
gür seda
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
20 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
1
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
gür seda tarafından postalanan herşey
-
merhabe öncelikle objektif kelimesinin objeden geldiği ve nesnelere ilişkin olduğunu biliyorum.objektiflik sözcüğünün tarafsız bir bakış açısı anlamınıda toplumsal dialoglarda barındırdığını hatırlatmak istiyorum.
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
bazı sorularım var? (kur'an ve dinle ilgili) cevaplayabilcek misin?
gür seda şurada cevap verdi: malte başlık Dini Konular - Din - Dinler
arkadaşım yazını okudum daha önce fikrimi belirtmiştim yine tekrar belirtiyorum . ve biliyorum ki her ne cevap yazarsam yazayım ön yargılar mevcutsa bunu yıkamam.bir bebek annesi tarafından çalışmadan emzirilip besleniyorken bir çocuk veya genç babasının çalışıp getirdiği gıdalarla ve giysilerle hayatını sürdürüyorken bunlarda bir çelişki görmeyip miras konusunu çalışmadan kazanılan mal olarak irdelemene şaşırdım.örneğin varlıklı biri maddi olarak düşkün olana yardım ederse buda mı çelişki olur sence .çünkü düşkün olan çalışmamıştır.ama şunu unatmamalıyız kişi kendi gelirini sarf etmede serbesttir.kendisi çalışmış yorulmuş ve gelirini paylaşmıştır.aynı şekilde miras konusunda bir baba yıllarca çalışıp malını çocuklarına ve yakınlarına bırakması kadar doğal ne olabilir ki. saygılarımla....- 21 cevap
-
- kuran ve dinle ilgili
- mülk haramdır
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
merhaba arkadaşım.öncelikle gördüğüm kadarıyla arap dili ve grammeri hakkında hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan parantezlerle ilgili açıklamalarda bulunmuşsunuz.bence parantezlerin varlık nedenlerini araştırın.ismi geçen sizce aydın olmayan ve taraflı olduğu iddiasında bulunduğunuz şahısların dinle aklını bozduğunu ve objektif olmadığını belirtmişsiniz.bu kanıya nasıl bir kerede vardığınızı merak etmiyor değilim.sizce objektif olmak islamı ve kuranı reddetmekle mi olur.yada şöyle sorayım inanmak istediğiniz kendi gerçeğiniz dışındaki her görüş sahibi objektiflik sıfatını mı kaybediyor.son olarak şunu belirtmek isterim ki bilimsel makalelerde bazı çalışmalara atıflar olur.yani sadece kendi ifadeleri kullanılmaz.yapılan çalışma makalede savunulan fikre dayanak teşkil edebilir.biz bilimsel makale yazmıyoruz ama savunulan veya inkar edilen fikri destekleyici argumanlar hem olaya bakış açımızı genişletir hem farklı bir görüş sağlar.bu ise başkasının fikrine iman olmaz sadece ortak bir düşünce olur.sizin de onlarca sayfa karşıt görüş var savınızı gerçekleştirmenizi isterim.
- 2.558 cevap
-
- 1
-
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
merhaba sevgili kardeşim öncelikle bazı düşüncelerimi belirtmek istiyorum.dinimiz kadına eziyet etmeyi emretmiyor ve yine laf atılması ve taciz edilmelerinide. .bilakis Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır hadisiyle iyi davranılması noktasına değiniyor. cinsel dürtülerin ve tacizlerin sadece dindar veya müslüman insanlarda olduğunu düşünüyorsanız o zaman size yapılan şu anketin sonuçlarını sunmak istiyorum--Avrupa Birliği'ne bağlı Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Kurumu tarafından hazırlanan "4'üncü Avrupa Çalışma Koşulları Anketi" açıklandı. Anketin bölümünde, "Kadınlar bu tür eylemlerle erkeklerden üç kat fazla karşılaşmaktadır. Kadınlar en çok Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 10, Norveç'te yüzde 7, Türkiye ve Hırvatistan'da yüzde 6, Danimarka, İsveç, Litvanya ve İngiltere'de yüzde 5 oranlarında bu olaylardan etkilenmektedirler.msj daha da uzatabilirim ama belirtmek istediğim nokta şu bazı insanların yanlış düşünce veya fiillerinin bir dine aitmiş gibi görülmesi doğru değil.
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kınayanların kınamasını eleştirip onları KINAYAN ve HEDEF ORTADAYKEN kimseyi hedef almadığını söyleyen arkadaşım konumuzla ilgili olduğunu düşündüğüm mesneviden bir kıssa paylaşmak istiyorum. Dört Hintli mescide girdiler. Niyet edip , huşu içinde Rablerine ibadette bulunmak üzere namaza durdular. Bu sırada müezzin içeri girdi. Hintlilerden birisinin ağzından gayri ihtiyari şu sözler döküldü : -Müezzin , ezan okundu mu , yoksa daha vakit var mı ?… İkinci Hintli de namazda olduğunu unutarak : -Sus yahu!… Konuştun , namazın bozuldu !… dedi. Üçüncü Hintli , ikinciye dedi ki : -Onu neden kınıyorsun babacığım?… Sen kendi derdine bak , kendini kına !… Dördüncüsü : -Hamd olsun!… Ben üçünüzün de yaptığı yanlışı yapmadım , kuyuya düşmedim!… dedi. Hulasa , dördünün de namazı bozuldu.[eğer ifadelerimde bir kınama mevcutSA aynı mevcudiyet sizin sözlerinizde de barınmıyor mu.ve bu bir tezat göstergesi değil midir.] ayrıca kınayıcı bulduğunuz sözlerimin nedenine baktınız mı hiç.hangi din olursa olsun o inancın temel öğeleriyle dalga geçer tarzda yapılan yorumları doğal karşılayıp buna cevap veren bir düşünceyi suçlamanız ne derece adil olabilir ki.saygılarımla....
-
öncelikle kuran-ı kerime inanmama ve ispat noktasındaki düşüncelerinize katılmamakla beraber saygı duyuyorum.ama özellikle kuran-ı kerim için "bebeklerin bile uyduracağı basitlikte" gibi bir ifade kullanmışsınız.acaba bu kanıyı hangi temellere dayandırdığınızı sorabilirmiyim.ben bu konuda bazı araştırmacı ve aydınların görüşlerini burda belirtmek istiyorum. AYDINLARIN KURAN HAKKINDAKİ YORUMLARINDAN BAZILARI Kuran'ın Edebi Mükemmelliği ve Taklit Edilemezliği Hakkındaki Yorumlardan Bazıları Mekkeliler hala ondan mucize istiyorlardı ve Hz. Muhammed (sav), dikkate değer bir cesaretle ve kendinden eminlikle misyonunun teyidi olarak Kuran'ın kendisine başvurdu. Tüm Araplar gibi onlar da lisan ve konuşma sanatında uzmandılar. Eğer Kuran O'nun kendi yazması olsaydı, diğer kişiler onunla rekabet edebilirdi. Bırakalım onun gibi on ayet yazsınlar. Eğer yazamazlarsa (ki kesinlikle yazamazlar) o zaman Kuran'ı açık bir mucize olarak kabul etsinler. (Oxford Üniversitesi'nden ünlü Arap dili uzmanlarından Hamilton Gibb) 123 Edebi bir dev yapıt olarak Kuran tek başına durmaktadır; Arap edebiyatının eşsiz bir ürünüdür, kendi deyimiyle selefi ve halefi yoktur. Tüm çağların Müslümanları yalnızca içeriğinin değil, üslubunun da taklit edilemeyeceği konusunda birleşmişlerdir… (Arap dili uzmanı Hamilton Gibb) 124 Kuran'ın Arap edebiyatının gelişimi üzerindeki etkisi ölçülemez ve bu etki pek çok yönde olmuştur. İçerdiği fikirler, dili, kafiyesi sonraki tüm edebi eserlere az ya da çok nüfuz etmiştir. Belirli dil özellikleri ne bir sonraki yüzyıl nesrinde ne de daha sonraki nesir yazılarında taklit edilemedi, fakat en azından kısmen Kuran'ın Arap diline getirdiği esneklik nedeniyle mevcut durum hızlı bir şekilde gelişebildi ve imparatorluk yönetiminin ve gelişen toplumun yeni ihtiyaçlarına göre bir hal aldı. (Arap dili uzmanı Hamilton Gibb) 125 Misyonunun gerçekliğinin bir kanıtı olarak ne zaman Hz. Muhammed (sav)'ten bir mucize istense, O, Kuran'ın İlahi kaynağının bir kanıtı olarak Kuran ifadelerini ve kıyaslanamaz üstünlüğünü kullanmıştır. Aslında Müslüman olmayan kişiler için bile hiçbir şey onun anlaşılır bir bütünlüğe ve kavrayıcı bir tokluğa sahip dilinden daha harika değildir... Gösterişli ahenklerle dolu seslerin bolluğu ve olağanüstü ritimler, en düşmanca ve kuşkuyla yaklaşan kişilerin değişmesinde önemli olmuştur. 126 (Paul Casanova'nın "L'Enseignement de I'Arabe au College de France" (Fransız Kolejinde Arap Eğitimi) adlı makalesinden) Kuran Cebrail tarafından Hz. Muhammed (sav)'e dikte ettirilmiş, kelimesi kelimesine Allah'ın bir vahyidir. Kendisi ve Allah'ın peygamberi Hz. Muhammed (sav)'in doğruluğunu teyit eden bir mucizedir. Mucizevi niteliği kısmen tarzında yatar -o kadar mükemmel ve yücedir ki hiçbir insan ve cin en kısa suresiyle kıyaslanabilecek tek bir sure yazamaz- kısmen de öğretisinin içeriğinde, gelecek hakkındaki bilgilerinde ve Hz. Muhammed (sav)'in asla kendi kendine elde edemeyeceği bilgilerin olağanüstü derecede doğruluğunda yatar.127 (Harry Gaylord Dorman'ın Towards Understanding Islam (İslam'ı Anlamaya Doğru) adlı kitabından) Arapça Kuran'a aşina olan herkes bu dini kitabın güzelliğini övmede hemfikirdir; biçimindeki ihtişam o kadar üstündür ki, herhangi bir Avrupa lisanına tercüme edildiğinde gerektiği gibi takdir edilemeyebilir. 128 (Edward Montet, Traduction Francaise du Coran (Kuran'ın Fransızca Tercümesi) adlı kitabından) Orijinal Arapçası ile Kuran insanı harekete geçiren bir güzelliğe ve cazibeye sahiptir. Özlü ve üstün stili, genellikle kafiyeli olan, birden çok anlamlar içeren kısa cümleleri, kelime kelime tercümesinde ifade edilmesi son derece zor olan anlamlı bir etkiye ve patlayıcı bir enerjiye sahiptir. 129 (John Naish'in The Wisdom of the Qur'an (Kuran'ın Hikmeti) adlı kitabından) Kuran evrensel olarak, Arapların en asil ve kibarı olan Kureyş lehçesinde, en güzel ve saf bir dille yazılmıştır… Kuran'ın stili güzel ve akıcıdır… ve birçok yerde özellikle de Allah'ın haşmeti ve nitelikleri tarif edildiği zamanlar yüce ve görkemlidir… O kadar başarılıdır ve dinleyicileri o kadar hayrete düşürür ki, bazı muhalifleri bunun bir büyücülük ve sihir etkisi olduğunu düşünmüşlerdir. 130 (George Sale'in, The Koran: The Preliminary Discourse (Kuran: İlk Vaaz) adlı kitabından) Gerçekliğin, hikmetin ve üslup sadeliğinin mucizesi... 131 (Aziz Bosworth Smith'in Mohammed and Mohammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından) Kuran seçkin güzellikte bir kafiyeye ve kulağı büyüleyen bir ahenge sahiptir. Pek çok Hıristiyan Arap, Kuran'ın stilinden hayranlıkla bahseder ve pek çok Arapça uzmanı onun mükemmelliğini kabul eder... Gerçekte, hem şiir hem nesirde engin ve verimli olan Arap edebiyatı içinde onunla kıyaslanacak hiçbir şey yoktur. 132 (Alfred Guillaume'ın Islam (İslamiyet) adlı kitabından) Kuran'ın İlahi Bir Kitap Olması ve İnsanlar Üzerindeki Etkisi Hakkındaki Yorumlardan Bazıları Bütün olarak Kuran'da en zeki insanlar, en büyük filozoflar ve en yetenekli politikacılardan alınabilecek bir akıl koleksiyonu buluruz. Ama Kuran'ın ilahiliğinin başka bir kanıtı daha bulunmaktadır; vahyedildiği günden bugüne kadar çağlar boyunca bozulmadan korunmuş olması... Müslüman dünya tarafından tekrar tekrar okunan bu kitap, iman eden kişide hiçbir bıkkınlık meydana getirmez, aksine tekrarları yoluyla her gün daha da çok sevilir. Onu dinleyen ya da okuyan kişide derin bir huşu ve saygı hissi uyandırır... Bu kitap, herşeyden öte Allah'ın kitabıdır. 133 (Laura Veccia Vaglieri'ın Apologie de I'Islamisme (İslamiyet Adına Bir Açıklama) adlı kitabından) Kuran çok sayıda mükemmel ahlaki tavsiyeler içerir ve içeriği küçük bağlantısız parçalardan oluşur, öyle ki tüm insanların onaylaması gereken özdeyişler bulmadan tek bir sayfasını bile geçemeyiz. Kuran'ın bölümler halindeki bu yapısı hayattaki herhangi bir olayda sıradan insanlara uygun olan, kendi içinde bir bütün olan metinler, özdeyişler ve kurallar meydana getirir. 134 (John William Draper'ın A History of the Intellectual Development of Europe (Avrupa'nın Entelektüel Tarihinin Gelişimi) adlı kitabından) [Allah'ın] Güç, bilgi ve evrensel İlahi takdir ve birliği (göklerin ve yerin sahibi tek bir Allah'a olan inanç ve güven) niteliklerine atfen Kuran'da geçen İlahi doğa anlayışı, ayrıca yüksek ve derin ahlaki azim, öğüt verici akli konuların Kuran'da yer alması ve güçlü milletler ve büyük imparatorlukların kurulacağını ispatlayan bölümler bulunması sebepleriyle Kuran'ın en üst derecede övgüye layık olduğu da kabul edilmelidir. 135 (Aziz J. M. Rodwell'in M. A., The Koran (Kuran) adlı kitabından) … Edebi bir ürün olarak onun değeri bazı subjektif ve estetik zevklerin ön yargıları ile ölçülmemelidir, ancak Hz. Muhammed (sav)'in çağdaşları ve hemşehrilerinde oluşturduğu etki göz önünde bulundurulmalıdır. Şimdiye kadar düşman olan elementleri tek bir vücutta birleştirmenin yanı sıra, eğer dinleyenlerin kalbine bu kadar güçlü ve ikna edici sesleniyorsa, şimdiye kadar Arapların zihniyetinin ötesinde olan fikirleri canlandırıyorsa belagatı mükemmeldir, çünkü kabilelerden medeni bir ulus kurmuştur... 136 (Dr. Steingass'ın, T. P. Hughes'un Dictionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü) … Arapça Kuran'ın yüce belagatını zayıf da olsa yansıtacak bir şeyler üretme girişimim, mesajın kendisinin yanı sıra, kompleks ve zengin kafiyeleriyle çeşitlenmiş insanlığın en büyük edebi başyapıtı olan Kuran'ın karşısında sönük kaldı... Müslüman Pickthall'ın Kutsal Kitabı tarif ederken kullandığı tabirle bu "taklit edilemez ahenk" daha önceki tercümanlar tarafından neredeyse tümüyle göz ardı edilmiştir; bu yüzden muhteşem şekilde süslenmiş orijinaliyle kıyaslandığında (meallerin) donuk ve düz seslere sahip olması şaşırtıcı değildir. 137 (Arthur J. Arberry'nin The Koran Interpreted (Açıklamalı Kuran) adlı kitabından) Modern bilginin ışığında Kuran tamamen objektif olarak incelendiğinde, pek çok kereler belirtildiği gibi ikisi arasındaki uzlaşma fark edilir. Hz. Muhammed (sav)'in zamanındaki bir kişinin o günün bilgisiyle böyle ifadelerin sahibi bir yazar olması düşünülemez. Bu tür düşünceler Kuran'ın eşsizliğini gösteriyor ve tarafsız bilim adamını, materyalist sebeplere dayanan bir açıklama getirmedeki yetersizliğini kabul etmeye zorluyor. (Dr. Maurice Bucaille, Paris Üniversitesi, Cerrahi Klinik Başkanı) 138 … Kuran, başlangıç noktası olarak değişmeyen yerini muhafaza etmiştir… sonuç olarak, yalın bir anlatıma sahip olan Kuran, insanların vicdanını harekete geçirmeye yönelik üstün bir güce de sahiptir. 139 (Ünlü Fransız aydınlardan Edward Montet) … Hem korunmuş olması hem de özü itibariyle tamamiyle eşsiz bir kitap var… hiç kimsenin ciddi bir şüphe ortaya atmayı başaramadığı gerçek bir otorite. 140 (Aziz Bosworth Smith'in Mohammed and Mohammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından) … Kuran, vicdan özgürlüğünü açık bir şekilde destekler. 141 (James Michener'ınn "Islam: The Misunderstood Religion" (İslamiyet: Yanlış Anlaşılan Din) adlı makalesinden) Adalet anlayışı, İslam'ın harikulade ülkülerinden biridir, çünkü Kuran'ı okuduğumda hayatın bu dinamik prensiplerini görüyorum; bunlar mistik değiller, aksine tüm dünyaya uyan, hayatın günlük seyrine uygun pratik ahlak sistemini görüyorum. 142 (Speeches and Writings of Sarojini Naidu (Sarojini Naidu'nun Konuşma ve Yazıları) adlı kitapta yer alan "The Ideals of Islam" (İslamiyetin İdealleri) konulu bir konferanstan) Kuran'ı bir kaynak, bilimlerin başı olarak bulmak bizi şaşırtmamalı. Kuran'da gökler ve yerle, insan hayatıyla, ticaret ve çeşitli işlerle ilgili her konudan söz edilmektedir ve bu da kutsal kitabın bölümlerindeki tefsirleri oluşturan tek bir konuyla ya da bir konunun tek bir yönüyle ilgili metinleri meydana getirmektedir. Kuran bu şekilde Müslüman dünyasındaki tüm bilim dallarındaki muhteşem gelişmelerin temel sebebidir... Bu sadece Arapları etkilemekle kalmamış aynı zamanda Yahudi felsefecilerin metafizik ve dini konulara Arap metotlarıyla yaklaşmalarına neden olmuştur. Son olarak, Hıristiyan skolastisizminin Arap din felsefesi ile ne şekilde harmanlandığı hakkında daha fazla tartışmaya gerek yoktur. İslami sınırlar içerisinde uyanan manevi hareket, sadece dini tahminlerle sınırlı değildir. Yunanlıların felsefi, matematiksel, astronomik ve tıbbi yazılı eserleriyle olan tanışıklık bu çalışmaların devamlılığına yol açmıştır. Hz. Muhammed (sav) açıklayıcı vahiylerle Allah'ın mucizelerinin bir parçası olarak insanın hizmetine verdiği, dolayısıyla tapınılmaması gereken gök cisimlerinin hareketlerine defalarca dikkat çekmiştir. Tüm ırklardan Müslümanların astronomi ilmi üzerinde nasıl başarıyla çalıştıkları onların yüzyıllarca bu ilmin başlıca destekçisi olmalarından anlaşılmaktadır. Şimdi bile pek çok Arapça yıldız ismi ve teknik terim kullanımdadır. Avrupa'da Ortaçağ astronomları Arapların öğrencileri olmuştur. Aynı şekilde Kuran tıbbi çalışmalara da güç vermiş, genel olarak doğa üzerinde düşünmeyi ve çalışmayı tavsiye etmiştir. 143 (Prof. Hartwig Hirschfeld'ın New Researches into the Composition and Exegesis of the Qur'an (Kuran'ın Yapısı ve Tefsiri Üzerine Yapılan Yeni Araştırmalar) adlı kitabından) Kuran genel kabulle dünyanın büyük İlahii kitapları arasında önemli bir yer tutar. Çağ açan çalışmaların en yenileri edebiyat sınıfına ait olsa da, bunların hemen hiçbiri büyük insan kitleleri üzerinde böyle muhteşem bir etki bırakmamıştır. Kuran insan düşüncesinde yeni bir evre ve taze bir özyapı meydana getirmiştir. Önce Arap Yarımadası'nın birbirinden farklı çok sayıdaki çöl kabilesini kahramanlar milletine dönüştürmüş, daha sonra da bugün Avrupa ve Doğu'nun en büyük güçlerden biri olarak dikkate alınması gereken Hz. Muhammed (sav) döneminin çok geniş politik-dini organizasyonlarını oluşturmaya devam etmiştir. 144 (G. Margoliouth'ın The Koran (Kuran) adlı kitabından) … elimize her aldığımızda… kısa bir süre içinde bizi cezbeden, hayretler içinde bırakan ve en sonunda önünde eğilecek kadar hayran bırakan bir eserdir… Kuran'ın üslubu, içeriği ve amacına uygun olarak çok kuvvetli, yüce ve muhteşemdir… bu kitap tüm çağlar boyunca en etkili kitap olarak kalacaktır. 145 (Goethe'nin T. P. Hughes'un Dictionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü)
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
raif bostan kardeşim sizin iletinizi okuyunca bu mesajı yazmak gereğini duydum.iletinizde cehennem cennet ve bildiğimiz anlamda melek yoktur diyorsunuz.allah vardır ama bencildir uzaylı vb türde canlılar vardır diYorsunuz. şimdi ben şunu merak ediyorum.siz bu ifadelerle ya dinimizle dalga geçiyorsunuz[allah bencil cehennem cennet masal ifadeleriyle] ya kendi inanış sisteminizle dalga geçiyorsunuz[ALLAH vardır başka türden ALLAHA hizmet eden varlıklar vardır ifadeleriyle] yada bizimle dalga geçiyorsunuz[melek yok deyip varlığı kanıtlanmamış başka türden varlıkları ortaya atarak]
-
Kur'an da (kendim) çelişki buldum. sende bak, doğru mu?
gür seda şurada cevap verdi: malte başlık Dini Konular - Din - Dinler
arkadaşım yazını okudum ve biliyorum ki her ne cevap yazarsam yazayım ön yargılar mevcutsa bunu yıkamam.bir bebek annesi tarafından çalışmadan emzirilip besleniyorken bir çocuk veya genç babasının çalışıp getirdiği gıdalarla ve giysilerle hayatını sürdürüyorken bunlarda bir çelişki görmeyip miras konusunu çalışmadan kazanılan mal olarak irdelemene şaşırdım.örneğin varlıklı biri maddi olarak düşkün olana yardım ederse buda mı çelişki olur sence .çünkü düşkün olan çalışmamıştır.ama şunu unatmamalıyız kişi kendi gelirini sarf etmede serbesttir.kendisi çalışmış yorulmuş ve gelirini paylaşmıştır.aynı şekilde miras konusunda bir baba yıllarca çalışıp malını çocuklarına ve yakınlarına bırakması kadar doğal ne olabilir ki. saygılarımla.... -
köpekler neden ezan okunurken havlarlar.Cevap verirseniz sevinirim?
gür seda şurada cevap verdi: AsiMeLek başlık Dini Konular - Din - Dinler
canım kardeşim yaptığın yorumlarda bahsettiğin hadislerin sahih olup olmadığına baktın mı hiç.kaldıki böyle bir hadis sahihse bile orda kadını hayvanlarla eşit tutma durumu yok.sana şöyle bir örnek vereyim doktor bir hastaya sen yumurta yağlı gıdalar ve bayat et yeme sağlığına zararlı derse.her 3 besini aynı nedenden mi hastaya yasaklanmış olur.yağlı gıdalar belki kolestrolu yüksek kalp hastalığı var diye yasaklanmıştır.bayat et başka nedenden.sadece sahih olup olmadığını bilmeden bazı hadislere bakarak dinimizin kadınlara verdiği değeri gözardı etmemek gerekir.mesela bi hadiste "Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır"diye belirtiliyor.ayrıca dinimizin anneye gösterdiği değer ortadadır. saygılarımla... -
can raşit senin yaptığın yorumun son kısmını objektif ve geçekçi bulmuştum.ama dayının yorumuna bu anlamda katılamam.algılayamadık diye bir şeye yok diyemeyiz.örn köpek yarasa ve yunus balıkları bizlerin duyamadıkları sesleri duyabilirler.biz duyamadığımız veya kendi özelliklerimizle algılayamadığımız bu seslere yok mu diyeceğiz.kaldıki eğer tanrıyı biz kendi özelliklerimize denk ifade edersek tanrı diyebilir miyiz. saygılarımla....
-
yorumunun özellikle son kısmını çok beğendim.objektif ve gerçekçi bir yorum olmuş tebrik ederim...
-
canım kardeşim kimse bu dünyada ALLAHA inanmadı diye ceza görmeyecektir belki ama ahirette hesap var bu mutlaktır kimin cezalandırılacağını da yine en iyi rabbim bilir. eğer sen ALLAHA inanmıyorsan niye bu kadar bu konuya takıldığını anlayamıyorum.senin düşüncene göre tekrar belirtiyorum ahiret ve hesap yoktur.yani sen inandığın düşüncede samimiysen korkmanı gerektirecek bir durum yok.işkencenin insan haklarına aykırı olduğu görüşüne katılmakla beraber şunu belirtmeliyim ki kimsesiz çocukları veya suçsuz insanları yok yere katleden insanlar neden ahirette ceza görüyor demek en basit ifadeyle gerçek anlamda empati kuramamak ve olaya tek taraflı bakmaktan kaynaklanıyor diye düşünüyorum...saygılarımla
-
yukardaki olaylardan kaçının dinimizde yeri var.araştırmadan hazır bilgiyi doğru kabul etmek bu olsa gerek.ayrıca yaratana inanmayan insanların niye biz ahirette cezalandırılıyoruz demesi çok ilginç.eğer inanmıyorsanız korkmanıza gerek yok size göre ahirette yok hesapta yok.ama bu konuya bu denli takılmanız hala bazı soru işaretlerinin sizdeki mevcudiyetini gösteriyor.bir dünyaya bakın güneşe aya yıldızlara mevsimlere ve hatta alınan soluktaki gazların oranına herşey bir nizam içinde yürüyüp gidiyor.
-
arkadaşım ben bahsettiğin başlığa baktım ve şunu gördüm ki hem orda hem bu başlıkta sadece bazı lokal konulara takılıp kalınmış.bence dinin güzelliklerine bu denli uzak kalınmamalı.hiçbir insana namaz kılmadı diye veya işlediği bazı günahlar nedeniyle bu dünyada ceza verilmez cezası ahirette verilir ben bu dünyada istediğim gibi yaşarım helal haram tanımam diyen birisi kalkıp bana ahirette niye ceza verilecek dememeli.bu dünyayı yaratan sadece başıboş yaşamak için bizleri yaratmadı.işlenen her günahın cezası ahirette ödenir.eğer ben yaratıcıya inanmıyorum diyorsa o zaman korkmasına gerek yok zaten ona göre ahirette yok.hesapta yok.
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
gür seda şurada cevap verdi: doçent başlık Dini Konular - Din - Dinler
eğer bir din eksiklik barındırıyorsa veya yamanmaya çalışılıyorsa bir yaratıcı tarafından gönderilmemiş demektir.ama burda önemli olan nokta şu ki eksiklik veya yamamadan kastedilen unsurlar neler.bu öğeler bizim algılamamızdan mı kaynaklanıyor yoksa gerçekten mi bir hata var.mesela zebur ve tevrat indirildikten sonra neden incil indirildi.veya incilden sonra neden kuran indirildi.burda eksiklik dinde mi var yoksa dini değiştirmeye çalışıp kendilerine göre yorumlayıp o şekilde kabul edenlerde mi var.dinlerin zamanla evrim geçirdiğini savunuyorsun ama ben islam dinine baktığımda böyle bir genelleme göremiyorum.1400 yıl önce dinimde helal ve haram neyse hala aynı.değişen ne.dini eleştirenlerin dinin zamana ve algıya göre yeniden yorumlanmasına katkı sağladığına da inanmıyorum.çünkü din zamana göre şekillenmez.asırlar içinde değişen hayat tarzı ve yaşam biçimine göre din kendi sınırları içerisinde bir çözüm bulur.dikkatinizi çekmek istiyorum kendi sınırları içerisinde.yani olmayanı olur kabul etmeden.hacerulesvet taşıyla ilgili olarak bir öngörüde bulunulmuş.bence herhangi bir dayanağı olmayan saygı duyduğum ama inanmadığım bir görüş.çünkü hacerul esvet taşı kabenin inşasında hz. ibrahim ve hz ismail döneminden beri mevcut.yani peygamberimizden öncede araplar tarafından kutsal kabul edilen bir unsurdu.ama put değildi.puta tapan insanların uyum sağlama sürecinde yapılmak zorunda kalınan bir uygulama hiç değildi.çünkü amaç o olsaydı daha sonra mekke peygamberimize iman edince kaldırılırdı.kaldı ki kabedeki tüm putlar temizlendiğinde sadece hacerul esvede dokunulmamıştı.yani hacerul esved put değildir.bunlar dışında şunuda belirtmek istiyorum kurana bakıp geçmişten günümüze nasıl ışık saçtığını anlamak çok önemli muhtemelen duyduğunuzşu ayetler sizce tesadüf olabilir mi- Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan etmiştin ve bozgunculuk çıkaranlardandın. Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz). Gerçekten insanlardan çoğu, Bizim ayetlerimizden habersizdirler. (Yunus Suresi, 91-92) - Bu ayetlerde Firavun'a ait cesedin gelecek nesillere ibret olacağının bildirilmesi, cesedin "bozulmamış" olacağına bir işaret olarak kabul edilebilir. Kuran'da 1400 sene evvelden haber verildiği gibi, halen tarihsel bir belge olarak bulunan bir ceset Kahire'deki Mısır Müzesi'nin Kraliyet Mumyaları Odasında sergilenmektedir. Büyük bir ihtimalle, sular üstüne kapanıp boğulduktan sonra, Firavun'un cesedi kıyıya vurmuş ve Mısırlılar tarafından bulunarak önceden yapılmış olan mezarına götürülmüştür. -
canım arkadaşım ya ben sana kendimi anlatamadım yada sen beni yanlış anlıyorsun.her insan istediği gibi yaşamada serbesttir.kimse kimseye zorla hiçbir şey yaptıramaz.yapsa bile yapılan sadece sembolik olarak kalır.ama yapmadığı yükümlülüğün de hesabını ahirette verir ayrıca ben recm cezası olsun yada olmasın diye bir cümlede kullanmadım.gerekçesini açıklamaya çalıştım. ben şunu söyleyebilirim ki yazdığın bazı cümleler gerçekten kırıcı cümleler barındırıyor.madem inanca saygı bekliyorsun ki haklısın sende aynı saygıyı göstermekle yükümlü değilmisin.ayrıca herkes istediği insanla beraber olabilir diyorsun ben bu görüşünede katılmıyorum en basitinden evli biri eşini kendi dışında başkasıyla hayal edebilirmi.yada anne veya kardeşini.eğer kuralsız bir birliktelik olursa doğacak onca istenmeyen çocuk ve mağduriyet meydana gelmez mi.son olarak yazdıklarından anlayabildiğim kadarıyla bazı konularda yeterli olmayan veya yanlış bilgi sahibisin.iyi niyetini arzu ederek bahsettiğin konuları tekrar araştır derim.
-
Arkadaşım sana sadece şöyle bir cevap VEREBİLİRİM HER İNSAN İNANDIĞI DÜŞÜNCEYİ VE DİNİ YAŞAYABİLİR.ASRI SAADET DÖNEMİNDE VE SONRAKİ DÖNEMLERDE DE HEP GAYRİ MÜSLİM İNSANLAR OLMUŞTUR.VE DİNLERİNİ YAŞAMIŞTIR.BİREY DİN OLARAK İSLAMI SEÇMİŞSE ONUN SINIRLARI DAHİLİNDE YAŞANTISINI VE DÜŞÜNCESİNİ SÜRDÜRÜR.HRISTİYAN VEYA YAHUDİ İSE O DİNİN SINIRLARINDA SÜRDÜRÜR.VE ÖZGÜRCE İFADE EDER.KALDIKİ ZATEN BİREY DİNİNİ KATLANILACAK BİR CEHENNEM OLARAK GÖRÜYORSA BAHSETTİĞİN MÜKAFATIDA ALMAZ.
-
arkadaşım hayatın hangi alanında kuralsızlık mevcut bir örnek verebilirmisin.herşey kurallarla vardır. okula giden bir öğrencide belli kurallarla yaşar,serbest çalışan bir esnafta yolda yürüyen bir bireyde.hatta dünya ve ay bile kurallarla beraber hareket eder.insan hayatını istediği gibi yaşayabilir namaz kılmayabilir örtünmeyedebilir hayatını istediği gibide yaşayabilir ama sonuçlarına ahirette katlanır.bir öğrenci öğretmeninin verdiği ödevi yapıp yapmamakta serbesttir ama yapmazsa ne kaybedeceğini yaparsa ne kazanacağını bilir.evlilik dışı cinsel ilişki ve recm olayını yazmışsın bence o konuyu biraz araştır çünkü RECM OLAYI EVLİ OLUP EŞİ DIŞINDA BAŞKASIYLA BİRLİKTE OLAN ERKEK VE KADINLARI KAPSAR.VE RECM OLAYININ GERÇEKLEŞMESİ İÇİN EN AZ 4 ŞAHİT GEREKLİ.AYRICA BU ŞAHİTLERİN VARLIĞIDA YETMİYOR ŞAHİTLERİN ZİNA OLAYINI TAM OLARAK GÖRMESİ ŞARTI VAR YANİ OLDUKÇA ZOR ŞARTLARI MEVCUT.RECM O GÜNAHA KARŞI CAYDIRICI OLMASI İÇİN KONMUŞTUR MESELA SOKAK ORTASINDA HERKESİN SERBESTÇE ZİNA ETTİĞİ BİR DÜNYA OLMASIN DİYE.AYRICA RECM CEZASI BEKAR OLAN İNSANLARA UYGULANMAZ.
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
gür seda şurada cevap verdi: doçent başlık Dini Konular - Din - Dinler
sarıgül ismiyle yorum yapan arkadaş sana elimden geldiğince cevap yazmaya çalışacağım ama şunuda biliyorum ki bir önyargı varsa onu hiç bir açıklama tatmin edemez.umarım önyargılarını bırakıp o şekilde değerlendirirsin.kuran bir kitaptır peygamber efendimizin yaşantısı ise kuranın hayata geçirilmesinde kullanma klavuzu gibi önem arzeden hakikattir sünnetin islamda nasıl yeri olabilir diyorsun sana şöyle bir örnek vereyim.okulda sınava hazırlandığında elinde kaynakların var sana biri gelip derslerine şu şekilde şu saatlerde şu sırayla çalışırsan başarırsın derse senin çalışman ve başarman daha kolay olmaz mı.kaldıki sünnet yapılmasında fayda olan yapılmaması durumunda ise günah kazanılmayan hareketlerdir.mesela güzel kokular sürünmek gibi.neden kudus miraçta seçilmiştir diye sormuşşun sana şöyle diyebilirim ki miraç olayı yaşanmamışsa eğer -haşa- kudus değilde mekke olsaydı müşriklerin peygamber efendimize inanmaları daha kolay olmazmıydı.veya daha az eleştirmezlermiydi.bir düşün gece vakti kuduse ordan miraca çıktım demek mi diğer insanları inandırmada kolay olurdu -haşa- yoksa mekkeden direk çıktım demek mi.yani olan olay neyse peygamber efendimiz gerçekliğiyle anlatmıştır. kabede siyah taşa yüz sürmek ve puta tapmak aynı şey değil mi diye sormuşsun.islamda ALLAH dışında tapılacak hiç bir varlık yoktur hacerul esved ise sünnet olduğu için ve mukaddes değerler barındırdığı için müslümanlar tarafından hep ön planda tutulan ve sevilen bir varlık olmuştur.sana şöyle bir örnek vereyim sen annenin elini öptüğünde ona tapmış mı oluyorsun yoksa hem ALLAHIN rızasını kazanmada ve vefa noktasında bir yol mu görüyorsun. -
öncelikle bu kadar ön yargılı bir yazı beni şaşırttı.bari savunduğun düşünceyi gerçekçi temellere dayandır .yazdığın kuran taklit edilebilir tarzındaki düşüncen ve bu bazda verdiğin örnekler tam anlamıyla konuya hakim olmadığını net şekilde ortaya koyuyor.kuran taklit edilemez.kuran arap dili edebiyatına göre yazılmış ve bu bağlamda en mükemmel kalıplara sahip benzeri ortaya konamamış bir kutsal kitaptır.sen kuranın mealine bakıp cümleler kurmaya çalışmışşın.gerçek yapıt orjinaldir kuran indirildiğinde içindeki ayetlerin anlam mana bütünlük ve edebi açıdan ne kadar yeni ve muazzam olduğu aşikardır.senin yaptığın neye benziyor biliyormusun ilkokulda resim yapmaya çalışan bir öğrencinin güzel bir resmi yapamayacağını anlayınca onun üstüne kopya sayfası koyup üstünden kalem geçirip ben güzel bir resim yaptım demesi gibidir.ama aslında yaptığı resim değildir.kaldıki kuran arapçadır.gerçekten benzeri yapılabilse bunca asır niye bu yönde çalışmalar yapan insanlar ele avuca gelir bir sonuca varamadı ozaman.