Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AED

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    915
  • Katılım

  • Son Ziyaret

AED tarafından postalanan herşey

  1. aynı anda hissettmişiz, ama siz benden önce yazdınız, ama ben birşey daha yapıp buluştum onla(:
  2. sizinle aynı görüşteyim, daha huzurlu bir yer benim de özlemim. insanoğlu hep tarih boyunca ütopyalar kurmuş,huzur ve güven aramış.. ama vahşi kapitalizmde yaşıyoruz ya, bakın ne olmuş.. parası olan uzaya gitmiş, olmayanda hayal kurmuş.. aşağıda ayrıntlıarı verilen olayda 30 milyon dolar ödenerek uzaya gitmiş Richard Garriott adlı amerikalı.. haberi veriyorum: alıntılar ntvmsnbc.com ve tüm gazateler.com dan tümgazeteler.com Global kriz dinlemedi, 30 milyona uzaya gitti Astronot babası Owen Garriott`tan etkilenen Richard Garriott uzaya çıkan altıncı turist oldu. Garriott bu seyahat için tam 30 milyon dolar ödedi. Richard`ı uzaya uğurlamak için Kazakistan`daki Baykonur uzay istasyonuna gelen baba Garriott, oğlunu şampanya patlatarak yolcu etti.. NTV-MSNBC Güncelleme: 17:46 TSİ 15 Ekim 2008 Çarşamba Richard Garriott muradına erdi Amerikalı oyun tasarımcısı Richard Garriot uluslararası uzay istasyonunda. İSTANBUL - Amerikalı uzay turisti Richard Garriott ve iki mürettebatı taşıyan Rus uzay mekiği Soyuz TMA-13, uluslararası uzay istasyonuna bağlandı. Haberin devamı Oyun dünyasına yeni bir soluk getiren Ultima evrenini tasarlayan Amerikalı oyun tasarımcısını Kazakistan’dakifırlatma rampasından alarak iki günlük bir yolculuğun ardından uluslararası uzay istasyonuna bağlayan Soyuz TMA-13 adlı Rus uzay mekiği görevini başarıyla tamamladı. 10 gün boyunca uzay istasyonunda kalacak olan Garriott’un emekli astronot olan babası Owen Garriott, oğlunu taşıyan Soyuz’un uzay istasyonuna kenetlenişini alkışlarla kutladı. Amerikalı oyun tasarımcısının uzay hevesinin çocukluğundan beri olduğun belirten baba Garriott çok mutlu olduğunu ifade etti. Richard Garriott ile birlikte uzay istasyonuna ulaşan Rus kozmonot Yuri Lonchakov ve Amerikalı astronot Michael Fincke, uzay istasyonunda bulunan mürettebat ile yer değişimi yaparak yörüngede birkaç ay kalacaklar. yalnız bu kadar umutsuzluğa kapılmamak gerek çünki buna ilişkin kurulmuş bir şirketi vikipedia konu yapmış, ordan öğreniyoruz ki bu iş 20.000 dolara kadar düşecekmiş.. işte bu işi yapan Virgin Galactic adlı şirketin vikipedia tanıtımı: <Virgin Galactic Sir Richard Branson tarafından kurulmuş, Virgin grubuna dahil şirkettir. Şirket ticari uzay yolculuğu seferleri düzenlemek için kurulmuştur. Virgin Galactic'in amacı profesyonel olmayan astronotları uzaya, 100 kilometre yüksekliğe, atmosferin dışarsına çıkararak uzay gezisi yapmalarını sağlamaktır. Bu sayede yerçekimsiz ortamı altı dakikaya kadar deneyimleyip, dünyayı uzaydan izleyebileceklerdir. Her koltuk 200.000 dolara sahip bulacaktır. Şirket başkanı Will Whitehorn'a göre, 2007 kasım'ına kadar 200 koltuk satılmıştır. Plananan ilk uçuş 2009 yılında yapılacaktır. Bu yeni sektörde, ilk özel uçuşlar Rus Uzay ajansı tarafından yapılmıştır. Fakat alt yörünge uçuşu yapabilen ilk taşıt, şirketin SpaceShipOne isimli uzay gemisidir. Burt Rutan tarafından bunun daha gelişmiş bir sürümü tasarlanmıştır, SpaceShipTwo. SpaceShipTwo, 2'si teknik ekip olmak üzere, 8 kişi taşıyabilir. Rezervasyonlar ve fiyatlar ] İlk 100 biletin ön ödemesi 200.000 dolar olarak belirlense de sonraki 400 bilet için bu rakam 100.000 - 175.000 dolar aralığında olacaktır. Bu aşamadan sonra her biletin ön ödeme ücreti 20.000 dolar olacaktır. Sir Branson'a katılma niyetlerini söyleyenler arasında aktör William Shatner, tasarımcı Philippe Starck, müzisyen Dave Navarro ve Moby, Paris Hilton, Sigourney Weaver, yönetmen Bryan Singer ve Stephen Hawking bulunmaktadır. İlk uçuş Branson ve yakınındaki kişiler için ayırtılmıştır.>
  3. EVET ARKADAŞLAR NASA VE DESTEK EKİPLERİNİN GÖKBİLİM GÖRÜNTÜLERİNİN EN ÖNEMLİLERİ BİTMİŞTİR.ARTIK İSTEYEN ARKADAŞ KONUYA KATKI SUNABİLİR. BAZI GÖKBİLİM TERİMLERİ GÖKBİLİM : ASTRONOMİ GÖKADA : GALAKASİ BULUTSU : NEBULA Nebula, yıldızlar arasında giderek küçülerek ve ısınarak dönen, beyaz ve büyük bir gaz ve katı madde bulutudur. Gaz bulutu ufaldıkça dışarı gaz halkaları fırlatır. Bu halkaların her biri daha sonra yıldıza dönüşmek üzere soğumaya başlar. Görünümlerine göre nebulalar iki ana sınıfa bölünebilir:Koyu nebula ve parlaknebula. Koyu nebulalar gökyüzündeki düzensiz siyah parçalar olarak ortaya çıkar ve çevrelerindeki yıldızların ışıklarının lekelerler. Parlak nebula ise ışıklı ve parlayan yüzeyşlerde ortaya çıkar;ya başka yerden ışk alır ya da kendi ışığını yapar. Süpernova (üstnova patlaması) : süpernova, enerjisi biten Büyük Yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır. Bir süpernovanın parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabilir. KARA DELİK: Kara delik, astrofizikte, çekim alanı her türlü maddi oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Kara delik, uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. Bu tür nesneler ışık yaymadıklarından kara olarak nitelenirler. Kara deliklerin, "tekillik"leri dolayısıyla, üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları kabul edilir. Karadeliklerin içinde zamanın ise yavaş aktığı ya da akmadığı tahmin edilmektedir. Kara delikler genel görelilik kuramıyla tanımlanmışlardır. Doğrudan gözlemlenememekle birlikte, çeşitli dalga boylarını kullanan dolaylı gözlem teknikleri sayesinde keşfedilmişlerdir. Bu teknikler aynı zamanda çevrelerinde sürüklenen oluşumların da incelenme olanağını sağlamıştır. Örneğin bir kara deliğin çekim alanına kapılmış maddenin kara delikçe yutulmadan önce müthiş bir ısı derecesine ulaştığı ve bu yüzden önemli miktarda x ışınları yaydığı saptanmıştır. Böylece bir kara delik kendisi ışık yaymasa da, çevresinde bu tür bir icraat yarattığı için varlığı saptanabilmektedir. Günümüzde, kara deliklerin varlığı, ilgili (astrofizikçiler ve kuramsal fizikçilerden oluşan) bilimsel topluluğun hemen hemen tüm bireyleri tarafından onaylanarak kesinlik kazanmış durumdadır. BİR IŞIKYILI : Bir ışık-yılı demek, ışığın bir yılda katettiği mesafe demektir. Teleskoplarla gökyüzünü inceleyen bilginler evrenin uçsuz, bucaksız genişliği karşısında yapacakları hesaplarda yanılmamak için ışık-yılı denen bir mesafe birimi kullanırlar. Bir yılda 31.536.000 saniye vardır. Işığın saniyede 300.000 kilometre katettiği ölçülmüştür. Bu hesaba göre ışık bir yıl boyunca 9.460.800.000.000 kilometre katediyor demetir. Yani yaklaşık olarak 10.000 milyar kilometre! Gökyüzünün en parlak yıldızı Köpek Yıldızı "Sirus" bizden 8 ışık yılı uzaklıktadır demek, aradaki uzaklığı kilometre olarak vermekten, herhalde çok daha basit olacaktır.
  4. ABDULLAH KIZILIRMAK (16 Şubat 1925 - 4 Aralık 1983) Değerli gökyüzü tutkunları, Yaklaşık 3,5 yıldır, aralıksız olarak her gün "APOD - Astronomy Picture of the Day" sitesinin çevirisini yaparak "GGG - Günün Gökbilim Görüntüsü" adı altında sizlere ulaştırmaya çalışıyoruz. Daha öncesinde yine bir çeviri çalışması olan "Evrenin Haritası"nı gökyüzü tutkunlarının beğenisine sunmuştuk. Bu yılın başlarında ise güneş sitemi dışında yer alan gezegenleri konu alan "Gezegen Avı"nı devreye aldık. Gönüllü olarak üstlendiğimiz ve severek yürüttüğümüz bu çalışmaları elimizden geldiğince sürdürmeye çalışacağız. Bu çeviri çalışmaları sırasında karşımıza çıkan İngilizce terimler için doğal olarak bir terimler sözlüğüne gereksinim duyuyoruz ve bu konuda yardımına başvurabileceğimiz önemli bir kaynağa sahibiz; ülkemizin ilk ve tek gökbilim sözlüğü olan, 1969 yılı basımı "Gökbilim Terimleri Sözlüğü". 40 yıl öncesinin diliyle ve o yılların bilimsel gelişim seviyesine göre hazırlanmış olan sözlük, bizler için halen vazgeçilmez bir başucu kaynağı. Ancak bu süreç boyunca, hazırladığımız metinlerde karşımıza çıkan yeni terimleri temel başvuru kaynağımızın üzerine ekleyerek, "Gökbilim Terimleri Karşılıklar Kılavuzu" adı altında bir araya getirmeye çalıştığımızı da belirtmek istiyoruz. Kılavuz; rahmetli hocamız Abdullah KIZILIRMAK'ın hazırladığı "Gökbilim Terimleri Sözlüğü"nde bulunan tüm terimlerle birlikte çeşitli kurumlardan değerli hocalarımızın ve siz değerli gökyüzü tutkunlarının katkılarını ve kendi önerilerimizi içermekte. Bu kaynak tabii ki bir sözlük değil; ancak kılavuzun güncel bir "Gökbilim Terimleri Sözlüğü"nün temellerini oluşturabileceğine inanıyor ve ortak bir dil oluşturabilmek için KIZILIRMAK Hocamızın 26. ölüm yıl dönümü olan bugün sizleri de kılavuza katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Ayrıca, Ege Üniversitesi tarafından Abdullah KIZILIRMAK anısına bugün bir etkinlik düzenleniyor; "Gökbilim Terimlerinde Dil Birliği Sempozyumu". Birçok gökbilimcinin katıldığı etkinliğin içeriğine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Türkçeye ve gökbilim dünyamıza yaptığı eşsiz katkılarından dolayı hocamıza şükranlarımızı sunuyor, kendisini saygıyla anıyoruz... Saygı ve sevgilerimizle, Murat TUNÇAY / Tahir ŞİŞMAN
  5. IC 1795'in Renkleri Açıklama : Bu renkli uzay portresi, kuzey yarımküre takımyıldızlarından Kraliçe (Cassiopeia) içerisinde bir yıldız oluşum bölgesi olan IC 1795'in ışıltılı gazlarını ve koyu renkli toz bulutlarını gözler önüne seriyor. Bulutsunun renkleri, oksijen, hidrojen ve kükürt atomlarından gelen dar salımları haritalandırmak amacıyla Hubble'ın yapay renk paleti uyarlanarak elde edilmiş, daha sonra eldeki bu veriler bölgenin geniş bant süzgeçlerle çekilmiş görüntüleriyle de karıştırılmıştır. Gökyüzünde, Kahraman Takımyıldızı'nın meşhur çift yıldız kümesinden pek de uzak olmayan IC 1795, büyük bir molekül bulutunun kenarında yer alan karmaşık bir yıldız oluşum bölgesinin bir parçası olarak IC 1805 Kalp Bulutsusu'nun hemen yanında yer almaktadır. 6000 ışıkyılının biraz üzerinde bir mesafede bulunan bahse konu bu büyük yıldız oluşum bölgesi ise Samanyolu Gökadamızın Kahraman sarmal kolu boyunca uzanmaktadır. Yukarıdaki resim, bu mesafede IC 1795'in bir ucundan diğerine yaklaşık 70 ışıkyıllık bir alanı kapsıyor olmalı. Katkı ve Telif Hakkı : Don Goldman
  6. Hilal Evresindeki Neptün ve Triton Açıklama : Voyager (Gezgin) 2 uzay aracı 1989 yılında dış güneş sisteminde sessizce süzülürken, aracın kamerası hem Neptün hem de Triton'u birlikte hilal evresinde yakaladı. Gaz devi gezegen ve bulutlu uydusunun yukarıdaki görüntüsü, en yakın geçişin hemen sonrasında, arkadan çekildi. Bu resim Dünya'dan çekilemezdi; çünkü Neptün Güneş yönündeki Dünya'dan asla hilal evresinde görülemez. Bu olağanüstü bakış açısı Neptün'ü bilinen o mavi renginden yoksun bırakmakta ve buradan görülen güneş ışığı ileriye doğru saçıldığından gezegen batan güneş gibi kızıllaşmaktadır. Neptün, Uranüs'ten daha küçük ama daha ağır olup, birkaç karanlık halkaya sahiptir ve Güneş'ten aldığından daha fazla ışık saçar. Katkı Sağlayanlar : Voyager 2, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)
  7. NGC 6992 : Peçe Bulutsusu'nun İplikçikleri Açıklama : Yukarıda görülen bir tutam tel, bir Samanyolu yıldızından görünür olarak geriye kalmış olan tek şeydir. Söz konusu bu yıldız, yaklaşık 7500 yıl önce bir üstnova biçiminde patlayarak geriye Kuğu İlmiği olarak da bilinen Peçe Bulutsusu'nu bırakmıştır. Patlama sonrası genişlemekte olan bulut, kayıtlı tarihin şafağında yaşayan o zamanki insanlar için büyük bir ihtimalle hilal evresindeki Ay kadar parlayarak, haftalarca görünür kalmıştır. Sonuçta ortaya çıkan üstnova kalıntısı, günümüzde iyice soluklaşmış ve Kuğu Takımyıldızı yönünde küçük bir teleskopla görülebilir hale gelmiştir. Geriye kalan Peçe Bulutsusu ise fiziksel olarak devasa büyüklüktedir ve yaklaşık 1400 ışıkyılı uzaklıkta yer almasına rağmen, gökyüzünde dolunayın beş katından daha büyük bir alanı kaplamaktadır. Dikkatli okuyucular, yukarıdaki iplikçikleri Peçe Bulutsusu'nun tamamını kapsayan bir görüntüsünde sol alt tarafta tanıyabilecektir. Yukarıdaki görüntü, Kanarya Adaları'ndaki Roque de los Muchachos Gözlemevi'nde yer alan 2,5 metrelik Isac Newton Teleskobu kullanılarak elde edilmiş bir mozaik görüntüdür. Katkı ve Telif Hakkı : Daniel Lopez (Teide Gözlemevi)
  8. Cassini'nin Yakın Geçişi Enceladus'un Uzaya Gaz Sızdırdığını Gösteriyor Açıklama : Satürn'ün uydusu Enceladus'un yüzeyinde neler oluyor acaba? Muazzam büyüklükteki buz fıskiyeleri patlıyor. Robot uzay aracı Cassini'nin geçtiğimiz hafta sonu Satürn'ün uydusu Enceladus'a yaptığı yakın geçiş sırasında etkileyici görünüme sahip devasa buz bulutları görüntülendi. Yukarıdaki görüntüde, Enceladus'un sarp yüzeyi boyunca uzanan uzun kaplan desenli derin vadilerden yükselen çok sayıda bulut görülebiliyor. Güneş ışığını saçabilecek kadar yükseğe ulaştıklarından, hilâl evresindeki Enceladus'un gölgede kalan bölgelerinde dahi birkaç buz fıskiyesi görülebiliyor. Diğer bulutlar ise görüntünün üst kenarında, uydunun güneş ışığı ile aydınlanmış kenarı üzerinde görülebiliyorlar. Enceladus'un buz fıskiyeleri yoluyla gaz kaçırdığı ilk defa 2005 yılında Cassini görüntülerinde keşfedilmiş olup, o zamandan beri dikkatli inceleme altındadır. Buz bulutları üzerinde yapılan sürekli incelemeler, bu uzak buz dünyası üzerinde yaşam içermeye aday yeraltı okyanusları olup olmadığı konusunda daha fazla ipucu sağlayabilecektir. Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)/Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL)/Uzay Bilim Enstitüsü (SSI); Mozaik : Emily Lakdawalla
  9. M57 : Halka Bulutsusu Açıklama : Bulutsu, gökyüzündeki bir halka gibi görünüyor. Yüzyıllarca önce, gökbilimciler çok tuhaf bir biçime sahip bir bulutsunun farkına vardılar. Günümüzde M57 veya NGC 6720 olarak bilinen bu gaz bulutu, yaygın ismiyle Halka Bulutsusu olarak bilinir oldu. Güneş benzeri bir yıldızın ömrünün sonunda salınan bu gaz bulutları, günümüzde gezegenimsi bulutsu olarak bilinmektedir. Gökyüzündeki en parlak gezegenimsi bulutsulardan biri olan Halka Bulutsusu, küçük bir teleskopla Çalgı Takımyıldızı içerisinde görülebilmektedir. Halka Bulutsusu, yaklaşık 4000 ışıkyılı uzaklıkta yer almakta olup, güneş sistemimizin kabaca 500 katı büyüklüğünde bir çapa sahiptir. Hubble Uzay Teleskobu tarafından 1998 yılında çekilen bu görüntüde, merkez yıldızdan çok uzakta yer alan toz lifleri ve kürecikler görülebilmektedir. Bunlar, Halka Bulutsusu'nun küresel değil de silindirik yapıda olduğunu belirlemeye yardımcı olmaktadır. Katkı Sağlayanlar : H. Bond ve diğerleri, Hubble Miras Takımı (STScI / AURA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)
  10. Yenilenmiş Hubble'dan M83'ün Merkezi Açıklama : Sarmal gökada M83'ün merkezinde neler oluyor acaba? Görünüşe bakılırsa, hemen hemen her şey oluyor. M83, en yakın sarmal gökadalardan biridir ve 15 milyon ışıkyıllık bir mesafeden nispeten normalmiş gibi görünmektedir. Halbuki, en son teknolojiye sahip teleskoplarla M83'ün çekirdeğine yakından bakıldığında, bu bölgenin enerji yüklü ve faal bir yer olduğu görülmektedir. Kısa bir süre önce yenilenen Hubble Uzay Teleskobu'na yeni monte edilmiş olan Geniş Açı Kamerası 3 ile çekilen yukarıdaki görüntüde, yeni oluşmuş parlak yıldızlar ve koyu renkli tozlardan oluşan devasa şeritler görülebilmektedir. Chandra X-Işını Gözlemevi ile benzer bir bakış açısından çekilmiş bir diğer görüntü ise, bölgenin çok sıcak gaz ve küçük parlak kaynaklar bakımından da zengin olduğunu göstermektedir. Yukarıdaki görüntüde yaklaşık 60 adet üstnova patlamasının kalıntıları bulunabilir. Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve Hubble Miras Takımı (STScI / AURA); Teşekkür : R. O'Connell (Virginia Üniversitesi)
  11. Muhteşem Gözlemevleri Gökada Merkezini Keşfediyor Açıklama : Bir teleskop sizi nereye kadar götürebilir? 400 yıl önce bir teleskop Galileo'yu kraterlerini keşfetmek için Ay'a, halkalarını keşfetmek için Satürn'e, uydularını keşfetmek için Jüpiter'e, evrelerini keşfetmek için Venüs'e ve de lekelerini keşfetmek için Güneş'e kadar götürmüştü. Günümüzde ise Galileo'nun teleskopla başardıklarını anma ve Dünya Gökbilim Yılı etkinlikleri çerçevesinde NASA, gökadamızın merkezini evimize getirmek amacıyla "muhteşem gözlemevleri" filosunun tamamını ve interneti kullanıyor. Daha önce çekilenlerden çok daha fazla detay ve renk gösteren yukarıdaki resim, Hubble Uzay Teleskobu'nun görünür ışıkta, Spitzer Uzay Teleskobu'nun kırmızı ötesi dalga boyunda ve Chandra X-Işını Gözlemevi'nin x-ışını dalga boyunda çektiği görüntüleri bir araya getirmektedir. Resimde, yoğun yıldız kümeleri, gaz ve tozdan oluşan uzun iplikçikler, genişlemesini sürdüren üstnova kalıntıları ve büyük bir ihtimalle gökadamızın merkezinde yer alan bir kara deliğin etrafını sarmakta olan enerji yüklü alanların yanı sıra, devasa yıldız bölgelerinden oluşan bir koleksiyon izlenebilmektedir. Bu özelliklerin pek çoğu ek açıklamalar içeren bu tamamlayıcı sürümde işaretlenmiş durumdadır. Tabii ki bir teleskobun büyütme ve ışık toplama yeteneği, bir insanın bu yerleri ziyaret etmesi durumunda görebilecekleri konusunda ancak bir fikir verebilmektedir. Oralara gidebilmek için ise roketlere ihtiyacımız var. Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Spitzer Bilim Merkezi (SSC), Chandra X-Işını Gözlem Merkezi (CXC) ve Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü (STScI)
  12. Stickney Krateri Açıklama : Mars'ın uydusu Phobos üzerindeki en büyük krater olan Stickney Krateri, adını gökbilimci Asaph Hall'un karısı matematikçi Chloe Angeline Stickney Hall'dan alır. Asaph Hall, kızıl gezegenin her iki uydusunu 1877 yılında keşfetmişti. Dokuz kilometreyi aşkın genişliğiyle Phobos'un çapının yarısı kadar olan Stickney, öylesine büyüktür ki; krateri açığa çıkaran çarpma bu küçük uyduyu paramparça olmaya yaklaştırmıştır. Stickney ve çevresinin belirginleştirilmiş renklerdeki bu etkileyici görüntüsü, Mart 2008'de Phobos'un altı bin kilometre yakınından geçen Mars Keşfi Yörünge Aracı'ndaki HiRISE kamerası tarafından kaydedilmiştir. Her ne kadar, küçük gezegen benzeri bir cisim olan Phobos'un yerçekimi Dünya'dakinin binde biri kadar olsa da; görüntüdeki çizgiler, gevşek malzemenin zaman içinde krater duvarlarının içine doğru kaydığını akla getirmektedir. Kraterin kenarındaki açık mavimsi renkteki bölgeler, görece yeni ortaya çıkmış yüzeyi işaret ediyor olabilir. Yüzey boyunca uzanan tuhaf olukların kaynağı gizemini korumakla birlikte, krateri oluşturan çapmayla ilgili olabilir. Katkı Sağlayanlar : Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilimsel Deneyi (HiRISE), Mars Keşfi Yörünge Aracı (MRO), Ay ve Gezegen Bilimleri Laboratuvarı (Arizona Üniversitesi), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)
  13. Uzun Pozlama İle Halka Bulutsusu Açıklama : Küçük bir teleskoba sahip gökyüzü sevdalıları için dahi tanıdık bir manzara olan Halka Bulutsusu (M57), müzikal takımyıldız Çalgı içerisinde yaklaşık 2000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Merkezdeki halka yaklaşık bir ışıkyılı genişliktedir. Ancak üç farklı teleskoptan gelen verilerin birleştirilmesi ile elde edilen bu olağanüstü uzun poz, bulutsunun merkez yıldızından çok daha uzaklara kadar uzanan ve ışıyan gazdan oluşan iplikçiklerin meydana getirdiği ilmikleri ortaya koymaktadır. Üzerinde iyice çalışılmış olan bu gezegenimsi bulutsu örneğinde, ışıyan malzeme doğal olarak gezegenlerden gelmez. Bu gazdan kefen, ölmekte olan Güneş benzeri bir yıldızdan fırlatılmış olan dış katmanları temsil etmektedir. Yukarıda görülen bu olağanüstü birleşik görüntü, Halka'nın hidrojen atomu salmalarını (eflatun renkte gösterilmektedir) görünür ışıkta kaydeden, dar bant görüntü verileri ile hidrojen molekülü salmalarını (kırmızı renkte gösterilmektedir) yakın kırmızı ötesi dalga boyunda kaydeden dar bant görüntü verilerini içermektedir. Bu arada, çok daha uzakta olan sarmal gökada IC 1296 da resmin sağ üst tarafında görülebiliyor. Katkı ve Telif Hakkı : Vicent Peris (Gökyüzü Fotoğrafçılığı İçin Belgesel Okulu [DSA] / Valencia Üniversitesi Gökbilim Gözlemevi [OAUV] / Ülker Gökyüzü Fotoğrafçılığı Takımı [PixInsight]), Jack Harvey (DSA / Yıldız Gölgesi Uzaktan Gözlemevi [sSRO]), Steve Mazlin (DSA / SSRO), Jose Luis Lamadrid (DSA / ceFca), Ana Guijarro (Calar Alto Gözlemevi [CAHA]), RECTA, DSA
  14. Yedi Kız Kardeş Kaliforniya'ya Karşı Açıklama : Sağ üst tarafta, mavi renkte görünen yıldız kümesi Ülker'dir. Yedi Kız Kardeş ve M45 olarak da bilinen Ülker, gökyüzündeki en parlak ve en kolay görülebilen açık yıldız kümesidir. 3000'den fazla yıldız içeren Ülker, yaklaşık 400 ışıkyılı uzaklıkta olup, yalnızca 13 ışıkyılı genişliktedir. Kümeyi oluşturan yıldızların etrafını ince tozdan oluşan gösterişli bir yansıma bulutsusu sarmalamış durumdadır. Yaygın bir efsane, parlak yıldızlardan birinin kümeye bir ad verilmesinden beri sönükleştiğini anlatmaktadır. Sol alt tarafta, kırmızı renkte ışıldayan ise Kaliforniya Bulutsusu'dur. Adını biçiminden alan Kaliforniya Bulutsusu, daha sönüktür ve bu nedenle de Ülker'e kıyasla görülmesi daha zordur. NGC 1499 olarak da bilinen ve kırmızı renkte ışıldayan bu hidrojen gazı kütlesi, yaklaşık 1500 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Her ne kadar aralarına 25 civarında dolunay sığabilse de, yukarıda yer alan geniş açılı ve uzun pozlu birleşik görüntü bu ikisini bir arada göstermeyi başarmaktadır. Katkı ve Telif Hakkı : Rogelio Bernal Andreo (Deep Sky Colors)
  15. M1 : Hubble'dan Yengeç Bulutsusu Açıklama : Bir yıldız patladığında geriye kalan şey işte budur. Milattan sonra 1054 yılında görülen bir üstnovanın sonucu olan Yengeç Bulutsusu, gizemli iplikçiklerle doludur. Bu iplikçikler yalnızca olağanüstü karmaşık olmakla kalmayıp, aynı zamanda hem asıl üstnovada fırlatılıp atılandan daha az kütleye sahip hem de serbest bir patlamada beklenenden daha yüksek bir hızdaymış gibi görünmektedir. Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiş olan yukarıdaki görüntü, bilimsel amaçlara uygun olarak seçilmiş üç renkte sunulmaktadır. Yengeç Bulutsusu yaklaşık 10 ışıkyıllık bir alanı kaplamaktadır. Bulutsunun tam merkezinde, Güneş kadar bir kütleye sahip olan fakat yalnızca küçük bir kasaba büyüklüğündeki bir nötron yıldızı, yani bir atarca yer almaktadır. Yengeç Atarcası, kendi etrafında saniyede yaklaşık 30 kez dönmektedir. Görüntü Katkısı : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), J. Hester, A. Loll (Arizona Eyalet Üniversitesi); Teşekkür : Davide De Martin (Skyfactory)
  16. Ilım Zamanı Satürn Açıklama : Halka düzlemi tam Güneş'e dönük olsaydı, acaba Satürn nasıl görünürdü? Geçtiğimiz aydan önce, bunu kimse bilmiyordu. Dünya'dan bakıldığında, Satürn'ün halkaları her 15 yılda bir Dünya'ya doğrulur ve yok olmuş gibi görünür. Yok olan bu halkalar artık bir sır değil. Satürn halkalarının çok ince olduğu ve Dünya'nın da Güneş'e çok yakın olduğu biliniyor; bu nedenle halkalar Güneş'e doğrulduğunda, Dünya'ya da neredeyse tam yandan görülecek şekilde yönlenmiş oluyorlar. Neyse ki, üçüncü bin yılında insanoğlu ılım sırasında halkaları yandan görecek bir uzay aracına sahip olacak kadar ilerledi. İşte o uzay aracı, yani Cassini geçen ayki ılım sırasında Satürn halkalarının daha önce eşi benzeri görülmemiş bir dizi fotoğrafını çekmeyi başardı. Bunlardan 75'inin sayısal olarak birleştirilmesiyle elde edilmiş yukarıdaki görüntüde, halkalar aşırı derecede karanlık görünürken, çok ince bir halka gölgesi Satürn'ün bulutları üzerinde bir çizgi şeklinde görülebiliyor. Halka düzleminden dışarı uzanan nesneler parlak bir şekilde aydınlanıp, uzun gölgeler yaratıyor. Bu görüntülerin incelenmesi, insanoğluna Satürn halkalarını oluşturan parçacıkların kesin büyüklükleri ile yörünge deviniminin genel ilkelerinin anlaşılması konularında yardımcı olabilecektir. Katkı Sağlayanlar : Cassini Görüntüleme Takımı, Cassini Görüntüleme Bilimi Alt Sistemi (ISS), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)
  17. CoRoT Uydusu Kayalık Bir Gezegen Keşfetti Açıklama : Güneşdışı gezegen CoRoT-7b acaba Dünya'ya ne kadar benziyor? Yeni keşfedilen bu güneş sistemi dışı gezegen, yaklaşık beş Dünya büyüklüğündeki kütlesi ve yaklaşık 1,7 Dünya büyüklüğündeki yarıçapı ile şimdiye kadar keşfedilenlerin en benzeri. Ayrıca, 500 ışıkyılı uzaklıkta olsa da, CoRoT-7b'nin kendi yıldızı Güneşimize çok benziyor. Ancak CoRoT-7b kendi yıldızı etrafında Merkür'ün Güneş'e olan uzaklığından çok daha yakın bir yörüngede dolanarak, kendi yılını yalnızca 20 saate indirip, en yüksek sıcaklığını da insanoğlunun kendisini rahat hissedebileceğinden çok daha yüksek değerlere yükseltince benzerlikler büyük bir ihtimalle burada sona eriyor. CoRoT-7b, geçen Şubat ayında kendi yıldızının parlaklığında önceden tahmin edilen küçük bir azalma takip edilerek keşfedildi. CoRoT-7b'nin kendi yıldızı önünde nasıl görünebileceğini betimleyen bir sanatçı çalışmasını yukarıda görebilirsiniz. CoRoT-7b'nin bileşimi halen bilinmiyor; ancak boyutlarına ve kütlesine bakılırsa Jüpiter gibi bir gaz devi olamaz ve de büyük bir ihtimalle ağırlıklı olarak kayalardan meydana geliyor. Güneş sistemimizin dışında keşfedilen ilk kayalık gezegenlerden biri olan bu gezegen üzerinde gelecekte yapılacak gözlemler, büyük bir ihtimalle bileşimiyle ilgili bilinmezleri azaltacaktır. Canlandırma Katkısı : Avrupa Güney Gözlemevi (ESO) / L. Calcada
  18. Ganymede'in Geliştirilmiş Görüntüsü Açıklama : Güneş sistemindeki en büyük uydu acaba nasıl görünüyor? Merkür ve Plüton'dan bile daha büyük olan Ganymede; kanallar ve dağ silsileleri ile bezeli durumdaki daha yaşlı, daha koyu renkli ve daha kraterli karmaşık bir arazi üzerine benek benek yayılmış durumdaki parlak ve genç kratelerden oluşan bir yüzey yapısına sahiptir. Dünya'nın uydusu Ay'a benzer olarak, Ganymede de kendi gezegenine yani Jüpiter'e hep aynı yüzü dönük olarak dolanmaktadır. 1995 yılından 2003 yılına kadar Jüpiter'in yörüngesinde dolanan Galileo uzay aracı tarafından çekilmiş fotoğraflarla oluşturulan bu eski ve detaylı görüntü mozaiğinde, renk değerleri yükseltilerek, gezegen boyutlarındaki bu uydunun yüzey karşıtlığı artırılmış. Görüntünün üst ve alt kısımlarından ortasına doğru uzanan mor renkli alanlar, büyük bir olasılıkla Ganymede'in kutup bölgelerindeki donmuş parçacıklar nedeniyle öyle görünüyorlar. İleride Jüpiter'e yapılacak muhtemel seferlerde, Europa ve Ganymede'de yaşam için önemli olduğu düşünülen ana unsurları içerebilecek derin okyanusların var olup olmadığının araştırılması önerilmektedir. Katkı Sağlayanlar : Galileo Projesi, Alman Gezegen Araştırmaları Enstitüsü (DLR), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)
  19. Stephan Beşlisi Açıklama : Kısa bir süre önce yenilenen Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiş bu etkileyici görüntü, tespit edilmiş ilk yoğun gökada grubu olan Stephan Beşlisi'ni gözler önüne seriyor. Yaklaşık 300 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer alan bu grubun içerisinde, aslında yalnızca dört gökada sürekli tekrar eden yakın geçişlerin meydana getirdiği evrensel bir dans gösterisi içerisine sıkışmış durumda. Oysa ki, gruptan dışlanan tipi ayırt etmek gayet kolay. Etkileşim içerisinde bulunan dört gökada (NGC 7319, 7318A, 7318B ve 7317) genelde sarımsı bir dış görünüşe sahipler ve de yıkıcı kütleçekimsel gelgit dalgalarının etkisi altında gelişen, biçimi bozulmuş ilmik ve kuyruklara sahip olma eğilimindeler. Halbuki, sol üst tarafta yer alan mavimsi gökada (NGC 7320) bize diğerlerinden çok daha yakın bir konumda. Yalnızca 40 milyon ışıkyıllık mesafede yer alan bu gökada, etkileşim içerisinde bulunan grubun bir parçası değil. Aslına bakarsanız, ön plandaki bu gökadanın yıldızları Hubble'ın net görüntüsü içerisinde tek tek ayırt edilebilmektedir ki; bu da diğerlerinden çok daha yakın olduğunu gösteren bir ipucudur. Stephan Beşlisi, yükseklerde uçan Kanatlıat Takımyıldızı'nın sınırları içerisinde yer almaktadır. Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve Hubble Bakım Seferi 4 Takımı
  20. Yenilenen Hubble Uzay Teleskobu'ndan Kelebek Bulutsusu Açıklama : Dünya gezegeninde geceleri gökyüzünde görülen parlak kümelere ve bulutsulara genellikle çiçek ve böcek adları verilir; NGC 6302 de bir istisna oluşturmamakta. Bu olağan dışı gezegenimsi bulutsunun mor ötesi dalga boyunda pırıl pırıl parlayan ama çörek biçimindeki yoğun bir toz perdesi ile gözlerden gizlenen merkez yıldızı, yaklaşık 250.000 santigrat derecelik yüzey ısısıyla olağanüstü ölçüde sıcaktır. Yukarıdaki görüntü, ölmekte olan yıldıza ait bulutsunun yenilenen Hubble Uzay Teleskobu tarafından kaydedilmiş, etkileyici ölçüde ayrıntılı yakın çekimidir. İyonlaşmış parlak bir gaz çukurunu yarıp geçerek merkezdeki yıldızı çevreleyen çörek biçimindeki toz tabakası, bizim bakış açımıza göre neredeyse tam yandan görülen yukarıdaki manzaranın sağ üst köşesinde yer almaktadır. Kısa bir zaman önce, bu sıcak yıldızın tozlu uzay örtüsü içerisinde moleküler hidrojen tespit edildi. NGC 6302, örümcekbilim açısından doğru takımyıldız olan Akrep Takımyıldızı içerisinde, yaklaşık 4000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve Hubble Bakım Seferi 4 Takımı
  21. Mars'taki Block Island Göktaşı Açıklama : Mars'taki bu tuhaf kaya parçası da neyin nesi acaba? Düz bir alan üzerinde duran bu kaya parçası, tecrit edilmiş hali, sıra dışı biçimi, büyüklüğü ve tuhaf yüzey yapısıyla göze çarpmakta. Kaya parçası, Mars üzerinde ilerlemeyi sürdüren robot keşif aracı Opportunity tarafından geçen ayın sonlarında keşfedildi. Yukarıdaki resimde, Opportunity bu tuhaf kaya parçasını incelemeye hazırlanırken görülüyor. Kaya x-ışını ile taranıp, kurcalanıp, kimyasal olarak incelendikten sonra Opportunity tarafından, düşen bir göktaşı olarak teşhis edildi. Block Island (Engel Adası) olarak adlandırılan bu göktaşının genişliği 2/3 metre olarak ölçülmüş ve büyük bir kısmının nikel ve demirden oluştuğu anlaşılmıştır. Bu kaya parçası, bir Mars gezgini tarafından bulunan ikinci göktaşı olup, şimdiye kadar bulunanların en büyüğüdür. Mars ve Dünya'da bulunan düz ve boş alanlar, büyük göktaşlarının göze çarpmasını sağlamaktadır. Opportunity, Mars'ın Meridiani Planum düzlüğü boyunca yoluna devam etmekte ve önümüzdeki yıl büyük Endeavor Krateri'ne ulaşma planına uygun olarak ilerlemektedir. Katkı Sağlayanlar : Mars Keşif Aracı Görevi, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)
  22. T.Boğa : Bir Yıldız Doğuyor Açıklama : Oluşumu devam etmekte olan bir yıldız nasıl görünür acaba? Bunun tipik bir ön örneği, resmin ortasına yakın bir konumda görülen ve parlak turuncu bir renge sahip olan değişen yıldız T Boğa'dır. Teleskop ile çekilmiş olan bu dikkat çekici gökyüzü manzarasının ortasında yer alan turuncu renkli bu yıldız, T Boğa değişen yıldız sınıfının ilk örneği olan T Boğa'dır. T Boğa'yı çevreleyen tozla kaplı sarımsı uzay bulutu ise Hind'in Değişken Bulutsusu (NGC 1555/1554) olarak anılmaktadır. 400 ışıkyılının üzerinde bir uzaklıkta ve bir molekül bulutunun kenarında bulunan bu yıldız ve bulutsunun her ikisinin parlaklıklarında da önemli oranda değişimler görülmektedir. Ancak bu değişimler her zaman aynı anda olmamaktadır ki; bu da zaten ilgi çekici olan bu bölgenin gizemini artırmaktadır. T Boğa yıldızları, günümüzde genel olarak oluşumlarının daha ilk evrelerinde olan, genç (bir kaç milyon yıldan daha az bir ömre sahip) güneş benzeri yıldızlar olarak tanımlanmaktadır. Kırmızı ötesi dalga boyunda yapılan gözlemler, durumu daha da karmaşıklaştıracak şekilde T Boğa'nın aslında çoklu bir yıldız sisteminin parçası olduğuna işaret etmektedir. Şaşırtıcı bir şekilde, bu yıldızlardan biriyle yaşanan yakın bir geçişe bağlı olarak T Boğa şimdi bu sistemden dışarıya doğru yönlenmiş olabilir. Yukarıda yer alan etkileyici renkli görüntü, yaklaşık 4 ışıkyıllık bir alanı gözler önüne sermektedir. Katkı ve Telif Hakkı : T. Rector (Alaska Anchorage Üniversitesi), H. Schweiker, Wisconsin-Indiana-Yale Üniversiteleri ve NOAO Gözlemevi (WIYN), ABD Ulusal Optik Gökbilim Gözlemevi (NOAO), Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği (AURA), ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF)
  23. NGC 1097 : Merkezinde Göz Bulunan Sarmal Bir Gökada Açıklama : Sarmal gökada NGC 1097'nin merkezinde neler oluyor acaba? Kimse bundan tam olarak emin değil; ancak büyük bir ihtimalle işin içinde çok büyük kütleli bir kara delik bulunuyor. Merkez boyunca uzanan bir gaz ve yıldız çubuğundan düşen maddeler, muhtemelen merkezdeki kara deliği çevreleyen aşırı derecede enerji yüklü bölgede ısınıyorlar. Bu nedenle de uzaktan bakıldığında, merkez bölgesi yapay olarak renklendirilmiş bu kırmızı ötesi görüntüde gizemli bir göz gibi görünüyor. Sol kenara yakın konumda ve mavi renkte görülen eş gökada ise büyük sarmalın ışıldayan toz nedeniyle pembe renkte aydınlanan görkemli sarmal kollarıyla sarmalanmış durumda. Şu anda büyük gökadanın merkezinden 40 bin ışıkyılı uzaklıkta bulunan bu eş gökadanın kütleçekimi, yavaşça kendini tahrip etmekte olan büyük gökadaya yeniden biçim veriyormuş gibi görünmekte. NGC 1097, Ocak Takımyıldızı yönünde yaklaşık 50 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı - Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (JPL-Caltech), Spitzer Kırmızı Ötesi Dalga Boyunda Yakın Gökadalar Araştırması (SINGS) Ekibi (Spitzer Bilim Merkezi - SSC)
  24. Gaz, Toz ve Yıldızlar İçerisindeki Deniz Kulağı Bulutsusu Açıklama : Deniz Kulağı Bulutsusu'ndaki yıldızlar gaz ve toz savaşı veriyor; ancak kazanan fotoğrafçılar oluyor. M8 olarak da bilinen bu fotojenik bulutsu, Yay Takımyıldızı yönünde dürbünsüz bile görülebilmektedir. Enerji dolu yıldız oluşum süreçleri yalnızca renkleri değil, karmaşayı da yaratmaktadır. Kırmızı renkte ışıldayan ve resmin sol üst tarafında atanmış olan farklı rengiyle görülen gaz, yüksek enerjili yıldız ışıklarının yıldızlararası hidrojen gazına çarpması sonucu ortaya çıkmaktadır. Üç Boğumlu Bulutsu ise resmin en sağında görülebiliyor. M8'i dantel gibi kaplayan koyu renkli toz şeritleri, soğuk dev yıldızların havakürelerinde ve üstnova patlamalarının kalıntılarında oluşmuştur. Bugün M8'den bize gelen ışık, yaklaşık olarak 5000 yıl önce yola çıkmıştır. Işığın M8'in bu bölgesini boydan boya geçmesi ise, yaklaşık olarak 50 yıl sürmektedir. Katkı ve Telif Hakkı : Florencio Rodil
  25. Yakınımızdaki Yıldızlara Evrensel Çağrı Açıklama : Uzayın derinliklerinden böyle bir mesaj alsak, acaba çözebilir miydik? "Evrensel Çağrı" projesinde çalışanlar yukarıdaki resmi uzun bir mesajın ilk sayfası olarak yolladılar. Mesaj, 1999 yılı yaz aylarında radyo teleskop kullanılarak yerel yıldızlara doğru yayımlandı. Diğer bir mesaj da 2003 yılında gönderildi. Mesajların yollandığı tek çanaklı, 70 metre çaplı teleskop, Ukrayna'da, Kırım Yarımadası üzerinde yer alan Yevpatoria kasabasına yakın bir konumda bulunmaktadır. 1999 yılına ait bu Evrensel Çağrı'nın yukarıda görülen birinci sayfası yalnızca sayılar içermekte olup, 1974 yılında uzak yıldız kümesi M13 yönünde yayımlanan daha meşhur bir mesaj ile karşılaştırıldığında çözmesi daha kolay bir bulmacadır. Katkı ve Telif Hakkı : Yuvan Dutil ve Stephane Dumas
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.