Etkinlikler
17:00
-
29 Haziran 2008 17:00
En Komik Klasik Müzik Beşlisi
Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin 10 yıllığına ana sponsoru olan Borusan, klasik müziği geniş kitlelere benimsetmek, festivale dikkat çekmek için bir kampanya hazırladı.
"Müzik Borusan’la Güzel" adı verilen kampanyada karikatür dünyasının ünlü isimleri Latif Demirci, Ergün Gündüz, İrfan
Sayar, Piyale Madra ve Hasan Kaçan, klasik müzikle hayat arasındaki ilişkiyi kendi çizgileriyle yorumladılar.
6-30 Haziran arasında yapılacak Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin hemen öncesinde, 27 Mayıs’ta çizilen
karikatürler 600’ü aşkın açık hava tanıtım alanında sergilenecek. Başta tişört ve çanta olmak üzere hediyelik eşyalarda
kullanılacak.
Borusan’ın merkezi olan Rumelihisarı’ndaki Perili Köşk’ün terasında çizerlerle buluştuk. Ev sahibimiz Borusan Kültür
Sanat Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Hamedi’ydi. Latif Demirci, Ergün Gündüz, İrfan Sayar, Piyale Madra ve Hasan
Kaçan da oradaydı. Beşi de aynı kuşağın karikatüristleri. Dostlukları Gırgır’da başlamış. Bu teklifi aldıklarında aynı tepkiyi
göstermişler: Acaba benzer şeyler çizer miyiz? 27 Mayıs’tan itibaren bu karikatürlerle İstanbul’un çeşitli noktalarında ve
gazete ilanlarında sık sık karşılaşacaksınız. Onları nasıl çizdiklerini, müzikle ne kadar ilgilendiklerini konuştuk. Sebati
Karakurt, müzisyen karikatürist böyle mi olur diyerek onlara birer frak giydirdi ve görsel bütünlüğü sağlamış oldu. En şık
müzikokarikatürist fotoğrafta da göreceğiniz gibi parmak arası terlikleriyle Ergün Gündüz’dü.
OĞUZ ARAL GIRGIR’A GETİRİLEN İLK MÜZİK SETİNİ PENCEREDEN ATTI
Gırgır Dergisi’ne ilk müzik aletini getiren Hasan Kaçan’dır. Devasa radyo teyplerinin olduğu dönem. Midi boy bir müzik
setiyle çıkar gelir. Oğuz Aral görünce bu nedir, diye sorar. "Hasan müzik seti getirmiş" dediklerinde şöyle küçümser bir
ifadeyle bakar ve "bende bunun çok daha büyüğü var" der. Ertesi gün Oğuz Aral Avni esprisi düşünürken, "Sesini kısın
şunun, yoksa atarım camdan aşağı!" diye ikaz eder. Oğuz Abi mecazen böyle söylüyor diye düşünürler ve kaale
almazlar. Biraz sonra bir hışımla dışarıya çıkan Oğuz Aral kaptığı gibi Kaçan’ın müzik setini camdan aşağıya fırlatır. Ama
pazartesi günü de daha şahane bir müzik seti getirir dergiye.
SEN KEDİYİ YANDAN ÇİZEBİLİR MİSİN HASAN USTA
Beş karikatürist bir araya gelir de makara yapmadan olur mu? Hasan Kaçan gözüne önce Latif Demirci’yi kestiriyor.
"Çocuk havada kaldı diye sonradan altına sandalye çizmişsin sen bunun." Sonra bir süre iplerdeki notaların ters olup
olmadığı üzerine yoğunlaşıyor tartışma. Bir müzisyen bunları çalmaya kalksa nasıl bir ses çıkar diye uzuyor geyik. Son
darbeyi Latif vuruyor. "Hasan Bremen Mızıkacıları’ndaki bütün hayvanları yandan çizmişsin, ama bir tek kedinin yüzü bize
bakıyor. Yandan çizemediğin için mi öyle yaptın?" Hasan Kaçan iddia ediyor: Hiçbir Allah’ın kulu kediyi yandan çizemez
diye. Alın işte size tartışma konusu. Kedi yandan çizilir mi çizilemez mi?
Borusan Kültür Sanat Yönetim Kurulu Başkanı ZEYNEP HAMEDİ
Müzik ve karikatür, ikisinin dili de evrensel
Biz festivalin on yıllığına sponsorluğunu üstlendik ama işimiz orada bitmemeli diye düşündük. Dikkat çekmek, insanları
uyarmak da gerekiyor. Bu sponsorlukla, orkestramız ve diğer faaliyetlerimizle klasik müziği sevdirmeyi misyon edindik
kendimize. Hani yaygın bir kanı vardır, klasik müzik bir elit çevre içinde tüketilir sadece diye. Bu dar çerçeveyi açalım ve
bunu da popüler bir dille yapalım, klasik müzikle insanlar arasında varolduğu düşünülen mesafeyi daraltalım istedik.
Karikatürden yararlanma fikri bu düşüncelerle doğdu. Müzik ve karikatür ikisi de evrensel dil kullanıyor. Karikatürün
popülerliğinden de yararlanmak istedik.
HASAN KAÇAN
Darbukayı çok iyi konuştururum
Mesajı Çocukluğumuzun masalı Bremen Mızıkacıları’ndan yola çıktım ben. Hani bir orkestra şefi olursa, Bremen Mızıkacıları’ndan bile muhteşem bir musiki çıkabilir. Maksat herkesin seveceği sevimli hayvan karakterleriyle müziğe dikkat çekmek.
Dinlediği müzik Ortalama her Türk vatandaşı klasik müziğe ne kadar yakınsa benim de o kadar bir yakınlığım vardır. Müziği severim kısaca. Enstrüman bile çalıyorum. Göbeğimde çalmasını öğrendiğim darbukayı çok iyi konuştururum. Vakit buldukça klasik müzik konserlerine giderim. Ayrıca, üst katımda piyano dersi alan bir öğrenci var, sabahtan akşama kadar onu dinliyorum. Mozart’ın Türk Marşı’nı ezberledim diyebilirim. Hem ecnebi hem klasik Türk müsikisini çok sever, bayıla bayıla dinlerim.
Favori enstrümanları Keman sesinde ağlarım.
LATİF DEMİRCİ
Anaokulunda ve kuş cennetinde inceleme yaptım
Mesajı Çocuklardan ve oyuncak enstrümanlardan yola çıktım ben de. Çocukluğunda herkesin vardır bir enstrümanı, kavalı, flütü, trampeti falan. Ciddi ciddi de çalarlar onu. Bir hafta falan anaokulunda yaşadım bu karikatüre hazırlanırken. Daha sonra Manyas Kuş Cenneti’ne gittim ve kuşları da oradan esinlendim. Espriyi ikinci plana bıraktım aslında burada. Müzikle ilginin çocukluktan başladığını vurgulamak, sokakta afiş olarak karşılarına çıktığında dikkatlerini çekmek istedim.
Dinlediği müzik Çalışırken hiç müzik dinlemem, ses olmasın isterim. Dikkatim dağılır. Arabada falan dinlerim. Özel bir
türe de ilgim yoktur.
Favori enstrümanı Keman, akordeon.
ERGÜN GÜNDÜZ
Klasik müzik çalışırken ideal
Mesajı Çizerken herkesin algılayabileceği şekilde yapmaya çalıştım, daha popülist olmaya dikkat ettim. Müzikli bir Istanbul’da günbatımı çizdim. Oradaki kedi ile köpek tabii kadınla erkeği temsil ediyor. Hayvanlarla tipler yaratan biri değilim ama sembolik olarak burada onları kullanmayı tercih ettim.
Dinlediği müzik Ben müziksiz çalışamam. Eskiden beri masamda mutlaka bir teyp falan olurdu. Ama ne gariptir ben dergiye gelene kadar kimse onun düğmesine basmazdı. Yani benim hayatımın her anında müzik var. Çalışırken başka müzik, uyurken başka müzik... Ruh durumuna göre değişiyor. Çalışırken müzik öne çıkarsa insanı rahatsız eder ama. Fonda kalmalı. Klasik müzik de bunun için en idealidir.
Favori enstrümanları Keman, kanun ve nefesliler.
İRFAN SAYAR
Severim ama öyle vecde kapılmam
Mesajı Benim çalışmam bir Zihni Sinir projesi. Potansiyel enerji olarak gürültüyü alıp onu müziğe çeviren bir alet
tasarladım. Gürültü de sesle yapılıyor, müzik de. Varolan sesi bir müzik enstrümanından geçirerek, belli bir ritim ve
melodi anlayışı içerisine girdiğinde daha hoş bir etki yaratıyor. Kakafoniyi yok eden bir alet. Notalara bakınca da ben
kendi içindeki resim duygusuyla ritm duygusunun aynı olduğunu görüyorum. Ses ve resim aynı duyguyu veriyor bana.
Dinlediği müzik Her tür müziği çok severim. Dinlerken öyle vecde kapılma falan yaşamam ama. Burasında şu var,
şurada bunu yapmış, gibi şeyler düşünürüm. Sürekli incelerim anlayacağınız. Zaten sahne tasarımcısı olduğum için klasik
müzik, opera bale, derslerimizin arasındaydı.
Favori enstrümanı: Alet olarak da ilgimi çeken piyano.
PİYALE MADRA
Çalışırken asansör müziği bile dinleyemem
Mesajı Aşk ve sevgi teması ekseninde müziğin birleştiriciliğini anlatmak istedim. Zaten gençler biraz da müzikle birbirini
buluyorlar. İşte sen şunu mu dinliyorsun, bunu mu dinlemiyorsun, diye. Kızımdan da biliyorum, arkadaşlıkları ortak müzik
zevki çerçevesinde şekilleniyor. Oradan birbirlerinin karakterlerini çıkartıyorlar.
Dinlediği müzik Ben çalışırken hiç müzik dinleyemem, sadece arabada dinlerim. Yol alırken arabanın gidişiyle müziğin
uyumu hoşuma gidiyor. Çalışırken asansör müziği bile dinleyemem. Her türlü müziği dinlerim, hiç birine aşırı tutkum yok.
Favori enstrümanları Piyano, davul.
-
29 Haziran 2008 17:00
BEYİN: GİZEMLİ YOLCULUK
The Partners'ın Türkiye temsilciliğini yaptığı 'Leonardo' ve 'Einstein' sergilerinden sonra, doğanın en gelişmiş tasarımını konu alan 'Beyin: Gizemli Yolculuk' adlı sergi de, Hasköy'deki Rahmi Koç Müzesi'nde ziyaretçilerle buluşuyor.
Tarih : 11 Nisan-30 Haziran 2008
Yer : Rahmi Koç Müzesi
Şehir : İstanbul Avrupa
30 Haziran'a kadar sürecek olan interaktif sergi üç bölümden oluşuyor. Başlıklar şöyle: 'Beynimiz; İnsan Beynine Genel Bakış', 'Beyin ve Vücut; Hareket Kontrolü ve Yön Duygusu' ve 'Düşünen Beyin; Beynin İşlevleri'... Sergi; 'Müzik ve Meditasyon', 'Hangi Gözünüz Daha Baskın' ve 'Duygularınızı Test Edin' gibi başlıklardan oluşan 42 ilginç aktiviteyi de kapsıyor. Bugüne kadar Danimarka, Macaristan, Polonya, Fransa ve Yunanistan'da bir milyondan fazla ziyaretçiyle buluşan sergi; hafta içi 09.30-17.00, hafta sonu ise 09.30-19.00 saatleri arasında görülebilir. Serginin tam biletleri 10, indirimli biletleri ise 5 YTL'den satılıyor. Bilgi için: 0212 369 66 00
-
29 Haziran 2008 17:00
Doğum günü sergisi
İstanbul Galeri Nev, kuruluşunun 24’üncü yılında, çalıştığı bazı sanatçıların önemli yapıtlarını bir araya getiriyor
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
İstanbul Galeri Nev, Beyoğlu Mısır Apartmanı’ndaki yeni mekânında "Nev 2008" adlı yeni bir sergi düzenliyor.
1984 yılı mayıs ayında kurulan Galeri Nev, birlikte çalıştığı bazı sanatçıların önemli yapıtlarını bu sergide bir araya
getiriyor.
Sergide Elvan Alpay, Mike Berg, Bashir Borlakov, Tayfun Erdoğmuş, İnci Eviner, Murat Morova, Hale Tenger, Canan
Tolon, Osman Dinç ve Nazif Topçuoğlu’nun yapıtları yer alıyor.
Elvan Alpay sergiye, 2008 tarihli "Mantar" adlı çalışmasıyla katılıyor. Amerikalı sanatçı Mike Berg son dönem
çalışmalarından birini sergilerken, Bashir Borlakov önceki yıllarda gerçekleştirdiği ironik, sürprizli ve şaşırtıcı
panoromalarıyla yer alıyor sergide.
Geleneksel sanatın sabrı
Tayfun Erdoğmuş yıllardır üzerinde çalıştığı tekniği ile geleneksel sanatlarımızın 'sabrını’ taşıdığı yapıtıyla, İnci Eviner
küçük kâğıtlar üzerine desen çizme rahatlığı ile gerçekleştirdiği büyük boy tuvallerinden biri olan "üzerinde maymunların
gösteri yaptığı arabesk desenli buldozeri"yle sergiye katılıyor.
'Tahammül Mülkü’
Murat Morova, şair Nedim’den alıntılayarak "Tahammül Mülkü" adını verdiği yeni heykelleri ve folyo kesim büyük boy duvar
çalışmalarını, Hale Tenger 2005 tarihli "Dancing Queen" adlı eserini, Canan Tolon iki ayrı teknikle gerçekleştirdiği iki
büyük boy poliptik çalışmasını, Nazif Topçuoğlu ise 2007 tarihli "Ağıt" ve "İntihar" adlı çalışmalarını sunuyor izleyiciye.
Sergi 30 Haziran’a kadar pazar ve pazartesi günleri hariç her gün 11.00 - 18.30 saatleri arasında izlenebilir.
(0212) 252 15 25
Yakın Etkinlikler
-
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
- 0 yorum
-
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
- 0 yorum
-
24 Kasım Öğretmenler Günü
24 Kasım Öğretmenler Günü....
Bütün öğretmenlerimize yaşamları boyunca mutluluklar diliyoruz...
- 0 yorum
-
25 Aralık Christmas Day - Dini Gün (Noel)
Christmas Day - Noel Dini Gün
Noel Baba Vikipedi, özgür ansiklopedi
Noel BabaNoel Baba (aslen Santa Claus,Saint Nicholas, Saint Nick, Father Christmas, Kris Kringle, Santy veya Santa) Noel gecesi (24 Aralık'ı 25 Aralık'a bağlayan gece) çocuklara hediye dağıtan yerel bir kahramandır. Türkiye'de ise Noel Baba yılbaşı gecesi hediye dağıtan kişiye dönüşmüştür. Kökeni Saint Nicholas`a dayanır, fakat kültüre göre farklılık gösterir. Noel Baba dünya çapında daha çok sevilmiş ve Santa Claus isminin yerini almıştır. Örnek olarak "Santa" yerine İtalya`da "Babbo Natale", Brezilya`da "Papai Noel", Çek Cumhuriyeti`nde "Deda Mráz", Portekiz`de "Pai Natal", Romanya`da "Moş Crăciun", Almanya`da "Weihnachtsmann", İrlanda`da "Daidí na Nollag", Fransa`da "Le Père Noël", İspanya ve Meksika`da "Papa Noel", Türkiye`de "Noel Baba" olmak üzere farklı isimler kullanılır.
Hikaye Türkiye doğumlu tarihsel bir figür olan psikopos Saint Nicholas`ın (Nikola) fakirlere hediye dağıtmasına dayanır. Bilinen en meşhur yardımı da, üç kızı olan bir babayla arasında geçenlerdir. Bu olayın 320'li yıllarda gerçekleştiğine inanılır. Fakir bir baba kızlarına çeyiz parası karşılayacak durumu yoktur, bu yüzden hiçbir erkek onlarla evlenmek istemez. Böyle bir durumda da kötü yola düşmek zorunda kalabilirler. Oldukça eğitimli ve zengin bir aileden gelen Nikola da üç kızı için üç külçe altını geceleyin gizlice fakir adamın penceresinden içeri atar. Hikayenin bu noktada birçok versiyonları mevcuttur.Bu üç külçe altının 3 gün arayla ya da 3 yıl ard arda atılması ile ilgili; ancak sonu aynıdır. Fakir adam çıkıp kendisini görünce şaşırır ve o'na teşekkür eder; bir rahip olan Nikola da "Bana değil, Tanrı'ya teşekkür et." der. Bu olayın ortaya çıkmasından sonra, o yörede birçok gizlice yapılan yardımların aslında Nikola tarafından yapıldığı anlaşılır. Nikola'nın ölümünden sonra da yöre halkı birbirlerine gizlice hediye vermeye başlarlar ve bir gelenek oluşur.
320 yılından önce Jermen kültüründen mevcut olan senelik hediye verilmesi ise, Odin'e dayanır. Odin'in uçan atı Sleipnir için çocuklar patiklerinin içine havuç ve şeker koyup duvara (ya da kapıya) asarlar. Odin de bu iyiliği karşılığında çocuklara hediyeler, tatlılar, ve şekerlemeler verir.
Bu olay mitolojik bir karakter olan Sinterklaas'a esin kaynağı olmuştur. Hollanda, Belçika ve Almanya'da (ölüm tarihi 6 Aralık bir gece önce 5 Aralık'ta kutlanmaktadır) Sinterklaas adına büyük kutlamalar düzenlenir. Aslında Flemenkçe "Sinterklaas" kelimesinin New Amsterdamlılar(sonradan New York) tarafından yanlış telaffuz edilmesiyle Santa Claus şekline dönüşmüştür.
Noel Baba, batılı ülkelerde, Japonya'da ve Asya'nın doğusunda bir Noel geleneği olarak varlığını sürdürmektedir.
İnanışa göre, Noel Baba kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton birisidir. Beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giymekte aynı görüntüde bir de kukuleta takmaktadır. Noel gününe geçilen gecede uçan geyiklerin çektiği kızağı ile evden eve hediyeler dağıtır; evlere bacadan girip, şömineden ulaşır. Yılın geri kalan zamanlarını ise eşi ve elfleri ile birlikte bir sonraki Noel için oyuncaklar hazırlayarak geçirir. Evinin yeri ülkelerin geleneklerine göre değişiklik göstermektedir. Kuzey Kutbu, Finlandiya'daki Korvatunturi, İsveç'teki Dalecarlia veya Grönland bunlardan bazılarıdır.
Noel Baba, sevimli görünüşü ve hediye dağıtmasından dolayı çocukların çok sevdiği bir karakterdir. Büyükler arasında da Noel yaklaşınca, Noel Baba'ya olan saygı ve sevgi ifadesi olarak, kukuletasını takanlara sıkça rastlanır.
1875 te Kanada'daki bir gazetede Noel BabaBir iddiaya göre günümüzdeki Noel Baba imajının (kır sakallı, koca göbekli, kırmızı cübbeli, kukuletalı) kaynağı, 1931'de Haddon Sundblom adlı çizerin Coca Cola reklamları için yaptığı çizimlerdir. Ne var ki Coca Cola reklamlarından çok önce, 19. yüzyılın başında Noel Baba'nın çeşitli çocuk kitaplarında ve karikatürlerde günümüzdeki Noel Baba imajına benzer şekilde resmedildiği görülmüştür. 1862 Noel'inde Noel'in henüz ABD'de tatil dönemi olmadığı ve Noel Baba figürünün kullanılmadığı dönemde Thomas Nast adlı Amerikalı karikatürist Harper's Weekly adlı derginin kapağında Noel Baba figürünü kullanmış ve kimilerince Noel Baba'nın mucidi kabul edilmiştir.
- 0 yorum
-
Yılbaşı - Yeni Yılın İlk Günü
Yılbaşı - Yeni Yılın İlk Günü
- 0 yorum