Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

mizyal

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    777
  • Katılım

  • Son Ziyaret

mizyal tarafından postalanan herşey

  1. BUNU YAPABILMEK ICIN GECMISE BU GUNKU TECRUBELERIMIZLE DONMEMIZ GEREKIYOR... EN IYISI HATA YAPMAMAYA CALISMAK MUMKUN OLDUGUNCA TABİKİ... AMA HATA YAPMADANDA DOGRUNUN DEGERI ANLASILMIYORKI HATA YAPMADAN TECRUBELER KAZANILMIYORKİ...
  2. tüm forumdaşlarıma; onlar kendilerini bilirler;
  3. bir zamanlar bende bu kelımelere benzer kelımeler kurmustum....
  4. ilgili veya değil; bu değerlere sahip olmayan arkadaslar nasıl fıkırlerını acıkca beyan edebılıyorsa,yerı geldıgınce tartısabılıyorlarsa o degerlerı yuregınde hıssedenlerde acıkca fıkırlerını beyan edebılmelı degılmı? alıntı evet cunku bır baskası tarafından yazılmıs. alıntı oldugunu belırtmesem baska bırının yazdıklarını benım yazdıklarım olarak okumus olacaksınız buda yazan kısıye saygısızlık emege saygısızlık olacak... yınede ıyı kotu fıkrını soyleyen herkese tesekkurler...
  5. Allahummerham Ummete Muhammeden Rahmeten Ammeh..... Sana Ya Rasulallah.......... Esselatu Vesselamu aleyke Ya Rasulallah Esselatu Vesselamu aleyke Ya Habiballah Esselatu Vesselamu aleyke Ya Sefiallah Esselatu Vesselamu aleyke Ya Rasulussekaleyn Esselatu Vesselamu aleyke Ya Rahmetelil Alemin Ey Alemlere rahmet olarak gonderilen sevgili, ey kainatin goz bebegi, ey varlik nuru Efendim. Bu mektup vesilesiyle Sana hitab edebilmek ne guzel. Sana sunabilecegim kelimeler muhabbetimi ifade edemez. Sana verebilecegim avuc avuc gozyaslarim var sadece. Ey Nurdan sevgili, tek tesellim, tek umidim Sana olan muhabbetim ve salavatlarim. Ne guzel, ne ferahlatici bir baglanti kuruluyor bu selamlasmalarda. Zerreler adedince salatu selam olsun sana, cicekler, yapraklar adedince salatu selam olsun sana, yildizlar adedince salatu selam olsun sana, yagan yagmurlar adedince salatu selam olsun san... Zaman ve mekan uzakligi senin icin birsey ifade etmese de senden bindortyuzyil sonra dunya gurbetindeki ummetinden bir ferdim. Su fani alemde o kadar yalnizim ve garibim ki bana nesve veren senin izinde yurumek arzusu ve seninle bulusabilmek umidi oldu. Ben seni gormeden inandim ve sevdim. Ashap seni birgun gormeden duramazken ben bu hasretle ne yapayim ey guzeller guzeli. Huda senden guzelini yaratmamis. Senden guzelini gormemiz gozler. Acaba bu guzellige dayanabilirmi sevginle rakiklesmesini istedigimiz kalplerimiz. Uhud dagindan ahirzaman ummetine gonderdigin selamini aldim. Selamini gonlumun en mutena kosesine yerlestirdim. O selamdir bana degerimi hatirlatin. Sefaatcilerin sefaatcisinin ummeti olmak ne guzel. Ne mutlu bize ki ayaginin tozuyla arsi sereflendiren serefli Peygamberin, serefli ummetiyiz. Rabbim bizi bu serefle yasat, bu serefle oldur, bu serefle hasret. Halik-i Zulcelal seni sevginle onsekizbin alemi yaratmis. Ya biz ne yapalim bu zenginlik karsisinda. Adini arsta kendi adinin yanina yazmis. Biz nereye yazalim adini? Verebilecegim, ugrunda feda edebilecegim bir canim var. Canim, butun varim yoluna bin defa kurban olsun ey gonuller Sultani. Ummaninda kayboldugum nursun Ya Resul. Askinda fani oldugum cansin Ya Resul. Rahmetinle guldugum gulsun Ya Resul. Firkatinle yandigim korsun Ya Resul. Cennet yolumsun, yoldasimsin Ya Resul. Damarlarimda dolasan sevdamsin Ya Resul. Andigim, kandigim, yandigim sensin Ya Resul. Seni goren gozleri aradim kainatta. Gunese baktim, aya baktim, yildizlara baktim tek tek. Gulu bagrina basan sehirdeki kayalara baktim. Kadem-i Serfinle sereflenen Sevr`e baktim. Sagnak nur yagmurlarina tutulmus Hira`ya baktim. Kainatin merkezi Kabe`ye baktim. Sana ait izleri bulmak istedim. Kalp gozum simayi alini gormek istiyor. Sundan eminim ki sana olan hasretim ne kadar buyurse ben sana o kadar yakinlasiyorum. Sana olan muhabbetim o kadar buyusun o kadar buyusun ki bu sevgi atmosferi icinde benligimi yitireyim. Butun nefsani duygulardan uzaklasayim. Senin gozunle bakayim dunyaya, seninle butunleseyim. TUT ELiMDEN RABBiME GOTUR BENi. Senin sevgin ruhum alinirken yanimda olsun. Kabirde yardimcim olsun. Munker ve Nekir`e cevap verecek dil olsun. Mahser hararetinde serinlik olsun. Siratta refikim olsun. Ve bu sevgi beni sana Cennette komsu eylesin. Rabbim`den bir dilegim var. Sana olan muhabbetimi almasin gonlumden, Ya Seifulmuznibin. Senden dilegim ise hasta kalplerimizin seninle sifa bulmasidir. Senin dunya sorfasindan elini cektigin gibi "ahiret doygunlugu" istiyorum. Ey sevgililerin en sevgilisi, asirlardir deruni muhabbetle yazilan na`tlar, semaii serifler seni ne kadar anlatabilmis bilmiyorum. Meger ne zormus senin mukerremligin karsinda birseyler yazabilmek. Rabbim! curetkarligimi bagisla, haddim olmayarak bu kalemi elime aldigim icin lutfuna siginiyorum. Can Peygamberim eminim seninle birgun bulusacagiz. Senden rahet nazarlari istiyorum. Ben fakirim. Ben garibim, ben sailim.... Allahummerham Ummete Muhammeden Rahmeten Ammeh... ________________________________________________________ -http://www.el-emin.com/-`dan alinti (Allah cc razi olsun)
  6. Sanırım burası bu hıkaye ıcın cok daha uygun.... ________________________________________________ Sedef Çiçeği Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını... Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim... "Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun...?" Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı... "Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan..." Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda... Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından... Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti. Herkes onu dinliyordu.. Yaşlı kadının gözleri doldu... Ve devam etti... "Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez... 50 yıl önceydi... O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim... Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım... Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye... İyi gelirmiş dedilerdi... 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi... Ta ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş.. Uyuyakalmışım... Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim... Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim... Ondan hiç bir şey göremedim.. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim.... Onsuz daha iyiyim, yemin ederim." Hakim, yaşlı adama dönerek; "Diyeceğin bir şey var mı baba" dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi. "Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim... Fadime'mi de orada tanıdım... Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim... O çiçeklerle doludur bahçesi... Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi... İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm... Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi.. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi... Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun... Lafım geçmedi... O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu... Ben ona gece sularsan geçer dedim.. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim... O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim... Her gece o çiçek ben oldum... Sanki... Ona bu yüzden tapabilirdim..." dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle... "Her gece O yattıktan sonra uyandım... Saksıdaki suyu boşalttım... Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey.. Geçen gece de... Yaşlılık.. Ben de uyanamadım.. Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım..." O an Mahkeme salonunda her şey sustu... Ertesi sabah gazeteler "Sedef susuz kaldı" diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar
  7. mizyal

    SEDEF ÇİÇEĞİ...

    Sedef Çiçeği Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını... Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim... "Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun...?" Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı... "Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan..." Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda... Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından... Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti. Herkes onu dinliyordu.. Yaşlı kadının gözleri doldu... Ve devam etti... "Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez... 50 yıl önceydi... O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim... Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım... Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye... İyi gelirmiş dedilerdi... 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi... Ta ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş.. Uyuyakalmışım... Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim... Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim... Ondan hiç bir şey göremedim.. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim.... Onsuz daha iyiyim, yemin ederim." Hakim, yaşlı adama dönerek; "Diyeceğin bir şey var mı baba" dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi. "Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim... Fadime'mi de orada tanıdım... Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim... O çiçeklerle doludur bahçesi... Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi... İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm... Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi.. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi... Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun... Lafım geçmedi... O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu... Ben ona gece sularsan geçer dedim.. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim... O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim... Her gece o çiçek ben oldum... Sanki... Ona bu yüzden tapabilirdim..." dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle... "Her gece O yattıktan sonra uyandım... Saksıdaki suyu boşalttım... Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey.. Geçen gece de... Yaşlılık.. Ben de uyanamadım.. Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım..." O an Mahkeme salonunda her şey sustu... Ertesi sabah gazeteler "Sedef susuz kaldı" diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar
  8. senaryo yazmaya veeeeeeeeeeeee yonetmene yollamaya...
  9. o kadarı olacak tabii sonucta sanal bır ortam ve fıkır catısmaları elbette olacak dedım ya onemlı olan gonul kırmamak.... tamam yanında oldugu gıbı olmaz burda konusmalar ama en azından denenebılır (ya da ben mı cok sey beklıyorum) ben oyle yapmaya calısıyorum,iyi oldugum zamanlar gırgır şamata kötü oldugum zamanlar bıraz daha cıddı ama her zaman yapıcı olmaya calısıyorum... cok zor degıl degılkı boyle yapmak gercı nasıl bır elın bes parmagı bır degılse ınsanlar da degıl ama bu fanı dunyada ne ekersen, onu biçersin... --------------------------------- Dil tencerenin kapagına benzer, Kıpırdadığında kokusu duyulur ne pisiyor anlarsın.. Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin; Yüz dili bile olsa, Dilsiz sayılır... MEVLANA işte öyle kankam
  10. kavgalar olmasa arada atısmalar yasanmasa guzellıklerın tadına nasıl varacagız.... onemlı olan gonul kırmamak, yara vermemek....... ________________________________________________ Sevgide güneş gibi ol, Dostluk ve kardeslıkte akarsu gıbı ol, Hataları örtmede gece gıbı ol, Öfkede ölü gibi ol, Tevazuda toprak gibi ol, Her ne olursan ol, Ya oldugun gıbı görün, Ya göründugun gibi ol...
  11. sınırını bılemıyorumda arkadasım 300 küsüre cıktı....
  12. hala aldatma krıterlerını beynınde tam olarak oturtabılmıs bırı olmadıgımı ıtıraf ederek baslıyorum; ınsan neden aldatır? nasıl yapabılır? nasıl bu derece alcalmayı kabul edebılır? .....vs ama bır erkek kendıne guvenmıyorsa konusmaya ıletısım kurmaya cekınen sosyal olamayan bır tıptır bence.. bu erkek nasıl o cesaretı toplayıp aldatsın karsınındakı kadını zaten bır sevgılım var dıyıp ona koru korune baglanabılır... seven ınsan sevdıgıne nasıl kıyabılır hala anlayamıyorum? sevmıyorsada neden onunla ılışkiye devam edıyor?
  13. guzelım tum cıcekler sana zatııı
  14. mizyal

    Çağrışım

    makyaj
  15. mizyal

    Çağrışım

    peruk...
  16. onlar kendılerını bılıyorlar;;
  17. mizyal

    turkish-media FM

    Sibel Gürsoy - Gündüz Gece.....
  18. canım hıc bır sey ıstemıyorkiii
  19. İnsan sevdiğini düşündüğü birini neden aldatır. olayın başına dönüp birlikte her şeyi yeniden yaşayalım. ve görelim bakalım hangi aşamada ipler kopuyor köprüler atılıyor. erkek penceresi; erkek kadını görür ve beyninden vurulmuşa döner. evet hayallerinin kadını,bir içim su dilber karşısındadır. erkek ona kendini fark ettirmek için ne diller döker. her buluşmada ona kırmızı güller alır. arabaya binerken ve dönerken kapılar açılır. tüm efsaneler ahuyu etkilemek için kulağına fısıldanır. kadın yavaş yavaş etkilenmektedir. bir gün gelir aşkına cevap alır. ve evlenirler. ilk bir kaç gün bulutların üstünde uçarlar. Sabahları kahvaltı birlikte hazırlanılır, her şey beraber yapılır günler böyle akıp giderken artık yavaş yavaş ayaklar yere basmaya başlar. erkek bir gün sabah uyandığında eşinin gözlerinin şiş olduğunu ve bu durumun ona yakışmadığını fark eder.sürekli makyajlı gördüğü bir tanesi makyajsız alelade oluverir birden.erkek akşam eve geldiğinde afroditin kendini karşılamasını beklemektedir. oysa karşısında saç baş dağılmış pejmürde biri vardır.yemekler annesinin yemekleri gibi değildir. su istediğinde eşi mırın kırın eder ve cevap vermeye başlar. futbol rahatça izleyemez, sürekli kadın kendisi ile ilgilenmesini ister. işte zaten canı çıkmaktadır. bari evde huzuru bulsa. ama nerdeeeeee. bir şu geceler yokmu. ahhh ahhh eskiden öylemiydi ya. yok yorgunmuş, yok başı ağrıyormuş. kadın penceresi; kendisini sürekli güldüren, prenses gibi davranan hoş bir erkek ile tanışır. erkek mis gibi kokmakta ona çiçekler taşımakta, aşk nağmeleri fısıldamaktadır kulağına. ayakları yerden kesilir. evlenirler. erkek aniden ekonomik nedenlerden ötürü gül almayı bırakır. malum düğün masrafları çok tutmuştur ve biraz kemer sıkılacaktır. işten yorgun gelen eş artık sadece kafasını dinlemek istemektedir eşini değil. eşi maç zamanları başka hiçbir şey görmez olur. ne olur ki sanki 90 dakika çenesini kapasa. Artık duyarsız,bencil bir erkek vardır karşısında. bırakın sohbet etmeyi gömleği,pantolonu ütülü değil diye, yemeklerin tuzu fazla diye erkek avazı çıktığı kadar bağırmaktadır kendisine. eskiden misler gibi kokan eş artık haftada bir duş alır,eve gelir gelmez kanepeye pijamaları ile uzanır. Eşinin onu mutlu etmek için harcadığı onca emeği görmez. mutsuzluk dolu günler başlar. bu mutsuzluklar yaşanırken kadın ve erkek başka bir yerlerde kendine çok müşfik davranan birileri ile tanışır. evde sırça köşkünde arayıp da bulamadığı ilgi ve sevgiyi işte bu kollarda bulur yada bulduğunu zanneder ve eşini seçmekle yanlış tercih yaptığını düşünür. sonra bu yeni kişi ile birlikte olur. her şey yolunda gider, bir gün sıradanlık artık onu sıkana kadar. ÇARE: neden kusuru önce kendimizde aramıyoruz. her iki cinste ilk günkü gibi itinalı davransa sorun kökten çözülmez mi acaba. eğer değer diyorsanız sevgilinize, nişanlınıza,eşinize daha bir sıkı sarılın. kırılan kalpleri tamir etmeye çalışmaktansa, kalp kırmamak daha anlamlı olmaz mı ne dersiniz?
  20. İŞLERİNE ARA VERMEK VE KENDINE ZAMAN AYIRMAK... _________________________________________________ kopya çektiiiiiimm...
  21. birde bunu deneseniz... ben 67 metre yaptım...
  22. ilk oynayısım 6 oldu...
  23. HOŞGELDİİİNNN SEFALAR GETIRIRSIN UMARIM...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.