Gatesoft

Ne ölümlülerin umutsuz yaşamlarında pek bulamadıkları o parlak altınlar, Ne mücevherler, ne insanların öylesine değer verdikleri gümüş yataklar, Ne engin ovalarda ağır başakların kendi kendine bittiği tarlalar, Erdemli kimselerin düşünceleri gibi parlak olamazlar. Platon Kürt Sorunu Sayın Başbakan’ın sorunu ! Ermeni Sorunu da benim sorunum ! Sayın Başbakan “Kürt sorunu benim sorunum” dedi. Güzel bir tabir bence zira eğer bir Başbakansanız ve ülkenizde hangi kesim olursa olsun ister size oy versin ister vermesin onların sorunları sizinde sorunlarınız olur. Fakat kafaları karıştıran ve benim anlamadığım konu şu “Kürt Sorunu” bunun tam açılımı nedir ? Türkiye’de cumhuriyet kurulduğundan bugüne Kürtler hangi gün ve zamanda kamu alanları veya özel alanlar dışına dışlandılar veya iktidarı boş verin halktan birisi çıktıda “Sen Kürtsün buraya girmezsin” dedi. Doğuda Kürtler olduğu için mi Doğuya yatırım yapılmıyor. Zaten yalnız doğulu iş adamları o bölgeye yatırım yapsa İstanbul’dan daha varlık bir kent haline gelecek olan Diyarbakır’dır. Aslında Kutsal ! bir görevi kendisine üstlenen Başbakan’ın bu görevi şimdiye kadar üstlendiği tüm görevlerden hatta ve hatta ekonomik sorunlardan bile kat kat zordur. Bu sorunu çözmesi için önce ortaya bu bugün yapılan gibi bir Kürt sorunu çıkartılması lazımdır. Ondan sonrada bunu çözmeye uğraşmalıdır yapılmak istenen de tam anlamıyla budur. Zira belli süre sonra Kürtler zaten asli Türk vatandaşlığından kendilerini dışlatacaklar asıl o zaman azınlık olacaklardır. Şimdi değildirler. Parlamento’ya baktığınızda çoğunluğun doğu kökenli milletvekilleri olduğunu görürsünüz. Madem azınlık bir toplumsunuz nasıl fazla miktarda milletvekili çıkartıyorsunuz. Madem azınlıksınız nasıl gittiğimiz her eğlence mekanı sizin. Madem azınlıksınız ben neden resmi kurumlara girdiğimde elinde cep telefonu Kürtçe konuşan insanlar görüyorum. Acaba biz mi azınlığız ! Tabii konuyu açmaya kalkarsanız kaç tane Kürt cumhurbaşkanı ve Başbakan geldi gitti ona kadar inmeniz lazımdır. Benim atalarım Avrupa’dan Türkiye’ye 1924 yılında gelmişler. Ankara’ya yerleşmişler. Ben artık saf ve saf Türk’üm ve gurur duyuyorum. Sen duymayabilirsin. O zaman sana sınırını açarsa önemle belirtiyorum sen Türkiye içerisinde aslı vatandaşın ve eğer özgür iraden ile gitmek istiyorsan bende sana çok meraklı değilim, git Irak’a yerleş. Talabani de Cumhurbaşkanı zaten dilinizden anlar. Anadolu’nun bir tabiri var “Ne yardan geçiyor Nede serden” hem Türkiye’deyim hem Kürt’üm tamam Kürtsün ama zaten bu özelliğinden seni toplumdan dışlayan yok ki. Sen kendini dışlıyorsan iki satır yukarıyı oku yakın bol bol duyacağın bu mesajı al. Amacınız bölücülük yapmak ise tabii yapın bakalım nereye kadar gider. Bu ülke 30.000 şehit verdi bir 100.000 daha verir. Ama yine parçalanmaz. Bir laf var. “Vur vur gerilla devleti kur gerilla” bu lafı duyduğumda hep aklıma kiremit kıran kareteciler gelmiştir. Sabit duran bir nesneye öyle bir odaklanırlar ki “Güm” ve kırarlar ama bu kiremidin hakimiyetini verin bakalım. Bir insana kaldırır kafanıza indirir. Kafada kırılır kiremitte. Askeri konularda bu çok farklıdır. Belki yapılmak istenen tam anlamıyla askeri bir şekilde “Vur gerilla kur gerilla” değildir. Zaten bunun bir halta yaramadığı öğrenildi. O kadar yıldır bedevileri biraz aşağılamış olacağım ama dağ bedevileri görünüş itibarıyla bir şey kuramadılar. Hani kurdular bayrakları falan var hemen askerlik bürosuna gideceğimde. Evet Sayın Başbakan’ı kendi sorunları ile yalnız bırakarak ben kendi sorunum olan Ermeni Sorununu çözmek zorundayım. Bu arada arkadaşlar bana 1.9 milyon Ermeni lazım aklınızda bulunsun. 100.000 kişi sevk sırasında hayatını kaybetmiş. 2 milyona tamamlamam lazım ki sorun olsun sonra çözeceğiz bakalım.