Etkinlikler
BÜTÜN
GÜN
-
22 Şubat 2012 10 Haziran 2012
Türkiye ve Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı ve SSM’nin 10. kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlenen, Sabancı Holding’in ana sponsorları arasında olduğu Rembrandt ve Çağdaşları – Hollanda Sanatı’nın Altın Çağı sergisi 22 Şubat’tan itibaren gezilebilir...
Sakıp Sabancı Müzesi, bu yıl 10. yılını kutluyor. Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yıldönümü nedeniyle 22 Şubat’ta düzenleyeceği sergide Rijkmuseum ile dünyanın önemli koleksiyonlarına ait eserler, ülkemizde ilk kez izleyicilerle buluşuyor olacak. Özellikle kültür ve sanat faaliyetlerini yakından takip edenlerin kaçırmaması gereken sergide Rembrandt’ın dışında Hollanda resminin önemli 59 sanatçısından 74 tablo, 19 desen ve 18 obje yer alıyor. Sergide yüzyıllar boyunca karanlık bir figür olarak kalan, ancak dönemin en mühim sanatçıları arasında gösterilen Vermeer’in ‘Aşk Mektubu’ adlı eseri de var.
Frans Hals, Jan Steen ve Jacob van Ruisdael gibi oldukça önemli sanatçıların eserlerini görebileceğiniz ve 10 Haziran 2012 tarihine kadar sürecek olan sergi; dünya resim tarihinin en heyecan verici dönemlerinden biri olan Hollanda sanatının altın çağını, tüm ihtişamıyla gözler önüne serecek. Sergi kapsamında pek çok konferans, eğitim faaliyeti, belgesel ve film gösterimi var. Serginin ana sponsoru Sabancı Holding ve ING Bank. Diğer sponsorlar ise Philips, Unilever ve Shell. Hizmet sponsorluğunda ise KLM Hollanda Kraliyet Havayolları var.
-
24 Şubat 2012 13 Mayıs 2012
İlki geçtiğimiz yıl gerçekleşen festival, caz müziğinin önemli isimlerini biraraya getirmeye devam ediyor. Caz severler, yerinizi şimdiden ayırtın...
Alaçatı Belediyesi, Bu’ra Lokal ve Kesre Otel’in işbirliğiyle düzenlenen Caz Festivali’nin ikincisi 24-25 Şubat Cristina Vilallonga Quartet ve 26 Şubat Kerem Görsev & Allan Haris konserleriyle başlıyor. Festivalin gelenekselleşmesini ve Alaçatı’nın sporun yanı sıra sanatsal etkinliklerle de anılır hale gelmesini hedefleyen Buğra Özçetin ve Oğulcan Şişman, Bu’ra Lokal kapılarını 2,5 ay boyunca caz severlere açıyor.
Organizasyonun gerçekleşmesinde büyük emeği olan Bu’ra Lokal’in sahibi Buğra Özçetin; “İlkini geçen sene gerçekleştirdiğimiz caz festivali çok beğenildi. Alaçatı Belediyesi’nin de bize verdiği büyük destekle festivali gelenekselleştirmek ve üzerine her sene bir şeyler ekleyerek caz severleri Alaçatı’nın farklı bir yüzüyle buluşturmayı istiyoruz. Biz Bu’ra Lokal ve Kesre Otel olarak çeşitli sponsorların da desteğiyle, caz denince dünyada ve Türkiye’de akla gelen isimleri Alaçatı’ya davet ettik. Bundan sonra caz severlerin tek yapması gereken Alaçatı’ya gelip, onlar için her ayrıntısını planlayıp organize ettiğimiz festivalin tadını çıkartmak” dedi.
Bu seneki festivalde, sosyal sorumluluk çerçevesinde hayvan haklarına da yer vermek istediklerini belirten Özçetin, “23 Nisan Kahvaltıda Jazz ve 13 Mayıs Sokakta Jazz etkinliklerinden elde ettiğimiz gelirin bir kısmını, HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu’nun öneri ve tavsiyeleri ile belirlenecek ihtiyacı olan barınak ve sokak hayvanlarının kısırlaştırma, aşılama, tedavi, klübe ve gölgelik gibi temel ihtiyaçlarında kullanacağız. Bu bizim için organizasyonu daha da anlamlı kılıyor” dedi.
Başta Alaçatı Belediyesi olmak üzere, Jolly Tur, Power XL Extra Lounge, Tuborg Gold, Urlice, Göz Lounge, Avrasya/Alaçatı, sponsorluğuyla gerçekleşen festivalin biletleri satışa sunuldu. Festivalde sahne alacak sanatçı ve gruplardan bazıları: Sibel Tüzün, Meltem Ege&Önder Focan, Fatih Erkoç, Gülçin Ergül, Kerem Görsev, Ayşe Gencer&İmer Demirer Melis Sökmen, Ayten Alpman, Elif Çağlar, Mine Çağlayan, Selen Beytekin, Neşet Ruacan, Alan Harris, sesiyle Gotan Project’e hayat veren Cristina Vilallonga, Sibel Köse, Allstars Jazz Band, Engin Recepoğulları, Ayhan Öztoplu, Serkan Özyılmaz, Erdal Akyol, Jef Giansily, Uraz Kıvaner.
Jolly Tur festivale özel ulaşım, konaklama ve festival biletini kapsayan tur paketini satışa çıkardı. Festivalde yaklaşık 10 bin caz severle buluşulması hedefleniyor.
Festival ile ilgili detaylı bilgiye www.alacatijazzruzgari.com adresinden, rezervasyon için 0536 219 16 16 numaralı telefondan Elif İzgi’ye ulaşılabilir.
-
28 Şubat 2012 15 Mayıs 2012
Türk ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim, 100’üncü kuruluş yıldönümünü, dünyanın en büyük ressamlarından biri olarak kabul edilen Van Gogh’un eserlerini bugüne kadar hiç deneyimlenmemiş yepyeni bir formatta sunan Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi ile kutluyor.
100. yılında yenilikçi bir projeye imza atan Abdi İbrahim’in önderliğinde Singapur’daki dünya prömiyerinin ardından ilk kez Türk sanatseverlerle buluşan, geleneksel sanat ve modern teknolojinin sentezlendiği Van GoghAlive, dahi ressamın en ünlü eserlerini 3,000’in üzerinde dijital imaj ile çerçevenin içinden çıkararak izleyicilerine klasik müze gezisinin çok ötesinde bir deneyim yaşatıyor.
Abdi İbrahim’in 100 yıllık bakış açısını yenilikçi çizgisiyle yansıtan Van GoghAlive, dev ekranlar, duvarlar, kolonlar, zemin ve hatta tavanı kaplayan 3000’den fazla dev boyuttaki Van Gogh görseliyle, ziyaretçilerine geleneksel müze ziyaretlerinde bildiklerini unutturarak sanatla olan bağlarını değiştiriyor. Van Gogh Alive, ışık, renk ve seslerin etkileyici uyumunu kullanarak duyuları uyarırken, bir serginin nasıl olabileceğine dair oluşan tüm düşüncelere meydan okuyor
Grande Exhibitions Avustralya tarafından tasarlanan ve çerçevesi olmayan sergi Van GoghAlive’da, ünlü sanatçının 1880-1890 yılları arasındaki; ‘Çalışan Adam’, ‘Gri Şapkalı Otoportre’, ‘Vazoda 12 Ayçiçeği’, ‘Sandalye ve Pipo’, ‘Yıldızlı Bir Gece’, ‘Buğday Tarlası ve Kargalar’ gibi çalışmaları ve hayat deneyimlerinden oluşan coşkulu ve canlı detaylara sahip yapıtları; SENSORY4 teknolojisiyle donatılmış yüksek çözünürlüklü 40 projektör aracılığıyla dev ekranlara, duvarlara, kolonlara, zemine, tavana yansıtılıyor.
Sergi pazartesi günleri hariç 11:00 /19:00 saatleri arasında görülebilir.
Yer: Karaköy Limanı Antrepoları – 3 No’lu Antrepo
Ücretler: Tam 18.00 TL, Öğrenci 11.00 TL
-
29 Mart 2012 15 Nisan 2012
Davetlisiniz.
Dr.Hakan TARTAN
Konak Belediye Başkanı
29 MART 2012 PERŞEMBE
Saat: 18.00
Sergi Açılışı
29 Mart – 15 Nisan 2012
Figen Onat, Zeynep Türkîleri, Tülay Baytosun, Emel Say, Özgül Evren Atasoy, Hüseyin Çaygül, Funda Yalçın, Fatma Atagan, Erengül Mülayim
“Çarşamba Grubu” Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi Sanat Galerisi
-
31 Mart 2012 15 Nisan 2012
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Akbank sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Film Festivali’nin bu yıl 31.’si düzenleniyor.
31. İstanbul Film Festivali’nin programı geçtiğimiz gün yapılan basın toplantısıyla açıklandı. 31 Mart-15 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek festivalde 20’nin üzerinde bölüm olacak ve 200’ün üzerinde film gösterilecek.
Festivalin en dikkat çekici bölümleri arasında; İKSV’nin 40. yılı için hazırlanan ‘Sinema ve Müzik’ başlıklı bölümün yanısıra, ‘Devrimin Filmini Çekmek’, ‘Yunanistan’da Neler Oluyor?’, ‘Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia’, ‘Aile İçinde’ gibi yeni bölümler ve Mark Cousins’in ‘The Story of Film: An Odyssey/ Filmin Hikâyesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk’ adlı 15 saatlik filminin özel gösterimi göze çarpıyor.
Festival, 30 Mart Cuma gecesi Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenecek açılış töreniyle başlayacak ve ardından Sinema Onur Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelecek Terence Davies’in ‘The Deep Blue Sea / Aşkın Karanlık Yüzü’ filmiyle, festival resmen başlamış olacak.
Festival’in bilet fiyatları 5–15 TL arasında değişecek ve öğrenciler ile 65 yaş’ın üzerindeki sinemaseverler için 9 TL olacak. Ayrıca hafta içi tüm seanslar sadece 5TL. Biletler, Biletix satış noktalarından, Biletix çağrı merkezinden (0216 556 98 00) ve biletix.com’dan satın alınabileceği gibi aynı zamanda Atlas, Beyoğlu, Nişantaşı City’s ve Kadıköy Rexx Sinemaları’nda açılacak gişelerden de temin edilebilecek. Film gösterimleri geçtiğimiz sene olduğu gibi; Beyoğlu’nda Atlas, Fitaş 1 ve 4, Beyoğlu, Pera Müzesi; Nişantaşı’nda City’s ve Kadıköy’de Rexx olmak üzere yedi ayrı salonda yapılacak.
Şimdi festivale kadar tüm sinemaseverler gün sayıyor…
-
13 Nisan 2012
Tarih : 13 Nisan 2012
Saat : 20:30
Yer : KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi
Şehir : İstanbul Anadolu
Proje Tasarım: Tilbe Saran, Ayşe Bayramoğlu, Evren Ercan, Eda Çatalçam
Yazan: Ayşe Bayramoğlu
Yöneten: Tilbe Saran
Sahne Tasarım: Başak Özdoğan
Işık Tasarım: Ayşe Ayter
Müzik: Serpil Günseli
Oynayanlar: Güler Ökten, Zerrin Sümer, Tilbe Saran, Şebnem Sönmez, Evren Ercan, Serpil Göral, Eda Çatalçam, Maria Akgüllü
Aile yadigârı bir köşkte bir düğün hazırlığı ve o düğün telaşının cereyan ettiği bir mutfak… Gelin, gelinin annesi, anneannesi, en yakın arkadaşı; damadın annesi, damadın ablası, evin emektar yardımcısı ve düğün gecesi için ayarlanmış bir yardımcı kız… Herkes, az sonra başlaması planlanan düğün için hummalı bir hazırlık içinde... Herhangi bir evde, herhangi bir ailenin yaşayabileceği, herhangi bir düğün telaşı bu. Her iki ailenin de sırlarını duyulmaya başlandığı mutfak; yıllardır görülmemiş hesapların açıldığı bir mekâna dönüşür. Anne ve kız, anneanne ve anne, damadın annesi ve ablası kendi hikâyelerini anlattıkça, birbirleriyle ama aslında kendileriyle, “kim oldukları” gerçeğiyle yüzleşirler.
Büyük özen gösterilerek yetiştirilmiş bir genç kız olan Duygu, Duygu’nun eğitimli ve modern annesi Ahsen, Duygu’nun İstanbul hanımefendisi anneannesi Saffet, ailenin 30 yıllık emektarı, herkesin sığındığı en güvenli liman Şerbet, damadın her fırsatta kız tarafını iğneleyen annesi Neriman, Neriman’ın ilk evliliğinden doğma, damadın üvey ablası Nazife, Duygu’nun tüm çocukluğunu bir arada geçirdiği en yakın arkadaşı, özgür ruhlu Pelin ve düğün günü için tutulmuş bir yardımcı kız…
Hiçbirinin, birbirinden farkı yoktur aslında. Hepsi bir sebeple “mağdur” ve bir başka sebeple “fail”dirler. Sekiz kadının her biri, birer kurbandır. İçinde yaşadıkları eril dünyayla baş edebilmek için buldukları tek yol, aynı eril sistemin bir parçası olmaktır.
Başlangıçta daha geleneksel bir yapıya sahip olan damat tarafıyla, İstanbullu kız tarafının arasındaki sosyal statü farkından kaynaklanıyormuş gibi görünen ufak pürüzler, giderek kökleri çok daha derinde bir duruma; erkeklerin dünyasında “kadın” olma durumuna işaret eder.
Oyunla İlgili Notlar
Şiddet her yerdedir. Ataerkil toplumun kadınları maruz bıraktığı şiddeti o derece içselleştirmişlerdir ki, eril söylem artık onların da söylemi olmuştur. Şiddet içlerindedir, şiddet her yerdedir; çünkü şiddete maruz kalan her birey, bir gün şiddetin uygulayıcısı olur.
Oyunculardan teknik ekibe kadar, “Düğün”ün tüm kadrosu kadınlardan oluşuyor.
“Düğün”; farklı köken ve yaşlardan, toplumda kadın olarak var olmanın çeşitli sıkıntılarını yaşamış dört kadının bir araya gelerek, ortak dertlerine dair bir farkındalık yaratma çabasından doğdu.
Çekirdek kadroya (Evren Ercan, Eda Çatalçam, Tilbe Saran, Ayşe Bayramoğlu) sonradan dahil olan oyuncular ve teknik ekip de hazır bir metne değil, sürece dahil oldular. “Düğün”, öğretmenlerle öğrencilerin, ustalarla çırakların buluştuğu bir oyun… Ekipte Tilbe Saran’ın ve Şebnem Sönmez’in eski öğrencileri var.
“Düğün” Tilbe Saran’ın ilk yönetmenlik denemesi.
“Düğün”, AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahneye konuyor.
Başarılı tasarımcı Özlem Süer, oyuna gelinliğin tasarımıyla katkıda bulundu.
Projenin arkasında görünmeyen bir kadın ordusu var. Metni oluştururken danışılan pek çok araştırmacı, yazar, akademisyen, analitik psikoterapist kadınların yanı sıra; ekibin evlerinde yardım eden emektar dostları da metnin oluşmasına büyük katkıda bulundu.
“Düğün”; kadınları, kadınların güçlerini, güçsüzlüklerini, zorluklarla karşılaştıklarında bunları çözme yöntemlerini, kadınlık hallerini anlatan bir oyun…
Şiddet şiddeti doğurur. İçselleştirilmiş şiddet dile yerleşir, gizlenir ve yeniden şiddet üretir. Kadın, bu eril sistemde var olabilmek için şiddetin uygulayıcısı haline gelir ve böylece bir kısır döngü oluşur. Bu dört kadın, Evren Ercan, Eda Çatalçam, Tilbe Saran, Ayşe Bayramoğlu; bu kısır döngüyü bir yerinden bozmak arzusuyla yola çıktı.
“Düğün” ekibinin en büyük hedefi; hayatında hiç tiyatroya gitmemiş kişilere de bu oyunu izletebilmek...
Ekip, oyundan elde edilecek gelirin belli bir yüzdesini henüz belirlenmeyen bir kadın derneğine ya da ilgili bir projeye aktarmayı amaçlıyor.
Tiyatrolar dışında cezaevleri, fabrikalar, ıslahevleri gibi mekânlarda oynamak ise, oyunu bir anlamda bireysel sosyal sorumluluk projesi olarak gören ekibin bir diğer hedefi...
Bu düğüne herkes davetli.
Mekan: KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi, İstanbul
Adres: Bayar Cad. Buket Sok. No: 20/1 Kozzy AVM. Kat:2
KOZYATAĞI / İstanbul
Bilet Fiyatları: Tam 45.00 TL-Öğrenci 35.00 TL
-
01 Nisan 2012
Bu Etkinlik başlar 01-04-2012 ve her şuna kadar 01-06-2012 hafta tekrarlanır.
Merhaba,
Sanpellegrino meyveli içeceklerin 11 senedir Avusturalya’da düzenlediği ve bir gelenek haline gelen Sanpellegrino Café Society Fotoğraf Yarışması ikinci kez Türkiye’de! Sanpellegrino şişeleri ile bir cafe veya restoranda kompozisyon yarat, fotoğrafını çek, Facebook uygulamasıyla fotoğrafını yükle ve yarışmaya katıl!
Uzman jürinin değerlendirmesi sonucunda kazananları ALMA School'da yeme - içme workshop'unu da kapsayan 2 kişilik VIP İtalya seyahati fırsatı, iPad2, iPhone4 ve Nikon L100 Dijital Fotoğraf Makinesi; katılımcıların oylarıyla seçilen Facebook kategorisi birincisini ise, 1 senelik Sanpellegrino tüketimi, illy X7 Francis Francis Espresso Makinesi ve 12 adet illy espresso fincan takımı bekliyor!
Yarışmaya başvurular 1 Nisan - 1 Haziran 2012 tarihleri arasında!
Ayrıntılı bilgi:
http://www.cafesocietyturkey.com/
http://www.facebook.com/cafesocietyturkey
https://twitter.com/#!/CafeSocietyTR
http://www.facebook.com/cafesocietyturkey/app_167827073337736
0 kullanıcılar RSVPed :
17:00
-
13 Nisan 2011 17:00
Bu etkinlik başladı 13-04-2011 ve here yıl şuna kadar 13-04-2015 tekrarlanır.
Yakın Etkinlikler
-
30 Ağustos Zafer Bayramı
30 Ağustos Zafer Bayramı
- 0 yorum
-
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
- 0 yorum
-
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
- 0 yorum
-
24 Kasım Öğretmenler Günü
24 Kasım Öğretmenler Günü....
Bütün öğretmenlerimize yaşamları boyunca mutluluklar diliyoruz...
- 0 yorum
-
25 Aralık Christmas Day - Dini Gün (Noel)
Christmas Day - Noel Dini Gün
Noel Baba Vikipedi, özgür ansiklopedi
Noel BabaNoel Baba (aslen Santa Claus,Saint Nicholas, Saint Nick, Father Christmas, Kris Kringle, Santy veya Santa) Noel gecesi (24 Aralık'ı 25 Aralık'a bağlayan gece) çocuklara hediye dağıtan yerel bir kahramandır. Türkiye'de ise Noel Baba yılbaşı gecesi hediye dağıtan kişiye dönüşmüştür. Kökeni Saint Nicholas`a dayanır, fakat kültüre göre farklılık gösterir. Noel Baba dünya çapında daha çok sevilmiş ve Santa Claus isminin yerini almıştır. Örnek olarak "Santa" yerine İtalya`da "Babbo Natale", Brezilya`da "Papai Noel", Çek Cumhuriyeti`nde "Deda Mráz", Portekiz`de "Pai Natal", Romanya`da "Moş Crăciun", Almanya`da "Weihnachtsmann", İrlanda`da "Daidí na Nollag", Fransa`da "Le Père Noël", İspanya ve Meksika`da "Papa Noel", Türkiye`de "Noel Baba" olmak üzere farklı isimler kullanılır.
Hikaye Türkiye doğumlu tarihsel bir figür olan psikopos Saint Nicholas`ın (Nikola) fakirlere hediye dağıtmasına dayanır. Bilinen en meşhur yardımı da, üç kızı olan bir babayla arasında geçenlerdir. Bu olayın 320'li yıllarda gerçekleştiğine inanılır. Fakir bir baba kızlarına çeyiz parası karşılayacak durumu yoktur, bu yüzden hiçbir erkek onlarla evlenmek istemez. Böyle bir durumda da kötü yola düşmek zorunda kalabilirler. Oldukça eğitimli ve zengin bir aileden gelen Nikola da üç kızı için üç külçe altını geceleyin gizlice fakir adamın penceresinden içeri atar. Hikayenin bu noktada birçok versiyonları mevcuttur.Bu üç külçe altının 3 gün arayla ya da 3 yıl ard arda atılması ile ilgili; ancak sonu aynıdır. Fakir adam çıkıp kendisini görünce şaşırır ve o'na teşekkür eder; bir rahip olan Nikola da "Bana değil, Tanrı'ya teşekkür et." der. Bu olayın ortaya çıkmasından sonra, o yörede birçok gizlice yapılan yardımların aslında Nikola tarafından yapıldığı anlaşılır. Nikola'nın ölümünden sonra da yöre halkı birbirlerine gizlice hediye vermeye başlarlar ve bir gelenek oluşur.
320 yılından önce Jermen kültüründen mevcut olan senelik hediye verilmesi ise, Odin'e dayanır. Odin'in uçan atı Sleipnir için çocuklar patiklerinin içine havuç ve şeker koyup duvara (ya da kapıya) asarlar. Odin de bu iyiliği karşılığında çocuklara hediyeler, tatlılar, ve şekerlemeler verir.
Bu olay mitolojik bir karakter olan Sinterklaas'a esin kaynağı olmuştur. Hollanda, Belçika ve Almanya'da (ölüm tarihi 6 Aralık bir gece önce 5 Aralık'ta kutlanmaktadır) Sinterklaas adına büyük kutlamalar düzenlenir. Aslında Flemenkçe "Sinterklaas" kelimesinin New Amsterdamlılar(sonradan New York) tarafından yanlış telaffuz edilmesiyle Santa Claus şekline dönüşmüştür.
Noel Baba, batılı ülkelerde, Japonya'da ve Asya'nın doğusunda bir Noel geleneği olarak varlığını sürdürmektedir.
İnanışa göre, Noel Baba kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton birisidir. Beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giymekte aynı görüntüde bir de kukuleta takmaktadır. Noel gününe geçilen gecede uçan geyiklerin çektiği kızağı ile evden eve hediyeler dağıtır; evlere bacadan girip, şömineden ulaşır. Yılın geri kalan zamanlarını ise eşi ve elfleri ile birlikte bir sonraki Noel için oyuncaklar hazırlayarak geçirir. Evinin yeri ülkelerin geleneklerine göre değişiklik göstermektedir. Kuzey Kutbu, Finlandiya'daki Korvatunturi, İsveç'teki Dalecarlia veya Grönland bunlardan bazılarıdır.
Noel Baba, sevimli görünüşü ve hediye dağıtmasından dolayı çocukların çok sevdiği bir karakterdir. Büyükler arasında da Noel yaklaşınca, Noel Baba'ya olan saygı ve sevgi ifadesi olarak, kukuletasını takanlara sıkça rastlanır.
1875 te Kanada'daki bir gazetede Noel BabaBir iddiaya göre günümüzdeki Noel Baba imajının (kır sakallı, koca göbekli, kırmızı cübbeli, kukuletalı) kaynağı, 1931'de Haddon Sundblom adlı çizerin Coca Cola reklamları için yaptığı çizimlerdir. Ne var ki Coca Cola reklamlarından çok önce, 19. yüzyılın başında Noel Baba'nın çeşitli çocuk kitaplarında ve karikatürlerde günümüzdeki Noel Baba imajına benzer şekilde resmedildiği görülmüştür. 1862 Noel'inde Noel'in henüz ABD'de tatil dönemi olmadığı ve Noel Baba figürünün kullanılmadığı dönemde Thomas Nast adlı Amerikalı karikatürist Harper's Weekly adlı derginin kapağında Noel Baba figürünü kullanmış ve kimilerince Noel Baba'nın mucidi kabul edilmiştir.
- 0 yorum