Zıplanacak içerik

Saudade

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Saudade tarafından postalanan herşey

  1. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    Her şeyden bıktım uyanmaktan bıktım konuşmaktan bıktım düşünmekten bıktım insanlardan bıktım yalanlardan bıktım sevgisizlikten bıktım ikiyüzlülükten bıktım zorluklardan bıktım hayatımdan bıktım
  2. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    Biraz değiştim, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Değiştim… Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum, Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni Ben benimle savaşıyorum, Seninle değil… Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın, ne kazanabileni ne de kaybedeniyim… Sorun değil… Elbet Alışırım… Biraz alıştım. Her şey kadar, her kez kadar, sen kadar… Alıştım! Varlığını istemediğim tüm eksik yanları Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim iki arada bir derede duyguya alışıyorum… Bir yanım bırak diyor bir yanıma Kesin değil! Henüz tanıştık… Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha Samimi değil… Bir hayli kırıldım… Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım… Aslında ne sana, ne olanlara… Kendime kırgınım!.. Maziye hiç değil, âna kırgınım Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna Bir hayli kırgınım… Beni ben kırdım oysa… İyi değilim. Galiba yoruldum… Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!.. Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum. Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!.. Toprağa bakan yanım senden zaten ayrı Sana bakan yanımsa toprakla aynı Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin! Gözlerim yorgun… Dudaklarım, dudaklarım hissiz… Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır… Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz Söyleyemediklerini söylesen de şimdi Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır! İsteyerek değil… Çok çalıştım Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen Daha öncede gitmiştim… Çok çalıştım… Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için Çok çalıştım… Daha öncede gitmiştim… Kendi isteğimle… Anladım ki daha önce sevmemiştim! Çok çalıştım inan Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya Ve alışmaya kendime… Bu göz gözü görmez dumanlı halime Çok alışmaya çalıştım hem de… Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor An be an çöküyor, insanın içindeki güç Işığı sönüyor… Beyaza dönüyor rengi git gide Hissizleşiyor… Ne yormak istedim Seni, Nede yormak kendimi Çok çalıştım Gitmeye de kalmaya da… İkisi de aynı acı, ikisi de rezil Daha öncede gitmiştim Ama böyle kalarak değil Böyle kalarak değil Can YÜCEL
  3. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    http://www.dailymotion.com/video/xd21tu_iyyn-karaca-ne-duamsyn-ne-de-beddua_music
  4. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup aşk sanıyorsunuz! William Shakespeare Ben 20 yıl önce böyle mi yapmıştım diye sordum bugün kendime. Bu sabah uyanıp da telefonumda mesajını bulduğumda boş gözlerle baktım mesaja. Aslında mesaj da yoktu içinde ya. Sözleştiğimiz gibi bu şekilde gelen bir mesaj "bana geri dön konuşmamız gerekiyor, buradayım" anlamına geliyordu. Eskiden olsa o saniye cevap yazar ya da arardım seni. Fakat ben eski ben olmadığımdan olsa gerek elim bir türlü gitmedi telefona. Bendeki değişim dört yıl öncesi başlamıştı aslında, uzun süre kendim bile farketmedim kendimdeki değişimi. Birşey anladım farkettikçe. Benden çalınan, benden esirgenen, bana eksik sunulan herşey ruhumu büyütmüş benim. Keşke böyle olmasaydı da ben küçük kalsaydım diyemiyorum bugün. Keşke sen acılarla besleyip beni büyüteceğine, her zerreme nüfus eden aşkımı besleyip büyütseydin bile diyemiyorum. Düşün o derece uzağımdasın artık. "Çok yazık" bile diyemiyorum ne tuhaf. Son gelişini hatırlıyormusun; odada benden uzak bir koltuğa oturup anlattıklarını hatırlıyor musun? Hararetli hararetli, en son gittiğin ava ait maceralarını anlatmıştın. Sen anlatırken benim içimden geçenleri tahmin bile edemezsin, aslında gözlerime baksan içimdeki öfkeyi rahatlıkla görebilirdin. Sen güzelim keklikleri, tavşanları (hatta domuzları) nasıl vurduğunu anlatırken, benim bir sniper olup, seni o tüfekle kıçından vurmayı hayal ettiğimi nereden bileceksin. Beni ne kadar tanıyorsun ki sen? Benim hayata bakışımı, duygularımı, korkularımı, nelerden keyif aldığımı, nelere gülüp nelere ağladığımı biliyor musun ki? Bunun koca bir HAYIR olduğunu ikimiz de biliyoruz. Hani Mevlana'nın bir sözü vardır; "Sen benim gönlümde oldukça,Yemende de olsan benim yanımdasın. Eğer sen benim gönlümde değilsen, yanımda da olsan Yemen'de sayılırsın." İşte o gün seni o odada değil de, fersah fersah uzaklarda hissetmemin nedenini bu söz açıklıyor. Ben seni bunları düşünüp dururken gönlümden çıkartmış atmış olmalıyım. Bana beni hiç aldatmadığını söyledin ama, "bugüne kadar sen beni aldattın mı" diye hiç sordun mu? Ya da içine öyle bir kuşku yerleşip, seni liğme liğme yedi mi? Hiç sanmam. Çünkü sen, aşkı bir kişinin besleyemeyeceğini düşünemiyorsun! Ben seni aldattım be, tıpkı benim gibi börtü böcek seven, hayata tıpkı benim gibi bakan, aşkın anlamını ve değerini bilen, zihnimde kendi yarattığım bedensiz ruhlarla seni aldattım. Onları sevdim, onlara hayran oldum, keşke gerçek olsaydılar. Seven bir erkek "şu an da yanımda olmana, sevgine, şevkatine her zamankinden daha çok ihtiyacım var" diye feryat eden bir kadına nasıl tepkisiz kalır. Hiç mi endişe duymaz, hiç mi meraklanmaz. Hele de o kadın daha önce hiç böyle feryat etmediyse.İstediğim başımı dayayacağım bir omuzdu, senin omuzundu.Dermanım olamasan da gücüm ol istedim. Ölene kadar birbirinin hayatında olmaktan senin anladığın ne? Neyse sözü yine her satırının altını çizebileceğim bir şiirle bağlayalım: SİTEM Ben ona sıkıntılı güz günlerinde Yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim Kırmak istememiştim duygu filizlerini Büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu Rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine İncinmesin diye tek Acıyı bile ters yüz eden İncelikli bir gülümsemeyle yüzümde Ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda Sıcacık bir sığınak olayım istemiştim İnsanlar içinde üşüdükçe Güvenle gelebileceği Kuşların kanatları neden vardır? Bir insan neden ağlar yarı yaşına gelince? Bulutlar gökyüzünün yükü müdür, süsü müdür? Tutsağı mıdır rüzgarın, sevgilisi midir? Konuşayım istemiştim bir yüreğin dilince Yanıtı olmayan sorularda boğmak istememiştim Ben ona sabah olamasam da Dingin bir ikindi olayım istemişimdir Herşeyin usul usul durulduğu saatlerde gelsin Yüzünde uçuk bir gülümsemeyle Yaslasın yorgunluğunu gövdemin yaşlı çınarına Serip üzerine yapraklarımın ağırlıksız yorganını Dinlendireyim istemiştim Üşütmek istememiştim. Ben ona ne istemişsem bu yalnızlık aylarında Gecikmiş... İnce... Güzel ve uzak... Biraz da kendime istemiştim Sevgi adına Şükrü Erbaş
  5. Saudade şurada yorum gönderdi cesarias'nın blog başlığı içinde CESARİAS
    Neyse ki ibo dinlemiyormuşsun,o zaman durum çok vahim derdim Teşekkürler
  6. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Teşekkür ediyorum.Sizinde yorum yazan ellerinize sağlık
  7. Saudade şurada yorum gönderdi cesarias'nın blog başlığı içinde CESARİAS
    Tabii ne demiş Nazım; Yani sen elmayı seviyorsun diye Elmanın seni sevmesi şart mı, Değil... Tahir i Zühre sevmeseydi artık Yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil Bütün iş bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte Yani yürekte, yürekte gülüm yürekte Billy Cosby veyahut Robin Wiliams gibi biri mesela
  8. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Sizinde şiirleriniz çok güzel Ben yazamıyorum, işte ancak böyle sahipleniyorum
  9. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Beni tepeden indirmeyi unutmuşlardır muhakkak
  10. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
  11. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    Yine resmin karşımda. Gazeteler sağolsun,internetten buldum bugün. Bir toplantıda konuşma yaparken çekilmiş resim. Acaba bu kez bilgisayarımın bir köşesine saklasam mı ki? Gerçi insan böyle görünce de özlüyor,halbuki benim seni özlememem gerekiyor. Geçen günleri asla saymamalıyım, bunu kendi iyiliğim için yapmamalıyım. Bak en son kaç ay önce buradaydın hatırlamıyorum. Hatırlamıyorum çünkü saymıyorum artık. Seni hatırlamamak için elimden ne gelirse yapıyorum da Bir rüyalara mani olamıyorum. Bazen o kadar gerçek oluyorlar ki Kokunu bile duyduğuma yemin edebilirim. Sabah uyanıyorum ve "O idi gerçekten o idi" diyorum kendi kendime. İşte o gün benim için çok zor geçiyor İçinde bulunduğum hayata hemen adapte olamıyorum. Arafta kalıyorum. Tıpkı sen gittikten sonra olduğu gibi. O gün dikkat etmemişim mi ne, saçlarında beyazların daha bir çoğalmış,gözlerinin etrafındaki kırışıklıklar da çoğalmış. Eh artık 50'yi devirdin tabi. Zaman dursa,dursa ve hiç akmasa diyorum sana bakarken. Zamana diş biliyorum. Sen gülümsüyorsun resimde,ben ise gönlüm kırık hüzünlü bakıyorum resmine. Hani derler ya "şiirler onu yazan şaire değil okuyanlara aittir" Seni görünce bir şiiri sahiplenmek geldi benimde içimden. Belki bir gün okurum sanada............ BİR FOTOĞRAFA (ŞİİR) Karşımdasın işte... Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni. Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim. Tıkandığım o an, Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte, Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim. Ellerim boşlukta, ben darda kaldım. Ellerim buz gibi, ben harda kaldım. Bir senfoni vardı kulağımda çalınan, bitti artık hepsi... Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme. Bakış açım belli oldu yine. Geride kalan, ardından bakar gidenlerin. Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde. Demiştim sana hatırlarsan: Önemli olan zamana bırakmak değil, Zamanla bırakmamaktır. Şimdi bana, geçen o zamanın Unutulmaz sancısı kalır Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim. Nazım Hikmet Ran
  12. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Özlem duyduğum tek şey aşkı benim gibi algılayıp yaşamayı istemekti sanırım.aramızda on yaş vardı ama biz ikimizde bunu hiç sorun etmedik en azından ben kendi adıma bunu bir dezavantaj olarak görmedim
  13. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Ne desem bilmem ki...
  14. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    O asansörde ki itirafın düşüyor bazen aklıma da,aynı tokatı suratıma bir daha, bir daha yemiş gibi afallıyorum her seferinde! "Bugüne kadar seni eşimden başka kimseyle aldatmadım". Hani "özrü kabahatinden büyük" derler ya! Ama sonra düşünüyorum da seni zaten kimseden kıskanmadığımı farkediyorum.Benim bile giremediğim bir kapıdan başka bir kadının girdiğine yada gireceğine pek ihtimal vermiyorum. Birine ait olmanın tüm hayatı paylaşmak,konuşmak, yüzyüze bakmak,birbirlerinin bedenlerine sahip olmak anlamına da gelmediğini biliyorum artık.Ait olmanın,sahiplenmenin olmadığı bir ilişkide "sadakat" sözcüğü de zaten sırıtır. "Senin ruhunla benim ruhum hiç karşılaştılar mı,değdiler mi birbirlerine? " gibi bir soru düşüyor aklıma. "Hiç" diye kolayca cevap veriyorum hemen.Sen ruhunun kapısını açıp, benim ruhumu bir kez olsun buyur etmedin ki içeri.Belki robot gibi yaşamaktan sen bile ruhunun kapısını çoktan kaybetmişsindir.Ama ne hazindir ki,yaşlanıp da hayat bu hızla akmadığında,köşene çekildiğinde o kapı karşına dikilecek ve ardına kadar açılıp seni kendi içine çekecek.İşte o zaman o kapıyı hep kilitli tuttuğuna pişman olacaksın.Çünkü içeride kendi yüzünden başka yüz görmeyecek,kendi sesinden başka ses işitmeyeceksin. Epeyce bir zaman önce bir rüya görmüştüm; Köhne bahçeli bir evin önünden geçiyordum rüyamda.Bahçedeydin ve çok yaşlıydın.Üstündeki kıyafetler yırtık pırtık,saçın sakalın birbirine karışmıştı.Ben o rüyada senin yaşlandığında ruhunun düşeceği akibeti görmüş olmalıyım. Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telaşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vakit olmadı Behçet Necatigil
  15. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    İnsan ruhunun zamanla acılara duyarsızlaştığını öğrendim yıllar boyunca... Özlemek başlarda dayanılmaz bir acı veriyordu.Örneğin her yerde seni yanımda hissetmeye çalışıyordum,geceleri yatağıma girip arkamı döndüğümde enseme değen ılık nefesin senin olduğuna kendime inandırmaya çalışıyordum. Günler haftalar aylar saymakla geçmiyordu,ama sen demiştin ki; "bazen belkide sadece senede bir gün olacak" ve bende sana; "şarkıda ki gibi mi yani?" demiştim.Hatırlıyormusun o şarkıyı; Gönlümde açmadan solan bir gülsün Her zaman gamlıyım her zaman üzgün Beklerim yolunu aylar boyunca Yeterki gel bana Senede bir gün Ağarsın saçların, solsun yanağın Adını anmaktan yansın dudağım Bu aşka canımı adayacağım Yeter ki gel bana Senede bir gün Sadece gelmeni beklemek acı vermiyordu,aramanı da bekliyordum günlerce.Koşuşturmanın arasında aklına düşeyim diye gözlerimi kapatıp telapati kurmaya çalışırdım seninle.Bir keresinde öyle çaresiz kalmıştım ki,çılgınca ve çocukça bir fikir geldi aklıma. Telefonu kalbimin üstüne koydum,ben sesimi duyuramıyordum,hani olurda kalbim bir yol bulurda senin kalbine ulaşırdı bir şekilde.Telefon çaldı o anda.Yerimden öyle bir sıçradım ki...Arayan sendin.Bu bir mucizemiydi bilmiyordum. Ben yukarıda ki şarkıyı söylerken sen hangi şarkıyı mırıldanıyordun? Belkide şöyledir: Orda bir kadın var uzakta gitmesem de görmesem de o kadın benim kadınımdır...mı?
  16. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Henüz şimdiki zamana dair birşey yazmadım.20 yıla yayılmış bir hikaye bu.Aslına bakarsanız bir hikaye yazmak niyetiyle de başlamadım. Sustuklarım,söyleyemediklerimin bir patlamasıdır belkide.Birgün okuması gereken insana okuturmuyum bilmem,ama yazdıkça hafiflediğimi hissediyorum. Teşekkür ederim.Sizde kendinize iyi davranın.
  17. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    Otobüste sana gelirken vakit geçmek bilmiyordu, oysa topu topu bir saatlik yol geliyordum.7 yıl geçmişti de yanlızca bir saat geçmiyordu ne tuhaf.Şöföre "gazla be adam" diye bağırma isteğimi frenleyerek sessiz çığlıklar atıyordum içimden.Yanımda oturan,neredeyse benim koltuğumunda yarısını kaplamış şişman kadın, konuşmaya hevesli bakışlar atıyordu. Ben ise sessiz kalıp bu heyecanın tadını çıkarmak niyetindeydim.Sırtımı hafifçe cama dönüp dışarıyı seyretmeye koyuldum. Karşılaşacağımız ana dair hayal kurmak, plan yapmak istemiyordum,sen ve bana ait hangi kurduğum düş gerçek olmuştu ki.O düşlerin sonrasında ki hayal kırıklarının hepsinin teker teker ruhuma nasıl batıp saplandıklarını hatırlattım kendime.Düşüncelerimden sıyrılmak, oyalanmak için küçüklüğümden beri yaptığım gibi yol kenarında ne kadar tabela varsa okumak işe yarar diye başladım okumaya.Ta ki senin mesajına kadar: "yaw ne bitmez yolmuş,nerdesin şimdi" Sende sabırsızlanıyordun.Henüz biraz yatışmışken tekrar altüst oldum,kalbimin çarpmasını yanımda oturan kadının duyması içten bile değildi,zira neredeyse yapışık oturuyorduk.Normalde olsa koltuğumu değiştirmenin yollarını arardım. Aradan geçen zamanda ne kadar değişmiştin acaba.Ya ben, beni nasıl bulacaktın? Bakışlarıma yerleşmiş hüznün dışında,yüzümde pek bir değişiklik yoktu da,bedenimde haliyle değişiklik olmuştu tabi; artık genç bir kadındım. Yanımdaki hantal vücudun hareketlenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.Haşur huşur ayağının altında ki torbalarını topluyordu.Dışarıya baktığımda terminale girdiğimizi gördüm.Nihayet bitmişti.Beni karşılamaya gelmeni istememiştim.Seni karşımda gördüğümde vereceğim tepki korkutmuştu beni.Kimbilir belkide yığılıp kalacaktım olduğum yerde.Taksi şöförüne adresi söylerken sesim titriyordu,taksiden inip bulunduğun evin kapısına geldiğimde ise tüm vücudum titriyordu.Kapıyı çalmadan önce durakladım,dönüp arkama bakmadan gerisin geri koşmayı istedim,emin ol istedim ama seni görmeli ve geçmişin hesabını kapatmalıydım.Beynimde binlerce soru ile beni orta yerde bırakmanın,benden kaçar gibi uzaklaşmanın sebebini öğrenirsem belki yeni bir başlangıç yapar, yeni bir "ben" olabilirdim.Kırgınlık ve öfkemin bir bana zararı dokunmuyordu çünkü,yazık ki etrafımda olan günahsız bütün insanlar nasibini alıyorlardı bundan.Hesabımı kapadıktan sonra seni geçmişin tozlu raflarına kaldırmaya söz verdim kendime.Etrafıma baktım telaşla, burada beni tanıyan olmazdı ama ne de olsa dünya küçüktü.Bir evde buluşmak beni rahatsız ediyordu fakat başka da çare yoktu. Kapıyı açtığın an benim suratım ne haldeydi acaba,topuklu ayakkabılarla ilk defa böyle zor ayakta duruyordum.Küçük bir kızken annemin ayakkabılarını giyip evde salındığımda bile bundan çok daha iyiydim.Yüzündeki o sıcacık gülümseme tıpkı eski günlerdeki gibiydi.Ben ise gülmekle gülmemek arasında gidip geliyordum.İlk merhabayı sana bırakarak sadece tokalaşmak için elimi uzattım.Elimi tutmadın,elimi tutup çektin! O tekrar girmeyi asla düşlemediğim girdabına çektin.Beynim seni iteklememi istiyor ellerim arsızca söz dinlemiyordu; itekliyemiyordum.Dudaklarım mühürlü, ezberlediğim tüm sözler kulaklarımda çınlıyordu şimdi. Neden sonra, sular durulup ortalık sessizleştiğinde,yattığın yerden doğruluşun ve elimi tutup avucumu öperken gülerek "merhaba" değişin,hayatımda hiç hafızamdan silinmeyen anlarımdan biri. Hem komik hem romantik.Ya bana ne demeli; kendi savaşından yenik çıkmış ama mutlu bir savaşçı,yaşadıklarının etkisiyle afallamış şaşkın bir tavuk! Hala inanmıyorum biliyormusun. Yani senin,senden önce yaşadığım basit bir flörtü sorun edip beni terkettiğine."Cahillik ettim, şimdi çok pişmanım" demiştin o gün.Hala anneni koruyor olabilirmisin acaba? Belki de hiçbiri. "Teneşire kadar hayatımda olmanı istiyorum" derken nasıl bir hayattı vadettiğin? Tamamını veremediğin bir hayatın ne kadarcığıydı payıma düşen?Biz birbirimizin yasak bahçeleriydik artık.Yasak bahçeye girip kucağımızı dolduracak kadar elma koparıp kaçacakmıydık her seferinde? O elmaların bunca ağır olacağını,geçmişin acılarının yanında geleceğin açacağı yaraların ne denli derin olduğunu yaşayarak öğrenmekmiş meğer payıma düşen.
  18. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
  19. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Hele durun bakalım,daha çetelenin başındayız Ben 20 o ise 30 yaşındaydı.Kurtla kuzu misali.Ben gezip tozmak, aşkı her yerde yaşamak istiyordum,o dört duvar arasında hep benle başbaşa olsun istiyordu.Hani sadece stüdyo'da çekilen diziler vardır ya, dış mekan yoktur hiç hani, bizim aşkımızda hep iç mekandaydı işte.Bu beni korkutuyordu sanırım o yaşta.Ama o dokunmayı seviyordu galiba, dokunmadan bana sokulmadan yaşayamıyordu aşkı belkide. Ben elele deniz kenarında dolaşmak istiyordum, sokalarda koşalım, yağmurda ıslanalım, aşkı dört duvara hapsetmeyelim.Sonrada mecburen hapsolduk zaten.
  20. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Zarif ilginize teşekkürler sevgili tülvent
  21. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Bilmukabele
  22. Saudade şurada yorum gönderdi Saudade'nın blog başlığı içinde ATEŞ&KÜL
    Bu parçayı biliyorum,tekrar anımsattığınız için teşekkür ederim bende.
  23. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    Bunca yazılıp çizilen AŞK, uğruna akıtılan yaşlar gerçek mi diye sormaya başladım yıllar sonra.En önemlisi biz onu yaşadık mı yı sorar oldum kendime.Seni gördüğüm o ilk an hissettiğim,içimde ılık ılık akan ırmak olmalıydı aşk.Bu kelime kulağıma ne kadar da hoş geliyordu o zamanlar, yanına acı ve kederi yakıştıramadığım, sadece senin gözlerinde gördüğüm, durağan, uçsuz bucaksız yüzmesi keyifli bir denizdi o. Ama gençlik işte denizin dalgalanacağını düşünmeden ,köpekbalıklarını hesaba katmadan alabildiğine kulaç attım. Aslında ben hayatım boyunca senin aşktan ne anladığını merak ettim,beni sevdiğini biliyorum da,ben senin denizin oldum mu ki? O yıllarda sinemalar da Robin Hood oynuyordu. O filme birlikte gitmek istemiştim hatırlıyormusun. Sen evde kalmak istedin. "Başına bir elma koyar Robin Hood olurum ben senin için" demiştin. İşte o gün anlamıştım denizde yanlız yüzdüğümü. Sen kıyıda beni izliyordun yanlızca. O içimde akan ılık suya büyük bir buz kalıbı düşmüştü. Evet Robin Hood olmuştun, fakat okunla kalbimi ikiye bölmüştün. Televizyonun karşısında kucağımda uyumuştun ya hani, dikkatlice inceledim seni o gün, o anın resmini beynime kazımaya uğraştım. Ne tuhaf! hiç bir resmin olmadı bende,ezberlediğimden hariç.Geçenlerde internette gazetenin birinde rastgeldim. Güldüm. Gözüne sevdiğimin teknolojisi işte. Bir yılbaşı gecesi dans ederken çekildiğimiz bir resim olacak, benim o geceden sonra görmeye fırsatım olmamıştı,sende sonra ne yaptın bilmiyorum. "Bunca yıl sonra sorgu sual neden" diyeceksin birgün okuduğunda. Herhalde kadın oluşumdandır. Sızım sızım sızlar ama ses etmez, lakin derinlerde bir yerlerde öbek öbek biriktirip en sonunda kusar derler ya kadınlar için. "Hayır,Ruth, eksik kalanlar çoğalıyor aramızda. Şimdi,benden kalan boşluğu doldurmak üzere borçlu değil misin-kendi mutsuzluğuna da benim mutsuzluğumu da borçlu değil misin bana? Ama bırak öyle kalsın. İnsanın yüreğinden geçmeyen borçlar ödenmezler" Birhan Keskin
  24. Ne zaman yaşlanmaktan,tükenmekten, ölümden söz açsam, "seni yaşlanma korkusu" sardı deyip gülüyorsun ya, değil işte, öyle değil. Dudaklarımı elinle yada dudaklarınla kapamasan anlatabileceğim sana derdimi. Belki sende biliyorsun da bilmemezliğe geliyorsun kimbilir. Belki de geçmişte kocaman bir hayatı benden acımasızca çaldığın için zamandan ve birlikte olunan anların kıymetinden söz açtırmak istemiyorsun. Yıllardır sadece birbirimize bakışımız değişmedi.Gözlerdeki bakışlar aynı,ama ya gözlerimizin etrafı...Özlemle kokladığın saçlarım yine aynı kokuyor ama, ya rengi.Hadi beni eskisi gibi kucaklayıp döndürsene! Ne ben eski kilomdayım ne de senin belin eskisi kadar sağlam artık. Hayatın boyunca öyle hızlı koştun ki,bunları görebildiğini sanmıyorum...Bazen keşke mesleğinde bu kadar yükselmeseydin diye düşündüğüm oluyor. Hem bu kadar uzağımda da olmazdın o zaman.Toplantıların,seyahatlerin de olmazdı.Birlikte olduğumuz anlarda bile sürekli çalan telefonunu pencereden fırlatma arzusuda duymazdım böylece. Hayır yaşlanmaktan korkmuyorum.Ya yaşlandığımda sana koşacak derman dizlerimde olmassadan korkuyorum.Yada tam tersi senin gelememenden korkuyorum.Ayrı ayrı yerlerde tükenip yitip gitmek tek endişem. Zaman daima düşmanımdı,çünkü bana hep cimri davrandı. Şimdi de en büyük kabusum.Çünkü çok hızlı akıyor! Yine bir Sevgililer Günü.Sensiz geçireceklerimden sadece bir tanesi daha.
  25. Saudade şurada bir blog başlığı gönderdi: ATEŞ&KÜL
    Bir sayfa kopuyor zamandan Ayrılırken sen yanımdan Bu aşkın daha en başından Korkuyordum ben sonundan Bir günah gibi gizledim seni Kimse görmedi seninle beni Ağlarken içim güldü gözlerim Bir günah gibi gizledim Ne bugün ne de yarından Beklediğim ne kaldı Beni o gün senden kıskanan Resimler sarardı

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.