Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Taner Bayram

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.352
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    15

Taner Bayram tarafından postalanan herşey

  1. Siz bana "Kurtulus Savasi'nda bize destek vermeyen, bize sirt ceviren Kurt asiretlerini biliyormusunuz?" gibilerinden bir soru sordunuz? Yaniliyormuyum? O zaman yillarca Sii olduklari icin Osmanli'ya karsi Iran ile hareket etmis Turkmenlere ne diyelim? Hi bir Turk bugune kadar Osmanli'ya ya da TC'ye baskaldirmadi mi? Sadece Kurtlere yonelik ornekler vermeniz ve Kurtleri dolayisiyla "vatan haini" g ibi lanse etmeniz biraz ilginc geliyor bana ki yanlis bir yaklasim bu! Yani anlamadigim olay su? Sizin bana bu soruyu sorma amaciniz neydi? Bana Kurtleri karalama olarak geldi ama siz benim yanlis algiladigimi one suruyorsunuz. Aciklarsaniz hepimizin ufku acilir!
  2. Umarim o gun g elirde siz ulusalcilarin bolunme kaygisi ve biz Kurtlerin yok olma kaygisi birbirimizle kaynasarak ve saygi cercevesi icinde hoslukla yok edilebilir. Bir dusunun o zaman bu ulke ne buyuk bir guc haline gelecek!
  3. Evet katiliyorum dediklerinize ve umarim dediginiz olur ama bence Kurtlerin kendi kulturlerini net bir bicimde ifade etmelerine musade edilmedigi kanisindayim! Bence buna engel olmak isteyen buyuk bir tabaka mevcut Turkiye'de! Ama sunu da demeden gecemeyecegim. Olayin nedeni olarak sadece asiret yapisini gostermek te biraz gercekci olmuyor be birader! Anlatabildim mi? GErci bu yersiz sistemin nedenlerini de devlet, siyasi partiler gibi aciklamissiniz ki bu da epey hosuma gitti ama tek sorun Kurt cephesindeki feodal yapi olamaz bu sorunda! Peki ya asiri milliyetci Turk kesimine ne demeliyiz mesela? Ortada bir sorun varsa hele hele Turkiye gibi bir yerde bunun nedenleri bir ya da iki olamaz. Bence biraz daha karmasiktir! Yaniliyormuyum?
  4. Bu soruya cevap vermek icin bugune kadar yolladiginiz y orumlari ve iletileri okumak yeterli!
  5. Siz sirf "Bir etnik kökenin diğerinden üstün tutulduğu yoktur.Bunu geçmişte kimse yapmamıştır." dediniz diye olmaz demek te olmuyor. Belgeler var ve uygulanmis yasaklar ve asimilasyonlar var! Siz ne kadar inkar ederseniz edin!
  6. Ha bu arada, Taraf gazetesini henuz okumus ta degilim! Her gun Milliyet, Hurriyet, Zaman, Radikal ve Sabah gazetelerini okuyorum! Baska varsayiminiz varsa gercekleri carpitmak icin buyrun... Ama tartismanin tadi kaciyor onu da bilin!
  7. Yine varsayimlarla hareket ediyorsunuz! Hayir TARAF gazetesi degildi! Devlet'in kasitli yaptigini kimse soylemiyor ki kasit ta olabilir neden olmasin insanlik halidir. Ama kaza bile olsa ortbas edilip sucun baskasinin uzerine atilmasi sizce ne kadar dogrudur?
  8. Yazinizin bana yonelik olan parcasina yorum atmak istoyorum. Sizin nihayetinde asiretlerin ayakta tutulmasinda Osmanli devleti ile bugunku siyasi partilerin parmaklari oldugunu ifade etmeniz beni sevindirdi! Ve haklisiniz bir suru carpiklikl yaratip topluma zarar veren bir sistemdir feodalite. hepimiz karsi cikmaliyiz!
  9. Yani baskaldiran bir kac agayi ornek vererek genellestirme yapiyorsunuz oyle mi? Var mi istatistikli bir arastirmaniz?
  10. Kimler kacmis? ve nihayetinde Kurtlerin destegi cogunluk olarak alinmis mi alinmamis mi? Belgeleyin bakalim Kurtlerin hangi bolumu Kurtulus Savasi'nda beraber savasti ve hangi bolumu savasmadi? Ha bunu yaparken bir de sorun bakalim her Turk her Turkiyeli savasti mi?
  11. Türkiye sertleşiyorDIŞ HABERLER SERVİSİ - ANKARA Milliyet Dunya Türkiye’nin ‘Anadolu Kartalı Tatbikatı’na İsrail’i istememesiyle başlayan krizi konuşuyor. İsrail basını, Erdoğan’ın orduya İsrail’in tatbikata katılmaması talimatı verdiğini öne sürdü. AP, Türkiye’nin İsrail’e karşı sertleştiği yorumunu yaptı Türkiye’nin, Konya’da dün başlayan “Anadolu Kartalı” Hava Tatbikatı’nın uluslararası bölümüne İsrail’in katılmamasını istemesinin ardından bu manevranın iptaliyle başlayan kriz büyüyor. İsrail medyasına göre, “İsrail yoksa, biz de yokuz” mesajı veren ABD ve İtalya’nın da çekilmesiyle tatbikatın ertelenmesi Türkiye-İsrail arasında ciddi bir kriz yaşandığını gösteriyor. İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesi, tatbikatın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın orduya doğrudan talimatıyla ertelendiğini yazarken, Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), Türkiye’nin tatbikatı iptal etmesinin, yakın ekonomik ve askeri ilişkilere sahip olduğu İsrail’e karşı sertleştiğini gösterdiğini bildirdi. Tatbikatın ertelenme nedenine ilişkin dün yapılan yorumlar şöyle: JERUSALEM POST: TÜRKİYE’NİN “Anadolu Kartalı” Tatbikatı’nın uluslararası bölümünü ertelemesi üzerine İsrailli bazı savunma yetkililerinin, Türkiye’ye gelişmiş silah satışlarının gözden geçirileceğini söylediklerini bildirdi. Jerusalem Post’a konuşan bir İsrailli yetkili, “Türkiye’nin kendisini Batı’dan uzaklaştırır bir görünüm çizdiğini ve bunun da yansımaları olacağını” söyledi. Gazete, tatbikatın İsrail’in geçen kış Gazze’ye düzenlediği “Dökme Kurşun” operasyonunda yer alan İsrail uçaklarının bu tatbikata da katılacak olmasının Türkiye’de endişe yaratmış olabileceği yorumunu yaptı. ASSOCIATED PRESS: AMERİKAN haber ajansı AP, Türkiye’nin tatbikatı iptal etmesinin İsrail’de, yakın bir askeri ve ekonomik müttefikin her zaman Batı çizgisinde ilerlemeyebileceğine ilişkin endişe yarattığını bildirdi. Ajans, Türkiye’nin İsrail’e karşı sertleştiğini duyurdu. MAARİV: İBRANİCE yayımlanan “Maariv”, resmi çevrelerde ileride başka yansımaları da olabilecek bir krizin söz konusu olduğu görüşünün hâkim olduğunu vurguladı. Haberde, İsrailli yetkililerin, “Türkiye’nin İran’a yaklaştığı” endişelerine yer verilirken, üst düzey bir yetkilinin, “Gerek bizde, gerek ileri gelen Batılı ülkelerde, (Başbakan Recep Tayyip) Erdoğan’ın Türkiye’yi İslamileşme yolunda sessiz ve kararlı bir süreçten geçirdiği endişesi mevcut” sözleri aktarıldı. Yetkili, “Bugüne kadar laik Müslüman bir ülke olan ve AB’ye girmek isteyen Türkiye İran’ın antiteziydi” ifadesini kullandı. THE TIMES: İNGİLİZ The Times gazetesi, İsrail hükümetinin dışarıya karşı Türkiye’nin bu hareketini çok önemsememiş gibi görünmeye çalıştığını, ama üst düzey İsrail güvenlik yetkililerinin çok öfkeli olduklarını yazdı. Haberde adı verilmeyen böyle bir üst düzey İsrail yetkilisinin, “Türkiye’nin dayatmaları ve aşağılamalarına bir son vermemiz lazım. Her fırsatta bize hakaret etmeleri ve buna karşılık bizim de sessiz kalmayı sürdürmemiz anlaşılır gibi değil” dediği belirtildi. YEDİOTH AHRANOT: İBRANİCE yayımlanan “Yedioth Ahranot” da İsrail’in tatbikat konusunda açıklama isteyeceğini bildirdi. Haberde, Türkiye’nin bu kararının “Batılı ülkeler yerine İran ve Suriye’ye yaklaştığı konusunda endişe uyandırdığı” vurgulandı. Gazeteye bilgi veren bir üst düzey yetkili, “Bu gerçekten ciddi ve olağan dışı bir durum. Bu aşamada Türklerle sessiz diplomatik temaslar yapılacak. İki ülkenin savunma bakanlıkları ve orduları arasındaki ilişkiler mükemmel. Türkiye’de pek cesaret verici olmayan bir eğilimin olduğu ortada, ama sessiz temaslarla ne olduğunu anlamaya çalışacağız” diye konuştu. HAARETZ: ERTELEME kararının ardından, önceki gün İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye-İsrail ilişkilerindeki “krizi” görüşmek üzere acil bir toplantı yapıldığını bildirdi. Bakanlıktan bir yetkili gazeteye, Türkiye ile ilişkilerin, Gazze’deki “Dökme Kurşun” operasyonundan sonra yeni bir tehlikeyle karşı karşıya olduğuna işaret etti. Haaretz, bazı İsrailli yetkililerin, mevcut realitenin değiştiği, var olduğu düşünülen stratejik bağların sona erdiği ve buna karşı cevabi önlemlere başvurulması gerekebileceğini düşündüğünü, bazılarının da durumun kurtarılabileceği görüşünde olduğunu kaydetti. Bu yetkililere göre, ortada ciddi bir kriz var ve buna hemen el atılması gerekiyor. Haaretz, bir diğer haberinde de tatbikatın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın orduya doğrudan talimatıyla iptal edildiğini yazdı. Misilleme yapabilirler LALE KEMAL (Taraf Ankara temsilcisi, Jane’s Defence Weekly Türkiye temsilcisi): Türkiye ile İsrail arasında yapılan tatbikatlar Türkiye açısından hem siyaseten hem de askeri olarak önemli bir mesaj. Türkiye, hem NATO üyeleriyle hem de dost olarak algılanan Ürdün, Pakistan gibi ülkelerin katılımıyla askeri ve siyaseten güçlü olduğu mesajını veriyor. Bu tatbikatlarda operasyonel anlamda da katılımcı ülkelere çok önemli bir eğitim olanağı sağlanıyor. Özellikle yüzölçümü küçük olan İsrail için bu eğitimlerin önemi büyük. Hava sahası dar olan İsrail’in pilotlarının eğitimi açısından büyük önem taşıyor. Tatbikatın ertelenmesi hükümetin, Gazze saldırılarıyla ilgili olarak İsrail’e yönelik rahatsızlığının sürdüğünü gösteriyor. İsrail’in de katılımıyla yapılan tatbikatlar iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin bir parçası olduğu için önemli. İsrail, Türkiye’nin şu andaki savunma sanayiinde önemli bir aktör konumunda. Türkiye-İsrail arasındaki askeri tatbikatlar askeri ve sanayi işbirliğinin önemli bir parçası. İsrail tarafından üretilen sistemlerin de kullanılacağı tatbikatın iptali İsrail’in moralini bozabilecek bir hareket. Onların da misilleme yapabileceği alanlar olabilir. ANKARA Aklıselime davet ediyoruz DIŞİŞLERİ Bakanlığı, bu hafta başlayan Anadolu Tatbikatı’nın uluslararası bölümünün ertelenmesiyle ilgili olarak İsrail tarafından yapılan açıklamalara sert bir dille yanıt verdi. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, “Tatbikatın uluslararası bölümünün ertelenmesinden siyasi bir anlam ve sonuç çıkarılması doğru değildir. Bu çerçevede, İsrailli yetkililere atfen basında yer alan değerlendirme ve yorumların kabulü de mümkün değildir. Bu çerçevede İsrailli yetkilileri açıklama ve tutumlarında aklıselime davet ediyoruz” denildi. Bu arada Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek de, İsrail’i soğukkanlı olmaya davet etti. Barak karşı çıktı İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ise, “Anadolu Kartalı” krizine ilişkin olarak Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin stratejik olduğunu belirterek, Türkiye’ye karşı sert açıklamaların yapılmaması konusunda uyardı. “Yedioth”a göre, Barak’ın kapalı kapılar ardından yapılan bir toplantıda, “İsrail ile Türkiye arasında ilişkiler stratejiktir. İniş çıkışlara rağmen, Türkiye, bölgemizdeki merkezi yerini koruyor” dedi.
  12. Orhan Pamuk'a dava açmak serbest mi? İSMET BERKAN Dünyaca ünlü, Nobelli yazarımız Orhan Pamuk, ‘Kar’ isimli romanıyla ilgili olarak İsviçre’de yayımlanan ‘Das Magazin’ adlı yayına bir mülakat verir. Derginin 5 Şubat 2005 tarihli nüshasında yayımlanan mülakatta Orhan Pamuk’un söylediği cümlelerden biri de şudur: “Burada 30 bin Kürt öldürüldü, 1 milyon da Ermeni. Ve neredeyse kimse bundan söz etmeye cesaret edemiyor.” Bu cümle Türkiye’de de ilk olarak 23 Şubat 2005’te Aktüel dergisinde yayımlanır. Mülakatın İsviçre dergisinde ve sonra da Türkçe çevirisinin Aktüel’de yayımlanmasından bir yıl sonra, 6 Şubat 2006’da altı Türk vatandaşı, Orhan Pamuk’un bu sözleriyle Türk milletine hakaret ettiğini, kendilerinin de Türk milletinin birer ferdi olarak hakarete uğradıklarını öne sürerek Şişli’deki 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tazminat davası açtılar. Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı, 28 Temmuz 2006 tarihinde, “Davacıların salt Türk Milletinin ferdi olmaları nedeniyle yansıma suretiyle kişilik haklarına saldırı olduğunu kabule imkan yoktur” gerekçesiyle ‘aktif husumet ehliyeti yokluğu’ sebebiyle reddetti. Davacılar temyize gittiler. Yargıtay’ın ilgili dairesi yerel mahkeme kararını teknik sebeplerle bozdu ama yerel mahkeme kararında direndi ve en sonunda dosya Yargıtay Hukuk Daireleri Genel Kurulu’na kadar geldi. Hukuk Genel Kurulu, “Anayasa’nın 66. maddesi gereğince, ‘Türk Devletine Vatandaşlık Bağıyla bağlı olan herkes Türktür.’ Kişilerin onur ve şerefleri gibi mensubu bulundukları ve Anayasa ile çerçevesi belirlenmiş bir millete aidiyet duyguları da yukarıda yapılan açıklamalar nazara alındığında, kişilik değerleri kapsamı ve koruma altındadır. Davalı tarafından söylendiği iddia edilen sözlerin davacıların vatandaşlık bağıyla bağlı bulundukları Türk milletine yönelik olması durumunda, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir” diyerek altı davacının Orhan Pamuk’a dava açma hakkı bulunduğunu söyledi. Orhan Pamuk’un avukatları bu karar üzerine Hukuk Genel Kurulu’na karar düzeltme başvurusu yaptılar. Ama geçen hafta gazetelerde okudunuz, bu başvuru da kabul edilmedi, yani karar kesinleşti. Gördüğünüz gibi, şu ana kadar Orhan Pamuk’un sözleri hakkında hiçbir şey söylemedim. Çünkü şu ana kadar anlattığım, sözlerin içeriğiyle ilgili değildi ve belki de tam bu sebeple çok daha vahim bir anlama geliyordu. Bu yargıtay kararına göre, Türklüğe hakaret olduğu düşünülen şeyler konusunda tek tek vatandaşlar da, hakarete uğradıklarını öne sürerek tazminat davaları açabilecekler. Hayır, her önüne gelen Orhan Pamuk’a dava açamayacak belki, çünkü Pamuk bu çok tartışılan sözleri 2005’te söyledi, şimdi 2009’da ‘Bu sözleri daha yeni duydum’ denilerek dava açılamaz. Ama o altı kişinin Pamuk aleyhine açtığı dava şimdi yeniden başlayacak, mahkeme ilk kez ‘işin esası’na girecek. Burada vahim olan, Yargıtay’ın ‘dava açma ehliyeti’ni bu denli geniş bir çerçeve içinde (bütün Türk milleti davacı olabilir!) yorumlamış olması. Geçmişte bir meslek grubuna mensup kalabalık toplulukların toplu halde tazminat davası açmalarına çok tanık olduk. O zaman ortaya atılan iddia, o mesleğin mensuplarına hakaret edildiği, bu yüzden de meslek mensuplarının tamamının hakarete uğradığı için dava açabileceği yönündeydi. Ama ilk kez bir milletin bütün fertlerinin o millete hakaret iddiasıyla dava açabilme hakkından söz ediyoruz. Bu korkunç bir şey. İfade özgürlüğüne karşı da çok büyük bir tehdit. Orhan Pamuk’u bu ülkeden kısmen de olsa kaçırmayı başardık. O şimdi zamanının büyük bölümünü yurt dışında geçiriyor, Türkiye’ye geliş gidişlerini de pek duyurmamaya çalışıyor. Şimdi onu, nefessiz bırakmaya, görüşlerini açıklamaktan imtina etmeye, hatta yazı yazamaz hale getirmeye çalışıyoruz. Pamuk’a karşı biriktirilen kin ve öfke aklımızı öyle başımızdan aldı ki hukukun temel ilkelerini bile unutabiliyor, çok daha yüce değerlerden vazgeçebiliyoruz. Yazık değil mi bu ülkeye?
  13. Bir dusunun: Kucucuk cocuk sozde tarim aleti tahranin patlamasiyla oldugunu iddia ediyor. Ote yandan ayni devlet bu delil olarak sunulan bu araci DELIL olarak kaydetmiyor!
  14. Devletin yargi organlari NEDEN delili i ncelemkten kaciniyor? Bunu bana aciklayabilecek biri var mi burada?
  15. Bizler Turk adini ULUS adi olarak kabul etmiyoruz. Madem ULUS kavrami o k adar onemli sizin icin, adinin ne olup olmadigi o nemli olmamalidir. TURKIYE ULUSU deseniz nasil olur? Ki su yanlis anlasilma ortadan kalksin. TURK adi bir halkin adidir. Sizler isinize gelince halk icin kullanip yine baska yerlerde ULUS icin kullaniyorsunuz. Etnisitenin mi adi yoksa ulusun mu? Yok ulusun adiysa o zaman etnisiteye ne demeli? Bence ULUS adi olamaz, cunku zaten bir etnisitenin adi. Yani ulusa TURKIYE ULUSU dense daha yerinde olur!
  16. Peki Turk adi ULUS adiysa, sizin ETNIK adiniz ne halk olarak madem? Hani TURK kelimesi sizin hem sizin halkinizin adi hem de bir ulusun adi olamaz ayni zamanda degil mi? O zaman Turk halkina yeni bir ISIM mi vermek lazim? IRKCLIK bir irki kucumsemektir. Bir halki degil! Zeniclere irkcilik yapanlar olmustur ya da asyalilara...
  17. "NEREDEYDI KURTULUS SAVASIN'NDA SENIN ASIRETLERIn" sorusunu soran kim ve ne amacla soruyor burada? Ona cevap yaziyoruz simdi dde, "SADECE KURTLER SAVASMADI" diyorsunuz. Simdi karar verin Kurtler savasti mi Kurtulus Savasi'nda savasmadi mi? Bir EVET diyorsunuz bir HAYIR!
  18. Siz ona buna "samimi degil" diye durun, ama sonucta sizin attiginiz hic bir yorum samimi gelmiyor bize. Ne olacak si mdi?
  19. Hayir bizler zaten sadece Kurt vatandaslar savasti demedik. Burada Kurtlerin savasmamis oldugunu ima edenler oldu bir onceki yorumlarda. Ona karsilik yazdim bunu! Iyi okuyun kimin ne yazdiginiz lutfen! Dedigim gibi ben burada zaten sizinle Ataturk tartismasina girme geregi duymuyorum.
  20. Hayir farkli kutuplar degildir. Oyleyse neden birinin degerlerini ve kulturunu digerinden ustun gorelim sayin Sardunya?
  21. Tek demek istedigim sisizn son iki cumlenizdi! Ama hala bunu da Kurtlere maletmeye calisanlar var gibi geliyor bana! Ki bekledigim bir olay! Son iki cumleniz icin tesekkurler... Ve katiliyorum o asiret yapisinin bozulmasi lazim. Bu araeda PKK ve asiretleri birbiryle ozdeslestirenlerin PKK'yi ve Kurtleri ne kadar az tanidigi da ortaya cikti. PKK'nin yillardir en kati sekilde kaldirmak istedigi yegane sey feodalizmdir. Ve yillardir bir suru asireti koruculuk ve oy avi gibi cesitli yontemlerle ayakta duranlar da ANAP, DYP gibi partilerdir. Sayin Tengeriin, bunu siz de iyi bilirsiniz. Diger arkadaslara aktarmanizda yarar goruyorum! Burada DTPlilerin bazilarini herhangi bir asirete ait olup olmadiklari hic bir seyi ifade etmiyor. Siddet uygulayan, yolsuzluga bulasan asiretler DTPlilerin asiretleri de degil Dogu'da. Bucaklar gibi yine devlet tekelinde olan asiretlerdir!
  22. Ceylan'ın ailesi: Delili almadılar! Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili incelemede, patlamaya neden oldu denilen tarım aletine 'delil olarak el konulmadığı' anlaşıldı. Ceylan'ın ağabeyi Rıfat Önkol, kendilerinin 'darı' dedikleri tahra adlı ot kesme aletini patlama günü Ceylan'ın tabutuna koyup Lice Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil Çorak'a götürdüklerini, ancak savcının ilgilenmeyip iade ettini söyledi. “Tabutun yanına koyduk, götürdük. Dedik belki, incelemesi yapılır. Savcı şöyle baktı, aldı tabutun yanına koydu, almadı. Darı şu an bizde.” Savcılık açıklaması birkaç bakımdan Önkol ailesini ikna etmedi. Ağabeyi Rıfat Önkol anlattı? “O arazi evimizin 200 metre yakınlarında. Orası kullandığımız, hayvanları otlattığımız bir nokta. Gece gündüz oradan geçiyoruz. Bir şey olsa, şimdiye kadar olurdu.” Bir de nüfusta 12 aslında 14 yaşında olan Ceylan’ın durumu var: “Daha önce tüm çocuklarımıza, ‘Yerde bir demir bulursanız ellemeyecek, öyle bırakacak, bizi haberdar edeceksiniz’ demişiz. Ceylan, beş-altı yaşında bir çocuk değildi.” ‘Darı’ dedikleri orağın durumu da garip: “Darını bombaya vursa, ucu parçalanırdı. Ortası bükülmüş. Bir şey isabet etmiş. ” dedi. Ağabey Rıfat Önkol’un son itirazı, Ceylan’ı öldüren her neyse onun patlama tarihinden önce, -ne zaman olduğu bilinmese de- atıldığı sonucunun çıkarılmasına. Patlamadan hemen önce annesi ve kendisinin de bir uğultu duyduklarını, iki saniye sonra patlamanın meydana geldiğini belirten Rıfat Önkol’a göre o atış o gün yapıldı: “Ceylan, hedef alınarak öldürüldü. O nokta, askeriyenin gece gündüz izlediği bir noktadır. Askeriyenin tarafından gelmiştir. Bunu örtbas etmek istiyorlar.”
  23. Burada bu yorumu yaparken, kim siyaset yapiyor. Siz mi ben mi? Devlet el atarsa suclu duruma dusermismis! Daha neler!
  24. ASIRET ASIRET diyen sizdiniz. Ben de "ASIRET ASIRET diyeceginize o asiret yapisini asil kimler ayakta tutuyor ona goz atin" dedim! Yine tekrar ediyorum, yanlis yanlistir, Kurt te yapsa, Turk te yapsa, Arap ta yapsa! Ensest olaylarinin failleri en sert sekilde cezalandirilmalidir!
  25. Ensest sadece Kurtlerde olan bir olay degil. Kurdu de yapiyor, Turku de, Arabi da. Kim yaparsa yapsin kinanmasi gereken b ir olay! Sizin olayi 'bakin Kurtler neler y apiyopr" diye lanse etmeniz yanlis bir kere! Ki bu iletinin temasi da ensest olayi degil! Ha isimize gelip gelmeyen cevaplara gelince. Bizler de sizlerin sadece isinize gelenleri soyleyip yine sadece isinize gelenleri gorup dinlediginizi dusunuyoruz! Eeeeeeh simdi kim yanlis gel de cik isin icinden! Ama aramizda bir fark var, bizler bugune kadar Turkleri rencide edecek ya da kucumseyecek herhangi bir ileti de ya da yorum da bulunmadik! Siz ayni seyi soyleyebilecekmisiniz?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.