“Enam 108 Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.
Ama kendisi bir sokak kabadayısı gibi inkarcılara söver”
arkadaşım ilk olarak öğrenmen gereken sövmek kelimesinin küfretmek demek olduğudur. Senin örnek olarak gösterdiğin diğer ayetlerde sövme değil benzetme yapılmıştır.
“Bakara 171 kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler”
1)Bütün bu benzetmelerin demek istediğiyse nasıl bir hayvana bir şeyler anlatsan da o seni anlamaz, cevap vermez ve senin söylediğin onun davranışlarını değiştirmezse, bu durumda aynen öyledir. sapıklar kelimesindeki anlam ise sizin göstermeye çalıştığınız anlam değil, yoldan sapmış, şaşırmış anlamındadır. Sanki Arapça biliyorda bu ayeti kendiniz çevirmişsiniz gibi konuşmayın!!! Tabi yukarıdaki cümleyi gerçekten anlamaya çalışan insanın kapasitesi yetecektir. Ama anlamak istemeyene gelince; onlar da tıpkı bu arkadaşın yapmış olduğu gibi asıl anlamı tutuuuuuup oraya buraya çekmeye çalışsalar da dediğim gibi kapasitesi olan gerçek anlamı görecektir.
2) Tevbe 28 Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Bunun anlamı bizim inancımızda yer alan ve zorunlu olan boy abdestini almamalarıdır. Ve inancımıza göre boy abdesti olmayan insanlar dini mekanlara girmemelidirler. Burada da yine sizin kendi yorumunuz devreye girmektedir. =)
3)hayvanlarla ilgili benzetmelerde ise mesela eşeğin kitap taşıması, burada o kitabın eşeğe ağırlıktan başka bi verdiği yoktur. Okumaz anlamaz çünkü. Burada da yine benzetme vardır.
4) Ve en önemlisi ----Müslümanlardan hiç bir kimse, inancımıza saygılı olun deme gibi bir hakkı yoktur. Eğer başkalarında saygı bekliyorsanız inanmayanlara hakaret içeren bu ayetleri kitabınızdan çıkarmanız gerekir.
Kutsal kitap, daha önceki hak dinleri bozan insanların yaptığı gibi içine ayet ekleyip çıkarılacak bir kitap değildir. Ve zaten bu ayetlerin sövmek olmadığını fark etmişsinizdir sanırım. Etmediyseniz etmek istemiyorsunuz demektir. Yani kutsal kitap sizin sandığınız kadar basit değildir.
5) Genelde bütün müslümanların ortak inancıdır bu.Dünyada haksızlık yapanlar,kötülük yapanlar, dünyayı kana bulayanlar ahirette hesap verecekmiş,cezasını cekecekmiş. Oysaki kurana göre böyle bir şey asla söz konusu değildir.Bu inacıda bir tek şu ayete isnaden oluşturmuşlardır
Zilzal
Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.
elbette bu ayetlerde olduğu gibi herkes ektiğini biçecektir. Sizin ne olursa olsun şirk dışında Allah affedecektir şeklinde gösterdiğiniz ayetlere gelince. Allah elbette şirk koşanı affetmeyecek. Çünkü şirk koşmak Allah’tan başkasını tanrı olarak kabul etmek ve dolayısıyla İslam dinine uymamaktır. Bunun dışında günahları olanlara gelince;
Nisa 48 Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur.
Nisa 116 Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır.
Burada görüldüğü üzere yine kendi yorumunuzu ayeti eksik göstermeye çalışarak yapmışsınız. Allah dilediğini bağışlar, ama Allah’ın bağışlaması günah işleyip, hata yapıp hiç pişmalık duymayan, bunun için af dilemeyen insanlar için değildir. Allah’ın dilemesi pişman olup tevbe eden ve aynı hatayı devam ettirmeyen insanlar için olacaktır.
Bakara 160 Ancak tevbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka. İşte onları ben bağışlarım. Ben çok merhamet ediciyim, tevbeleri çokça kabul ederim.
Al-i İmran 89 Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Nisa 146 Ancak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'a sarılanlar ve Allah için dinlerine samimi olarak bağlananlar müstesna. İşte bunlar müminlerle beraberdirler. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.
Araştırıldığında bunun gibi çok fazla ayet vardır. Bu da durumu gayet açık anlatıyor sanırım. (anlamak isteyenlere)
6)Ama buna rağmen dünya dolusu iyiylik yapanlar,insanlığın menfaati için çalışanlar eğer kurana inanmıyorlarsa tüm yaptıkları iyilikler boşa gidecek ve cehenneme gireceklerdir
acaba bu dünyada yapılan bütün iyilikler sahip olduğunuz tek bir gözün karşılığını verirmi? Birisi size gelip ben dünyada kimsenin yapmadığı iyilikleri yaptım sana bunları veririm ama sende bana gözlerini ver dese kim kabul eder acaba? O yüzden Allah yapılan iyiliklerin karşılığını bu dünya’da bir çok şeyle vermiştir. Ona rağmen iman eden kişiye bunların mükafatını vermeye devam edecektir.
7)O sadece kendisine iyi yağcılık (kulluk) yapan insanlar olmasını istediği için, insanlar savaşlarla birbirine girmiş, dünya kana bulanmış, allahın umurunda bile değildir
Hatta bunun için sürekli teşvik eder kuranın allahı
Kırmızı puntolu kısımlarda ayetlerin arapça orijinalinde KTL fiiili geçmektedir. ve anlamı ise öldürmek katliam yapmaktır. mealciler bunun farkında olduğu için ku kavramı savaş diye çevirerek bir nevi yumuşatmaya çalışmışlardır.Gerçi savaş ta aynı kapıya çıkmakla beraber, savunma dırımlarından savaşı bir nevi savunmak mümkündür.
kıtal
Vikisözlük sitesinden
Türkçe
Ad Anlamlar
(eskimiş) Vuruşma, Cenk, savaş birbirini öldürme
Köken
(Arapça)
(http://tr.wiktionary.org/wiki/k%C4%B1tal)
Müşrikler zamanında o suçsuz insanları evlerinden yurdundan çıkarıp her şeyi yağmaladılar. Ama o insanlar Allah korkusuyla onları öldürmezlerdi. Allah da kendilerine zarar veren müşriklerin kendi nefisleri için değil Allah yolunda öldürülmesine izin verdi. Ayrıca savaş zamanında karşındaki insan sizi öldürmeye gelirken sizin nefsi müdafaa yapmamanız mümkün değildir. Bu insanlar Müslümanların dinlerini ve hatta yaşayışlarını hiçe sayıp onları öldürüp işkence etsinler ve onları yurtlarından çıkarsınlar, Allah Müslümanlardan kendilerini korumaları ve yaşantılarına devam etmeleri için müşriklerin keyif için değil Allah yolunda öldürülmelerini söylemiştir.
Ayrıca Arapça bilerek bunları okuyup yorumlasanız bile sizin yorumunuzun doğru olduğu belli midir?. Ki acaba Arapçayı yabancı dil olarak değil, ikinci dil olarak bilmek gerekir bunun için. Bu da o dili anadiliniz gibi bilmek demektir. Böyle olsa bile, Hangi dilin çevirisi gerçek anlamını TAM OLARAK yansıtabilir ki? Bu yüzden zaten herhangi bir kitabın bile bir çok çevirisi çıkıyor ortaya. Çeviri sanıldığı kadar basit değildir. Her dilin çevirisinde parametreler sonucu anlamda belirsizlik ya da yanlış anlaşılma olacaktır.
Devam edecek.
Saygılar =)