marti_name tarafından postalanan herşey
-
nba'da starların sözleri
tşk
-
Şu an ne dinliyorsunuz
ardımda bırakıp gül çağrısını ayrılık anı bu sisli şarkıyı irmaklar gibi akıp uzun uzun terk ediyorum bu kenti ah ölüler gibi şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi sonsuz bir yangın gibi sevmesem öyle kolay çekip gitmek yaralı bir kuş gibi kumral bir çocuğun yaz öyküsü bu şarkılarla geçtim aranızdan yalnızlar gibi susup uzun uzun terk ediyorum bu kenti ah bir aşk gibi şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi sonsuz bir yangın gibi sevmesem öyle kolay çekip gitmek yaralı bir kuş gibi düşlüyorum bu kenti son bir aşk gibi
-
Günün Türküsü
Yemen senin cölün kumdan Ne istedin yar yar yavrumdan X2 Ne yolun ne iz bilirim Yemen yavrumu özledim X2 X X X oooy yemen söyha yemen Bülbül ötmez yar yar gülümcemen X2 yigdim canim veriyor üc yetimle yar yar ben neydem gelinim hasta yatiyor üc yetimle ben neydem X X X Su yemende salim pasa kuzgun gibi yar yar döner basa X2 Param yok´ki meden verim yemen yavrumu özledim X2 X X X oooy yemen söyha yemen Bülbül ötmez yar yar gülümcemen X2 yigdim canim veriyor üc yetimle yar yar ben neydem gelinim hasta yatiyor üc yetimle ben neydem
-
Bir bebeğin öyküsü..
hiç bişi bu kötülüğe bahane olamaz
-
Aslan burcu özellikleri
o emeğe saygısızlık
-
EN BEĞENDİĞİNİZ FİLM SAHNELERİ...........
anlat istanbul filminin sanırım son sahnesiydi altan erkeklinin o...bu istanbul diye bağırması
-
Bir bebeğin öyküsü..
rica ederim.aslında haklısın bunu düşünen anne adaylarına okutmak lazım
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
maryam sen bırak tehlikeyi ben sana beyleeeeeeeeeeeeee Bol Tereyağlı İskenderi anlatayım mı kazık çakmadım bu dünyaya aklımda kalacağına midemde kalsın!!!tez zamanda ölürüm helvamı yersiniz.eğer fıstıklı olursa gömerken yanıma koyarsınız helvadan
-
martı_name
Tşk ederim sardunya tanıştığımıza memnun oldum dogwille benim liderlik huyum yoktur wallahi yok yaw tşkederim
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
maryan neye inanmıyorsun yaw şişkonun tekiyim işte
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
bunu çok yaparım gerçekden nasılsa kendimle alay ediyorum darılan olamaz maryam gerçekden yakışıklıymış.yani boyunun kısa olmasına rahmen resimlerine baktığın zaman heybetli çıkıyor.mesela ben 110 kiloyum 1.78 boyundayım yok anam yok sıfatta memenet yok
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
alay diil gerçek yaw
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
maryam hele şuna baskı yap gitmesin yaw beni dinlemiyor
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
Türkçesinide alabilirmiyiz ? senin karşında Endüstri meslek lisesi motor bölümü mezunu var
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
kal
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
gidecekmişmişmişmiş
-
Bir bebeğin öyküsü..
Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor. Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim. 19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım. 23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hala daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya… Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem! 27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne? 2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz. 12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum. 20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım… 25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım.. 10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var… Anneme benziyorum galiba… 13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz.. 24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi? 28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim… Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An… Ah! Kürtajınız tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun !..
-
Sende sevseydin beni
Erişilmez bir uçurumun kıyısında, senden başka kimsenin farkında olmadığı bembeyaz bir çiçektim ben. Sen ise, dört mevsim özlemini çektiğim yağmur. Üstüme yağışını severdim, yapraklarımdan aşağı akışını, her damlanı içime çekişimi severdim. Bedenimde seni hissedişimi. Her damlan alıp götürürdü beni adını bilmediğim, tanımadığım yerlere... Sen yağınca susuzluğum dinerdi, biterdi kimsesizliğim, dağılırdı ürpertilerim. Serin bir meltem değip geçerdi yapraklarıma. Dünyalar benim olurdu, uçardım sevinçten. Günlerime, gecelerime; hiç kimsenin bilmediği, fark etmediği sıcak bir sevgi dolardı. Sıcak bir sevgi dolardı yüreğime. Her çocuğa gülümserdim; her kuşa, her kelebeğe, her arıya gülümserdim... Erişilmez bir uçurum kıyısında rüzgarlara ağıt yakan, yalnız ve boynu bükük, bembeyaz bir çiçektim ben. Sen, bakışlarında sevdalar gizleyen, sevdalandığım, gözleri menekşe rengi küçücük bir kızdın.. Adına Seher demiştim, adına sevda, adına umut. Sevdam, umudum her şeyimdin. Günüm, günaydınım, gülaydınlığım seninle başlardı. Tek sevenim, tek sevdiğimdin. Yağmurumdun sen; kurak günlere, ayaz gecelere inat. Hiç bitmeyen bir umut, özlem ve hazla beklerdim seni. Gelmediğin zaman boynumu büküp, kapar gözlerimi seni beklerdim. Özlemin umudum olurdu, umudum özlemin. Beklerdim, beklerdim bıkmadan, usanmadan... Çünkü seni seçmiştim ben, sevdam, arkadaşım olarak. Sevdanı yüreğime nakış nakış işlemek için. İşlemeliydim ki, fırtınalar, boranlar içinde bile olsa kardelenler gibi açmasını öğrenmeliydim... Umudumun bitip tükendiği anlar da oldu elbette zaman zaman. Seni beklerken, bekleyişin işkenceye dönüştüğü zamanlar da olurdu. Günlerin yıllara döndüğü zamanlar olurdu. Ama hiç şikayet etmedim, şikayet etmedi yüreğim. Çünkü seni delicesine seviyordum ve bu sevgimle mutluydum. Özlemine zor da olsa katlanıyordum bir umutla. Sen beyaz bulutlarla gelirdin, bembeyaz gelinlikler içinde. Hayran hayran bakardım sana. Sen gelince ardından gökkuşağı gelirdi. Gökkuşağına dönüşürdün rengarenk. Her renginde umutlarım vardı, hayallerim vardı. Canlı, cansız tüm varlıklar kıskanırdı güzelliğini... Sen, hayatıma kattığım canım, gözbebeğimdin. Ben de senin cançiçeğindim. Gözlerime dolan bulut, üzerime yağan yağmurdun sen. Toprağa saçtığım umudumdun. Havaydın, hayattın, suydun, sevgime bandığım gülaydınlığımdın, günaydınımdın... Yıllar sonra şimdi yine bekliyorum seni, bir umutla. Ama artık azalan hatta tükenen bir umutla... Ömrümün bütün dilimlerine kar yağıyor şimdi. Kar da beyaz ama ben yine de direniyorum. Çıkıp gelmeni, üzerime yağmanı bekliyorum. Bir zemheri mevsimiydi ayazda bırakıp gitmiştin hayallerimi. Bak yine zemheri. Dağlara kar yağıyor ama sen yoksun. Sen yoksun, acılara özlem yağıyor... Bak, kar yağıyor üstüme, iliklerime dek üşüyorum. Yine de yüreğimde ateşler yakıyorum. Dönersen ellerini ısıtırsın diye... Unutmuşum, içimdeki umutların beyazlığını... Unutmuşum mavi, yeşil, al renkleri... Ne zaman bir yağmur sesi duysam, ne zaman bir su sesi, içimde sevgiler kanar, pınarlar kanar benimle. Sonra sen gelir dökülürsün içime, sen gelir dökülürsün gözlerime, kirpiklerim dökülür yollara. Gülaydınlığın doğar üstüme. İşte o zaman dağ dağ özlem kesilirim, bulut bulut, hüzün hüzün.. Düştüğüm her uçurumda sen varsın yanımda seni taşıdım içimde bir damla gözyaşı gibi bütün yıldızlara ismini haykırdım, bütün gecelere bir sen yoksun bir sen duymuyorsun bi-tanem rüyalarımı hicran alır her gece gelmezsin çağrılarım isyan olur her gece bilmezsin sevdasını yüreğime taht kurduğum nerdesin bir sen yoksun bir sen bilmiyorsun bi-tanem bil ki hep sana aktım bu sevdalı nehirlerde hep seni bekledim bu düştüğüm yerlerde ümit kervanları bir bir gelip giderler de  bir sen gittin bir sen gelmiyorsun bi-tanem Gel... Gel ki, sarı papatyalar açsın, kır gülleri, kır menekşeleri, kırkkanatlılar açsın. Yol alsın umuda nazlı cerenler, ceylanlar, karda boranda yolunu yitirenler. Gel can gelsin solmuş anılara. Boşalsın sicim sicim gözyaşları, ırmak olsun susuz kalmışlara; kardeş olsun dostluklara, yüreğimdeki merhamete... Gel... Gel ki, sevginle anlam bulsun duygular, gözlerimden toprağa düşen damlalar.... Gelmeni istiyorum biten umutları, yiten sevdaları diriltmen için, solan yaprakları yeşertmen için. Tüm ümitlerin tükendiği anda çıkıp gelmeni, üzerime yağmanı bekliyorum. Bu sitemdir sanma. Bil ki, gelmezsen solup gideceğim, bitip tükeneceğim. Bir daha bir daha hiç bir mevsim açmayacağım çiçeklerimi, gülümsemeyeceğim gül yüzlü çocuklara, gül desenli baharlara, kırlara, ceylanlara... Gel!...
-
Avcı Ile Serce
Avcının biri bir gün bir serçe avlar, serçe dile gelerek avcıya "Bana ne yapmayı düşünüyorsun" diye sorar, avcı serçeye " seni kesip yiyeceğim" cevabını verir. Bunun üzerine serçe avcıya "vallah,, benim etim ne kahvaltılık olur, ne de karın doyurur. Fakat eğer beni salıverecek olursan sana üç şey öğretirim, onlar etimi yemekten daha çok işine yarar. Kabul edersen bu üç şeyin ilkini şimdi elinde iken, ikincisini elinden uçup karşıdaki ağaca konunca üçüncüsünü de ağaçtan uçup önümüzdeki tepeye varınca söyleyeceğim" der. Kuşun teklifine avcının aklı yatar, onu salıvermeye karar verir, "öğreteceğin ilk şeyi söyle bakalım" der. bunun üzerine kuş avcıya "elinden kaçan fırsatlar için hayıflanma" der. Avcı kuşu salıverir. Uçup karşı ağacın bir dalına konunca da ikinci şeyi öğretmek üzere "olmayacak şeye inanma"der. Bu sözlerden sonra kanatlanan kuş avcının önündeki bir tepeye varıp konar, oradan avcıya şöyle der. Ey Bedbaht adam:"Eğer beni kesmiş olsaydın kursağımdan her biri yirmi miskal ağırlığında iki inci çıkaracaktın"der. Bu sözleri duyan avcı kaçırdığı fırsat karşısında hayıflanarak dudaklarını ısırır. Artık elinden bir şey gelmeyeceği için kuşa "üçüncüyü söyle" der. Kuş avcıya "Sen ilk iki nasihatimi unuttun üçüncüsünü sana nasıl söyleyeyim ben sana"kaçırdığın fırsatlar için hayıflanma" demedim mi? Oysa sen daha az önce beni elinden kaçırdın diye hayıflanıverdin. "Yine ben sana "olmayacak şeye inanma" demedim mi? Benim etim, kanım ve tüylerimin hepsi tartılsa yirmi miskal çekmez, kursağımda her biri yirmi miskal ağırlığında iki inci nasıl olabilir?" der. ve uçup gözden kaybolur. Bu hikayenin özü şudur:İnsanoğlu, kendisini aşırı tamahkarlığa kaptırınca basireti kapanarak gerçeği idrak edemez oluyor ve olmayacak şeyi olabilir gibi görüyor.
-
Kuşlar...
Çok soğuktu hava Yürüdüm yollarda Seni bulurum belki diye Hep geçtiğin yerden geçtim kaç kere Rastlarım sana belki diye İzin bile kalmamış oturduğun yerlerde Silmiş süpürmüş rüzgar her şeyi Göz yaşlarım akıyor sessizce Kaybetmek için sevmedim ki ben seni Saçlarım karıştı deli rüzgara Islandım çiseleyen yağmurla Aradım ben seni oralarda Çekip gitmişsin benden sonra Dayanamamışsın ayrılığa Hatırlatmış her şey beni sana Her yerde benden kalan bir iz Her şeyde bizden kalan bir iz Geçtiğim yollar sana dar gelir olmuş Bu şehir sana yabancı gelir olmuş Her yağmurla yıkanmış sokaklar Her yağmur da sevinmişsin Gitti bütün izler diye Güneş açınca çıkmışsın dışarı Her şey bitti diye Yanılan sen olmuşsun bu kez Yine her yerde ben Her yerde biz Beni ilk gördüğün yer İlk öptüğün yer Ve çekip gittiğin yer En çok gittiğin yerde durup bakmışsın Pişman olmuşsun Bir kaç damla yaş süzülmüş gözünden Bensiz yokmuş oraların keyfi Yalnız yalnız gezmek olmuyormuş Arıyormuş kolların sarılacak birini Üşüyormuşsun yokluğumda Her gören soruyormuş sana beni Diyemiyormuşsun bıraktım onu diye Doluyormuş gözlerin her yağmurda Dinledikçe şarkımızı dalıyormuş gözlerin uzaklara Hayata küsmüşsün sen Her düşen yaprakta Her yağan yağmurda Her esen rüzgarda Arıyormuşsun beni yanında Sarılıyormuşsun yalnızlığına Ağlıyormuşsun aldattığına Dön diyebilmek için uğraşıyormuşsun Nerden mi duydum tüm bunları? Kuşlar söyledi bana… Dön dediler üzme daha fazla Ben gitmedim ki döneyim ona Giden biri varsa o da orada Hep görüyorlarmış seni Acımışlar sana Dön dediler bana Bilemezler ki ben gitmedim senden uzağa Hep kalbindeydim oysa Hep yanındaydım Bir melek gibi koruyordum seni Öpüyordum hissettirmeden Boş sokakları senle gezdim ben Fark etmedin anlamadın sen Olsun!seviyorum seni ben…… Kuşlar söyledi mi bunu sana???
-
Ölemiyorum Bile
Şişirip yelkenleri, açılma vaktin gelmiştir denize. Bilirsin ki ne fırtınalar, ne deli dalgalar beklemektedir seni. Korkarsın, terk edemezsin limanı, bir köşesine sığınırsın. Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir, İşte son bu... İçin hep hüzün doludur, bir türlü kabullenemezsin bittiğini. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin. O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin. Yinede umudun yeşildir, İşte hayal bu... Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın. An olur ki ne olur bitmesin dersin. Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın. Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser, İşte acı bu... Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün. Kimse onun gibi gülemez, onun gibi dokunamaz dersin. Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin. Kahredip başını eğersin önüne. İşte hüzün bu... Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için. Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir. Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali. Atarsın gecenin kollarına kendini, İşte huzur bu... Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda. Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana. Geri dönerse diye ölemezsin bile, İşte sabır bu... Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır, hep bir yanın eksik. Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır, başka aşklarsa seni kandırmayacaktır. O başkalarıyla, mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da, yine de sevginden vazgeçemezsin. İste aşk bu... Boshwer, HepaynI MaSaL. “Hayat ve Ben” işte hepsi bu kadar!!!
-
bebek resimleri
ben çektim nasıl yakalamışım ama
-
Iranin en guzel kizlari ve en yakisikli erkeklerini gormek istermisiniz?
bi kaç soru sormam lazım biri sana maryam: sen Türk diilmisin ? 2. soru dogwille sen nereye gidiyosun 3.ben ayaktamı uyuyorum ?
-
Yorumsuz
saliha zaten tüm bu savaşlar yıkımlar ortaki pasta için diil mi
-
Aslan burcu özellikleri
kendime güvenim sıfırdır.liderliği asla düşünemem yapamam çünkü.öfkelenirim ama hep içime atarım