javsu

forumda okuduğum yorumlardan şu izlenimi elde ettim. iki grup var komunizm i savunanlar ve karşısında olanlar. olaya yukardan bakan ve rasyonel yaklaşan bir grup yok. karşıt grup körü körüne ideolojiyi reddetmekte, savunan grup ise ideolojiye karşıtlarından daha dogmatik bir şekilde bağlanmakta. adeta insanların isa yı bekledikleri gibi komunizmi beklemekte ve bu noktada komunizm dini ve kutsal ve dogmatik bir hale bürünmekte. ideolojinin içeriğini tartışmaktan çok marx böyle dedi böyle olur veya marx bir düzenbazdı bu asla olmaz mantığı var. oysa ki tartışılması gereken neden kapitalizm sürecinden sonra sosyalizm ve ardından komunizm gelmek zorundadır veya gerçekten bu böylemidir. yoksa marx a ilahi bir emirle komunizm in geleceğimi söylenmiştir ve marx ta bu ideolojinin peygamberimidir. demem o ki komunizm sosyalizmin ütopyasıdır. tam rekabet piyasası da liberalizmin ütopyasıdır. burada tartışmamız gereken sosyalizmin içeriği, mantığıdır. marx ın ve karşıt görüşlerin mantığı irdelenmeli ve sorgulanmalıdır. forumda okuduğum yorumlardan şu izlenimi elde ettim. iki grup var komunizm i savunanlar ve karşısında olanlar. olaya yukardan bakan ve rasyonel yaklaşan bir grup yok. karşıt grup körü körüne ideolojiyi reddetmekte, savunan grup ise ideolojiye karşıtlarından daha dogmatik bir şekilde bağlanmakta. adeta insanların isa yı bekledikleri gibi komunizmi beklemekte ve bu noktada komunizm dini ve kutsal ve dogmatik bir hale bürünmekte. ideolojinin içeriğini tartışmaktan çok marx böyle dedi böyle olur veya marx bir düzenbazdı bu asla olmaz mantığı var. oysa ki tartışılması gereken neden kapitalizm sürecinden sonra sosyalizm ve ardından komunizm gelmek zorundadır veya gerçekten bu böylemidir. yoksa marx a ilahi bir emirle komunizm in geleceğimi söylenmiştir ve marx ta bu ideolojinin peygamberimidir. demem o ki komunizm sosyalizmin ütopyasıdır. tam rekabet piyasası da liberalizmin ütopyasıdır. burada tartışmamız gereken sosyalizmin içeriği, mantığıdır. marx ın ve karşıt görüşlerin mantığı irdelenmeli ve sorgulanmalıdır.

emperyalizm dediğimiz nane imperyum yani hükmetme ,hakim olma duygusu manasındaki kelimeden türemiştir.yani insan hükmetmek ister. önce 1 e hükmeder sonra 5 e sonra daha çok ve daha çok. burdan yola çıkarak emperyalizmi mikro bir düzeye indirgersek ve bunu hayal edersek olayı daha iyi anlayabiliriz. şimdi dünyanın 400 veya 500 m2 lik bir alan ve bu dünyada 9-10 birbirinden bağımsız insanın yaşadığını düşünelim ve tabiki bu dünyada kaynaklar kıt. belli bir süre herkese yeter ama sonra. elimizde yaşamaya çalışan insanlarımız ve onların yaşamasını sağlayan kıt kaynaklarımız var. peki bu insanlar bu kıt kaynakları nasıl paylaşacaklar. önce el bebek gül bebek geçinirler sonra bi sivri akıllı düşünecek, diyecek ki ' bu kadarcık şey kime yetecek ' başlayacaklar çatışmaya. diğerlerinin de akılları başına gelecek ve ortalık karışacak. bir süre sonra sular durulacak, üstünlük sağlayan sağlayacak veya denge sağlanacak ve herkes olaylardan ders alacak ve her an tetikte olacak. üste çıkabilmek için durmadan kafa patlatacak anlayacağınız bu bir döngü durmadan devam edecek. bunu tetikleyen ise güven sorunu ve şüphedir. günümüzde hiç bir devlet veya ulus gerçek manada birbirine güven duymaz ama mecburi çıkar birlikteliklerine muhtaçtır. bu yüzden bu döngüde bizde yerimizi almalı ve en iyi emperyalist stratejileri geliştirip üste çıkmalıyız. unutmayalım ki rakip her an hazır ve tetikte. yani emperyalist ülkelerle emperyalizmle savaşmalıyız.