundaki kiratli kahraman Köroglu'lara kavusup karisalim, komandolasip kendir-kement kümeleselim; küffar kalintilarina karsi kendimizi koruyup kollayalim; kekik kokulu kirlarda kisrak kimizindan kandirarak kafalarimizi kiyaklastirip, kilometrelerce karayolunu kagnilarla, katirlarla katederek; kökleri küflü, kimliksiz, kisiliksiz, kepaze kilikli, kamga kamisli, karamuklu, küt kolonlu, kösele kalipli, kurtçul kuyruklu, kafatasçi, kirçil kabasakallilari kovalim; küffarlarca kusatilmis kentlerimizi, köylerimizi, kalelerimizi, kulelerimizi kurtaralim... Karaparaci, kapkaççi, karabatakçi, kazikçi, komisyoncu komprador kapitalistlerle; kavuklu, kürk kostümlü, kaptan kösklü kervansaraylarda kahrolasi korkunç kargaburunlu, kiçi kirik kilkuyruklu, kovusturma kaçkini, korumali kötü kalpli karaborsaci krallara karsi koyalim... Karamsar, kararsiz Kubat'lari, Kadir'leri, Kamil'leri, Kenan'lari karli kislara karsi kadifeden kaftanlarla, kazaklarla koruyup kollayalim; kararli Kazim'larla, Kerem'lerle, Kerim'lerle kol kola kenetleyip kafir kalintisi keratalarla kapisalim, kahramanca... Kazibilimsel kalitlarimiz Kapadokya'da, Kadifekale'de, Karacaahmet'te, Karahöyük'te, Kazdagi'nda, Konya'da, Kelkit'te, Karaman-Kalehöyük'te, Kayseri-Kültepe'de kayalara kazinarak kabartilmis, kitabelere, kataloglara kaydedilerek külliyelere konulup kutsanmis Kibele küllüyle, karanliklarda kalmis Kavimler Kapisi'ndaki kendi kökensel imligimizle, kültürümüzle kucaklasip kaynasalim, köreltilmis kalplerimizin kapakçiklarini kalaylayalim; kirmizi karanfiller, kasimpatilar koklayarak kendimizi kanitlayalim... Kasirgalara karsi köknar kizili kizilciktan, kan kirmizisi karpuzlari, kavunlari, kayisilari, kirazlari kopartip kantarlarda kilolarini kayitlayalim, kapakli kavanozlara, kamisli küfelere koyalim; karoserli kamyonlar, kamyonetler, karavanlarla kislalardaki kilerlere kavusturalim... Kulplu kazanlar kaynatip karavanalar kuralim; közde kavrulmus kavurgalari, kavurmalari, kömbeleri, közlemeleri, kuskuslari, krepleri, kiymali karniyariklari, kabakdolmalari, kilolarca kebaplari kitlayip karinlarimizda karalim, kalorilerini kanlarimiza karistirip kaburga, kalça, kaval kemiklerimizle kollarimizi kuvvetlendirelim...
  8. marti_name şurada bir başlık gönderdi: İlginç - Gülünç Olaylar
    Yil 2050. ab komisyonu baskani odasinda otururken, yardimcisi içeriye heyecanla girer: -efendim, türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. onlari ab'ye alacak miyiz? Ab baskani: -yok canim, henüz olmaz. git, duyur, tüm türkiye ingilizce konusacak, türkçe'yi yasakliyorum. -efendim onu 5 sene önce yaptilar. hatirlamiyor musunuz? -o zaman söyle, kokoreç yasaklansin. -aman efendim, onu yemeyi 2005'te biraktilar. -ya ne bileyim? kinayi yasaklayin. -ooooo. beyefendi.onu çoktan biraktilar. Ab baskani düsünüp tasinmis ve; -dagitin lan avrupa birligi'ni...
  9. OTTAWA - Leonardo Da Vinci'nin ünlü tablosu Mona Lisa (La Jaconde), 500 yıllık geçmişine rağmen hala iyi durumda ve daha yıllarca çok sayıda hayranını çekmeye devam edecek gibi görünüyor.
  10. çay,sigara kahve hayvanların tümünü ( yılan hariç bi ona uyus oluyom ne o öyle tısss tısss tısss die geliyo soğuk bişi zaten haaa birde sivri sinekler var!!!yaw ısırmasına karşı diil vızıldamasına karşıyım.be mübarek illa surattan mı kapman lazım git ayaklarımdan al kanı bişi diyormuyum ? beni uyandırmada ne halt edersen et töbeee aklıma geldi kızdım bak şimdi!!!)
  11. Sevgili,senli bir günümü daha yasadim,gün aksam oldu ve seni sorgulamanin zamaniyla beraberim iste!Askin tadiyla mutlu bir gün ve kimi elemlerle hüzne bölenmis bir gün!Ask yürürken insanin içinde ayak izleri hep hüzün oluyor çünkü!Çünkü hüzün yasanmis mutluluklarin sonrasindaki özlem olmakta benim için artik.Senin güzelliklerinle renklenen zaman, biterken bir hüzün buklesi gibi içime yerlesiyor sevgili!Seni, sesinle katiyorken hayata bir cosku oluyorsun dakikalarca dinlemek ve kalbine sesimi birakabilmek hazzina eriyorum.Seni sesinle içerken, her zerreme zerkediyorum askini ve daha çok özlemini yasiyorum.Bir sihrin mucidi olmak ve bir anda yaninda bitivermek istiyorum bitanem.Sesindeki her terennüm ask nagmeleri söylüyor kalbime.Kalbim sanki bir lir oluyor ask tanrisi erosun elinde ve senli nagmeleri besteliyor.Senin sesinle bestelenen bir hayati yasiyorum ben sevgilim.Ama ne zaman ki, zaman seni sessizlige gidiyor ben elemli bir sükutun derbederi oluyorum.Ben seni sesindeki askla seviyorum sevgilim. Ve ask özlemin tadinda yasanirken hüzne bakan gözleriyle bir vuslat nasip oluyor bize.Sen kollarimda tüm sicakliginla bir çok güzel rüyanin sunusu oluyorsun. Dudaklarinla ask katiyorken dudaklarima ben sende diriliyor bir baska özlemle sariliyorum sana!Içimi sel baskinlarina benzer bir arzu bürüyor ve ben seni kollarimda özlemle tutuyorum.Kokun ask buhurdani gibi içime islerken ve ben nefes nefes seni içime biriktirirken doyumsuzlugunu bir kez daha fark ediyor ve bir baska özlüyorum.Gözlerin,askimi nazar eden gözlerinde piriltilar cümbüsü raks ediyor ve sen gözlerinde de buse oluyorsun bana taa kalbime birakilan!Ah o gözlerin aski içe sindiren bakislari yok mu.her seyi sevgili kilip güzellestiren ve sevgiliyi gözlerinin en derununda özleten.iste anlam denilen bu olsa gerek!Kalp bir isyan eskiyasi gibi seyr ü sefer etmeye cüret edecek kadar kendini yitiriyor ve o gözlerin kulluguna soyunuyor. O gözleri aleme sultan ilan etmekte feveran ediyor.Gözlerinde cennet olmak ve orda kendimi seyretmek ne çok özlemin adi olmakta sevgili.Ben o cennete kabul edildim edilmesine ama hala özlemindeyim iste!Ben o gözlerin nazarini ve o dudaklarin tadini ve beni ask diye çarpan kalbi özlemekteyim sevgili,çok özlemekteyim!Bazen kendimi her seyden çok bir bastan bir basa özlem olarak görmekteyim sana karsi!Ama sevgili ben seni gözlerine aldigin askla ve dudaklarinda içirdigin sevdayla çok özlüyorum çat kapi giderken sensizligin karanligina, yüregimdeki devasa askla!Ve tekrar bir vuslati ümit etmek isigiyla askina çogalarak an be ana seni yasiyor ve özlüyorum sevgili,çok özlüyorum! Ask yeni bir heyecani daha var ediyor kalbimde ve yeni bir özlemi daha sürüklüyor pesi sira;gözlerinden,dudaklarindan,ellerinden yani senden giderken sevgilim! Sen bende en sevgili olmanin yeni bir adimi,ben sende en sevgili olmanin yeni bir ümidi daha oluyorum!Seni çok seviyorum sevgili çook…!
  12. Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış. Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış. Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye. Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. Bir anda afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. ıçinden "Ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş. Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu. "Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim.". Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve "Merhaba" demiş, "bende yalnızlıktan sıkılmıştım zaten.". Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış. Papatyada ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş. Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış. Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edipte bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatyada kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini. Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana, ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler. Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve "Üzgünüm, ama senden ayrılmam gerekecek" demiş. Papatya buna bir anlam vermemiş. "Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda mutsuz musun?". "Hayır" demiş kelebek. "Bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. Ve ben de ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim." Papatya bu duruma çok üzülmüş. Ama yapacak bir şey yokmuş zaten. Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "Sevi seviyorum" diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış. Sadece "Bende..." diyebilmiş kelebeğin arkasından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş. ıçinden "Keşke onunda beni sevdiğini bilseydim. Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş. Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya, içinden "seviyormuş" diye geçirmiş. ışte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş; seviyor mu? Sevmiyor mu diye..
  13. marti_name şurada cevap verdi: egzorsist başlık Havadan Sudan Konular
    arabesk fantazi pop sevmem
  14. Elektronik bir kütüphane veya kitap yerine geçen The Reader'ın (okuyucu) aynı zamanda mp3 müzik çalabilme ve pdf doküman gösterme gibi özellikleri de bulunuyor. Tümleşik 64 mb belleğe sahip olan The Reader, yaklaşık 80 kitabı depolama imkânı sunuyor ve kapasitesi üzerindeki Memorystick (Sony'nin çıkarılabilir bellek kartı) yuvası sayesinde artırılabiliyor. 18 cm uzunluğunda, 12 cm genişliğinde olan The Reader, 250 gram ağırlığıyla kullanıcılarına taşıma rahatlığı sağlıyor. 350 dolara (yaklaşık 525 YTL) satışa sunulacak olan The Reader'ın en önemli özelliği ise, dokunmatik ekranında okuyucuların gözünü yormayan E-ink (e-mürekkep) adlı özel bir teknolojinin kullanılıyor olması. Gerçek bir kitap okuma hissi veren ekran çok az enerji tüketiyor. 4 saatte şarj edilebilen The Reader'ın pilleri, tek şarjla 7 bin 500 sayfa okumaya olanak veriyor. Sony, piyasaya süreceği bu cihazın yanı sıra, altı büyük yayıneviyle işbirliği yaparak, 10 bin elektronik kitabın yer aldığı Connect adlı bir online kütüphane hizmeti de sunacak. Online kütüphaneden istenilen kitap 6 dolara (yaklaşık 9 YTL) indirilebilecek. The Reader, online kütüphaneden indirilen herhangi bir kitabı, 5 kişiyle paylaşma imkânı da tanıyor. The Reader ve Connect kütüphane hizmeti cumartesi günü ABD'de piyasaya sunulacak.
  15. Yuvadaki 58 çocuk hastaneye kaldırıldı Bahçeliever Çocuk Yuvasındaki 0-2 yaş grubundan 58 çocuk, sabah beslenmesinden sonra rahatsızlanarak değişik hastanelere kaldırıldı. İstanbul Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, Bahçelievler Çocuk Yuvasında bakım altında bulunan 0-2 yaş grubundaki çocuklardan 58'inin bugün sabah beslenmesinden sonra kusma ve ishal belirtileriyle rahatsızlandığı ifade edildi. Çocukların Cerrahpaşa, Çapa, Haseki ve Bakırköy hastanelerine sevk edilerek kontrol altına alındığı ve tedavilerinin devam ettiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi: ''Saat 10.30 itibarıyla çocuklarımızın sağlık durumlarının iyi olduğu, acil durumda bulunan çocuğumuzun olmadığı, kontrol ve tedavilerinin devam ettiği anlaşılmıştır. Konu ile ilgili valiliğimiz ve SHÇEK Genel Müdürlüğünce derhal gerekli incelemeler başlatılmıştır.''
  16. marti_name şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde İlginç - Gülünç Resimler
    ilginç
  17. ?

    marti_name şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde İlginç - Gülünç Resimler
    çok hoş tşkler
  18. Türk Telekom, Microsoft, Intel, Vestel ve Casper işbirliğiyle yürütülen kampanyada Windows Starter yüklü 200.000 bilgisayar piyasa değerinin altında satılacak. Her eve bilgisayar kampanyasının liderliğini Türk Telekom üstleniyor. NTV-MSNBC Güncelleme: 13:37 ET 28 Eylül 2006 PerşembeANKARA - Türk Telekom, Microsoft, Intel, Casper ve Vestel, Türkiye’de bilgisayar kullanımını artırmak amacıyla ortak bir kampanya başlattı. Vestel ve Casper’in üreteceği bilgisayarlarda Intel Celeron işlemci ve Microsoft Windows işletim sistemi bulunacak. Hükümetin de desteklediği lansman toplantısına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun da katıldı. Kampanyada, 1 Ekim- 31 Aralık 2006 tarihleri arasında 200.000 bilgisayar 371 dolar+KDV fiyatla piyasaya sunulacak. Kampanyada sunulan bilgisayarlarda TTNet’in sağladığı internet bağlantısı da bulunuyor.
  19. 5. Mersin Uluslararası Müzik Festivali kapsamında dünyanın ünlü bir bale topluluğu sahne alıyor. Kirov Bale Yıldızları, Mersin’de muhteşem bir göz ziyafeti çekecek MERSİN - Mersin Kültür Merkezi’nde, 29 Eylül’de saat 20.30’da başlayacak etkinlikte, izleyiciler, bale repertuarının en seçkin eserlerinden bölümler izleyecek. KİROV BALE YILDIZLARI HAKINDA: 1860 yılında kurulan, aynı zamanda hem ülkesinde hem de yurtdışında temsiller yapabilen, bünyesinde 3 ayrı orkestra ile toplam 2000 sanatçının faaliyet gösterdiği ünlü Rus topluluk, 25 kişilik seçkin bir grupla Türkiye’ye geldi. Mariinsky Tiyatrosu Kirov Balesi her yıl ‘Uluslararası Bale Yıldızları Festivali’ de düzenlemektedir. Dünyanın hemen her yerinde başarılı temsiller vermiş, büyük başarılara imza atmış ve klasik bale sanatında bir ekol olarak tanınan Mariinsky Tiyatrosu Kirov Balesi, eşsiz müzikler ve mükemmel bale eserleriyle, iki saat boyunca izleyicilere tadına doyulmaz bir gece yaşatacak. Mariinski Opera ve Bale Salonu: İlk kuruluşunda Marinski Opera ve Balesi olarak bilinen bu sahne, Sovyet zamanı (1935) Kirov Opera ve Balesi adını alır. 1992 yılında ise sahnenin tarihi adı geri verilir. Günümüzde Marinski Opera ve Balesi adını alan sahne, bu tarihsel sebeplerden dolayı, yurtdışında Kirov Balesi olarak bilinir.
  20. marti_name şurada bir başlık gönderdi: Tiyatro
    Tiyatro Kedi’nin romantik komedi türündeki yeni oyunu ‘Omuzumdaki Melek’ 20 Ekim’de başlıyor. İSTANBUL - Hem imkansız hem de yersiz bir aşkın pençesinde, aşktan gözü kararan Donna (Ayda Aksel), çareyi “ölerek kurtulmakta” bulunca, devreye omuzundaki melek (Teoman Kumbaracıbaşı) girer. Mecburen hayatına girdiği Donna’yı yaşama bağlamak için evine yerleşen melek, Donna’nın hayatının aşkı Paul (Hakan Altıner) ile de görüşmek zorunda kalınca, olaylar arapsaçına döner.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.