Gönderi tarihi: 6 Ocak , 2008 17 yıl 1929 Kışı Bir Şehir Efsanesi Hazırlayan Cengiz Kahraman Kuzey Kutbu değil 1929’daki Boğaz! Haliç dondu, Kurtuluş yandı, kurtlar şehre indi ve Boğaz'ı dev buz kütleleri işgal etti. Kulaktan kulağa anlatılan o kış gerçekte ne olmuştu? Adeta bir şehir efsanesine dönüşen 1929 kışından çarpıcı ayrıntılar: Kış yaklaştığında gözümüz, kulağımız hava durumunda oluyor. Çünkü bırakın karı, birkaç damla yağmur bile İstanbul’u felç ediyor. Oysa eskiden ne kışlar yaşanırdı, günlerce kar kalkmaz, okula boyumuzca karda yürüyerek giderdik. Bir yandan da dedelerimizden, büyük annelerimizden “eski kışları” dinlerdik. Bu kışlardan en meşhuru da kuşkusuz 1929 yılındakiydi. Gerçekten 1929 kışı Cumhuriyet tarihinin en çetiniydi, ne tesadüf ki dünya ekonomik buhranının da başladığı yıldı... Kulaktan kulağa anlatılan o kış gerçekte ne olmuştu? Anlatılanlar doğru muydu? Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları onlarca yıldır kulaktan kulağa dolaşarak adeta bir şehir efsanesine dönüşen 1929 kışını anlatan bir kitapla bu soruya yanıt veriyor. Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi bölümü mezunu, araştırmacı Cengiz Kahraman’ın rastlantılarla başlayan ancak gittikçe ciddi bir uğraşa dönüşen 1929 kışını anlatan çalışması, tozlu albümlerden bulunan fotoğraflar, karikatürler, gazete yazılarıyla oldukça kapsamlı bir kitaba dönüşmüş: “1929 Kışı, Bir Şehir Efsanesi.” HAZİRANDA 500 ÖLÜ! Kitap, İstanbul’un tarihi boyunca yaşadığı en zor kışların bir özetiyle başlıyor. Örneğin, 378 yılında Haliç’in bazı bölgeleri buz tutmuş, 763 yılında Galata’dan Üsküdar’a kadar deniz donmuş, 1689’da hem de haziran ayında fırtına nedeniyle 500 kişi ölmüş, 1928 yılında yine Boğaz’ı buz kütleleri istila etmiş. Yazar, bir yıl sonra yaşanan felaketin habercisi olarak yorumluyor 1928 kışını... “İstanbul’da Uzun Sürmüş Bir Kış Günlüğü” bölümü ise 5 Ocak’tan başlayıp 12 Mart’a kadar 1929’da yaşananları anlatıyor. Kitaptan bazı bölümler... Cenazeler gömülemedi 7 Ocak’ta kar başlıyor, fırtınayla birlikte büyük hasar yaşanıyor.9 Ocak’ta iki yük gemisi Tophane’de çarpışıyor. 21 Ocak’ta o zamanlar köy olan Çamlıca, Dudullu, Bakkalköy’e aç kalan kurt ve domuz sürüleri iniyor. Aynı gün akşam saatlerinde Tatavla yani bugünkü Kurtuluş’ta büyük bir yangın başlıyor ve 216 ev yanıyor. 2 Şubat’ta şehirde hayat tamamen duruyor. Kar fırtınası nedeniyle vapur ve tren seferleri yapılamıyor, akşam kar kalınlığı şehir içinde 1 metreye ulaşınca yürümek imkansız hale geliyor. Şubatta insanlar evden çıkamıyor, cenazeler dahi gömülemiyor. Taksiler Karaköy’den Taksim’e 5 lira istemeye başlıyor. 5 Şubat’ta Eyüp’te kar altında kalan Yağcılar Mahallesi donma tehlikesi yaşıyor, son anda yetişen kurtarıcılar halka çay ve konyak vererek ısıtmaya çalışıyor. 9 Şubat’ta efsanenin ilk halkası gerçekleşiyor ve Haliç kısmen donuyor. Su boruları patlıyor, halk açlık ve hastalıktan kırılıyor. İstanbul halkı 28 Şubat sabahı uyandığında Boğaz’ın buzlar altında olduğunu görüyor. Varna sahillerinden gelen dev buz kütleleri Boğaz’ı kullanılmaz hale getiriyor. 12 Mart’a kadar süren kabus günleri Şeker Bayramı’nın ilk günüyle birlikte sona eriyor. Esin GEDİK'in haberi
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.