Zıplanacak içerik

marti_name

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

marti_name tarafından postalanan herşey

  1. marti_name şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    Endüstri Meslek Lisesi Motor bölümü mezunuyum ne ünisi ya sen ?
  2. marti_name şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    Değmez demiyorum ki ama her insanın bi yaşantısı girdileri çıktıları vardır...engelliler bölümünde yazdığım gibi Gazetede çalışmaya başlayacağım aylardan beri sigara parasına çalışıyorum.işlerimiz yolunda giderse buraya gelmesini kim bekler ? basar giderim İstanbula...bi kaç ay önce bilirsiniz Türkiye de 16 yeni üniversite kurulması kararlaştırıldı ama Ereğli resmen ağzını açtı baktı öyle...en azından öğrenciler getirirdi yada onların oyunları olurdu izlerdik...kardeş türkülerin hayranıyım istanbulda konserlerine gitmeye niyetledim 40 YTL idi fiyatları ama ünilere gittikleri zaman taş çatlasa 10 YTL oluyor...işte üni olmuş olsa giderdik etkinlikllere falan...
  3. AKP hükemeti özellikle başbakanın aklı Osmanlıda kalmamış olmasa Türban olayında bu kadar sert davranmazdım.anlasınlar artık bunu ? bu adamlar Atatürk'ü sevmiyor yahu var mı ötesi berisi ? biz neyi tartışğımızı iyi bilelim gerçekden türbanı mı yoksa Hükümetin Atatürk'e haliyle Cumhuriyete olan tavrı mı ? bu çizgiyi yakalayabilse insanlarımız sorun kalmaz...
  4. marti_name şurada bir başlık gönderdi: Müzik - Müzikle ilgili herşey
    seyahatname albümündeki giriş yazısına hayran olduğum ..25 mayıs 2001 saat :21:00 de yıldız sarayın'da konseri olan yanakları sıkılası insan .. "neyin feryadi ile baslar mesnevi'sine mevlana, dogdugu topraklardan kopusunu, hayat dedigimiz bize ayrilan zaman dilimindeki seyahatini, bir diyardan digerine, bir sevdadan baska sevdalara gidisini anlatir ney'in. en sade ve oz haliyle, insanin, hepimizin oykusudur ney'in hikayesi. her birimizin basli basina bir dunya oldugunun; her bir gonlun acilar, sevdalar, umutlar, asklar, dert ve dermanlarla yogrulmus seyahatinin ney'e yansiyan sedasidir. dogdugumuz andan itibaren, cogu zaman taklit gorenekler, kuru inanclar, sevgisiz ideolojiler, bos menfaatler yada kohne gelenekler tarafindan haciz edilmis hayatlarimizin ozunde, tek bir seyahatin yolcusu olmak gibi kacinilmaz bir ortakligi paylasiriz tum insanlarla. basi ve sonu olan herseyin bitmesinin, gecip gitmesinin kacinilmaz oldugu bir dunyada, nufus kagitlarimizdaki bilgilere ya da cuzdanimizin kalinligina bakilmaksizin yeri, ismi ve zamani bilinmeyen bir istasyonda hayat treninden indirelecegimiz gercekligi hic bir ayrim yapmaksizin hepmizin karsisina cikar. kimimiz seyahatinin mektuplarini yazar, digeri nakseder, kimi seyahatlar ise sabirla baslayip sirla muhurlenir, kelimelerin kifayetsiz, namelerin caresiz kaldigi seyahatler vardir. ney'inki boylesi bir seyahattir, namesi herhangi bir seyahate degil "seyahat" 'in kendisine ait bir feryattir, hayatin ozunun, henuz isimlerle, sifatlarla, mal-mulk-varlik-yokluk endisesi ile tozlanip kirlenmemis, yeni dogmus bebegin heyecanla carpan yuregi gibi kayitsiz, hesapsiz carpisinin ifadesidir. belki de tum seyahatler en basta sahip olup elimizden kus gibi ucan bu safligi, ictenligi bulmaya dair bir arayistan ibarettir. besyuz milyar yildan daha yasli bir dunyada, tarihi otuzbes bin yila ancak uzanan insanin, yetmis yillik hayati yunus'un bir goz acip yummasindan dahi kisa bir surece tekabul eder. sadece kendimizin sahip oldugu bu "seyahat an'ini" kosturmacalar, telaseler, endiseler, anlamsiz mucadeleler icinde yitiririz cogu zaman. binalar, caddeler, betonlar arasinda para pul pesinde acimasizca suruklenen maddi dunya ile, enerjisini tenbih ve tehditden alan, hukumlerini ve menfaatlerini ates korkusu ile korukleyen "dinler ve ideolojilerin" arasindaki, gonlumuzdeki titrek mumu sondurmeden yasama cabamizda, ask'dan baska hicbir soz soylemeyen mevlana'nin, yunus'un yani gercek asik'larin sohbeti; comertligi ve berrakligi ile kimseyi ayirmadan, secmeden, elemeden, herkesin uzerine aydinligini salan gunesin kara bulutlarin arasindan cikivermesi kabilinden hayatimizi ask ve sevgiyle aydinlatir. asik'larin dili birdir; ask dilini konusurlar, anlamak icin ne tercuman, ne sozluk gerekir, aska talip olma istegi, talebin kabul edildiginin mesajidir. asik'in mekani gonul evidir; camiler, kiliseler, tapinaklar, butun muhtesemlikleri ve susleri ile dunyanin tum dini mabedleri, ac kalmisa karsiliksiz uzatilan ekmegi veren gonlun ferahligi ile tozdan yapilmis resimler gibi ucusur giderler. tozlarin, masallarin, mitolojilerin alimli yollarindan ziyade, gonul evimizde bizi hasretle bekleyen sevgilimize kavusma yolundaki seyahatimizin nameleridir buradaki sesler. samimi olmak disinda hicbir iddiasi olmayan calismalardir. hasbel kader icerisinde begenilen bir sey bulunursa, bu suphesiz gonlunu, sanatini, samimiyetini bu albume koyan cok degerli muzisyen dostlara, hatalar ve kusurlar ise tamamen bana aittir. uflemeye calistigimiz neyden onbes yildir cikarttigimiz tum sesler, muzikler, besteler, degerli hocamiz kutb-ul ney niyazi sayin'in tek bir rast notasindan daha acizdir, gucsuzdur. tum bu soylediklerimizi, caresizligin ve sogugun bagrinda yalinayak sokak ortasinda elindeki tiner sisesi ile uyuyakalan cocugun tek bir gulumsemesine hic dusunmeden degisiriz. name'lerimin, seyahati sirasinda sayiklayan bir meczubun samimi icten, kusurlarla dolu sedalari olarak, hicbir sekilde ciddiye alinmayarak dinlenmesi umudu ve duasi ile..." mercan dede, montreal, ocak 2001.
  5. marti_name şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    Karadeniz Ereğlisindeyim...çok nadir geliyolarlar...gidebildiklerime gidiyorum ama Ferhan Şensoy 2 defa geldi gidemedim.kötü zamanlama ayrıca bilet fiyatları İstanbul'a göre değişiyor azda olsa...ama ne bilim istanbulda Şehir Tiyatroları sanırım 5 Ytl gibi bişimiş.7 gün Tv izlemek yerine hafta 1 kere tiyatroya gitmek yeter gibi geliyo bana.
  6. marti_name şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    ahh ahh tiyatrolar buraya gelse ve gidebilsek de telefonlar çalsa ben razıyım
  7. Melekler Şehri / Cıty Of Angels
  8. sooooon hafta şampiyonluk kaçar mı beeeee ohaaaaaa fenerbahçeeee laylalalaylaaaay
  9. Kanal D'de Okan Bayülgen'in sunacağı, hafta içi her gün saat 18.40'da yayınlanacak, haber-show formatında 'Haber Makinası' adında yepyeni bir program başlıyor. Bu haber-show ile, 12 Aralık Pazartesi gününden itibaren makinacılar artık hafta içi her gün çalışmaya başlıyor. Makinacılar 'Haber Makinası' ile habere bambaşka bir gözle bakıyor. 'Haber' farklı bir bakış açısıyla ele alınıyor. Okan Bayülgen ve ekibi, 'Haber Makinası' ile hafta içi her gün sürprizlerle karşımıza çıkıyor.
  10. alemsin ya ahahahahaaa çok güldüm bende merak ediyorum ne açacaklarını
  11. marti_name şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Televizyon ve Radyo
    olur olur hala forumumuzda forum oyunlarına çok az takılan üyeler var...neslimiz ha tükendi ha tükenecek ama accık da olsa varız
  12. TRT ye sesimi duyurmak istiyooooooom...yaw çok güzel diziler yapıyosunuz ve sonra geceleri tekrarlarını veriyosunuz çok iyi oluyo geceleri takip edebiliyorum ama mübarek insanlar dizi bitmeden tam etler kıvama gelmişken neden yayından alıyosunuz
  13. 1962 Kasımında Paris'te Avni Arbaş, Güzin Dino, Nâzım, Abidin Dino, Vera Tulyakova. Kırlaşan saçlar Münevver Andaç ile Memet Moskova'ya ancak Nâzım'ın ölümünden sonra geldiler Moskova'da Novodeviçiy Mezarlığı'nda Nâzım Hikmet'in mezarı.
  14. Bursa Cezaevi'nin avlusunda Grevin altıncı günü gazete haberi. Celile Hanım Köprü'de imza toplarken Cezaevinden çıktığı günlerde Münevver Andaç'la. Mühürdar Bahçesi'nde 1951 Haziranı : Münevver, Müzehher Vâ-Nû, Nâzım, Zekeriya Sertel, Renan, arabada Memet 29 Haziran 1951. Moskova Hava Alanı'nda Edebiyatçılar Birliği'nin karşılama töreni. 1951 Ağustosunda Doğu Berlin'de yapılan Dünya Gençlik Festivali'nde Nâzım Hikmet kendisini coşkuyla karşılayan gençlerle. Nâzım Peredelkino'daki daçasında Türk kahvesi içerken. Dr. Galina ile Nâzım Hikmet. Nâzım Peredelkino'daki daçasında Memet'in fotoğrafları önünde dinleniyor.
  15. 11 Nisan 1941 günü Çekirge'deki bir otelin bahçesinde Selma, Taşkın (Leyla), Nâzım, Piraye. Nâzım banyo izniyle gelmiş. Çekirge'de Piraye'nin kaldığı otele banyo izniyle gelen Nâzım'ın sokak fotoğrafçısına çektirdiği bir mutluluk fotoğrafı. "Güzel yüzlü şair" Bursa Cezaevi'nde. Bursa Cezaevi'nde.
  16. 1939 yılında Erenköy'de Misket'in bahçesinde Nâzım ile Memet Fuat. Nâzım'ı sevenler sağlık nedeniyle cezasının uygulanmasını altı ay erteletmeyi başarmışlar. Ama altı ay dışarıda kalamayacak. Çankırı Cezaevi'nde. Kemal Tahir, Nâzım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı Çankırı Cezaevi'nde. Çankırı'da Piraye'nin kaldığı evin sahibi hanım ile çocukları, sol başta Mehmet ile Fahamet, sağ başta Piraye. Hikmet Kıvılcımlı, Nâzım, Piraye, Fahamet, Mehmet Çankırı Cezaevi avlusunda. Nâzım ile Piraye Bursa Cezaevi'nde.
  17. Mithat Paşa köşkünün bahçesinde Naci Sadullah, Nâzım, Samiye, Mahmut Yesari, Samiye'nin oğlu Hikmet, Piraye, Seyda Nâzım ile Piraye Mithat Paşa köşkü günlerinde. İpek Film Stüdyosu'nda "Güneşe Doğru" adlı film çekilirken, Arif Dino, filmin kameramanı, baş kadın oyuncusu, Nâzım, omuzuna dayandığı ressam Faruk Morel, arkalarında İhsan İpekçi ile Osman İpekçi. Nâzım Hikmet Ankara Merkez Nâzım Hikmet Ankara Merkez Komutanlığı Cezaevi Bahçesinde.
  18. anlatamıyorum sanırım... o dediğin çocuklara oyuncakcılarda tüfekler,tabancalar,askeri oyuncak satılıyor... o çocukların babalarının bir çoğu futbol seyrederken örnek olunmaması gereken şekilde örnek oluyorlar... burası Türkiye çocuk yaşta yedikleri şekerlemeler vs o kadar sağlıksız şekilde besleniyorlar.... Tvlerde iyi karakterlerde bile elinden silahı düşürmüyor... Sigarayı övmüyorum,hatta ben tiryakilik kelimesine uyuz olurum bu kendimizi avutmamız baya baya 'madde bağımlı'sıyız ama saydığım ve sayabileceğim bu kadar şey varken Sigaraya bu kadar tepki gösterip söz ettiğim şeylerde gözünüzü yummanıza karşıyım ve genelleme yapmak istemem ama Türkiyede bi çok insan saydığım şeylere gülüp geçer...yani sadece sigara mı kaldı ?
  19. Nâzım, halasının oğlu Orhan Ezine ile çektirdiği bu fotoğrafı, Piraye'ye 24 Mart 1930'da "Karıcığıma" diye imzalayarak vermiş. İlk beş kitabı için açılıp aklanmayla sonuçlanan davanın duruşmasında. Aynı duruşmada. Samiye, Nâzım, Piraye, Seyda bir kır kahvesindeler. Nâzım'ın 3 Eylül 1931'de Piraye'nin kardeşi Selma'ya imzalayıp verdiği bir fotoğrafı. Mithat Paşa köşkünün bahçesinde Piraye, Nâzım, Samiye.
  20. Nâzım Hikmet ile ilk karısı Nüzhet Hanım Moskova'ya ikinci gidişi yıllarında. Nâzım Hikmet ile ikinci karısı Dr. Yelena Yurçenko. Nâzım Hikmet ile Laz İsmail'in (Bilen) Rize'den İstanbul'a getirilişlerini haber veren "Cumhuriyet" gazetesi.
  21. Nâzım Hikmet'in babası Hikmet Nâzım Bey Nâzım ile kardeşi Samiye. Nâzım Hikmet Bahriye Mektebi öğrencisi. Nâzım Hikmet, annesi Celile Hanım,kız kardeşi Samiye ile. Samiye, Hikmet Bey, kucağında ikizlerden Fatoş, Nâzım, kucağında Metin. Nizamettin Nazif, Nâzım Hikmet, Vâlâ Nureddin Samiye bir arkadaşlarıyla piknikte. Nâzım Hikmet ile Vâlâ Nureddin Bolu'ya öğretmen olarak atandıkları günlerdeki kılıklarıyla.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.