TUZAĞA DÜŞEN KUŞUN HİKÂYESİ..
..
Birisi tuzakla bir kuşu avladı. Kuş ona dedi ki:
"Ey himmet sahibi,
Sen nice öküz ve koyunlar yedin,
kurban için pek çok develer kestin.
Onlarla bile bir zaman doymamışken,
bu fakîrin vücûdu seni hiç doyurmaz!
Beni âzâd et, sana üç nasîhatte bulunayım;
aptal mıyım, akıllı mıyım kanâat gelsin!
Birinci nasîhati elindeyken,
ikincisini ise duvar üzerinden;
Üçüncü öğüdü de ağaç tepesinden söyliyeyim;
böylece bu üç öğüt baht mumunun nûru olur!"
Elindeyken şu şekilde konuştu:
"Olmayacak şeye, kim söylerse söylesin inanma!"
Birinci öğüt elinde tamamlanınca kuşu âzâd etti,
o da duvara kondu. Dedi ki:
"Geçmiş şeye gam çekme, senden gidene artık
hasretlenme!"
Sonra tekrar dedi ki:
"Vücûdumda on dirhem ağırlığında kocaman bir inci
var! Hem sana hem çocuklarına bir devletti; o öyle
bir inci ki, yücelik menbaı idi! Fakat kaçırdın, o inci
kısmetin olmadı; gerçekten onun bir benzeri yoktu!"
Bunu duyunca adamcağız derdinden, hamile kadının
doğururken feryâd edişi gibi inlemeye başlayınca,
Kuş ona dedi ki:
"Ben sana, geçmiş şeye gamlanıp üzülme
demedim miydi?
Geçen geçti! Öyleyse bu gam niye?
Ya öğüdümü anlamadın veya sağırsın!
Hem olmayacak söze inanma diye ettiğim
ikinci öğüdümü hatırlasana!
Kendi vücûdum üç dirhem bile gelmezken,
içimde on dirhem inci nasıl bulunabilir?"
Bunu üzerine adamcağız kendine gelip:
"Hani üçüncü nasîhatin? Onu da söyle!" dedi.
Kuş dedi ki:
"Sanki ikisini pek iyi dinledin de üçüncü nasîhat
bedavadan söylensin!"
Gaafil bilgisize nasîhat etmek,
çorak yere tohum saçmak gibidir!
Bilgisizlik ve aptallık yırtığı, yama kabul etmez!
Ona hikmet tohumunu beyhûde saçma!
Mesnevî-i Şerîf
MEB Yayınları
Manzum Nahifî Tercümesi
IV Cild: 2267-2286
..
Önerilen Yorumlar
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.