Son yirmi yıllık süreçte toplumsal yapının özneleri olarak çocuklar ve çocuklarla ilgili konular daha görünür olmuş, çocuklara ilişkin yasal düzenlemeler çocuk hakları temelinde yeniden yapılandırılmış, çocuklara yönelik politika ve programlar da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Aynı süreçte çocuklarla ilişkili toplumsal sorunların giderek karmaşıklaştığı ve mevcut koruma hizmetleri ve programların yetersiz kaldığı gözlemlenmektedir. Çocuklara ilişkin mevzuatın giderek genişlemesine karşın çocuklara yönelik uygulamalarda yasaların uygun gördüğü hizmet çerçevesine ulaşıldığını söylemek zordur. Giderek karmaşıklaşan toplumsal yapının çocukların ihtiyaç ve sorunlarını da etkilediği görülmektedir. Gelir dağılımı, yoksulluk, bölgeler arası eşitsiz gelişmişlik düzeyleri gibi yapısal sorunlardan öncelikle çocuklar etkilenmektedir.
Bu açıdan, Türkiye’nin yaklaşık yirmi beş milyonluk çocuk nüfusu sıklıkla bir “fırsat penceresi” olarak kabul edilse de bu ancak kapsayıcı bir çocuk politikasının yaşama geçirilmesi ile olanaklı olacaktır. Türkiye’nin kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi, dengeli ve eşitlikçi bir toplumsal yapıya sahip olması için kapsayıcı ve hak temelli bir çocuk politikasının yaşama geçirilmesi, ihtiyaç ve farklılıklar temelinde çocuklara yönelik hizmetlerin nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesi, kurumsal ve toplum temelli hizmetlerin dengeli bir biçimde bir arada sunulması, çocuklarla çalışacak insan gücü kalitesinin geliştirilmesi gerekmektedir.
28-30 Kasım 2013 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi’nde düzenlenecek Sosyal Hizmet Sempozyumu 2013’ün, teması “Türkiye’de Çocuğun Refahı ve Korunması: “Kapsayıcı Bir Yaklaşım Arayışı” olarak belirlenmiştir. Sempozyumun farklı disiplinleri bir araya getirmesi, tüm bileşenleri ve detaylarıyla çocuk konusunun tartışmaya açılması beklenmektedir.