Zıplanacak içerik

marti_name

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

marti_name tarafından postalanan herşey

  1. kırıkkanatlar ve hayat türküsü
  2. Çukurova’da pamuk ekimi, elle toplamanın yerini hasat makinesinin almasının ardından yeniden artmaya başladı. 32 bin hektara kadar azalan ekim sahası bu yıl 51 bin hektara çıktı. ADANA - Çukurova’da pamuk üretim alanları, verimi artıran, zamandan kazandıran ve işçilik maliyetini düşüren pamuk toplama makinelerinin kullanılmaya başlamasıyla yeniden genişliyor. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, “3-4 yıl önce bu makineleri kullansaydık bugün pamuk ekim sahaları daha da artmış olurdu, geçen yıl sembolik olarak çiftçinin tanıştığı pamuk toplama makinesi rağbet gördüğü için bu yıl hasat döneminde Adana Bölgesinde 70 makine hasat yapmakta” dedi. 500 İŞÇİNİN YAPTIĞI İŞİ YAPIYOR Barut’un verdiği bilgiye göre, ortalama 80-100 dekar arasında pamuk toplayan makineler, hasat döneminde 500 mevsimlik tarım işçisinin topladığı kadar pamuk topluyor. 100 dekar bir tarlanın 40 işçi ile 10 günde 8 bin YTL masrafla toplanabildiği Çukurova’da makine ile bu alan bir buçuk günde 6 bin 500 YTL’ye toplanabiliyor. Çukurova’da pamuk tarlaları çevrelerine kurulan mevsimlik işçi çadırları bu nedenle azalmaya başladı. Sayıları geçmiş yıllarda on binlerle ifade edilen Doğu ve Güneydoğudan gelen mevsimlik tarım işçilerinin sayısı ise bu yıldan sonra iyice azalmaya başladı.
  3. Almanyada bi yerde de insanlar gibi bayram kutluyorlar geleneksel olarak. hatırladığım kadarıyla yazıcam: efendim şimdi almanya ile fransa arasında bi tane nehir var. almanlar her sene bişiler ekiyo fransızlar almanları korkutarak alıyo ellerinden.her sene böyle oluyor bu. bakıyolar olmayacak Osmanlıya haber gönderiyorlar siz adalet dağıtan bi imparatorluksunuz falan diye. o arada osmanlı yine savaşta bi yerlerde ve asker göndermek pahalı olduğu için diyor ki: size yeniçeri kıyafetleri gönderiyoruz.bunları giyin.fransızlar korkaktır kıyafetlerden aldanırlar ve sizleri yeniçeri sanarlar. almanlar kabul ediyor ve denileni yapıyo.sonuç osmanlının dediği gibi oluyo o seneden beri bi festival gibi kutlanıyormuş sevgiler...(eksiğim ve yanlışım olabilir ama bundan uzak bi hikaye diil yane)
  4. anam sadece o olsa saçlar turuncu sakal turuncu türkden başka her millete benziyom
  5. marti_name şurada cevap verdi: satriani başlık Bilmeceler ve Zeka Soruları
    dünyayı tersten görürsün bir müslüm baba şarkısı olgusuna kapılırsın
  6. aklıma nazım geldi yazmadan edemedim 23 sentlik askere dair mister dallas, sizden saklamak olmaz, hayat pahalı biraz bizim memlekette. mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti, ankara'da 23 sente, yahut bir kilodan biraz fazla mercimek, elli santim kefen bezi yahut, yahut da bir aylığına yirmi yaşlarında bir tane insan erkek, ağzı burnu, eli ayağı yerinde, üniforması, otomatiği üzerinde, yani öldürmeye, öldürülmeye hazır; belki tavşan gibi korkak, belki toprak gibi akıllı, belki gençlik gibi cesur, belki su gibi kurnaz, (her kaba uymak meselesi) belki ömründe ilk defa denizi görecek, belki ava meraklı, belki sevdalıdır. yahut da aynı hesapla mister dallas, (tanesi 23 sentten yani) satarlar size bu askerlerin otuzbeşini birden istanbul'da bir tek odanın aylık kirasına, seksen beş onda altısını yahut, bir çift ıskarpin parasına. yalnız bir mesele var mister dallas, herhalde bunu sizden gizlediler. size yirmi üç sente sattıkları asker, mevcuttu üniformanızı giymeden önce de, mevcuttu otomatiksiz filan, mevcuttu sadece insan olarak, mevcuttu, tuhafınıza gidicek, mevcuttu hem de çoktan mı çoktan daha sizin devletin adı bile konmadan. mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu, mesela mister dallas, yeller eserken yerinde sizin new york'un, kurşun kubbeler kurdu o, gökkubbe gibi yüksek, haşmetli, derin. elinde bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek. halı dokur gibi yonttu mermeri ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına ebem kuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri. dahası var dallas, sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz zulüm gibi, hürriyet gibi, kardeşlik gibi sözlerin, dövüştü zulme karşı o, ve istiklal ve hürriyet uğruna ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek ve yarin yanağından gayri her yerde, her şeyde, hep beraber diyebilmek için, yürüdü peşince bedrettin'in… o, tornacı hasan, köylü memet, öğretmen ali'dir, kaya gibi yumruğunun son ustalığı, 922 yılı 9 eylülü'dür. dedim ya, mister dallas, herhalde bütün bunları sizden gizlediler. ucuzdur vardır illeti. hani şaşmayın, yarın çok pahalıya mal olursa size bu 23 sentlik asker, yani benim fakir, cesur, çalışkan milletim, her millet gibi büyük türk milleti. nazım hikmet ran 16.7.1953
  7. 110 kilouyum daha ne diim
  8. marti_name şurada cevap verdi: ekonom başlık Havadan Sudan Konular
    o
  9. elbette karakter...
  10. hahaah devir ıstakayı baba efendiee devir. devir uvmk’nin devri.boyle de okey atarım -aaa, cifte mi gittin? -giderim ben cifte de giderim, teke de giderim. düş dayıcım ordan bakıyım ahahah -sen nerde kaptın bunu boyle? -neyi? -okeyi? -oynuyoruz baba işte aile efradınca. -pek sık oynamıyoruz ama? -demek ki yetenekli bi kızın varmış, sevinecegine paranoya yapıyorsun ilahi ahaha -zamanında dersanenin bir sokak ilerisinde kahve olmasının hiç bi alakası yok oyle mi? -yok daha neler! dostlar kıraathanesi! bana kahveye mi gidiyorsun demeye getiriyorsun?! -gitmezsin dimi? -gitmişken ıhlamur da içiyodum baba ahaha, sarı sarı muzlu oraletler boyle ahah -sarı muzlu oralet? -eaa.. televizyonlardan goruyoruz işte ya..ordan.. -kahveye gitme kızım, kahveler kötü yerler. -ya gitmiyorum baba, kahveye gitmedim hiç. kendi kendimi geliştirdim ben, her gun 8 saat okey oynuyorum nette =( [hep kahveye gitmiştim, cok zevkliydi =( ]
  11. - kizim neden açilmiyor bu kapi? - ii şey baba odayi topluyorum da*... - yavrum açsana kapiyi balkonda işim var. - dur itme kapiyi baba y... - aa kizim bu odanin hali ne? pessss. her yer çul çaput. yazik, çok yazikkk. - baba kardeşimin kiyafetleri de var içinde ama. hepsi benim değil ki. - savunmaya da bak. ya odada adim atilmiyor adimmmm!! - yok aslinda görüldüğü kadar çok değil baba. oda küçük, napayim. - bak ya, çokluktan hep bunlar. bizim bir gömleğimiz vardi. akşamdan yikar, kurutur, yatağin altina koyardik düzleşsin diye. nerde ütü mütü... ama siz... siz!!! - baba bir göml... - bir daha elinde bir poşetle eve geldiğini görmicem. tek kiyafet alinmayacak. - peki babacim*. - aferim.
  12. - babacım bu akşam dışarda maç seydedecez arkadaşlarla. - eeeee !!! - yani, geç gelirim. biliyorsun maçın kaçta bittiğini. - o saatte gelecen öyle mi? bak bak bak... - aa ben napayım ya. federasyonla konuş sen onu. ben mi koydum o saate maçı? - ben konuştum onlarla sen dışarılarda değil evde seyret diye, hede kanala aldırdım maçı kızım. işten eve. hemen... - baba yaaaaa... plan yaptık ama... - banane bundan? bana mı sordun yaparken? eveee... - babaaaaa... - baba maba deme bana. ''onları hep birlikte yenecez'' yavrum. eve gel bak. üzme beni. - sen evdeki tribüne seyirci istiyorsun anladım ben. ge- li- yo-rum. offff offffff
  13. -baba ben büyüdüm artık ya, anlamak istemiyorsun ama büyüdüm. -hadi ya, odanı toplasana o zaman, hala annen topluyor döküntülerini -ne alaksı var canım -büyümüşmüş, makarna yapamıyosun daha doğru düzgün -konuyu saptırma, farklı açılardan bakıyoruz olaya -ağzın iyi laf yapıyo senin, büyümek ukalalık etmek değildir kızım, hadi yallah eve, gezmek yok bugün. -ay aman ya.
  14. -bu ne kız? -hanküsü baba? -bu surat ne? -ne var suratımda ya alalala -tuhhh sana, muşmulaya dönmüş iyice suratın -ne dion ya -kaşlarını aldırma diyorum sana, bırak şöyle kalın kalın, ahh ahh nerde benim yedi sekiz yaşındaki kızım -martı gibi mi geziyim ya öyle kaşlarla -böyle maymun gibi geziyosun , daha mı iyi? -sağol ha, akşam akşam iyi moral verdin -dost acı söyler kızım.
  15. - oğlum geeeaaal yetiş çabuk!! + nooluyo anne ne oldu ne var? + xxx oturum açtı diyo ne yapıcam şimdi nasıl olcak? - anne bişe yok sakin ol.açık kalmış program amcam o oturum açan msn e girmiş + amcanlar ankaradalar evlerinde değiller ki nasıl giriyo msn e - anne bi evlerinde mi var internet + ne biliyim oğul
  16. telefon çalar... anne: oğlum beşik attı beşik attı 1-0 oldu... oneydi: beşik ne ya? beşiktaş o bi kere...biliyorum bende izliyorum maçı.. anne: sevindin mi? oneydi: sevindim... anne: hah gene gol olursa ben haber veririm.. oneydi: anne bende izliyorum maçı dedim ya.. anne: olsun ben haber veririm sana, izleme istersen sen....dersin falan varsa ona bak.. oneydi: allah allah..banane yaaa ben izleyecem... anne: tamam bende izliyorum, haber veririm ben sana hadi öptüm. oneydi: tamam haber ver sen bana, bekliyorum... bende öptüm...(telefon kapanır) oyyyy oy.
  17. oğul : bak anne otur bi mantıklı konuşalım. anne : oturdum bakalım söyle. oğul : bak zaten durumumuz pek iyi sayılmaz. 700 milyon iki tane kanepe için biraz fazla değil mi? anne : oğlum oturacak yerimiz yok evde, yere oturuyorsunuz. oğul : anne tamam işte, önemli olan oturacak bişeyler almak, ikinci el bişiyler alalım. anne : zaten babanı da ikinci el aldım gördük ne ********* olduğunu. oğul : yuh... sen de sıfır kanepe alırsan ben de elektro gitar alırım. anne : al *** ****** ******.
  18. -anne bu hangisi? -haziran gecesi... -e niye eski dizileri izliyorsun? -bu yeni bolum. -e iyide haziranmis iste? -pffftt (bir sure sonra tekrar iceri gidip tv ye baktiktan sonra, aliye ve yabanci damat'ta isim olsa gerek tume varimi ile) -bu insanlardan hangisi haziran? -git basimdaaan... -eheheh
  19. - anne beni arayan oldu mu? - yok evladım. nerdesin bak baban aradı dedi derslerini çalışsın dedi. - ya tamam. - ha seni bi kız aradı. - ne kız mı, ya hani aramamıştı kimse? - ben senin sekreterin miyim, aradı sordu işte. - sen ne dedin peki? - kızarkadaşıyla buluşmaya gitti dedim. - ne? ya nerden çıkardın, ben ali'lere gittim, dedim ya çıkarken. hatta müge ararsa söylersin dedim. - kafa mı bıraktınız bende. - anne sıçtın ağzıma, şimdi gel de açıkla müge'ye. - ben bi şey açıklamam, sen gittin sen anlat. - tamam anne, bırak müdahale etme ya. - sen de sevgiline gideceğin zaman bana ona göre söyle. - ya sen kasten mi yapıyorsun? - dur telefon çalıyor, belki aramıştır yine. aç aç bakma bana öyle.
  20. anne: hayırlı olsun oğlum yeni işin! oğul: sağol anne. anne: kaçıncı katta sizin işyeri? oğul: 26. kat anne çok havalı. anne: oh iyi iyi havadar olur. binada asansör var mı peki? oğul: yok anne doğal seleksiyona inanıyorlar. koşarak çıkamayan gelmesin çalışmasın diyorlar. anne: aaa hiç olur mu öyle şey! oğul: yaw tamam anne tamam kapat artık.
  21. marti_name şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Müzik Cafe
    sabahtan kalktım, ezan sesi var ezan sesi değil, burçak yası var bakın şu deyyusun kaç tarlası var aman ne zor imiş burçak yolması burçak tarlasında gelin olması eğdirme fesini kalkar giderim evini başına yıkar da giderim elimi salladım değdi dikene inkisar eyledim burçak ekene ilahi kaynana ömrün tükene
  22. Bakırköy'ün 'alternatifi' Bolu'ya kuruluyor Bolu'da Sağlık Bakanlığı'nın talimatıyla Hülya Ensari başhekimliğinde kurulma kararı alınan Ruh ve Sinir Hastanesi'nin, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne alternatif olması planlanıyor. İHA - Sağlık Bakanlığı tarafından alınan karar sonrası, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin İstanbul Bakırköy'de bulunan Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne alternatif olması için çalışmalar devam ediyor. Hastanenin kurulması için çalışmaların devam ettiğini belirten Sağlık İl Müdürü Dursun Koç, "Şu anda yapılan atamalar sonrası 2 tane daha psikiyatri uzmanı gelecek. Toplamda 7 psikiyatri uzmanımız olacak. Şu anda mevcut yatak kapasitemizle bölgeye hitap edebilmemiz oldukça zor. 100 yatak kapasitesine sahibiz. Hekim sayısını ve yardımcı ekipmanları arttırmak için destekleme yaparsak bu sıkıntılar en alt seviyeye inebilir" dedi. Alman Kızılhaç tarafından yapılan binanın ömrünün 30 yıl olarak belirlendiğini belirten Koç, "Kullanacağımız binamızın ömrü 30 yıl olarak söylendi fakat bina ileriki zamanlarda isteklerimize cevap vermezse yeni bina yapılabilir" diye konuştu. Kurulması için çalışmaları devam ettirilen Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne alternatif olması için proje geliştirdiklerini belirten Koç, "Gündüz hastanesi olarak bir projemiz var. Yani kreş gibi hizmet vermeyi düşünüyoruz. Psikolojik sorunu olan insanlara, gündüz saatlerinde bir meşgale odası ayırarak onlarla yakından ilgileneceğiz. İlaçlarını ve tedavilerini düzenli bir şekilde takip edeceğiz. Ülkemizde bu hizmeti veren Bakırköy Hastanesi'nden başka hastane yok. Biz de bu uygulamayı gerçekleştireceğiz. Artık bizim için deli diye bir şey yok. Şizofreni diye bildiğimiz hastalarımız, normal günlük yaşantılarına kontrol altında devam etmekteler" dedi.
  23. Lübnan'a gidecek erlere GÜNDE 34 DOLAR verilecek Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Lübnan'a gönderilecek Türk askerleri içerisindeki erlere günlük 34'er dolar verileceğini belirterek, ''Bakanlar Kurulu'na teklif ettik. Rütbelilerin ücretleri biraz daha yüksek olacak'' dedi. Türk Atlantik Konseyi'nce düzenlen 16'ıncı Antalya Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'na katılan Bakan Gönül, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Türk askerinin Lübnan'a gönderilme tarihine ilişkin soru üzerine Gönül, TBMM'nin bu konuda aldığı kararın uygulanmasıyla ilgili gerekli planlamaları, Başbakanlığa teklif olarak sunduklarını belirtti. Gönül, bu kararın uygulanmasındaki detayların nasıl olacağına ilişkin görüşlerin yer aldığı teklifle ilgili, Bakanlar Kurulu kararını beklediklerini kaydetti. Türkiye'den, Lübnan'a kaç asker gideceği sorusuna ise Bakan Gönül, ''Kaç asker gideceği en son mesele. Şimdi, TBMM kararının uygulamasıyla ilgili teklif ettiğimiz ayrıntıların Bakanlar Kurulu kararı haline gelerek çıkmasını bekliyoruz'' yanıtını verdi. Lübnan'a gidecek askerlere ödenecek ücretlerle ilgili basında farklı bilgilerin yer aldığının hatırlatılması üzerine de Bakan Gönül, ''Lübnan'a gidecek erlerimize günde 34'er dolar verilecek. Bakanlar Kuruluna teklif ettik. Rütbelilerin ücreti de biraz daha yüksek olacak'' dedi. Lübnan'a gidecek askeri grupların dönüş zamanlamalarına ilişkin soruya da Gönül, askeri planlamanın henüz sonuçlanmadığı, bunun yalnızca Türkiye'ye bağlı olmadığı ve oradaki müşterek komutanlığın ihtiyaçlarına göre tayin edileceği yanıtını verdi. Gönül, Lübnan'a gidecek görevlilerin inşaat ve benzeri çalışmalarda görev alacak istihkam bölükleri, deniz birlikleri ve bunların koruyucularından oluşacağını da belirterek, ''Çalışma, Genelkurmay Başkanlığı'nca, müşterek komutanlık, daha doğrusu BM'nin ihtiyaçlarına göre, bizden yapılan taleplere ve bizim imkanlarımıza göre planlanmaktadır'' diye konuştu. Asker gönderilmesine ilişkin tepkilerle ilgili soruya da Gönül, ''Ben bir tepki görmüyorum'' yanıtı verdi.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.